İzmir -Alsancak’ta yaşayan trans kadın Y.İ.Ş., şubat ayında F.D. isimli erkeğin bıçaklı saldırısına maruz bırakıldı. Hastanede tedavi gören Y.İ.Ş. ve trans kadın arkadaşı E.S., daha sonra şikayetçi olmak için karakola gitti. Saldırgan F.D.’nin E.S.’nin evinde fuhuş yaptığı yönünde ifade vermesi üzerine E.S. gözaltına alındı ve daha sonra yaşadığı evin mühürlenmesi kararı çıktı. E.S. ve avukatı Muammer Can Korkor, yaşananları Medyascope’a anlattı.
Trans Aktivist E.S., 2022 yılının şubat ayında trans kadın arkadaşı Y.İ.Ş.’nin, F.D. isimli erkek tarafından İzmir-Alsancak Bornova Sokak’ta bıçaklı saldırıya maruz bırakıldığını ve hastaneye kaldırılıp tedavi gördüğünü anlattı. Daha sonra şikayetçi olmak için Alsancak Polis Merkezi’ne giden E.S. ve Y.İ.Ş., E.S. hakkında evde fuhuş yaptığına dair şikayet olduğunu öğrendi. Gözaltına alınan E.S., Bozyaka Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği’ne götürüldü ve evinin mühürlenmesine karar verildi.
“Alsancak’ta barınamazsın”
Şubede avukat talep ettiğini söyleyen E.S., kendisine “Avukatın gelemez” denildiğini, baskı altında tutanak imzalatılmaya çalışıldığını, imzalamadığı için kendisini oda oda gezdirdiklerini söyledi ve şöyle devam etti: “Bana, ‘Alsancak’ta barınamazsın’, ‘Burası devlet, devletle baş edemezsin’ gibi tehditlerde bulundular. Ben aktivistim çeşitli basın açıklamalarında söz alıyorum, konuşuyorum. Bana açıklamalarda büronun adını geçirdiğim söylendi.”
Söylenenlerin iftira olduğunu ve ortada somut hiçbir delil olmadığının altını çizen E.S., “Ben daha sonra evimin mühürlenmesiyle ilgili dava açtım. Evin mühürlenmesi ile ilgili 4. İdare Mahkemesi tarafından ilk başta yürütmeyi durdurma kararı verildi. İki gün sonra yürütmenin durdurulması kararına itiraz ediyor Ahlak Büro ve karar bozuluyor” diyerek olaylardan sonra yaşanan hukuki süreci anlattı.
Yaklaşık bir hafta önce, eylül ayının son günlerinde mühürleme işlemi için evine gelindiğini söyleyen E.S., “Yaşadığım ev ikametgahımın olduğu, barındığım ev. Benim barınma hakkım ihlal edilmeye çalışılıyor. Kapıya gelen yetkililere de bunları söyledim. ‘Gidecek yerim yok. Sokakta mı kalayım?’ dedim polise, bana ‘O beni ilgilendirmez’ dediler. İki gün içinde evi boşaltmamı söylediler. Bu devirde kim iki gün içinde ev bulabilir?” diye konuştu.
“Yaşam hakkım, barınma hakkım elimden alınmaya çalışılıyor”
Kaymakamlığa itiraz dilekçesi yazdığını belirten E.S., “Çok kötü bir durum, yaşam hakkım, barınma hakkım elimden alınmaya çalışılıyor. Gaddarca evimden atmaya çalışıyorlar. Bana gerekçe olarak, 2011 yılında evin fuhuş nedeniyle mühürlenmesini gösteriyorlar. Yapılan sistematik bir şiddet. Bizi yaşam alanından uzak yerlere sürmeye çalışıyorlar” dedi.
Kendilerine “insan” gibi davranılmasını istediklerini dile getiren E.S., şunları söyledi: “Diğer insanlara nasıl davranıyorlarsa bize de öyle davransınlar istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Ayrıcalık istemiyoruz. Mahkemenin sonuçlanmasını istiyorum ama evim mahkeme sonuçlanmadan mühürleniyor. Failin iddiasıyla evim mühürleniyorsa zaten daha bir şey demiyorum.”
Medyascope’a konuşan avukat Muammer Can Korkor ise “Evin mühürlenmesiyle ilgili mahkemenin elinde somut delil olduğunu düşünmüyoruz. Haliyle de yürütmenin durdurulması kararının verilmesi gerekiyordu. Çünkü barınma hakkı hem anayasal bir hak hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunan bir hak. Yürütmenin durdurulması kararının kabul edilmemesiyle bu hakkın ihlal edildiğini düşünüyoruz” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.