Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: “Demokrasimiz hasta olsa da ölmedi, nefes alıyor”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, seçim güvenliği tartışmalarını ve senaryolarını doğru bulmadığını belirterek, “Seçim zamanı gelince yapılır. Her ne kadar kadar demokrasimiz hasta olsa da ölmedi, nefes alıyor” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasının cumhurbaşkanı seçilmesinin önünde engel teşkil edeceği tartışmaları için de Babacan, cumhurbaşkanı adayı olacak birinin “etnik, mezhebi, dini” konular üzerinden gündeme getirilmesinden “kendi adına” hicap (utanç) duyacağını” söyledi. 

Babacan, partisinin ilk mitingini geçen cumartesi günü (21 Mayıs) Gaziantep’te gerçekleştirmesinin ve genel başkan olarak ilk kez miting kürsüsünden partililere hitap etmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Soruların ağırlıklı ekseni, altılı ittifakın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı, cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasının cumhurbaşkanı seçilmesinin önünde engel oluşturup oluşturmayacağı ve baskın ya da erken seçim ile seçim güvenliği ve SADAT konularıydı.

“Hicap duyarım”

Babacan, Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde Alevi olduğu için Recep Tayyip Erdoğan karşısında seçilemeyeceği yönündeki tartışmaların sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

“Bu dönemde herhangi bir vatandaşımızın cumhurbaşkanı adayı olup olmamasıyla alakalı, etnik, mezhebi, dini inançla ilgili konuları gündeme getirmekten ben hicap duyarım açıkçası, kendim adıma. Bugünün Türkiye’sinde eşit vatandaşlık burada esassa, bunların tartışma konusu yapılmaması lazım. Doğru olmaz. Siyasetçiler tabii ki tabanları önemser. Ama ideal hedefleri olmalı siyasetçilerin ve bu ideal hedefleri konusunda politika, söylem üretmeleri gerekir. Aksi popülizm olur. Bugün bir siyasetçi çıkıp da, vay onun kökeni şudur mezhebi şudur falan derse, bu ucuz siyaset olur. Türkiye’nin artık bu basamağı geçmiş olması lazım.“

Kılıçdaroğlu’nun SADAT ziyareti ve seçim güvenliği

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ın kapısına giderek, “paramiliter kuruluş” diye açıklama yapması ve seçim güvenliği konularına dikkat çekmesi konusunda görüşleri sorulan Babacan, SADAT hakkında pek fazla bilgi sahibi olmadığını, katıldığı Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında ele alınan bir konu olmadığını da vurguladı ve şunları söyledi:

“Kurum (SADAT) anladığım kadarıyla yaptığı iş niteliğinde de zaten epey mahrem konuları çalışıyor. Türkiye içinde de olsa, dışında da olsa, mesele güvenlik olunca, kamuoyu gözü önünde yürümüyor. Böyle olunca da ister istemez soru işaretleri, şüpheler olabiliyor. Bizim elimizde böyle somut bir belge, rapor öyle bir şey yok SADAT’la ilgili. Ama belki de diğer partilerin elinde vardır, bilemiyorum. Eğer o somut bilgi belgeye dayanarak iddialarda bulunuyorlarsa, onlara da saygı duymak lazım.”  

SADAT’ın web sayfasında yer alan konu ve görüşler ile seçim güvenliği endişelerinin sorulması üzerine Babacan, şu yanıtı verdi:

“Devlet gerçekten hukuk devleti olsa, gerçekten bunlardan korkmamak lazım. Bu ve benzer kuruluşlar, başka ülkelerde de var. Ama biliyoruz ki şu anda bir hukuk devleti değil Türkiye Cumhuriyeti. Yani anayasanın, yasaların hiç de önemsenmediği bir yönetim tarzı var. Böyle bir kurum, bir de hukuk tanımayan bir yönetim. Bunları yan yana koyduğunuzda ister istemez insanlar ürküyor olabilir. Sayın Kılıçdaroğlu bu iddialarda bulunduğuna göre herhalde bizde olmayan bilgi belge elinde olmuş olabilir.

