Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Jonathan Wilson, Sports Illustrated’a yazdı: “Heyecan verici beraberlik Manchester City ve Liverpool’un şampiyonluk iddiasını canlı tuttu”

İngiltere Premier Ligi 2021/22 sezonunda lider Manchester City’i en yakın takipçisi Liverpool’dan ayrıcan sadece “1” puan. 10 Nisan (Pazar) günü oynanan 31. hafta maçında City, Liverpool’u konuk etti ve müsabaka 2-2’lik eşiklikle sona erdi. Medyascope Spor Servisi’nden Kubilayhan Kavrazlı, Jonathan Wilson’ın Sports Illustrated’a yazdığı “Missed Opportunities Define Thrilling Draw for Man City As Liverpool Lingers in Title Race/Heyecan verici beraberlik Manchester City ve Liverpool’un şampiyonluk iddiasını canlı tuttu” yazısını çevirdi.

Heyecan verici beraberlik Manchester City ve Liverpool’un şampiyonluk iddiasını canlı tuttu

City ve Liverpool arasında sezonun ikinci 2-2’lik beraberliği, yedi maç kala Pep Guardiola avantajını korudu. Bu anlamda City için iyi bir işti: Liderliği kaybetme tehdidine karşı direndi ve bundan sonraki maçlarını kazanması durumunda beş yıl içinde dördüncü şampiyonluğunu elde etme şansı yakaladı. Ancak ligde ne kadar üstün olduğu göz önüne alındığında; ilk yarıda kaçırdıkları pozisyonlar da unutulmamalı. 

Üst ve alt sıradakiler arasındaki kalite farkı, modern Premier Lig’in sorunlarından biri. Ancak üst üste 10 maç kazanan Liverpool’u kim, nasıl eleştirebilir? Yine de bir süredir, savunma çizgisinin kurulduğu yer bakımından yaşanan sıkıntılar göze çarpıyordu. Ve bazı maçlarda Liverpool’un (West Ham United ve Inter) kılpayı kurtulduğuna dair hisler vardı. Bu, süper kulüp kültürünün sunduğu paradokslardan biridir: Söz konusu kulüpler, daha küçük takımlara karşın dominant oyun ortaya koyarken; seçkin takımlara karşı ise zor anlar yaşayabilir. 

Manchester City-Liverpool karşılaşması, bu anlamda seçkin iki kulübün oyunuydu. Her iki takım da baskılı oyun anlayışında süreklilik sağlayamadı. Öte yandan sıkışık bir fikstürde oynanan bu karşılaşmada daha yıkıcı içgüdüler ile hareket eden Jürgen Klopp, kaçınılmaz olarak manik davrandı. Ancak milli aradan sonra oynanan Watford ve Benfica karşılaşmalarında Liverpool, galibiyetler elde etmesine rağmen alışılmadık şekilde özensiz bir görüntü çizmişti. Bu durum, Manchester City karşısında da devam etti ve ortaya City’nin üstün olduğu bir ilk yarı çıktı. 

Raheem Sterling daha iyi bir bitirici olsaydı; City dördüncü dakikada öne geçmiş olacaktı. Ancak bu fırsatı kaçırdıktan 40 saniye sonra sahneye çıkan Kevin De Bruyne’nin yaptığı vuruş, Joel Matip’e çarpıp yön değiştirdi ve ağlar ile buluştu. 

Liverpool, sekiz dakika içinde skorda dengeyi sağlamayı başardı. İki bek oyuncusunu ekarte eden Diego Jota, fileleri sarsan isim olmuştu. Liverpool’un City’ye hemen reaksiyon vermesi, oyunun da dengeye oturacağına dair umut verdi. Ancak kalesinde gördüğü gole rağmen baskılı oyununa devam eden Manchester City, ilk yarının son bölümünde, Joao Cancelo’nun ortasında Gabriel Jesus ile yeniden öne geçti. Jesus’un ilk 11’de başlaması aslında şaşırtıcıydı. Ancak Jesus, Andy Robertson’un hücum aksiyonlarina çıkmasını engellemek ile kalmadı; aynı zamanda Liverpool savunması için de kalıcı bir tehdit oluşturdu. 

City, devrenin son bölümünde çok baskın bir futbol ortaya koydu. Devre düdüğü çaldığında ise Liverpool’un ikinci yarıda o derece kötü olmayacağı ve City’nin maçı bitirecek skoru elde edememesinin bedelini ödeyebileceği düşüncesi hâkimdi. Bu düşünce, ikinci yarının başlamasından sadece 47 saniye sonra gerçeğe dönüştü. Soruna neden olan durum yine savunma çizgisinin organize olamamasıydı. Mohamed Salah’in isabetli pası sonrası top ile buluşan Sadio Mane, fileleri sarsarak Liverpool’un ikinci golünü kaydeden isim oldu.

Liverpool, sezonun ilk yarısında oynanan maçta olduğu gibi devre arasının ardından daha iyi olan taraftı. Öte yandan ikinci yarıda yakalanan pozisyonlar, her iki takıma da eşit dağıldı. Ancak Manchester City Liverpool’a kıyasla gole daha fazla yaklaştı. Özellikle Riyad Mahrez ile tehliker yaratan City, Cezayirli yıldızının son bölümde kaçırdığı birebir fırsatı ise taraftarlarına hayal kırıklığı yaşattı.  

Manchester City’ye yapılacak herhangi bir eleştiri, City’nin formunun son 23 maçta 18 galibiyet ve dört beraberlik olduğu göz önüne alınarak yumuşatılmalıdır. Ancak üstünlüğünden en iyi şekilde yararlanamadığı durumlar da söz konusu. Öyle ki geçen sezonun sondan üçüncü maçında Brighton’a yenildiğinden beri City, bir lig maçında xG (Gol beklentisi) savaşını kaybetmedi. 

Bu durumun sebebini, Manchester City’nin iyi bir santrafora ihtiyaç duyduğunun kanıtı olarak görmek, konuyu aşırı basite indirgemeye yol açar. City, bünyesinden bir gol kralı çıkarsaydı; muhtemelen oyuna aynı ölçüde hakim olamayacaktı. Öte yandan City’nin daha iyi olduğu maçları kazanamaması; kulübü, riskli bir transfer hamlesi yapmaya yönlendirebilir ve bu da maliyetli olabilir. 

2018–2019 sezonunda Manchester City, sezonun son 14 lig maçını kazanarak Liverpool’un meydan okumasını ertelemişti. Bu sefer, sadece yarısında galip gelmesi yeterli olacak. Yedi galibiyet, City’ye başka bir Premier Lig şampiyonluğu getirecek.

Yazan: Jonathan Wilson

Çeviren: Kubilayhan Kavrazlı

Editör: Doğa Üründül

Kaynak: Sports Illustrated

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.