Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, kentte resmi söyleme göre 500 bin Suriyeli olduğunu, gerçek rakamın çok daha yüksek olduğunu, genel anlamda Suriyelilerle bir sorun yaşamadıklarını söyledi. Savaş, Suriyeliler arasındaki doğum oranının çok yüksek olmasına da dikkat çekerek, demografik yapının aleyhimize değiştiğini, Suriyelilere vatandaşlık ve seçme-seçilme hakkı verilmesinin “gelecek adına tedirgin edici” olduğunu anlattı.
Hatay, geçen hafta sonu koronavirüs salgını nedeniyle ertelenen Expo’21’in açılışına ev sahipliği yaptı. Açılışa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz katıldı. Medyascope, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Lütfü Savaş ile Expo’21’in açılışı ve Hatay turizmine katkıları, iktidar muhalefet belediyesi ilişkilerini ve Hatay’daki Suriyeli nüfusunun günlük yaşama, siyasete ve turizme etkilerini konuştu.
Demografik yapı aleyhimize gelişiyor
Suriye savaşının doğrudan bir etkisi olmadığını, çatışmanın Suriye topraklarında sürdüğünü, ancak dolaylı etkilerinin olduğunu anlatan Savaş, “Şu bir gerçek ki çeşitli rakamlar veriliyor ama en azından resmi rakamlara baktığımızda 500 bin civarında Suriyeli var burada” dedi ve şunları söyledi:
“Suriyeli sağlıklı bir kadın doğurganlık çağına geldiğinde oransal olarak 5.3 çocuk doğuruyor, bizim kadınlarımız ise 2.02 çocuk doğuruyor. Bir de Suriyeliler arasında çokeşlilik fazlasıyla var. Buna baktığınız zaman tabi ki demografik yapı bizim aleyhimize gittikçe değişmekte. Bir de bunlara tabii ki kimlik veriliyor, vatandaşlık veriliyor. Gelecekte bizim çocuklarımız adına tedirgin edici sonuçlardır. Çünkü biz bundan yaklaşık 1.5-2 nesil önce 20 yıl süreyle bağımsızlık mücadelesi veren bir şehiriz. Bir daha aynı konularda mücadele etmek istemiyoruz.”
“Türk vatandaşlığı bu kadar kolay verilmemeli”
Suriye’nin İsrail-Filistin çatışmaları sonucunda ülkesine gelen Filistinlilere vatandaşlık verdiğini ama seçme-seçilme hakkı vermediğine dikkat çeken Savaş, Türkiye’nin ise bazı Suriyelilere vatandaşlığın yanı sıra seçme-seçilme hakkı da verdiğini belirtti:
“Şu anda Yayladağ’da 28 bin seçmenin, 8 bin 100’ü Suriyeli. Bunlar istedikleri zaman seçim sonuçlarını değiştirebilirler. Bundan yaklaşık bir yıl önceki sonuçlara baktığınız zaman 6 bine yakın Antakya’da, 4 bin küsur da Reyhanlı’da Suriyeli seçmen var. Kumru’da var, Kilis’te var, Antakya’da çok var. Bu seçmenler ne Hatay’ı, ne Türkiye’yi, ne siyasetçileri, ne de partileri tanıyorlar. Böyle olduğu için de gelecek adına önlem alınmasını istiyoruz. Türk kimliğinin ve vatandaşlığının bu kadar kolay verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Oradaki savaşın bir an önce bitmesini ve savaş bittikten sonra herkesin huzur içinde kendi ülkesine gidecek ortamın hazırlanmasından yanayız.”
1923’te imzalanan Lozan Anlaşması’nda Hatay, Fransız bölgesi olarak kalmış ancak 1939 yılında yapılan plebisit (halk oylaması) sonucu Türkiye topraklarına katılmıştı. Hatay’ın demografik yapısının bozulmasının ileride tersine bir plebisit (halk oylaması) sonucu doğurup doğurmayacağı konusunda ise Savaş şunları söyledi:
“Tabii şunu söyleyeyim. Rusya’nın 30 gün önce, üç günde Ukrayna’yı ilhak edeceği düşünülüyordu. Ama şu ana geldiğimizde iki devlet bir kaosun ortasında ve savaşın kazananı yok, her iki ülke de çok zarar gördü. Bizim de grip, nezle olacağımız günler olabilir. O günlerde de bizi zora sokacak durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. Uyanık kalmak lazım, bilmem anlatabildim mi? Biz üç semavi dinin olmasından, demografik yapımızdan memnunuz. Hepsinin yönü Anıtkabir’e, Ankara’ya bakıyor. Bizim kendi insanlarımızın etnik kökeni farklı olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gayet mutlular. Savaş bitsin. Onlar da yoruldu, biz de yorulduk.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Expo’21 Hatay’ı güçlü şehir yapacak
13 medeniyet ve 21 kültüre ev sahipliği yapan kadim kent Hatay’ın, Roma döneminde üç büyük şehirden biri olduğunu, ancak Suriye’deki savaşın ve son zamanlarda salgının etkisiyle gelen turist sayısının yüzde 85 azaldığını anlatan Savaş, bu darboğazı bitirmek, Hatay’ı tarihindeki o güçlü konumuna getirmek, marka gücünü yükseltmek için önemli adımlar attıklarını ve Expo’21’in de bunlardan en önde geleni olduğunu söyledi.
“İstedik ki ticaret, tarım, turizm gelişsin, Hatay daha fazla tanınsın, huzurlu olsun, ticari olarak da kendi kendine yeten eski, güçlü konumundaki bir şehir olsun” dediklerini anlatan Savaş, iktidar-muhalefet belediyesi ilişkilerinde yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
“Biz her şeyi kendi emeğimizle yaptık. Hükümetle ilişkiler konusunda da, ilgili bakanlıklarımızla bütün yazışmaları yaptık. Tabii ki destek de istedik. Çünkü burası Türkiye Cumhuriyeti’nin bir şehri ve geçen sene 25 milyar vergi vermiştir. Bu 25 milyarın çok az bir kısmını bizimle paylaşsalardı, Expo’ya katkımız olsun deselerdi çok mutlu olurduk. Şunu bilmek gerekir ki biz hizmette yarışıyoruz. Kimseyle kavga derdinde değiliz. Kimseye de düşman değiliz. Hatay halkının refahı için buradayız.”