Seçim güvenliğine gelecek olursak. Seçim güvenliği meselesi zaten altılı masanın ortak konusu. Ama bu, şu anlamda değil. Peki seçimden tamamen kaçılır mı, seçim olmaz mı, gibi sorular açıkçası Türkiye’ye yakışmaz. Onlar üzerinden iddialar, onlar üzerinden senaryolar, hazırlıklar… Doğru bulmam. Seçim zamanı gelince yapılır. Her ne kadar kadar demokrasimiz hasta olsa  da ölmedi, nefes alıyor.”

Baskın seçim-erken seçim

Seçimin ne zaman yapılacağı konusunda iki olasılık olduğuna, zamanında seçimin dışında 2022 Kasım ayında erken seçim olabileceğine işaret eden Babacan, yaz aylarında bir “baskın seçim” olasılığı görmediğini söyledi. Babacan, “Yazın ortasında yapmaz. Okullar tatil. İnsanlar tarlada, yaylada. Mecburi bir seçim olur ama iradi bir seçim olmaz. AK Parti’ye de yaramaz. AK Parti seçmeni açısından da ideal bir zaman değildir yaz ayları. Genel başkanların sağlık durumu da önemlidir” dedi.

Erken seçim kararı alınması durumunda altılı masanın 45 gün içinde seçime hazır olup olmayacağı sorulan Babacan, bir önceki seçim sürecinin, yasanın Meclis’te kabul edilmesi dahil 62 günde tamamlandığını hatırlattı:

“Biz her toplantıda birbirimizi daha iyi anlıyoruz, diyaloğumuz gelişiyor. Arkadaşlarımız birbirini daha iyi tanıyor. Hızlı bir işbirliği mekanizması daha rahat işletilebilir.“

Babacan bakan mı olacak, milletvekili mi?

Babacan, seçimler sonrasında bakan mı yoksa milletvekili adayı mı olacağı sorusunu ise şöyle yanıtladı: Altılı masanın üzerinde çalıştığı en önemli hususlardan biri, geçiş sürecinin yol haritası. Geçiş sürecinin yol haritası üzerinde henüz bir mutabakat yok. Geçiş sürecinin yol haritası netleştikten sonra o dönemin nasıl bir dönem olacağını anlayacağız. Altılı masada amacımız ortak aday çıkartmak. Altılı masayı da önemsiyoruz. Zaman gösterecek.“

“Cumhurbaşkanı adayından önce yol haritasında mutabık kalmalıyız”

Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusundaki ısrarlı sorulara Babacan, “Cumhurbaşkanı adayı belirlenmeden önce geçiş sürecinin yol haritasında partiler mutabık kalmalı. Temel politika alanlarında da en azından ilkeler ve hedefler olarak bir söylem birliği üzerinde çalışmakta da büyük fayda var” yanıtını verdi.

Yol haritası ve belirli konularda söylem birliği edilmeden belirlenecek adayın sorular karşısında ne yanıt vereceğini bilemeyeceğini, “Partilere sorup, yanıt vereyim” demesinin de sorun yaratacağını belirten Babacan, “Altılı masanın ortak cumhurbaşkanı adayının, altılı masanın ortak politikaları çerçevesinde o işe inanan, gönül veren, benimseyen bir insan olması lazım” dedi.

“Her genel başkan doğal cumhurbaşkanı adayı”

Cumhurbaşkanı adayı belirleme konusunda “Bugün çok erken. Sürecin sonunda ele alalım” dediklerini ve bu konuda herkesin hemfikir olduğunu, “Bir an önce belirlememiz gerekiyor” diyen olmadığını vurgulayan Babacan, “Siz cumhurbaşkanı adayı mısınız” sorusu üzerine şöyle konuştu:

Altılı masaya oturan her partinin genel başkanı doğal bir cumhurbaşkanı adayı zaten. Ortak aday ise altı partinin mutabakatını gerektiren bir husus. Sayın Kılıçdaroğlu da ‘Aday olmak isterim ama altı partinin de desteği olursa’ dedi zaten. Bugüne kadar partimiz içinde cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili bir değerlendirme yapmadık ve bunun erken olduğunu düşündük. Altılı masada mutabakat sağlanamazsa, partimizin teşkilatlarına genel başkandan başkasını aday olarak kabul ettirmek zor olur herhalde. Altılı masada amacımız ortak aday çıkartmak, bir uzlaşma olmazsa o zaman benim adaylığım milletvekili listelerinden değil cumhurbaşkanlığı olacak.” 

