Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İzmir’de Uluslararası Yerel Medya Zirvesi başladı

İzmir’de düzenlenen Uluslararası Yerel Medya Zirvesi, Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun Genel Kurulu ile bu sabah başladı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğini yaptığı, Alsancak’taki tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen Uluslararası Yerel Medya Zirvesi bu sabah başladı. Zirve, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) tarafından düzenleniyor.

İki günlük zirve kapsamında Türkiye’de ve İzmir’de gazeteciliğin sorunları, genel durumu ve geliştirilmesi için çok sayıda panel, sunum ve tartışma platformu gerçekleştirilecek.

45 ülkeden 110 gazetecinin katıldığı zirvenin açılış törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Mogens Blicher Bjerregaard, İGC Başkanı Dilek Gappi, ulusal, uluslararası ve yerel basının temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.

“Avrupa Birliği, insanlığın en büyük barış projesidir”

Soyer, yaptığı açılış konuşmasında şunları kaydetti: “Türkiye bugün estirilen havanın aksine demokrasiye sımsıkı bağlı insanların ülkesidir. Tüm eksikliklerine rağmen Avrupa Birliği (AB), insanlığın en büyük barış projesidir. Bu nedenle doğamız gereği AB ile ortak bir ufka bakıyor ve demokrasiyi savunuyoruz. Bedenlerimiz için nefes almak ne ise toplumlarımız için de haber almak aynı şeydir. Doğru ve tarafsız haber alamayan toplumlar, nefes alamaz ve sonucunda önyargıların içinde boğulur. Toplumumuzu hakikatle buluşturma sorumluluğunu siz değerli basın emekçilerimiz taşıyorsunuz. Taşınması zaten zor olan bu görev, düşünce özgürlüğünün olmadığı ülkelerde daha da ağır bir göreve dönüşüyor. Türkiye gibi özgürlüklerin ağır saldırı altında olduğu, basın özgürlüğünün her gün darbe aldığı bir ülkede, gerçeği yazmanın karşılığı ise tabiri caizse ateşten gömlek giymektir. Biliyoruz ki, ülkemiz çok yakında yeniden özgürlüklerine kavuşacaksa bunu o ateşten gömleği korkusuzca giyen yürekli insanlara borçluyuz.”

“Güçlü olduklarından değil, güçlerini kaybettiklerinden yapıyorlar”

Soyer, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmeye başlanacak ve kamuoyunda “dezenformasyon yasası” olarak bilinen yasa tasarısı hakkında ise şöyle konuştu: “Belli ki iktidar seçime giderken sosyal medya üzerinden basın ve ifade özgürlüğünü daha da baskı altına almayı planlıyor. Emin olun ki bunu güçlü olduklarından değil, güçlerini kaybettiklerinden yapıyorlar. Basın ve ifade hürriyetini susturma çabaları, sadece ülkemize özgü bir durum değil. Tüm dünyada örneklerini gördüğümüz otoriter yönetimlerin, iktidarlarını korumak için kullandıkları en önemli araçlardan biri. Fakat Türkiye’de yolun sonuna geldik. Bu ülkede basın özgürlüğü üzerindeki baskı ve sansür, çok yakında sona erecek. Sizler tek bir zümrenin çıkarları için değil, halkımızın tarafsız habere erişmesi için çalıştığınız sürece umudumuz daima büyüyecek. Türkiye evrensel insan hakları, hukukun üstünlüğü, ifade ve basın özgürlüğü gibi temel konularda, yüzünü yeniden dünyaya dönecek.”

Türkiye’de AB olarak yerel kuruluşlarla işbirliği içindeyiz”

Törende konuşma yapan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ise AB’ye aday ülke olan Türkiye’yi yakından takip ettiklerini belirterek şunları söyledi:

Özellikle de Türkiye’nin katılım sürecindeki koşulları ne kadar sağladığını yakından takip ediyoruz. Kopenhag Kriterleri’ne baktığımızda bunlardan en önemlilerinden birisi basın ve ifade özgürlüğü. Her yıl komisyon aday ülkelerin ifade ve medya özgürlüğü konularında değerlendirme raporu sunmaktadır. Sonuncusu Ekim 2021’de yayımlandı. Bu raporda ne yazık ki Türkiye’de görünen olumsuz bir gidişat vurgulanmıştır. Özellikle demokrasiden uzaklaşma ve basın özgürlüğünün kısıtlanması vurgulanmıştır. Eğer bizim sağlıklı bir kamu tartışmasına ihtiyacımız varsa Türkiye’nin özellikle seçimler doğrultusunda bu konuya önem vermesi gerekiyor. Özellikle sosyal medya üzerinden hâlâ çok önemli bir bilgi yayılımı var. Bu da kendi içinde zorluklar doğurmaktadır. Bu durumun desteklenmesi, beslenmesi ama baskı altına alınmaması lazım. Türkiye’de AB olarak yerel kuruluşlarla işbirliği içindeyiz. Bu sayede yasal ve düzenleyici bir ortamın oluşmasını sağlıyoruz.”

“Bizlerin mesleğe olan bağlılığı her şeyi değiştirecek”

TGS Başkanı Gökhan Durmuş ise yaptığı konuşmada Türkiye’deki basın özgürlüğü sorununa istatistikler paylaşarak değindi: 

Dünya basın özgürlüğü sıralamasında 149’uncu sırada olan ülkemizde son bir yılda 23 meslektaşımız cezaevinde. 31 gazeteci 52 gün gözaltında kaldı. 60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı. 28 davada 273 gazeteci yargılandı. Yargılanan gazetecilerin toplam aldığı ceza 75 yıl. 57 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı. 54 haber sitesine ve 1355 haber içeriğine erişim engeli getirildi. RTÜK 61 milyondan fazla para cezası verdi. 600’e yakın basın kartı iptal edildi. Sektörümüzdeki işsizlik oranı yüzde 18. Böyle bir tablo içinde baskılara boyun eğmeyen, kalemlerini satmayan, meslek ilkelerinden ödün vermeden gazetecilik faaliyetini sürdüren binlerce meslektaşımız var. Bizlerin mesleğe olan bağlılığı her şeyi değiştirecek. Dayanışmayla, sendikayla bu zor günler geçecek. Basın özgür, hukuk bağımsız ve demokratik bir ülke olacak Türkiye.

“Zamanınızı gazetecilik yerine mahkemelere çıkarak harcadınız”

Açılış töreninde söz alan Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Mogens Blicher Bjerregaard da şöyle konuştu: “Pandeminin ardından sizlerle bir araya gelmek bizim için büyük bir mutluluk. İzmir’de olmaktan çok mutluyuz. Burada hep birlikte İzmir’in güzelliklerini yaşıyoruz. Türkiye’deki gazetecilerin yaşadığı davalarda buradaydım. Tüm gazetecilere sokaklarda kamuoyunda büyük bir destek vardı. Burada gazetecilere verilen değerin ne kadar olduğunu gördük. Türkiye’de bunları görmek gerçekten umut verici. Sizler Türkiye’de gazeteciler olarak yargılandınız. Zamanınızı gazetecilik yerine mahkemelere çıkarak harcadınız. Bu gazetecilere yapılmaması gereken bir şey. Binlerceniz defalarca mahkemelere çağırıldınız. Ülkenizde çok başarılı işler yaptınız. Biliyoruz ki daha yapılacak çok iş var ve biz de bu yüzden buradayız.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.