Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Medyascope Ümit Özdağ’ın gençlerle buluşmasını izledi: Göçmen ve sığınmacı karşıtı söylemlerin getirdiği gençlik ilgisi kalıcı olacak mı?

Hafta sonu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Maltepe’de (İstanbul), İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Yenikapı’da (İstanbul), DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise Gaziantep’te mitingdeydi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhalefetin mitinglerine karşı hamlesini, Adana’daki AK Parti Gençlik Şöleni’nde kürsüye çıkarak yaptı.

Son aylarda siyasetteki etkisini artıran, hem muhalefetin hem de iktidarın göçmen-sığınmacı sorunu konusundaki söylemlerinde değişikliğe yol açan Ümit Özdağ ve Zafer Partisi ise hafta sonunu daha sakin geçirdi. Pazar günü saat 14:00’te Kadıköy’de (İstanbul) gençlerle buluşan Özdağ, partisinin etkinlik için hazırladığı protokolü bozup gençlerle nispeten hemzemin bir toplantı gerçekleştirdi.

Toplantıyı izleyen Medyascope muhabiri Doğu Eroğlu’nun izlenimleri.

Almanya’da 2013 yılında kurulan AfD, yani Almanya için Alternatif Partisi, 2017’de yüzde 12,6, 2021’deyse yüzde 10,3 oy alarak nispeten kalıcı bir konuma ulaştı. AfD’nin kendini diğer sağ popülist siyasi partilerden ayıran özelliği, Almanya’nın göçmen politikalarına karşıtlığı. Partinin en çok yaslandığı değer yerlilik, bu da politikalarını Almanya’yı bir kale gibi örüp yabancıları dışarıda bırakmak üzerine kurgulayabilmesini sağlıyor (Aslında Fortress Europe, yani Avrupa Kalesi tabiri, Nazi Almanyası kontrolündeki Avrupa toprakları için kullanılmıştı. Ama bu kavram günümüzde, göçe kapılarını kapayan bir Avrupa için de kullanılıyor. Fortress Europe kavramı AfD tarafından 2018’den beri, göç ve sığınmacı akımına karşı zikrediliyor).

Benzer bir siyasal hareket Türkiye’de de yaşanıyor. Mart 2021’de İYİ Parti’den ayrılan İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ tarafından Ağustos 2021’de kurulan Zafer Partisi, Türkiye’de artan yoksullukla birlikte daha çok göze batar hale gelen göçmen ve sığınmacı karşıtlığını en sık gündeme getiren siyasal hareket konumunda. Hatta Zafer Partisi’nin bir Anadolu Kalesi projesi bile var. Fortress Europe kavramının yerli versiyonu gerekçelerini iklim değişikliği ve gıda krizinin gelecekte yaratacağı göçlerden alsa da hedef aynı: Göçmen ve sığınmacıları kendi ülkelerine yollamak ve yeni sığınmacıları Türkiye’ye sokmamak.

Ekonomik krizin artırdığı yoksullaşma göçmen ve sığınmacılara yönelik öfkeyi tetiklediğinden beri, özellikle Telegram üzerinden organize olan yabancı düşmanı grupları merakla takip ediyorum. Bir şiddet sarmalı oluşmasından endişelendiğim için, göçmen ve sığınmacılar hakkında söz söyleyen siyasetçileri de daha yakından izlemeye çalışıyorum. Bu yüzden, Ümit Özdağ’ın 22 Mayıs Pazar günü gençlerle buluşmak üzere Kadıköy’de bir toplantı organize edeceğini öğrenince, toplantıya katılmaya karar verdim.

Gençlik buluşmasının gerçekleştirileceği otele biraz erken gidip katılımcılarla sohbet etmek istiyorum. Etkinliğin yapılacağı otel Kadıköy’de, rıhtıma açılan sokaklardan birinde. Saat 13:15 gibi otelin sokağına ulaştığımda beklemediğim bir manzarayla karşılaşıyorum. Sokağın her iki tarafına dizilmiş 200 civarında kişi, Ümit Özdağ’ın gelişini heyecanla bekliyor.

