Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Sanayide kullanılan elektriğe son bir yılda yapılan yüzde 399’luk zam vatandaşa nasıl yansıyor?

Son bir yılda sanayide kullanılan elektrik fiyatlarına Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından toplam yüzde 399 zam yapıldı. Peki bu durum günlük hayatımıza nasıl yansıyor?

Son bir yılda sanayide kullanılan elektriğin fiyatına 1 Ekim 2021’de yüzde 48, 1 Ocak 2022’de ortalama yüzde 80, 1 Nisan 2022’de yüzde 20, 1 Haziran 2022’de yüzde 25 ve 1 Eylül 2022’de yüzde 25 olmak üzere beş kez zam yapıldı. Bu artışlar, sanayide kullanılan elektriğin fiyatına bir yılda yüzde 399,5’lik zam yapıldığı anlamına geliyor.

Konutta kullanılan elektriğe yapılan zamlar direkt olarak faturalarımıza yansıyor. Peki sanayide kullanılan elektriğin hayatımıza etkisi nasıl?

Enflasyon ve işsizlik

Elektrik; sanayi firmalarının üretim, lojistik, akaryakıt gibi temel maliyet kalemlerinden biri. Türkiye’deki yüksek enflasyon ve kurlardaki artış sadece elektriğin değil diğer maliyetlerin fiyatının da hızla artmasına yol açıyor. 

Maliyetleri hızla yükselen firmalar çareyi ürettikleri ürünlere zam yapmakta veya çalışan maliyetlerini azaltmakta arıyor. Bu durum da vatandaşlara fiyat artışları, işten çıkarılma veya düşük maaş zamları olarak yansıyor.

Maliyet artışı ürün fiyatına yansıyor

Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (BASİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı, firmaların artan maliyetler karşısındaki durumunu şöyle açıklıyor:

Sanayici bu zamları (elektrik zammı) ürünlerine yansıtmıyorsa zarar edecektir. Zarar eden firmaların kimisi bir ay kimisi bir yıl tahammül eder. Hiç kimse de yıllarca emek verip yarattığı bir firmayı ölüme terketmeyeceğine göre sonuç olarak bu maliyet artışları fiyatlara yansıyacak.

Adsız tasarım - 2022-09-06T133212.169.jpg
Mehmet Ali Kasalı

Zamların bir diğer sonucu: İşten çıkarma

Kasalı’ya göre sanayiciler bu şartlar altında işten çıkarma yapmaya mecbur kalabiliyor: 

“Bir kaosun içinde işimizi yürütmeye çalışıyoruz. Tabii bunun sonucunda, bunun altından kalkamamanın sonucunda maliyetler tüketiciye yansıtılıyor. Bunun haricinde sanayici istihdamı olumsuz etkileyecek tedbirler almak zorunda kalabiliyor.”

Sanayideki elektriğe gelen zam, vatandaşı dolaylı ancak aynı şekilde etkiyor

Kasalı’ya göre elektriğe konutta veya sanayide zam yapılmasının vatandaşa etkisi açısından arada bir fark bulunmuyor:

“Ha evin elektrik faturasına zam gelmiş, ha sanayideki elektrik zammı yüzünden tüketicinin kullandığı mallara zam gelmiş. Sade vatandaş için evdeki elektrik zammıyla sanayideki elektrik zammının etkisi arasında hiçbir fark yok. Birini bizzat faturasını ödeyerek ödüyor, diğerini mal satın alırken ödüyor.”

“Sorun yanlış ekonomi politikası

BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı’na göre sorunun sebebi hükümetin uyguladığı ekonomi politikası: 

Günlük gelişmelerle yorum yapmak resmin tamamını anlamak açısından yarar sağlamaz. Bunların hepsi sonuç. Yani bir ekonomik program uygulanıyor. Bu ekonomik program enflasyonu artırdı. Dolayısıyla her şeyin maliyetini artırdı. Diğer yandan kurların artması da ayrıca tetikliyor.”

Kasalı şöyle devam ediyor:

“Bugün elektrik fiyatları ile bir gündemimiz oluşuyor. Bir gün sonra akaryakıt fiyatlarının artmasıyla lojistik maliyetlerinin artması sonucu fiyatlar artıyor. Bunları teker teker ele alabiliriz ancak resmin tamamını görebilmemiz için uygulanan ekonomik program masaya yatırılmalı. Sorunu burada görmemiz lazım.”

“Küresel etkiler Türkiye ekonomisindeki durumu açıklayıcı değil

Kasalı, ekonomiyi küresel anlamda etkileyen olayların Türkiye’deki yüksek enflasyona gerekçe olamayacağı görüşünde:

“Bizim karşımıza şöyle bir gerekçe sunuluyor genel olarak. Deniyor ki ‘Gerek salgının, gerek savaşın yol açtığı küresel bir pahalılık var.’ Fiyat artışlarının böyle izah edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Ancak bu resmi anlamamıza bir katkı sağlamıyor. Türkiye bütün ülkelerden negatif olarak ayrıştı. Çünkü söz gelimi enerjideki maliyet artışı diğer ülkelerde 100 birim ise Türkiye’de hem enflasyon ile hem kur ile birlikte 300 birimlik artış var. Bunu uygulanan ekonomik programın bir yansıması olarak görüyoruz.”

Öngörü yapılamıyor

Kasalı, Türkiye’deki durumun Avrupa ülkeleriyle kıyaslanamayacağını belirtiyor:

“Avrupa’daki maliyet artışları yüzde üçlerde veya beşlerde. Bu bir şekilde tolere edilebiliyor. Fakat bizdeki artışlar yüzde 30’lar yüzde 50’ler düzeyinde. Bunu bütçelemek de geleceğe dönük bir projeksiyon yapmak da mümkün değil.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.