Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

KKM’den çıkış senaryoları: CHP, DEVA Partisi ve HDP’nin ekonomi kurmaylarının çözüm arayışları 

Hazine’ye resmi yükü 75,6 milyar TL’ye ulaşan kur korumalı mevduat (KKM) sisteminin nasıl sonlanacağını, muhalefet partilerinin ekonomi kurmayları yorumladı. CHP’li Bülent Kuşoğlu, DEVA Partili İbrahim Halil Çanakcı ve HDP’li Rıdvan Turan, KKM sisteminden olası çıkış senaryolarının maliyetlerini Medyascope için değerlendirdi.

KKM hesaplarına ağustosta 15 milyar TL ödendi. Ek bütçeyle 2022 yılı boyunca 40 milyar TL ayrılan KKM’nin, Mart 2022 itibarıyla Hazine’ye resmi yükü 75,6 milyar TL’ye ulaştı ve ek bütçede ayrılan rakamın iki katına yaklaştı. Döviz tevdiat hesaplarını KKM hesaplarına çevirenlerin kur farkı ödemelerini yapan Merkez Bankası’na (MB) KKM’nin yükü ise açıklanmıyor. 

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık bülten verilerine göre, 1,3 trilyon TL’ye ulaşan KKM hesapları, bankalardaki toplam mevduatların yüzde 17’sini oluşturuyor. MB ve ekonomi yönetimi sıklıkla “liralaşma” vurgusu yaparken, yabancı para mevduatının, toplam mevduat içindeki payı yüzde 55’e yaklaştı. KKM mevduatı ve yabancı para mevduatıyla birlikte, dolarizasyon yüzde 72 oldu. 

CHP’li Kuşoğlu: “Fakirden alıp zengine veren sistem” 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi üyesi, İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, KKM benzeri bir uygulamanın örneğinin olmadığını söyleyerek, “Tutup da fakirinden alıp, kamu bütçesinden zenginine, döviz sahibine veren başka ülke yoktur” dedi. Hazine’nin mart ayından bu yana ödediği 75,6 milyar TL’ye ek olarak, Merkez Bankası’nın (MB) da KKM hesapları için 85 milyar TL ödediğinin tahmin edildiğini hatırlattı ve getirilen vergi istisnaları ile 2022 yılı için yaklaşık 350 milyar TL vergi gelirinden vazgeçildiğini söyledi.

Ekonomik veya sosyal amaçlı vergilerden vazgeçilebileceğini vurgulayan Kuşoğlu, “Burada ne ekonomik, ne sosyal amaç var. Bu sadece çarpık bir dengeyi sürdürmek için yapılan bir işken, çok daha çarpık bir yapı doğurdu. Bu yapının devam etmesi mümkün değil” diye konuştu.

“Ödemeyeceğiz”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 9 Ağustos’ta Edirne’de yaptığı grup toplantısında, iktidara geldiklerinde KKM sahiplerine yalnızca faizlerin ödeneceğini, döviz garantisi olmayacağını söylemişti. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını destekleyen Kuşoğlu, KKM ödemelerinin durdurulması gerektiğini şöyle anlattı:

Belli bir tarih itibariyle bunun ödenmemesi söz konusu olabilir artık. Geriye dönük olsa da ’bunu ödemeyeceğiz’ dememiz gerekir. KKM, ülke için bir yıkım ve çok büyük sosyal adaletsizlik doğuran bir uygulama. Anayasa Mahkemesi’ne götürseniz, adaleti olan herhangi bir mahkemenin, bunu durdurması gerekir.

KKM ödemelerinin yapılmamasının dolarizasyonu artırma riski hakkında ise Kuşoğlu, “Şu anda, KKM’yi sürdürebilmek için kontrollü bir döviz artışı söz konusu ama bu durum sürdürülebilir değil. Yapılan o kadar önemli bir yanlışlık ki, düzeltmek büyük bir sorun getirecek ama sürmesi çok daha ayrı bir sorun” dedi. Kuşoğlu KKM hesap sahiplerine yapılacak ödemelerin, Hazine’ye yük olmaktan çıkarılıp bankalara bırakılması gerektiğini ve bankaların, kendi mevduatlarının faizini ödeyebileceğini söyledi.