Katılımcıların salona sığmayabileceği kaygısıyla hemen içeri girip geçip buluşma mekanında yerimi alıyorum. Dışarısı kadar içerisi de kalabalık. En fazla 150 kişi kapasiteli olduğunu tahmin ettiğim salonda, etkinliğin başlamasına yarım saatten fazla süre kala, daha şimdiden 200’den fazla kişi var.

Özdağ’la buluşmaya gelen gençler kim?

İçerideki heyecanlı kalabalık kimlerden oluşuyor? Kısacık bir gözlemle Zafer Partisi’nin ve Ümit Özdağ’ın kimlere söz söyleyebildiğini, mesajını kimlere ulaştırabildiğini kestirmek çok güç. Ama Gençlik Buluşması’na gelenlerin ezici çoğunluğunun 18-22 yaş arasındaki kişilerden oluştuğunu söylemek mümkün. Hatta aralarında 16-17 yaşında liseli gençler bile var.

Kalabalığın çok ciddi bir kısmı erkek. Belki de neredeyse yüzde 90’ı. Genç kadınlar arasında başörtülü olanlar da var.

Katılımcı gençleri tanımlayacak ortak kümeler oluşturmaktan belki de daha kolayı, gençlerin nerelerden geldiğine dair tahminlerde bulunmak.

Örneğin genç erkeklerin bir kısmının konuşmalarından, siyaset jargonuna hakim olduklarını anlamak, kalabalığa slogan attırma heveslerini görmek, birbirlerini selamlarlarken kafa tokuşturduklarını fark etmek mümkün. Yani gençlerin bir kısmı büyük ihtimalle, Milliyetçi Hareket Partisi’yle ilişkili Ülkü Ocakları ya da Ülkü Ocakları hinterlandındaki gençlik örgütlerine bir dönem gidip gelmiş, belki de orada aradığını bulamamış kişiler.

Ümit Özdağ ve Zafer Partisi’ni merak eden gençlerin birbirinden farklılığı dikkate değer. Bir köşede tartışan gençlerin söylediği “Fabrika istiyoruz” cümlesi, salonun bir diğer tarafından duyulup tiye alınıyor. Duydukları fabrika talebine “Ne, fabrika mı? Eski devleti geri mi getireceksiniz?” deyip gülüşen grup, daha liberal kanattan. Ama yine de Özdağ ve Zafer Partisi’nin etkinliği için toplantıdalar.

Çevrimiçi oyun oynayan ve Twitch üzerinden de bu komünitenin parçası olan gençlere yapılan bir yakıştırma var: Gamer tayfa. Vaktinin bir kısmını bilgisayar ve konsol oyunlarıyla geçiren insanları biraz da küçültücü bir şekilde tanımlamada kullanılan bu tabir, son yıllarda iğneleyici olmaktan çıktı. Artık her görüş ve hayat tarzına mensup kişi gündelik yaşamının bir kısmını oyunlara ayırabiliyor.

Ümit Özdağ’ın gençlik buluşması katılımcıları arasında, görünüşlerinden hareketle, Gamer tayfaya mensup olduğunu söyleyebileceğim birçok kişi de var.

Etrafımdaki birçok konuşmada, Jahrein ve Erlik isimlerinin geçtiğini duyuyorum (İsimleri çok geçse de, buluşma katılımcıları arasında Jahrein ya da Erlik yoktu). Twitch yayıncılığı kökenli Jahrein ve YouTube yayıncısı Erlik, Türkiye’deki ana akım siyasetin uzun zaman konuşmaktan imtina ettiği göçmen ve sığınmacı meselesine sert yaklaşımları sayesinde son dönemde gençler için önemli siyasal figürlere dönüştü. Göçmen ve sığınmacılar tartışmasında trend belirleyici hale gelen bu ikilinin isimleri, aynı konuda kendileriyle benzer bir siyaset izleyen Ümit Özdağ ile sıklıkla yan yana yazılıyor.

