Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

CHP’den Milletin Sesi mitingi | Kılıçdaroğlu yüz binlere seslendi: “Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun üç davadan aldığı cezaların Yargıtay tarafından onanmasının ardından parti yönetiminin Bursa’dan İstanbul’a taşıma kararı aldığı “Milletin Sesi” mitingi Maltepe Etkinlik Alanı’nda yüz binlerce kişinin katılımıyla düzenlendi. Mitingte konuşan Kılıçdaroğlu, “Kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor. Beş yıl önce ilk adımını attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı” dedi.

Haber & Fotoğraf & Video: Ali Deniz Çakır & Ali Macit
Kurgu: Özgün Özgül

Mitingin başlamasına saatler kala yüz binlerce kişi alanı doldurdu. Mitinge katılanlar “Hak, hukuk, adalet” sloganlarıyla AKP iktidarına tepkisini dile getirdi. 500 bine yakın kişinin katıldığı miting CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanının sahneye çıkarak halkı selamlamasıyla başladı. Daha sonra Yargıtay’ın hakkında verilen cezaların 4 yıl 11 ay 20 günlük kısmını onadığı Canan Kaftancıoğlu sahneye çıkarak halkı selamladı.

“Bu adalet talebi gelecek güzel günler içindir”

Ardından Gezi Parkı eylemlerinde hayatını kaybedenlerin ve Gezi davasında ceza alanların aileleri sahneye çağrıldı. Gezi davasında 18 yıl ceza alan Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Kahraman kürsüden yaptığı konuşmada “Merhaba. Gücünü özgürlük ve eşitlikten alan, dayanışmayı büyüttüğümüz ama en çok da umudumuzu geleceğe taşımamıza vesile olan Gezi Direnişi’nin adalet talebini bugün bir kez daha bu meydana taşıyarak demokrasiye güç veren herkese merhaba” diyerek sözlerine başladı.

Kahraman şöyle devam etti:

“Bu adalet talebi gelecek güzel günler içindir. Bu adalet talebi, kentlerimizin yağmalanmadığı, kamu kaynaklarımızın yok edilmediği, derelerimizin özgür aktığı geleceğimiz içindir. Bu adalet talebi, yargının bağımsız olduğu, yaşama sahip çıkan seslerin duyulduğu, mesleklerinin gereğini yapan hak savunucularının tutsak edilmediği bir ülke içindir. Bu adalet talebi Ethem’in, Ali İsmail’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Abdocan’ın, Ahmet’in, Mehmet’in ve Berkin’in özgür düşleri içindir.”

Kahraman’ın konuşmasının ardından mitinge katılanlar, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganıyla sahnedekilere destek verdi.

“Beni idama götürseler söylemeye devam edeceğim”

Daha sonra farklı meslek gruplarından vatandaşlar sahneye çıkarak ekonomik kriz nedeniyle yaşadıkları zorlukları aktardı. Geçimini bulaşık yıkayarak sağlayan 65 yaşındaki Nazife Canoğlu, “70 yılından beri Türkiye’de yapmadığım iş kalmadı. Bir tek hırsızlık yapmadım, namusumu şerefimi koruyarak her şeyi denedim. Biz koyun gibi bir milletiz. Hepinizi çok seviyorum. İki senedir yardımlarla ayakta duruyorum. Üç bin lira maaşım var, 1600 lira kira. Faturalar vesaire. Gerisini siz hesaplayın. Beni idama götürseler söylemeye devam edeceğim. Önce Türklerin hakkını arayacak devlet istiyorum. Bu sene tamamen karaya vurmuş durumdayım. Artık yeter diyorum, bir ekmek 5 lira. Ben hayatta hiç böyle bir zam, bir pahalılık görmedim. Ben emekliyim, ben veremiyorum. Yeter, hep yabancılar, yabancılar. Yeter. Ben ırk ayrımı yapmıyorum ama yeter. Gelin doğru yolu bulalım, kendi hakkımızı arayalım. Allah aşkına yeter artık” dedi.

