Hıdır Göktaş yazdı: Tarih Kılıçdaroğlu’nu yaptıkları için değil, yapamadıkları için yargılayacak

Yazıya başlarken önce başlıktaki cümlenin asıl sahibinin kim olduğunu söylemem gerekiyor, ben o sözü uyarladım. 12 Eylül askeri darbesinden sonra binlerce solcu gözaltına alındı, işkence tezgahlarından geçti, tutuklandı, yargılandı, idam edilenler oldu ve yıllarca cezaevlerinde en ağır koşullarda kaldılar. Bu dönemde Ankara 1. numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi’nde görülen Devrimci Yol toplu davasının bir numaralı sanığı Oğuzhan Müftüoğlu savunmasında “Tarih bizi yaptıklarımız için değil, yapamadıklarımız için yargılayacak” dedi.

Tarih içinde yaşadığımız anın gelecekte yazılması, değerlendirilmesidir. Bugün günlük haberler olarak yaşadığımız olaylar gelecekte çocuklarımızın torunları tarafından tarih olarak okunacak ve belki o zaman ancak sağlıklı bir “tarihsel yargılama” yapılabilecek. 

22 Mayıs 2010’da CHP genel başkanlığına seçilen Kılıçdaroğlu, 5 Kasım 2023’te yapılan kurultayda genel başkanlık seçimini kaybetti. Yaklaşık 13 ay oluyor. Bu süreçte Kılıçdaroğlu yer yer sosyal medyada, yer yer basına verdiği demeçlerle siyaset gündeminde kaldı. Dün ise (22 Kasım 2024 Cuma) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan “hakaret” davasında mahkeme karşısında savunma yaptı. 

Hukuki olarak ben burada savunma desem de Kılıçdaroğlu, “Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü  kendimi savunmak için değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim” dedi.

Duruşma hakimine yönelik olarak ise “Söyleyeceklerimin hiçbirisinin şahsınızla bir ilgisi yoktur. Ancak bilmenizi isterim ki sizinle ortak bir noktada buluştuk. Tarih, bana gerçekleri söyleme görevi verdiği gibi size de bu gerçekleri kayıt altına alma fırsatı sunmuştur” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşma metninden daha fazla alıntı yapmayacağım. Tarihle ilgili ve tarihe kayıt düşme kısımlarını aldım çünkü bu konu üzerinde bir yazı yazmayı düşündüm. 

Kılıçdaroğlu uzun konuşmasında Erdoğan ve ailesi hakkında, AKP yönetimi hakkında bir çok şey söyledi. Bunlar derli toplu bir metin olarak mahkeme kayıtlarına geçmesi bakımından önemli. Kılıçdaroğlu burada söylediklerini daha önce de olaylar vuku bulduğunda dile getirmişti zaten. 

AKP 22 yılı aşkındır tek başına iktidarda ve ülkeyi yönetiyor. 2010 Anayasa değişikliği referandumundan sonra dizginleri tam anlamıyla ele geçirdi, 15 Temmuz’dan sonra da artık tam anlamıyla bir tek adam rejimine geçildi. 

Kılıçdaroğlu ise AKP’nin tek başına iktidar olduğu 2002 seçimlerinde ilk kez İstanbul’dan milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. 2007’den genel başkan seçildiği 22 Mayıs 2010’a kadar grup başkanvekili olarak CHP’yi temsil etti. Sonuçta AKP/Erdoğan tarihi ile Kılıçdaroğlu’nun siyasi tarihi aynı dönemleri kapsıyor.

Yazıda ele alacağım tarihsel dönem ise Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduğu 2010’dan genel başkanlık koltuğunu kaybettiği 2023, 13 yılı aşkın bir süre. Kılıçdaroğlu tarihe not düşmek bakımından Erdoğan ve AKP iktidarını “suç tarihi” olarak kayıt altına alıyor. Bunlar önemli. AKP’nin iktidarı kaybetmesinin ardından yargı süreçlerinin başlayacağını öngörmek kahinlik olmasa gerek. Bu dönem geldiğinde mahkeme tutanaklarına geçen konuşmalar ve bunların belgeleri hazırlanacak, iddianamelerin temel kaynakları olacak.

Tarih yargısını hukuktan ayrı verir

Kılıçdaroğlu’nun yargılandığı “hakaret” davası, diğer davalar ve gelecekteki olası yargılanmalar işin hukuki boyutları. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında sözünü ettiği, benim de başlıkta konu ettiğim husus işin tarih kısmı çünkü tarih yargısını hukuktan ayrı verir.

Tarihi yargılamaya gelince burada Erdoğan ve Kılıçdaroğlu 2010-2013 döneminde aynı tartıya koyulacaklar. Erdoğan nasıl tarih karşısında yaptıkları için yargılanacaksa, Kılıçdaroğlu da yapamadıkları için yargılanacak. Kılıçdaroğlu Erdoğan için sıraladığı suçlar konusunda neden bu suçlara engel olamadığı için tarih karşısında yargılanacak. 

Kılıçdaroğlu en büyük muhalefet partisinin genel başkanı olarak neden partisini iktidara taşıyamadığı ve ülkeyi AKP iktidarına mahkum ettiği için yargılanacak. AKP’nin uygulamalarına karşı koyuşundaki eksiklikler ve yanlışlar için; iktidarın hamlelerini neden göremediği ve onları boşa çıkaracak hamleleri yapamadığı için; parti içinde kendini arkadan hançerleyenler vardıysa bunu neden fark edemediği ve engel olamadığı için; Altılı Masa’da eğer bir “işbirlikçi” vardıysa neden bunu önceden görüp önlem almadığı ya da aynı masaya oturduğu için yargılanacak Kılıçdaroğlu. Kazanmasına kesin olarak bakılan -ki bu satırları yazan da Kılıçdaroğlu’nun kazanmakta olduğu seçimin bu kez sandık oyunları yerine masa oyunlarıyla kaybedildiğini düşünüyor- cumhurbaşkanlığı seçimini neden kaybettiği ve bunu önleyebilecek adımları atmadığı/atamadığı için tarih karşısında hesap verecek. Umarım bunun savunmasını da yazıp bir yerlere koyar.

Mahkemede “pişmanım” demek kolay, tarih “pişmanım” savunmasını kabul etmeyecek kadar acımasızdır. Sonuçta tarihin yargısından Kılıçdaroğlu da kendini kurtaramayacak. Tarih Kılıçdaroğlu’nu yaptıkları için değil, yapamadıkları için yargılayacak.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.