Özellikle anlık mesajlaşma uygulaması Telegram’da organize olan göçmen ve sığınmacı karşıtı gruplarda, henüz kamuoyunda yeterince tartışılmamış bir alt başlık gündeme geldiğinde, Jahrein ve Erlik’e ulaşıp bu kişiler aracılığıyla meseleyi geniş kesimlere tartıştırmak fikri ortaya atılıyor. Ümit Özdağ’ın gençlik buluşmasında bu gruplarda yer alan kişiler de var. Buluşma öncesinde gruplarda, “Toplantıya buradan giden var mı? Ben orada olacağım” mesajları atılmıştı. Toplantı sırasında yine aynı gruplarda, “Kimler burada? Buluşalım, tanışalım” diyenler toplantıdan fotoğraflar paylaşıyor.

Jahrein ve Erlik gibi isimlerden etkilenen ya da Telegram’daki yabancı karşıtı gruplara katılıp benzer fikirdeki insanlarla birlikte hareket etmek isteyen kişilerin aslında kim olduğunu kavramak daha da zor. Gruplardaki tartışmalardan bu kişilerin büyük çoğunluğunun, göçmen ve sığınmacılara birçok temel hizmet sağlanırken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının barınma, temel eğitim ve sağlık gibi konularda büyük sorunlar yaşamasından rahatsız olduğunu gözlemleyebilmek mümkün. Çoğu yoksulluktan şikayetçi ama göçmen ve sığınmacıların varlığı kendi karşılaştıkları adaletsizlikleri onlar için daha görünür kılıyor.

Gençler sadece İstanbul’dan değil, birçok çevre kentten bu buluşma için gelmiş. Ama İstanbul’un farklı semtlerinden gelenlerin kaygıları birbirlerinden farklı. Bahçelievler’de yaşayan bir genç, “Bu kalabalığı Bahçelievler’de toplasalar ne olurdu sence? İyi ki Kadıköy’deyiz. Bahçelievler’de olsa, etkinlik çıkışı iş bir provokasyona bakar!” diyor. Bahçelievler’deki durumu sorduğumda, uzun uzun göçmen ve sığınmacıların yaşamına etkilerini anlatıyor.

Ortak temalardan biri Erdoğan karşıtlığı

Bahçelievler’den gelen gencin beraberindeki arkadaşı ekliyor: “Zaten onlar da provokasyon istiyor!”

“Onlar” diye ifadesini bulan, Erdoğan ve iktidarı.

Kalabalık içindeki birçok konuşmada, “Önce ‘öfkeli gençler’ dediler, sonra uçaklarla getirdiler” benzeri ifadeler de duyuluyor. Yani sadece göç politikaları değil, terörle mücadele konusundaki uygulamalar da eleştiri alıyor.

Özdağ salona gelmeden önce, Zafer Partililer kalabalığa broşür dağıtmak istiyor ama salonda ne nefes alacak ne de yürünecek boşluk var. O sırada önden arkaya doğru broşürler havaya fırlatılmaya başlanıyor. Fırlatılan broşürleri fark eden birçok genç, kendi arkadaş grupları içinde gülüşmeye başlıyor: “Koşun koşun, çay atıyorlar!”

Alay edilen kişi yine Erdoğan.

Özdağ’ın salona girişi: “Bozkurt Ümit!”

Sözleri Dilaver Cebeci’ye ait, “Tanrı Türkü Koruyacak Bozkurdum” ismiyle de bilinen, Şahlanış Marşı çalarken Ümit Özdağ salona giriyor: “Ay-yıldızın ışığını görünce, Arsız otlar çürüyecek Bozkurdum! Orduları kürüyecek Bozkurdum! Tanrı Türkü koruyacak Bozkurdum!”

