Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gezi Parkı davasının avukatları Medyascope’a konuştu | Beraatten mahkûmiyete yargılama – Bundan sonra ne olacak?

Gezi Parkı davasında verilen cezalara tepkiler devam ediyor. Mahkeme, geçen pazartesi günkü (25 Nisan) duruşmada Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise 18’er yıl hapis ile cezalandırılmalarına ve tutuklanmalarına karar verdi. Dava boyunca yeniden açılan bu dosyanın hukuki bir dayanağı olmadığını söyleyen Gezi Parkı davası avukatlarından Köksal Bayraktar, Evren İşler ve Hürrem Sönmez ile yargılamayı ve bundan sonra işleyecek süreci konuştuk.

 

Köksal Bayraktar: “Osman Kavala hâlâ tutukludur. Bırakın hüküm özlülüğü şunu bunu, tutukludur”

Medyascope Gündem’de Şükran Şençekiçer’e konuk olan ceza hukuku uzmanı Prof. Dr. Köksal Bayraktar, aynı zamanda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Osman Kavala’nın da avukatı. Bayraktar bundan sonraki sürecin iki kola ayrıldığını belirtti. Birinci kolun, Türkiye’den devam eden yargısal süreç olacağına değinen Bayraktar ikinci kolun da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) olduğunu söyledi:

“Bundan sonraki süreç iki kola ayrılıyor. Birinci kol Türkiye’de cereyan edecek olan yargısal süreç. Ne olacak bu? İstinaf yoluna başvuracağız. Yani İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne konuyu götüreceğiz. Onun vereceği karara göre konu daha sonra Yargıtay’a gidecek. Yargıtay’da da bununla irdelenecek. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yolu var. Bu da olağanüstü kanun yoludur. Türkiye’de sistem bu şekilde üç kademeden geçecek. Ama ilk kademeler çok önemli. Yani istinaf mahkemesinin olayı bütün boyutlarıyla denetlemesi, bütün boyutlarıyla yargının içerisine alması çok önemli. Ve tabii ki yüksek mahkeme. Yargıtay da bunu bütün yönleriyle inceleyecektir. Gelelim ikinci aşamaya. İkinci kol Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önündeki olaydır. Bu bitmedi. Şimdi Türkiye’de yargıda, yargı özlü tutuklama denen bir kavram var. Yani bir kimse hakkında mahkûmiyet kararı verildiğinde artık o insan yargılanmakta olan tutuklu değil, yargılaması bitmiş, mahkûm olmuş kişi statüsüne geliyor. Genellikle uygulama şunu iddia ediyor: ‘Yargı özlü, hüküm özlü tutuklama gerçek anlamdaki tutuklamadan farklıdır. Dolayısıyla AİHM yolu kapanmıştır.’ Hayır, bu tamamen yanlıştır. Osman Kavala hâlâ tutukludur. Bırakın hüküm özlülüğü şunu bunu, tutukludur.”

Çizim: Murat Başol

“Müvekkilimiz kimleri öldürdü, hangi ağır suçu işledi? Ne yaptı müvekkilimiz?”

Köksal Bayraktar, ümidini kaybetmediğini ancak 25 Nisan’dan bu yana psikolojik olarak kapkara bir dünyada yaşadığını söyledi. Bayraktar, suçlu olmadığını belirttiği Kavala’nın bütün hayatı boyunca Türkiye’nin kalkınması için uğraştığını söyledi ve yargıya sitem etti:  

“Biz hukukçular çok kullanırız: Nahak yere. Haksız yere tutuklanan, hürriyetini kaybetmiş, dört duvar içinde, demir parmaklıklar ardında bulunan aydın bir kişi var. Bu kişi bir suçlu değil. Bu kişi bütün hayatı boyunca Türkiye’nin kalkınması için uğraşmış bir insan. Yani bu çerçevede ümidimi kaybetmek istemiyorum. Haksız yere maalesef Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesinin ihlal edilmesi keyfiyeti çıkmış ve bundan dolayı da inanılmaz bir ceza ortaya çıkmıştır. Müebbet ve ağır hapis cezaları. Müvekkilimiz kimleri öldürdü, hangi ağır suçu işledi, ne yaptı müvekkilimiz? Bunu sormak lazım. Bunu herkesin sorması lazım.”

Çizim: Murat Başol

Evren İşler: “İstinaf dilekçemizi verdik, tutuklamaya itirazımızı da bugün vereceğiz”

İstanbul’da dün akşam (27 Nisan) bazı sivil toplum kuruluşlarının katıldığı iftar programında konuşan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Osman Kavala için “Bu adam Türkiye’nin Soros’uydu. Bu adam Gezi olaylarının perde arkasındaydı, koordinatörüydü” dedi. Can Atalay, Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman’ın avukatı olan Evren İşler, Erdoğan’ın sözlerine atıfta bulunarak “Neyin hedeflendiği çok net” diye konuştu. Yargılama sürecini “hukukla bağını koparmış” olarak niteleyen İşler, istinaf dilekçesini verdiklerini, tutukluluğa itirazı da bugün vereceklerini söyledi:

“Burada karar denebilecek hiçbir şey yok. Hukukla bağını koparmış bir yargılama süreci gördük. Bu karar kabul edilebilir, hukuka uygun dosya içeriğine uygun bir karar değil. Bütün usule aykırılık sonunda mahkeme dosyadan bağımsız bir şekilde karar verdi. Kararın siyaseten ne anlama geldiği ile ilgili benim bir şey söylememe gerek yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün yaptığı açıklamaya bakarsanız zaten neyin hedeflendiği çok net. Bundan sonraki süreçte istinaf başvurusu ve tutukluluğa itiraz var. Tutuklama ile ayrı bir süreç, kararın kendisiyle ilgili ayrı bir süreç işleyecek. Biz istinaf dilekçemizi verdik, tutuklamaya itiraz dilekçemizi de bugün veriyoruz. Hukuki süreçleri takip ediyor olacağız.”