“Dört ayda 500 milyar TL’lik bütçe açığı”

Bugün (15 Eylül) açıklanan merkezi yönetim bütçesine göre, Ocak-Ağustos 2022 döneminde bütçe dengesinin 33 milyar TL fazla verdiğine dikkat çeken Kuşoğlu, “Orta Vadeli Program’da (OVP) yıl sonunda bütçenin 461 milyar TL açık vereceği öngörülüyor. Demek ki, ağustostan sonra, dört ayda bütçe yaklaşık 500 milyar TL açık verecek. Böyle bir harcama yapılması, piyasaya anormal bir para sürülecek demektir. Seçim hazırlığı da olsa, piyasaya bu ölçüde bir para sürülmesi, dövizi ve enflasyonu patlatır” diye konuştu.

“Böyle hatayı öğrenci bile yapmaz”

Kuşoğlu, ekonomi politikalarını kadroların liyakatsizliğiyle açıklamanın, siyasileri, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve ‘faiz sebep’ ilkesini görmezden gelmek demek olduğunu söyledi. Kendisi de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olan Kuşoğlu “Böyle bir hatayı Siyasal’daki öğrenci bile yapmaz. Bu hatayı sürdürmek zorunda kalıyorsunuz ama belli bir tarih itibariyle bitirilecek, ülke için gerçekçi yapılması gereken, adil olan budur” dedi.

Yıl sonuna kadar KKM’ye yapılacak ödemelerin, 500 bin konut yapılacağı söylenen sosyal konut projesinin tüm maliyeti olan 900 milyar TL’nin üçte birine denk olduğunu söyleyen Kuşoğlu, şöyle konuştu:

Devlet bütçesinde, emeklinin, memurun, işçinin hakkını alıyorsunuz, ülkedeki birkaç yüz bin kişi olan döviz sahiplerine transfer ediyorsunuz. Daha önceki döviz çevrilebilir mevduatlar (DÇM) da başarısızlıkla sonuçlandı ama onların hepsini ödeyebilmiştik, bu DÇM’erden de büyük bir yıkım getirecek. O dönemde DÇM’ler ile ülkeye döviz girişi de olmuştu. KKM için döviz girişi de olmuyor, yabancı ya da yerli para mevduatlarındaki mevcut parayı KKM hesaplarında tutuyorlar. Dolarizasyon söz konusu oluyor ve buna ‘liralaşma’ diyorlar.

DEVA Partili Çanakcı: “Devleti batırma projesi”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Halil Çanakcı, KKM’nin ilan edilmesinin ertesi gününde  “KKM devleti batırma projesidir, Hazine’nin dibine konulmuş dinamittir” dediklerini ve dolarizasyonu önlemeye katkısı olmayacağını söylediklerini hatırlattı. Örtülü faiz artırımı olarak gördükleri KKM ile üç aylık yüzde 27, yıllık yüzde 160 bileşik faiz verildiği dönemler olduğunu belirten Çanakcı, şunları söyledi:

Geçen süre içerisinde söylediklerimiz bir bir çıktı. Hükümet bunun maliyeti 12,5 milyar TL’yi geçmeyecek dedi. Ancak Hazine ve MB’ye, sadece beş ay bir haftada ortaya çıkan yük 141 milyar TL. Vazgeçilen gelirlerden gelir vergisi, stopaj vergisi, kurumlar vergisi istisnasını dahil ettiğimizde maliyet çok daha yukarı gidiyor. Sene sonunda maliyetin 300 milyar TL’yi geçeceği tahmin ediliyor.

“Uygulamayı durduracağız”

Çanakcı, tek başına iktidar olması veya iktidarda söz sahibi olması durumunda DEVA Partisi’nin KKM sistemi hakkındaki tasarrufunu şöyle anlattı: 

Uygulamayı durduracağız ama bizim partimiz geriye dönük bir uygulama içinde olmayacak. Mevcut hesaplarla ilgili, geriye dönük bir tasarrufta bulunmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Onlar kendilerine sağlanan uygulama ne ise, vade tamamlanıncaya kadar o imkânları, hakları koruyacaklardır. Mevcut hesaplarla ilgili, mevcut hakların geri alınması gibi bir uygulama söz konusu olamaz. Burada küçük yatırımcının, mevduat sahibinin hatası yok. Yanlış yapan hükümettir.

Şu an sistemde olanlar vadesine kadar devam edecek ama biz iktidar olduğumuzda yeni hesap açılmasını durduracağız. Ondan sonrası zaten kendi akışı içerisinde, hatta sandıkta değişim net bir şekilde ortaya çıktıkça portföy tercihlerindeki değişim kendi kendine olacaktır. 