Etkinliğe gelen gençler, Özdağ’ın salona girdiği anonsu yapılır yapılmaz “Bozkurt Ümit!” diye bağırmaya başlıyor ve neredeyse hepsi –o anı telefonlarıyla kaydedenler hariç– elleriyle bozkurt işareti yapmaya başlıyor.

Görebildiğim kadarıyla, Ülkücü harekete ait sembol ve söylemlerin kullanılması, MHP kökenli ve bir süre İYİ Parti’de de siyaset yapmış Ümit Özdağ’ın canını pek de sıkmıyor.

Gençlikle iletişim: Özdağ kendi partisinin ilerisinde

Etkinlik Zafer Partisi’nin Kadıköy İlçe Başkanlığı tarafından düzenleniyor. Özdağ’ı bekleyen kalabalığa zaman zaman “Başkanımız yolda, beş dakikaya salona gelecek” ya da “Başkanımız biraz gecikti, yolda, hiç merak etmeyin” gibi duyurular yapan kişi, Özdağ salona girdikten sonra etkinlik programını aktarıyor: Önce saygı duruşu ve İstiklal Marşı; ardından Kadıköy İlçe Başkanı kalabalığa hitap edecek, sonra bir başka Zafer Partisi yöneticisi bir konuşma yapacak, en nihayetinde kürsüye Ümit Özdağ gelecek. Açıklanan bu program Ümit Özdağ’la buluşmak için gelenlerin belirgin biçimde homurdanmasına yol açıyor. Türkiye’deki siyasetin alışageldik protokolü kalabalıkta olumlu karşılık bulmuyor ama gençlerden kabalık sayılabilecek bir tepki de yükselmiyor.

Aslında Zafer Partisi Kadıköy İlçe Başkanlığı da genç bir ekibe sahip; anonsları yapan kişi de 30 yaşını aşmış değil. Ama genel başkanın katılacağı bir etkinlik tasarlamak gerekince onlar da ezberden, ilçe yönetiminden başkana doğru silsileyi izleyerek, birçok kişinin kürsüye çıkacağı bir program hazırlamış.

Saygı duruşunun ardından çok coşkulu bir İstiklal Marşı okunuyor. Genelde bu tip etkinliklerde İstiklal Marşı âdetten okunur. Gençlik buluşmasındakiler İstiklal Marşı’nı tüm güçleriyle seslendirdikleri gibi, banttan duyulan müzikten öne fırlayıp marşı daha da tempolu bir şekilde okuyor.

İstiklal Marşı sona erince, Ümit Özdağ beklenmedik biçimde protokolü bozuyor.

Zafer Partisi’nin çeşitli yöneticilerinin yapacağı konuşmalara, salondaki kalabalık gibi ben de kendimi hazırlamıştım ama Özdağ salondakilerin tepkilerini doğru okumuş olacak, mikrofonu kapıp etkinliğin akışını değiştiriveriyor.

Özdağ önce şakayla karışık, “30 yaşın üstündekiler salondan ayrılsın!” diyor. Oldukça küçük salonun ön kısmında, yan yana dizilmiş iskemleler, salonun devamındaki boş bırakılmış alandan, araya çekilmiş bir kordonla ikiye bölünmüş. Yani ön taraf düpedüz protokole ayrılmış (Protokol iki anlamlı; ilk anlamı hazırlanan etkinlik programı, ikincisiyse etkinlikte davetliler için ayrılmış ve mekanın kalanından fiziksel olarak da ayrı tutulan bölme).

Özdağ önce sandalyelerde oturan “30 yaş üstü konukları” kaldırıp salonun ön kısmını boşaltıyor. Boşalan kısma gençleri davet ediyor ve etkinliğin onlarla ilgili olduğunu kalabalığa hatırlatıp, “Eyvah, burada da mı gelenekçi siyaset?” diye düşünenleri rahatlatıyor.

