Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Serhat Güvenç yazdı: “Stratejik Sabrın” sonu selamet mi?

24 Şubat 2022’de başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi beşinci ayını geride bıraktı. Bu sürede savaşın karakteri birkaç kez belirgin biçimde değişti. İlk aşamada Rusya’nın kısa sürede kesin sonuç almak umuduyla yürüttüğü manevra harbi her yerde aynı ölçüde başarılı olamadı. Kuzeyde Kiev’i ele geçirip Rusya yanlısı bir iktidarı işbaşına getirme planı işe yaramadı. Öte yandan güneyde çok daha hızlı sonuç elde edildi. Kherson gibi önemli kentler kaydadeğer direniş yaşanmadan Rus birliklerinin eline geçti.

Savaşın bu evresinde Ruslar, tanklar, zıhlı araçlar ve nihayet helikopterlerle taarruz ederken, Ukraynalılar, özellikle Batı’dan son dakikada temin ettikleri tanksavar ve uçaksavar füzeleriyle ile Rus taarruzlarını kırmaya çalıştılar. Bu evrenin gözde silahı Javelin tanksavar silahıydı. Javelin savaşın taraflarını da temsil ediyordu. Güçlü ve saldırgan Rusya’ya karşı, zayıf ve savunmadaki Ukrayna. Bu silaha karşı Rus tankçıların kıta imalatı kafeslerle ilave korunma çabaları, Batılı sosyal medya hesaplarında alay konusu oldu. Çoğu eski karyolalardan dönüştürülen bu ilave koruma teçhizatı Javelin’in öldürücü etkisine çare olmadı, olamadı. Karyoladan bozma bu teçhizata “duygusal destek kafesi” (emotional support cage) diyenler bile çıktı.

Kuzey cephesinde planları tutmayan Rusya, elindeki kuvvetlerini doğuya kaydırarak Donbas’ın işgalini tamamlamaya yöneldi. Bu evrede kuzeyden çekilen Rus kuvvetlerini hırpalamak için Ukraynalılar’ın bolca TB-2 Bayraktar SİHA kullandıklarını gözlemledik. Ukrayna kaynaklarının açıklamalarına göre 24 Şubat 2022’den sonra da Baykar Makina, bu ülkeye hatırı sayılır sayıda TB-2 Bayraktar sevk etmeye devam etmişti. Bayraktarlar, doğrudan Rus birliklerini hedef almanın yanısıra Ukrayna topçusu için hedef tespiti amacıyla da cepheye sürüldü. Adına şarkılar yazıldı. O da Ukrayna direnişinin bir başka simgesi oldu. Javelin’e kıyasla savunan tarafa biraz daha güç atfeden bir silahtı. Ukrayna sadece savunan değil, gerektiğinde küçük ölçekli taarruzlar yapabilen bir taraf haline geldi Bayraktar ile.  

Ukrayna’nın en iyimser gözlemcileri bile yanıltan direnişi, Batı ülkelerinin silah transferleri konusundaki çekincelerinden vazgeçmelerine yol açtı. Başlangıçta sadece savunma amaçlı sistemler vermekle yetinenler, daha sonra sahra topları, çok namlulu roket sistemleri ya da suüstü hedeflere karşı kullanılabilecek füzeler gibi saldırı amaçlı silahları da göndermeye de başladı. Bu tür silahlardan Ukrayna’ya hala yeterli sayıda verilmediği Kiev’in en büyük eleştirisi.

Doğuya yoğunlaşan savaş, Nisan 2022’den sonra karşılıklı topçu mücadelesine dönüştü. Burada Rusya’nın Ukrayna’ya bariz üstünlüğü sonuç verdi. Donbas neredeyse tamamen Rusya’nın denetimine girdi. Savaşın operatif ve stratejik düzeylerde yıpratma mücadelesine dönüşmesi, Rusya’ya topçu bakımından sayısal üstünlüğü sahada avantaja dönüştürme imkanı verdi. Ancak bu avantajın da sınırlarına gelindi. Ukrayna topçusu modern Batılı sistemlerle takviye edildi. Yeni silahlar arasında Fransız Sezar, Alman PzH2000 ve Amerikan HIMARS topçu sistemleri bulunuyor. Özellikle Sezer ve HIMARS çok hızlı mevzii değiştirebildikleri için tespiti bir hayli güç topçu sistemleri. Ukrayna topçusuna menzil, isabet ve çeviklik kazandıran bu sistemlerle savaşın “topçu düellosu” evresinde ibre giderek Ukrayna lehine dönmeye başladı. Yeni silahlar sayesinde Karadeniz’deki Yılan Adası gibi yerler Ukrayna topçusunun menziline girdi. HIMARS’ların da cephe gerisindeki mühimmat depolarını imha etmede çok yararlı olduğu ifade ediliyor. Bu evrenin simge silah sistemi de sanırım HIMARS oldu.