“Hukuktan konuşmak mesleğim bu olmasına rağmen çok zor”

Evren İşler, Gezi Parkı davasının karar duruşmasında yaptığı beyanda, dosyada adil bir yargılamanın hatta bir yargılamanın yapılmadığını söyledi. Avukat İşler, heyeti oluşturan hâkimlerin isimlerini internette arattığını belirtti. “Üye hâkimlerden Murat Bircan’ın avukatlık yaparken AKP’den Samsun milletvekili aday adayı olduğunu” aktaran İşler, Bircan’ın başkanlık sistemini ve Erdoğan’ı destekleyen beyanlarının bulunduğuna dair haberlerden alıntılar okudu. 

Medyascope’a konuşan İşler, tutuklamaya itiraz ederken bir beklenti içinde olmadığını, beklentisizlik halinin de yargının geldiği noktadan kaynaklandığını belirtti:

“Tutuklamaya itiraz yaparken bir beklenti içinde olarak yapmıyoruz. Bu beklentisizlik halinin sebebi de yargının geldiği nokta ve yargıdan bağımsız ve tarafsız diye bahsedilemez hale gelmiş olması. Bu dosyaya tarafsız bir biçimde bakan hâkimin zaten bu kararı vermemesi gerekir. Dolayısıyla hukuktan konuşmak mesleğim bu olmasına rağmen çok zor.”

Hürrem Sönmez

Hürrem Sönmez: “Bir yargılama yapılmadı, yeni bir delil yoktu”

Önceki Gezi Parkı davasının Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde gerçekleştirilen karar duruşmasında (18 Şubat 2020) verilen kararla 16 sanığın 10’u, haklarındaki bütün suçlamalardan beraat etti, davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala tahliye edildi ve yurtdışında bulunan sanıklar hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı. Savcılığın yerel mahkemenin kararını istinafa taşımasının ardından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 22 Ocak 2021’de dokuz sanık hakkında beraat kararını bozdu. İki yargılama arasında bir yargılama yapılmadığını söyleyen Çiğdem Mater’in avukatı Hürrem Sönmez, iki karar arasında değişen tek şeyin mahkemelerde yapılan görevlendirmeler olduğunu söyledi:

“18 Şubat 2020’de yapılan karar duruşmasında beraat gerekçesi hukuka aykırı delillere dayanarak böyle bir karar verilemeyeceği, hüküm oluşturulamayacağı idi. İki yargılama arasında bir yargılama yapılmadı, yeni bir delil yoktu. Dolayısıyla o beraat kararıyla bu mahkûmiyet kararı arasında hiçbir şey değişmedi. Muhtemelen değişen şey mahkemelere yapılan görevlendirmelerdi.”

“Bu iddianamenin hazırlanmaması gerekirdi”

Sinemacı, yapımcı ve gazeteci Çiğdem Mater, çekmediği bir film nedeniyle tutuklandı. Avukat Hürrem Sönmez, Gezi Parkı davası iddianamesinin yapılamayanlarla kurgulandığını, böyle bir iddianamenin hazırlanmaması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:

“Çiğdem Mater yargılamalarda ve biz de savunmalarımızda dile getirdik. Benim müvekkilime isnat edilen eylem Gezi protestolarını yaygınlaştırmak ve derinleştirmek maksadıyla bir film ve belgesel projesi yapmış olmak idi. Biz bunu mahkemede izah ettik. O belgesel yapılsaydı da bir suç işgal etmeyecekti ancak yapılmamıştı. Gezi iddianamesi yapılamayanlar kurgulandı, katılınmayan toplantılar, çekilmeyen belgeseller, kurulmayan televizyon kanalları gibi üstüne konuşulan ancak hayata geçirilmeyen birtakım olaylar üzerine kurgulandı. Bunların da suç oluşturmadığı çok net ortadaydı. Böyle bir iddianamenin de hazırlanmaması gerekirdi. Ancak açıldı ve hazırlandı. Bu sefer de kabul edilmemesi gerekirdi, kabul edildiyse de hukuka uygun bir yargılama yapılması gerekirdi, Osman Kavala’nın dört seneyi aşkın bir süredir cezaevinde olmaması gerekirdi. Ne yazık ki hepimizin gördüğü sonuç ile karşılaştık.”

Ne olmuştu?

Dokuz yıldır devam eden Gezi Parkı davasının karar duruşması geçen pazartesi günü (25 Nisan) yapıldı ve mahkeme heyeti, Osman Kavala’nın TCK’nın 312. maddesi uyarınca “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, takdiri indirime yer olmadığına, “casusluk” suçlamasından beraatine ve tahliyesine karar verdi. Mahkeme, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise TCK 312’deki “yardım” suçlamasından 18’er yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve tutuklanmalarına karar verdi. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.