Özdağ bu hareketiyle, gençlikle iletişim konusunda partisinden aslında daha ileride olduğunu da göstermiş oluyor.

Etkinliği planlayan Zafer Partisi Kadıköy İlçe Başkanı Asuman Taş kısa telefon konuşmamızda, Ümit Özdağ’ın programda yaptığı değişikliğin çok olumlu sonuç verdiğini ve toplantının dinamizmini artırdığını aktarıyor.

Konuşma Erdoğan’la başladı ama herkesin aklında göçmen ve sığınmacılar var

Ümit Özdağ sözlerine şöyle başlıyor:

Bugün ülkemiz ağır sorunlarla karşı karşıya. Yaşayarak görüyorsunuz ve gençliğin büyük bir bölümünde Zafer Partisi kurulana kadar ağır bir umutsuzluk hali vardı. Gençler bir an önce ülkelerini terk ederek yurtdışında kendilerine hayat kurma arayışı içindeydiler. Sistem partileri, iktidarıyla sarı muhalefetiyle, Türk gençliğine bir yaşama sevinci, mücadele azmi ve gelecek için savaşma, gelecekteki zorlukları aşabilmek için bir mücadele dinamizmi kazandırmaktan yoksundu. Bu arada ülkemizde bir tek adam rejimi kurulmuştu. Yasama-yürütme-yargı, Recep-Tayyip-Erdoğan şeklinde üçe ayrılmıştı.”

Sözlerinin devamında da eleştirilerinin odağında Cumhurbaşkanı Erdoğan var:

  • “4,000 senelik kurumlar devleti, kişi devletine dönüştürüldü.”
  • “Liyakat ilkesi terk edildi. Bunu gençler girdikleri her sınavda görüyor.”
  • “Erdoğan 20 seneden beri Türk halkını, birbirine düşmanlaştırarak yönetiyor.”
  • “Üretmeyen, satarak ve borç alarak, yandaşları zengin ederken halkı fakirleştiren bir ekonomi-politika uyguluyorlar. Beş tane firmaya 203 milyar dolarlık ihale verdiler.”

Bu sözler büyük heyecan yaratmasa da genç kalabalığın ilgisini çekiyor.

Ama Ümit Özdağ ve Zafer Partisi son aylardaki çıkışını asıl olarak göçmen ve sığınmacı karşıtı söylemler üzerinden gerçekleştirdi. Kalabalık bir anlamda, Ümit Özdağ’ın asıl konuya gelmesini bekliyor gibi.

10 milyon sığınmacı ve kaçak

Nihayet asıl konuya gelindiğinde salon hareketleniyor.

Erdoğan rejimine eleştirilerini sıralayan Özdağ, “…ve bütün bunların üzerine, Türkiye’yi, bu ekonomik krizi daha da ağırlaştıran ve geleceğimizi daha da tehlikeli hale getiren 10 milyondan fazla sığınmacı ve kaçağı Anadolu’ya doldurdular” diyerek söze giriyor.

Özdağ’a göre, Türkiye’de 1 milyon 750 bin Afgan, –2017 resmi verilerine göre– 1 milyon 500 bin Afrikalı bulunuyor. 7 milyon 700 bin Suriyelinin de Türkiye’de olduğunu belirten Özdağ, tüm göçmen ve sığınmacıları toplayıp 10 milyon sayısına ulaşıyor.

Özdağ, bu durumun kamu maliyesine etkilerini de özetliyor:

  • “Nisan 2022 itibarıyla Suriyeliler için harcanan kaynak 100 milyar doları aştı.”
  • “203 milyar beş şirkete verildi.”
  • “71 milyar dolar Türkiye’nin insani yardım faaliyetlerine harcandı.”
  • “Toplam harcama: Yaklaşık 375 milyar dolar.”

