Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde partisince düzenlenen 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuşan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi eylemcilerine yönelik “sürtük” sözlerine gelen tepkilere yanıt verdi. Suriye’ye operasyon mesajını yineleyen Erdoğan’ın hedefinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve TİP milletvekilleri vardı.
Ekonomik krizi Gezi’ye bağladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Kızılcahamam kampındaki konuşmasında ekonomik krize Gezi protestolarının neden olduğunu ileri sürdü. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Gezi olaylarıyla başlayan ve ardı ardına devam eden ihanetlerin ülkemize kur, faiz, enflasyon şer üçgeni üzerinden ödettiği ağır bedeller olmasaydı bugün 1.5 trilyon doları bulan bir milli gelirle çok farklı bir yerde olacaktık.
Gezi olayları ağaç ve çevre kılıf altında Türk demokrasisine kurulmuş bir pusu, sokak terörü üzerinden milletin iradesini gaspetme girişimi azgın azınlığın sessiz çoğunluğu sindirme teşebbüsüdür. Bu olaylar Türkiye’nin IMF defterinin tamamen kapattığı tarihi günlerde doğrudan ekonomik bağımsızlığımızı hedef alan mandacı bir eylem, İstanbul’un duvarlarının ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazılarıyla kirletildiği Bizans heveslisi bir girişimdir.”
TİP milletvekillerini hedef aldı: “Bunların bir an önce parlamentodan silinip atılması lazım”
Gezi protestolarının 9. yıl dönümünde15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde pankart açan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, İstanbul milletvekilleri Ahmet Şık ile Sera Kadıgil’i de hedef alan Erdoğan, “Bu milletin polisine el kaldırandan milletvekili olmaz. Bunların parlamentoda da yeri olmaz. Bunların da bir an önce parlamentodan silinip atılmasının adımları atılması lazım. Bunun adı demokrasi olmaz. Demokrasi sınırları bir yere kadar” dedi.
Suriye’ye operasyon vurgusu
Suriye’ye operasyon mesajını yineleyen Erdoğan, “Hem güney sınırlarımızdaki güvenlik hattımızın eksikliklerini yeni harekatlarla tamamlayacak hem de karasıyla, deniziyle, havasıyla tüm kuvvetlerimizi her türlü göreve hazır hale getirecek çalışmaları titizlikle yürütüyoruz. Güvenlik endişelerini yeni harekatlarla gidereceğiz” diye konuştu.
Hastanelerdeki randevu sorunu
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Hastanelerde yaşanan randevu sorununa da değinen Erdoğan, “Son dönemde devlet hastanelerindeki sağlık hizmetleri konusunda muayene randevularındaki gecikmeler başta olmak üzere sistemdeki kimi aksaklıklarla ilgili şikâyetler gelmeye başladı. Salgının bitmesiyle bu sorunları hemen gündemimize aldık, süratle çözümünü sağlayacak adımları atıyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu’na: “Sen şimdiden Haziran 2023’e hazırlan”
CHP lideri Kılıçdaroğlu’na sorduğu 10 soruyu ve onun kendisine yönelttiği 10 soruyu hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Siyasetin cilvesi diyebileceğimiz bazı konularla uğraşmak mecburiyetinde kalıyoruz. Türk siyasetinin en ağır cilvesi bize denk geldi: Adı Kılıçdaroğlu’dur. Biz de çoğunlukla yok saymayı tercih ediyoruz. Biz de mecburen bu zatı paçasından tutup aşağı çekmek zorunda kalıyoruz. CHP’nin başındaki zat, güya salı günü sorduğumuz sorulara yanıt vermiş, güya 10 soru sormuş. Riyakârlığı, kifayetsizliği buram buram tütmektedir.
Seçim tarihi belli, bizden yeni bir seçim tarihi istiyor. Sen şimdiden Haziran 2023’e hazırlan. Sen kendin sıkıysa aday oluyor musun olmuyor musun, bunu açıkla. Soru diye papağan misali tekrarlayıp durduğu zırvalar ise onun sadece yalancılığını ve çapsızlığını değil aynı zamanda ülkesinin ve milletinin çıkarlarını savunacak kalibrede bir devlet adamı olamayacağını göstermiştir.“
“Sürtük” tepkilerine yanıt
Gezi eylemcilerine yönelik, “sürtük”, “çürük” diyen Erdoğan, bu sözlere gösterilen tepkilere ise şöyle yanıt verdi:
“Gezi olaylarında sergiledikleri tutuma yakışan teşhisi koyduk. Biz hep milletimizin diliyle konuştuk. Milletimiz bu vandalları nasıl tanımlıyorsa biz de öyle dedik. Onlara bu söz neye karşılık geliyor bilmiyoruz ama dediğimiz çok açık. Milletimiz Gezicileri nasıl tanımlıyorsa biz de aynı sıfatları kullanıyoruz. Elebaşlarını, vandalları, polisimize kurşun sıkan şehir eşkıyalarını, yağmacıları, ibadethanelerimizi bira kutularıyla kirletenleri, aziz milletimizin iradesine kasteden darbe heveslilerini bu millet nasıl tarif ediyorsa biz de aynı şekilde tarif ediyoruz. Vandala vandal, haine hain, çapulcuya çapulcu demekten geri durmayacağız. Bizim kadınlara alçakça hakaret eden belediye başkanlarını koruyanlardan alacak ahlak dersimiz yoktur. Şehit bacısına küfürler savuran terbiyesizlerden öğrenecek saygı dersimiz de yoktur. Buradan tüm kardeşlerime sesleniyorum. Hadlerini bildirmek milletimize karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir.“