“Çocuğumla markete gidemiyorum”

Ev işçiliği yapan Muazzez Süngür de, “Çocuklarımın okumasını ve bizden daha iyi yaşamasını istiyorum. Her geçen gün bu umudum azalıyor. Bir iki sene öncesine kadar çocuklarımızı nasıl okutacağız diye düşünürken şimdi çocuklarımızı nasıl doyuracağız diye düşünüyoruz. Beni bütün annelerin anlayacağını düşünüyorum. Olur da bir şey ister diye çocuğumla markete gidemiyorum. Anneleri bu hale getiren sistem utansın” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu: “Haramilerin saltanatı yıkılıyor”

Vatandaşların ardından Kemal Kılıçdaroğlu eşi Selvi Kılıçdaroğlu’yla birlikte sahneye çıktı.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor. Beş yıl önce ilk adımını attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı. Bu kentin bu meydanlarında, tarlalarında, fabrikalarında, üniversitelerinde özgürce kucaklaşacağız. Az kaldı. Birileri Türkiye’yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor, insanları korkuyla sindirmek istiyor. Yaratılmak istenen bu korku ikliminin aparatlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu kaçakçıları, baronlar, paramiliter yapılar, beşli çete, yandaş medya, insan ve silah kaçakçıları, hepsi birlikte çalışıyor. Bunların tek amacı var, korku iklimi yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Bunu hem siyasi hem finansal olarak nemalanmak için yapıyorlar. Bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyorlar. ‘O ve sarayı giderse kaos olur’ algısının peşindeler. İnsanları gece yarısı tutukluyorlar, okulları basıyorlar. Tweet attı diye çocukları okullarından alıyorlar. Doğayı savunanlara hapis cezası veriyorlar, bebekleri babalarından, annelerinden koparıyorlar. Hapse atılan gazeteciler, siyasetçiler. Siyaset yasakları. Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar. Konserleri yasaklıyor, Kürtçe müziğe tahammül edemiyorlar, sanatçıları mahkemede süründürüyorlar. O yasak, bu yasak, şu yasak… Tahammül edilmeyen K-Pop, gençler, eğlence, mizah, yaşam tarzı, özgürlük.

“Memleketi uyuşturucu bataklığına çevirdiler”

CHP olarak bizler gençlerden, Atatürk’ün dediği gibi fikri hür, vicdanı hür bir nesil bekliyoruz. Gençlerimizin her biri fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hürdür. Gençler, iktidar değişti, ülkeye bolluk bereket geldi, huzur geldi, hak hukuk adalet geldi diye yetinmeyeceksiniz. Nerede hata görürseniz, bizi özgürce eleştireceksiniz. Eleştirmekten korkmayacaksınız. Saray rejiminde gençlere eğlence yok, bolca uyuşturucu, bahis, kumar var. Memleketi bir uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Türkiye’de her gelir grubuna göre pazarlanan uyuşturucular var. Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasilere suikast hazırlığı. Biz kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz ve kazanacağız. Bu haklı davamızın önünü kesmek için sürekli güvensizlik ortamı yaratmak istiyorlar, başaramayacaklar, biz kazanacağız.

“Bu ekonomi adaletsiz yönetimin sonucu”

Sarayın üstünü örtmek istediği ekonomik krizin acı gerçeklerini az önce dinlediniz. Ülkemiz ağır bir ekonomik buhranın içinde. Bu hakka, hukuka, adalete sırt çevirmenin sonucu. Bu ekonomi, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Gençleri umutsuzluğa mahkûm etmek istiyorlar.

“Bunların tamamı yalan”

Gençlerin yüzde 70’i yurt dışına gitmek istiyor. 550 bini gitti bile. Bu saray ve şürekasının tek yapabildiği hamasi söylemler. Onların hamasi söylemlerinden de yalanlardan da bıktık. Hep aynı muhabbetleri yapıyorlar. Ağızlarını açtıklarında yok 2023, yok 2071, yok dış güçler, yok Almanlar, yok Japonya bizi kıskanıyor, yok efendim anlaşmalarda gizli maddeler var. Bunların tamamı yalan, yalan, yalan… Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı, uzun zamandır değişim rüzgârları esiyor. Türkiye değişime hazır. Çiftçisi, işçisi, memuru, bürokratı, esnafı, sanayicisi, tüccarı, ithalatçısı, turizmcisi, taksicisi bu değişime hazır. Bu değişime gençler hazır, kadınlar hazır. Biz bu değişime hazırız.