“Sandıkta değişim kanaatiyle, portföy tercihleri kendiliğinden olacaktır”

Kılıçdaroğlu’nun “Ödemeyeceğiz” çıkışının KKM’den çıkışları tetikleyerek dolarizasyonu artırıp artırmayacağı konusunda Çanakcı, insanların panikle hareket etmesine ihtiyaç olmayacağını belirterek şunları söyledi:

Genel olarak cevap vereyim, sandık yaklaştıkça ve sandıkta bu iktidarın değişeceği kanaati her geçen gün yükseldikçe, zaten olumlu hava olacaktır. Orada TL’nin tekrar itibarlı, istikrarlı para olması beklentisi güçlenecektir. Bu beklentiyle beraber tabi ki portföy tercihleri de ona göre şekillenecektir. Şu an sistemde olanlar vadesine kadar devam edecek ama biz iktidar olduğumuzda yeni hesap açılmasını durduracağız. Ondan sonrası zaten kendi akışı içerisinde, hatta sandıkta değişim net bir şekilde ortaya çıktıkça portföy tercihlerindeki değişim kendi kendine olacaktır.

“Kaynakları üretken alanlarda kullanacağınıza servet transferine harcıyorsunuz”

Döviz kurlarındaki hareketliliğin, iktidarın kontrolünde olmadığını söyleyen Çanakcı, “Kur yukarı gittikçe, insanların getiri beklentisi yükselerek dövize yönelmesi sonucunu doğurmuş olabilir ama hükümetin bir hassasiyetle, ölçerek biçerek yaptığını düşünmüyorum” dedi. 

HDP’li Turan: “KKM’den uzaklaşanlara borsayı adres gösterdiler”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekonomi ve Tarım Politikalarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, KKM’nin adım adım boşaltılmasıyla borsa gibi başka araç setlerinin devreye girdiğini söyleyerek şöyle konuştu:

Son zamanlarda KKM ile ekonomi son derece dolarize oldu, öngörüleri tam tersine döndü, doları tutmak için icat ettikleri bu zihnisinir proje, işe yaramaz hale gelmeye başladı. Oradaki insanlar da yatırımı devam ettirecek başka araçlar aradı. Bu sebeple hem Varlık Fonu’nun müdahalesi, hem dışardan gelen paranın da etkisiyle KKM’den uzaklaşanlar için borsayı cazibe merkezi kılarak, bankaların hisselerinin olağanüstü artışıyla birlikte, bir adres haline getirdiler. Böylece hem kurun artması, hem de KKM’den dolara yönelmesi engellenmiş olacaktı. Fakat günün sonunda borsanın çöküşüyle birlikte, orada hem olağanüstü vurgun ortaya çıktı, hem de bir adres olarak borsayı göstermenin mantıken anlamsızlığı ortaya çıkmış oldu.

Dolarizasyondan, kur artışından kaçış yok” 

KKM’yi, kamu kaynaklarının gasp edilmesi olarak gördüklerini söyleyen Turan, “Gökten dolar yağmadığı sürece, son derece dolarize olmuş ekonomide, kur artışlarını engelleyecek bir şekilde KKM’yi sonlandırmanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Hangi aracı, hangi seti kullanırlarsa kullansınlar bundan kaçış yok gibi görünüyor” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun KKM hesap sahiplerine kur farkı ödenmeyeceğine ilişkin açıklaması için Turan, “Kamu kaynaklarının heba edilmesini engellemek adına propagandist bir biçimde ifade ediliyor ama bu da yeniden dolara yönelişi artıracak. Kılıçdaroğlu’nun sözü, KKM’den tereyağından kıl çeker gibi çıkılmasını sağlayacak bir sonuç üretmez” diye konuştu.

“Legal hortumlanma yerine kalkınma” 

KKM için yapılan ödemelerin, genel bütçeden, vergilerle finanse edildiğini vurgulayan Turan, KKM sisteminde de ekonominin kur çıpasıyla işlemeye başladığına dikkat çekerek şunları söyledi:

Kamusal kaynaklar, elinde para olan birileri tarafından, legal bir hortumlanmaya tabi kılındı. Dolayısıyla bu para bu şekilde heba edileceğine, üretimi ve istihdamı artırıcı, büyüme yerine kalkınma temelli bir ekonomi aklının elinde olmuş olsaydı, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarının çözülmesinde ciddi bir kaldıraç olurdu. Meseleleri çözmezdi belki ama iyi bir başlangıç olurdu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.