“Seçimlere kendi logomuzla gireceğiz, dedikoduları bitirmek istedik”

Altılı ittifak görüşmeleri sürerken, parti adı ve logosuyla seçimlere gireceklerini açıklamasının hatırlatılması üzerine Babacan, şunları söyledi:

Vatandaşlar oy pusulasını açtığında DEVA Partisi’ni görecek, bizi destekleyenler damlanın altına oy atacak. Onun haricinde altılı masa, ittifak da başka işbirliği de oluşturabilir. Altılı masa içindeki partilerle ayrı işbirliği modelleri gelişirse onları da değerlendiririz. Biz kapıları kapatmış değiliz. Pek çok seçeneği konuşmaya, görüşmeye hazırız. Bizim arkadaşlarımızın başka partilerin listesinden seçime girmesi  dedikodusunu kesmemiz gerekiyordu.” 

“Bir seçimlik parti değiliz”

Biz bu partiyi bir seçimlik kurmadık. Ülkenin ihtiyaç duyduğu ve önemli bir boşluğu doldurabileceği bir siyasi parti kurduk” diyen Babacan, şöyle devam etti:

“Bütün Türkiye ve siyasi eğilimleri cezbetme yeteneğine sahip bir partiyiz. Bu henüz başlangıç. Bir seçimlik bir şey değil. ‘Az milletvekili mi çıkardık, çok milletvekili mi çıkardık.’ Daha başında bunu dert edersek yazık ederiz. 2024 yerel seçimleri var. Yerel seçimler demek, herhangi bir ilçede bir numaralı parti olduğunuzda belediyeyi alıyorsunuz. Oradaki beklentimiz çok yüksek. Çok yüksek sayıda belediye çıkartacağımızı düşünüyoruz.”

En fazla milletvekili nasıl çıkar, ittifak içinde ittifak mümkün mü?

Babacan, altılı masanın TBMM’de çoğunluğu sağlayabilmesi için farklı alternatifler ve “ittifak içinde ittifak” tartışmalarının olduğunun hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:

“Her bir parti, ayrı ayrı siyasi parti. Neden tek parti değil diye değerlendirmek partilerin varlık sebebine aykırı. Altılı ittifakı konuşurken ‘Neden üçlü ittifak yapmıyorsunuz?’ sorusunu doğru da bulmuyorum. Yeni seçim yasası, bizim duruş ve stratejimizi etkileyen bir şey değil. Bizim derdimiz iki milletvekili oradan, üç milletvekili oradan çıkarmak değil. Bizim çok büyük bir vizyonumuz var oraya doğru yürüyor gidiyoruz. Diğeri, küçük hesaplar oluyor. Biz altılı masadayız, altılı masanın ilke ve değerlerini çalışan bir grup var. Öteki partilere de ayıp olur diye düşünüyorum. Altılı masanın bir ittifak senaryosu tutmazsa başka şeye dönülür.”

Uluslararası yatırımcıların ilgisi

Son dönemde parti olarak 2002 seçimlerinden önce olduğu gibi uluslararası yatırımcılarla görüşmeler yaptıklarını, bir ay içinde dünyanın en büyük banka ve fon yöneticileri ile görüştüklerini anlatan Babacan, şunları söyledi:

Dünyanın en büyük bankasının risk yönetiminin başındaki kişi çıktı, geldi. Ağırlıklı olarak mesela geçen seneyle bu senenin farkını, yeni yönetimin ekonomi politikasını soruyorlar artık. Mevcut yönetim bitiyor, bunu görüyorlar. Bütün yatırım planlamalarını, Türkiye’de yapılacak iş planlamalarını artık yeni kurulacak hükümetle ilgili sorular sorup, öyle belirlemeye çalışıyorlar. Dolayısıyla artık uluslararası yatırımcılar projektörleri bir sonraki hükümetin ekonomi politikasına çevirmiş durumda. O noktada biz eğer seçimden sonra nasıl bir ekonomi politikası uygulanacağı konusunda yeterli güveni oluşturamazsak, o zaman yazık olur.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.