“Kan emicileri sırtımızdan söküp atacağız”

Kollarımızı sıvayıp hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan kafalarına inmek zorundayız. Sarayın ve fotoğrafçı suç işleri bakanının elinden yetkiyi aldığımızda, hepsinin, bu beşli çetelerin defterini dürmek zorundayız. Bunların düzenine çomak sokacağız. Kan emicileri sırtımızdan söküp atacağız. Beşli çetelere, mafyalara, baronlara seslerini çıkarmayanlar iyilikte yarışan belediyelerimize baskı kuruyor. Onların halka hizmetini engellemek istiyorlar. Belediye başkanlarımız siyasi talimatla kurulan bütün baskıları, kumpasları aşarak, entrikaları boşa çıkararak halka hizmetlerini sürdürüyorlar.

Bu düzen, haramilerin düzenidir. Bir hafta süreyle karanlıkta kaldım biliyorsunuz. Ben neoliberalizme karşıyım, ‘bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa dengesini bulur’ söylemine karşıyım. Toplumun belleğine yerleşen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleşmeye dönüştü. İnsanların geçim kaynaklarını korumak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum. Vergide indirim istiyorum ama bunu yapabilmek için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir temele oturtulması gerektiğine inanıyorum. Mali sorumluluğa inanıyorum. Vatandaştan toplanan verginin hesabının vatandaşa verilmesi gerektiğine inanıyorum.

İki kadın gazeteci, işlerini yaptıkları için tehdit ediliyor. Paramiliterlere, mafyalara, baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere, SADAT’a sesleniyorum. Olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına zarar gelirse, siz kendinizi unutun. Ben suçla mücadeleye inanıyorum.

“Sekiz milyon kişiyi başımıza indirdiler”

Türkiye’ye gelen kaçakların, Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde ‘hudut namustur’ anlayışı var. Yol geçen hanına dönen sınırları koruyamayanlar devleti yönetemezler. Sekiz milyon kişiyi başımıza indirdiler, bu yük taşınamıyor. Gitmek zorundalar, gidecekler. Davul zurnayla, kardeşçe göndereceğiz. Kimse unutmasın. Biz ırkçı değiliz, ırkçılığa karşıyız. Bu temiz milletin alnına bir kara leke sürülmesine izin vermeyeceğiz. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nı kuracağız, Suriye’ye, Ortadoğu’ya barış getireceğiz. Bizim ilkemiz Atatürk’ün söylediği ‘Yurtta barış dünyada barış’ ilkesidir.

“İnsanca yaşayacağız, kardeşçe ve hakça bölüşeceğiz”

İnsanlar arasında eşitlik istiyorum, hak eşitliği. Fırsatların eşitliğini istiyorum. Değerle siyaset yapılsın istiyorum. Demokrasiye saygı, işbirliği değerleri üzerinden var olalım istiyorum. İki kelimede vücut bulan anlayışı iktidara getirmek için birlikte çalışmak zorundayız. Dindarı, Türkü, Kürdü, sağcısı, solcusu, liberali, 84 milyon. Ülke elden gidiyor, birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız. Atatürk’ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı gibi, neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız. Demokrasi ve adalet mücadelesini kimseyi ayırmadan, dışlamadan hep birlikte vermeliyiz. Emekçiler, toplumun tüm kesimleri, iş insanları, esnaf, kadınlar, emekliler, bilim insanları, beyaz yakalılar, insanca yaşayacağız, kardeşçe ve hakça bölüşeceğiz.

“Genç muhafazakâr kardeşim, bu seçimde ‘kararsızım’ diyemezsin”

Genç muhafazakârlar, bu sorunlar hepimizin sorunu, bir kısmımızın değil. Bu senin de sorunun. İl başkanımıza siyaseti yasaklayan zihniyet senin nafakanı kesmek istiyor, seni köleleştiriyor. Sesini yükselteceksin, itiraz edeceksin. Aynısı sana da yapılacak. SADAT’çıların toplantılarında sen yoksun. Vatana ihanet suçu işlenirken erkekler oturdu, yeni anayasa yazdı, sen orada yoksun ve olmayacaksın. Genç muhafazakâr kardeşim, bu seçimde ‘kararsızım’ diyemezsin. Kayıtsızlık bir cevap değildir, bir sondur. Kayıtsızlık saldırganın dostudur. Saldırgana karşı dik durmalısın, onurlu durmalısın.