Bu tabloyu aktaran Özdağ, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Biz sığınmacılardan da rahatsızız, senden de rahatsızız Erdoğan. Ülkemizi dünyanın lunaparkı haline getirmenden rahatsızız. Suriyeli ve Afgan çetelerin Türk gençlerini sokaklarda bıçaklamalarından, öldürmelerinden rahatsızız. Genç kızlarımızın peşinden ellerinde telefonla koşup TikTok’ta yayınlayan şerefsizlerden rahatsızız. Türk halkının bu ekonomik krizde açlıkla boğuşurken, sefaletle boğuşurken paralarının Suriyelilere, Afganlara, Pakistanlılara vesaireye harcanmasından rahatsızız.”

Ümit Özdağ salonu dolduran gençlerden en coşkulu tepkiyi, bu sözleri sonrasında alıyor.

Araştırma şirketleri: Gençlerin Zafer Partisi’ne ilgisi Saadet, Gelecek ve DEVA’nın önünde

Özdağ ve Zafer Partisi’ni son aylarda Türkiye siyasetinde dikkate alınmaya değer bir taraf haline getiren, göçmen ve sığınmacılara yönelttikleri, birçok zaman düşmanlığa varan söylemler. Özdağ’ın ortaya koyduğu göçmen ve sığınmacı karşıtı çizginin ilk dışavurumu, Özdağ’ın Aralık 2021’de Suriyeli bir kuyumcuya kimlik sormasıyla olmuştu (Özdağ Gaziantep’teki Suriyeli bir kuyumcunun dükkanına girip Suriye’ye dönmeyi isteyip istemediğini sormuş, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alan kuyumcunun kimliğini incelemişti). O günden beri özellikle gençler, Türkiye’de artan yoksullaşmayla birlikte çoğalan adaletsizlik duygularına Özdağ’ın hitap ettiğini düşünüyor.

Türkiye’nin en saygın araştırma şirketlerinden MetroPOLL Araştırma’nın yöneticisi Özer Sencar, yaptığımız görüşmede, gençlerin Zafer Partisi’ne yönelttiği ilgiyi doğruluyor. MetroPOLL’ün Mayıs 2022 tarihli araştırmasından, ilk defa sandığa gidecek seçmenlerin tutumlarına ilişkin verileri aktaran Sencar, Zafer Partisi’nin ilk defa oy kullanacak seçmenin yüzde 2’si tarafından tercih edildiğini aktarıyor.

Sencar’ın aktardığı MetroPOLL Mayıs 2022 verilerine göre, DEVA, Gelecek ve Saadet gibi muhalefet partileri ilk defa sandığa gidecek seçmenden neredeyse hiç oy alamıyor. Buna karşın Mayıs 2022 anketlerine göre Zafer Partisi, ilk oyunu kullanacak genç seçmenden yüzde 2 oranında oy almaya aday.

MetroPOLL, kararsızlar dağıtılmadan, Zafer Partisi’nin Türkiye genelinde yüzde 1,5 oy alabileceğini hesaplıyor. Yani ilk defa sandığa gidecek genç seçmenden görülen yüzde 2’lik ilgi, Türkiye ortalamasının da üzerinde. Bir bakıma Zafer Partisi ve Özdağ, sözünü genç seçmene daha etkin biçimde iletebiliyor.

Kadıköy’deki etkinlikte gördüğüm gençlik ilgisini aktardığım Sencar, Kadıköy’den Türkiye’nin anlaşılamayacağını söylüyor ama ilginin yadsınamayacağını ekliyor: “MetroPOLL’ün araştırması 28 vilayetten toplanan sonuç. Yüzde 2 Zafer Partisi için çok ümitli bir sonuç. Ciddi bir ilgi. Bu partinin gençler arasında bu kadar destek bulabilmesini, ben diğer muhalefet partilerinin yerinde olsam ciddiye alırdım.”