Savaşın sıcaklığında bazı silah sistemlerinin “başarısı” bilerek abartılır. Genellikle daha sonra bu sistemlerin öyle pek parlak bir performans göstermedikleri anlaşılır. Ancak savaş zamanı kamuoyunu ikna etmek için başvurulan bir yöntemdir. Javelin, Bayraktar ve HIMARS Ukrayna’daki savaşın dillere pelesenk ettiği isimler olarak karşımızda duruyor. Bunların “göz kamaştırıcı” performansları Ukrayna’nın “zaferi”ni vaad ediyor, hatta müjdeliyor Batı kamuoylarına. Rusya tarafında bu kadar öne çıkan ya da parlatılan bir silah sistemi henüz ortada yok. Hipersonik Kinzhal füzeleri savaştan önce öne çıkarıldıysa da henüz kaydadeğer bir kamuoyu etkisi yarattığı söylenemez. 

Öte yandan Rusya’ya uygulanan yaptırımların etkisi hem bu ülkede hem de Avrupa’da giderek sert biçimde hissediliyor. Savaşın dolaylı ve dolaysız ekonomik maliyeti toplumun sırtına biniyor. Rusya’nın işgal girişiminin Batı’da yarattığı birlik ve dayanışma havasında henüz zayıflama gözlenmediği ifade ediliyor. Ancak bu havanın daha ne kadar muhafaza edilebileceği sorusu karar vericilerin kafasını meşgül ediyor. Putin’in hesabı, yaşam kalitesindeki bozulmanın Avrupa kamuoylarının Ukrayna’ya desteğini zayıflatması. Bu hesabı başka örneklerde tuttuğu için bu kez de ilk havlu atanın Batı olacağını düşünüyor. Bu da yıpratma savaşının stratejik boyutu. Ukrayna, Batı’nın kesintisiz desteği olmadan Rusya’ya karşı savaşını sürdüremez. Orası kesin. 

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy de durumun farkında. Rusya da elindeki askeri kapasitenin büyük bölümünü bu savaşa yatırdı. Gücünü biraz toparlamak için zamana ihtiyacı var. O yüzden cephedeki savaşın tavsaması, aslında tercih edeceği bir durum. Tam da bu nedenle önümüzdeki iki-üç ay içinde Ukrayna’nın Rusya’yı “yenebileceğini” kanıtlamaya ihtiyacı var. Bu sayede Avrupa kamuoylarına Ukrayna’nın arkasında durmaya değer bir mücadele verdiğini gösterecek. Rusya da ihtiyaç duyduğu “mola”dan mahrum kalacak. 

Ukrayna karşı taarruzunun hedefinin güneydeki Kherson olacağına da şüphe yok. Bütün dikkatlerin çevrildiği Kherson’da, Rusya bir an önce referandum düzenleyerek bağımsızlık ilan ettirme derdinde. Ukrayna burayı geri alırsa Karadeniz’e çıkışı daha güvenli hale gelecek. Kherson’daki Rus kuvvetlerinin ikmal hatları bir hayli hasar görmüş durumda. Buradaki birliklerin takviyesi kolay değil. Büyük ölçekli bir Ukrayna taarruzunun başarı ihtimali yüksek görülüyor. Ancak buradan daha ileri taarruzi harekat, bağlantı yolları, viyadükler ve köprülerin büyük ölçüde imha edilmiş olması nedeniyle neredeyse imkansız. 

Mevcut işaretler Ukrayna’da savaşın son eşiğinde olduğumuzu gösteriyor. İki ya da üç ay içerisinde çatışmaların tırmanması ve onu izleyen uzun bir durağanlık yaşanması beklenebilir. AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell geçen hafta AB kamuoylarından “stratejik sabır” göstermelerini talep etti. Rusya-Ukrayna savaşının seyri sahadaki askeri mücadeleye bağlı elbette, ancak belli ki kaderini Avrupa’nın “stratejik sabrı” belirleyecek. Rusya sahada yeni askeri başarısızlıklar, hatta yenilgiler yaşadıkça, Devlet Başkanı Putin’den bu sabrı sınayacak yeni hamleler gelebilir. Avrupa’yı sıcak bir yaz ve soğuk bir kış bekliyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.