Bazıları hâlâ öğretilmiş çaresizlikle bir partinin ve parti liderinin halkını dinlemesini zayıflık gibi algılıyorlar. Bir liderin kibar olmaması gerektiğini söylüyorlar. İyi kalpli olmayı zayıflık gibi gösteriyorlar. Biz birlikte oluyoruz, birlikte iktidar oluyoruz. Ben iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim, neysem oyum. Dezavantajlıların derdine inadına koşacağım.

“Bir yüzükle yola çıkanlar milletin celladı haline geldi”

İyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler, bir yüzükle yola çıkanlar bugün milletin celladı haline geldiler. Onlar saraylarda fink atıyorlar, millet ise aç. Kendi celladınızı seçmeyin. Bu bir şov değil, demokrasi arayışı. Ciddi olmak zorundayız, ahlaklı olmak zorundayız, vicdanımızı dinlemeliyiz, ahlaki değerleri yüceltmek zorundayız.

“Evet, hatalar oldu ama ders çıkarmasını bilen bir partiyiz”

‘Ama CHP geçmişte böyle yaptı’ diyorlar. Evet, hatalar oldu, biz bugün çok mükemmel bir parti iddiasında da değiliz ama hatalardan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Siz de Allah da şahidimdir ki, kendimizi geliştirmek ve düzeltmek için çok çaba harcıyoruz. İnanmaktan, denemekten, öğrenmekten şükretmekten vazgeçmeyenlerin başına harika şeyler gelir. Biz şu an bu ortamdayız. Tam anlamıyla mükemmel olmasak da mükemmel bir göreve talibiz. İşsizlere iş sağlamak, ülkeye kardeşliği getirmek, milleti huzura kavuşturmak. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, bölgesinde ve dünyada saygınlığı olan bir ülkeyi yeniden inşa etmek.

“Bize katılın”

Bu söylediklerime inanıyorsanız, bize katılın. Akılcı bir ekonomi yönetimine katılıyorsanız, Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız bize katılın. Barış Akademisyenleri görevlerine dönsün, Harp Okulu öğrencileri serbest kalsın diyorsanız bize katılın. Çevreyi önemsiyorsanız, eğitim ve sağlık için daha çok bütçe ayrılsın istiyorsanız bize katılın. Çocuklarınızı bu ülkede tutmak istiyorsanız bize katılın. 128 milyar doların nereye gittiğini bilmek istiyorsanız bize katılın. ‘İsraf haramdır, yandaş kayırmak haramdır’ diyorsanız bize katılın. Asgari ücretli açlık sınırına mahkûm olmasın diyorsanız bize katılın. 3600 ek gösterge ve EYT sorunu çözülsün diyorsanız bize katılın. Çocukların geleceğini düşünüyorsanız bize katılın. ‘Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir’ felsefesine inanıyorsanız bize katılın. Bu ülkede barış istiyorsanız, aş, iş istiyorsanız bize katılın. Kamu yönetiminde liyakat olsun diyorsanız bize katılın. Herkesin inancına, yaşam tarzına saygı duyulmasını istiyorsanız bize katılın. Süleyman Şah Türbesi vatan toprağına dönsün, tank palet fabrikası Katar’ın elinden alınsın diyorsanız bize katılın.

“Geliyor gelmekte olan”

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken tertemiz sayfa açmak için, ülkemize çöken zifiri karanlığı parlak bir aydınlığa kavuşturmak için, görüşü, inancı, kimliği fark etmeksizin bu ülkenin bütün onurlu insanların haklarını sonuna kadar savunacağım. Bu ülkeden çalınanları geri alacağıma bir kez daha söz veriyorum. Sevgili halkım, kim olduğunu asla unutma, geliyor gelmekte olan.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.