Etkinliğin İstanbul’un merkezinde, Kadıköy’de gerçekleştirilmesi, gerçekten de ilginin boyutları hakkında bir illüzyon yaratabilir ama Sencar’ın aktardığı veriler, Zafer Partisi’nin gerçekten de gençler tarafından dikkate alındığını gösteriyor.

Benzer bir gözlem Türkiye Raporu’nun araştırmalarında da ortaya çıkmış. Gençliğin Zafer Partisi’ne ilgisini sorduğum Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, araştırmalarında gençliğin Zafer Partisi’ne yönelik ilgisinin ilk defa bu kadar yüksek çıktığını söyleyip bu duruma temkinli yaklaşıyor: “Henüz oy oranı 2,5 ve ilk defa bu sonuca ulaştık.”

Bu bulgunun sandıkta bir karşılığının olabilmesi için, sonucun istikrarlı bir şekilde gözlenmesi gerekiyor.

Yine de işin zor kısmı yeni başlıyor. Gençlerle yaptığı konuşmaya 20 yıllık bir Türkiye panoramasıyla başlayan Özdağ, “Ümit Hoca asıl konuya ne zaman gelecek?” hissini ortadan kaldırabilecek mi? Zafer Partisi gençler için, göçmen ve sığınmacılar üzerinden adaletsizlik hislerini ortaya çıkaran bir mecra olarak kalacak mı, yoksa Özdağ ilk defa sandığa gidecek seçmende yarattığı heyecanı diğer siyaset alanlarına da yayabilecek mi?

Bir başka alternatif de partinin tüm siyaset alanlarına dair söz söylemek yerine, Almanya’daki AfD benzeri bir çizgide kalıp, Türkiye’nin sığınmacı ve göçmenler konusundaki tartışmaları domine etmesi. Ama Ümit Özdağ farklı bir fikirde.

Özdağ: “Gençler bize ‘Niye muhalefeti eleştiriyorsunuz?’ diye sormuyor”

Ümit Özdağ, gençlerin kendisine ve Zafer Partisi’ne ilgisinin göçmen ve sığınmacı karşıtı söylemlerle sınırlı olabileceği konusundaki önerime karşı çıkıyor. Kadıköy’deki buluşma hakkındaki değerlendirmelerini sorduğum Özdağ şöyle konuşuyor: “Küresel ısınma, çevre duyarlılığı ve baskıcı rejime karşı gereken cevapları vermemiz konusunda da gençlerin ilgisini görüyorum. Gençler ilk kez topu çevirmeyen, vurup gol atan yaklaşımı sevdiler, destekliyorlar. Biz muhalefetiyle ve iktidarıyla, bütün düzen partilerine karşıyız. Gençlik de bunu anlıyor. Bu iktidardan ve bu muhalefetten bir şey beklemiyor. Gençler o yüzden bize, ‘Niye muhalefeti eleştiriyorsunuz?’ diye sormuyor. Çünkü biliyorlar ki bu muhalefet aslında iktidarın mütemmim cüzü (ayrılmaz parçası).”

Özdağ’ın, Zafer Partisi’ne ilgi gösteren gençliğe ilişkin gözlemleriyse şöyle: “Türkiye genelini yansıtmaz ama, toplantıdaki gençlerin çoğunun 25 yaşın altında, büyük bir bölümü üniversite öğrencilerinden oluştuğunu söyleyebilirim. Hatta aralarında lise öğrencilerinin olduğunu da gördüm. Gençlerin çok heyecanlı olduğu ve gerçekten bir değişimi istedikleri, onun için mücadele etmeye hazır olduklarını, umutlandıklarını gördüm.”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, kendisini ve partiyi takip eden gençleri, “şehirli, rüşvetle kandırılamayacak nitelikte, yaşam tarzlarının Ortadoğululaşma ve Selefileşmeyle tehdit edilmesine tepki gösteren bir topluluk” diye tanımlıyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.