İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki depremde 11 kişinin yaşamını yitirdiği Bayraklı’daki Yılmaz Erbek Apartmanı’yla ilgili davaya devam edildi. Davanın dün (18 Mayıs) görülen beşinci duruşmasında mütalaasını açıklayam savcı, sekiz sanık hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak”suçundan ceza istedi. Apartmanın zemin katında bulunan ve kolonları kesildiği iddia edilen markette yaşamını yitiren Ramazan Bal’ın eşi Fatma Bal, duruşmada yaşananları Medyascope’a anlattı.
Mütalaa açıklandı: Sekiz sanığa ceza talebi
İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık müteahhit Mustafa Yılmaz, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tutuksuz sanıklardan bazıları, müştekiler ve taraf avukatları salonda hazır bulundu. Mahkeme başkanı, sanık avukatlarının yeni rapor taleplerini reddettiklerini, alınan raporların yeterli olduğunu ve mevcut delillerle sonuca gideceklerini söyledi.
Eşi Ramazan Bal’ı kaybeden Fatma Bal deprem sırasında ve sonrasında yaşananları Medyascope’a anlatmıştı:
Video: 6,9 ve sonrası” – İzmir depremi (3): “Kayıp”
Savcı esas hakkında mütalaasını mahkemeye sundu.Tutuksuz sanıklar Zehra S., Ayşe Y. ve Kadriye K. için beraat isteyen savcı, müteahhit Mustafa Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu sekiz sanık için “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan hapis cezası talep etti.
Reddi hakim talebi reddedildi
Mütalaanın mahkemeye sunulmasının ardından söz alan sanık Ali Ö.’nün avukatı, reddi heyet talebinde bulundu. Tutuklu sanık Mustafa Yılmaz’ın avukatları ise müvekkilleri için tahliye talep etti.
Müteahhit Mustafa Yılmaz’ın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme reddi heyet talebinin reddine, talebin görüşülmesi için dosyanın bir üst mahkemeye gönderilmesine karar vererek duruşmayı 15 Haziran’a erteledi.
Video: İzmir’de 6,9 büyüklüğünde deprem
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Apartmanın alt katında bulunan ve kolonları kesildiği iddia edilen markette yaşamını yitiren Ramazan Bal’ın eşi Fatma Bal, duruşmada yaşananları Medyascope‘a şöyle anlattı:
“Mustafa Yılmaz’a söz hakkı bile vermedi. Bilirkişi hakkında suç duyurusunda bulunuluyor. Raporu bizim avukatlarımız kabul etmedi. Burada mesele; ‘Yapı-denetim neden ruhsat verdi? Madem çürük bir binaydı neden ruhsat verildi?’ Bir kolonda 20’lik demir kullanmaları gerekirken 12’lik demir kullanmışlar. Neden buna izin verdiler?
Mustafa Yılmaz’ın beraatini istiyor karşı tarafın avukatları. Hâkim, ‘Bu talebe de itiraz edebilirsiniz’ dedi. Önümüzdeki mahkemede inşallah sonuçlanacak. En büyük mahkeme 15 Haziran’da olacak. Avukatlarımız, ‘En az 15-20 yıl ceza yer’ diyorlar. Onların kendi avukatları da aynı şeyi düşünüyor.”
Video: “6,9 ve sonrası” – İzmir depremi (2): “Engeller”
Ne olmuştu?
İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020’de meydana gelen depremde Türkiye ve Yunanistan’da 119 kişi yaşamını yitirdi, 1053 kişi ise yaralandı. İzmir depremi, 2020’nin en ölümcül depremi olarak kayıtlara geçti.
Zemin kattaki kolonların marketi genişletmek için kesildiği iddia edilen Yılmaz Erbek Apartmanı’nda 11 kişi öldü, 11 kişi de yaralandı.
Video: “6,9 ve sonrası” – İzmir depremi (4): “Ben mi mağdurum, devlet mi?”
İddianamedeki bilirkişi raporunda; “binanın, projelendirmedeki eksiklikler, malzeme yetersizlikleri, uygulama ve işçilik hataları, yapım denetiminde yetersizlikler, yapı denetim şirketinin eksik ve hatalı değerlendirmeleri sebepleri ile yıkılmış olduğu” görüşüne varıldığı belirtildi.
Sanıklardan inşaat mühendisi Pınar Ataş, 2002’de tamamlanan bina için zemin etüdünün 2006’da istendiğini şu sözlerle açıkladı: “Binanın inşaatına 1998’de başlandığı için 1975 tarihli deprem yönetmeliği esas alınarak yapıldı. 2006 yılında binada oturuluyorken zemin kattaki dükkanların birleşmesi söz konusu oldu. Belediye de aynı zamanda zemin etüdü yapılmasını istedi. 1999’daki Gölcük depremi öncesinde zemin etüdü zorunluluğu yoktu.”
