Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı Ayfer Yılmaz: “Erdoğan’ın Akşener’e çağrısı, kaybedilen seçimin önceden itirafı”

İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı, eski Devlet Bakanı ve Hazine Müsteşarı Ayfer Yılmaz, siyasette ve ekonomide yaşanan gelişmeleri Medyascope’a değerlendirdi. Partisinin seçimlerde yüzde 25 kadın kotasına göre milletvekili çıkarmayı hedeflediğini söyleyen Yılmaz, Altılı Masa’nın ekonomi politikalarının toplumsal refah devletine dönüşüm için önemine dikkat çekti. Yılmaz, “Türkiye’de ekonomik krizin arkasında yönetim krizi var” diyerek, AKP’nin ekonomi yönetiminin bedelini 85 milyonun ödediğini vurguladı. 

Ayfer Yılmaz, İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanlığı olarak eski kriz dönemlerinde olmayan bir yoksulluk karşısında “insanlara hayal edebildikleri bir Türkiye yaratmak” için çalıştıklarını söyledi.

“Erdoğan’ın Akşener’e çağrısı, kaybedilen seçimin önceden itirafı gibi”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yaptığı Altılı Masa’dan kalkma çağrısı hakkında Yılmaz, “Aslında bu, kaybedilen seçimin, Sayın Erdoğan tarafından önceden itirafı gibi. İYİ Parti’ye söyledikleri yerli, milli ve diğer şeylerle baktığımız zaman şu anki ortaklığının, kendisini ileriye götüremeyeceğini gördüğünü ifade ediyor” diye konuştu. İYİ Parti’nin 2017’de kuruluşunda güçlendirilmiş parlamenter sistem dediğini hatırlatan Yılmaz, “Ülkeye ne söz verdiysek, odur. İYİ Parti kurulduğu ilkelerin ışığında yoluna devam ediyor” dedi.

“Merkez sağı kucaklayan, ülkeyi yönetmeye hazır bir parti”

Yılmaz, yakın zamanda İYİ Parti kadrolarına katılarak parti sözcülüğü, başdanışmanlık gibi üst düzey sorumluluklar alan isimlerin parti içinde rahatsızlık yarattığına yönelik iddiaların doğru olmadığını söyledi. Yeni isimlerin partiye kattığı değerlerin önemini vurgulayan Yılmaz, “Böyle katılımlardan mutsuz olabilecek bir İYİ Parti yok. Her zaman için merkez sağı kucaklayan, ülkeyi yönetmeye hazır bir partiden söz ediyoruz. Dolayısıyla adres doğru, doğru insanlarla doğru hedefe varacağız” diye konuştu. Bütün ülkenin birbiriyle karşı karşıya getirildiğini söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti:

Herkes şunu görüyor artık, ülke bir çıkış istiyor. İçinde bulunduğumuz tek adam rejimiyle, ne dış politikada ne ekonomide ne de sosyal dokumuzda ülkenin gidebileceği bir nokta kaldı. İYİ Parti’yle birlikte, merkezde bütün değerlerimizi buluşturma hedefiyle yola çıktık. Bunu gören, gerek milletvekilleri, gerekse daha önce diğer partilerde olanlar İYİ Parti’ye katılmaya devam ediyor. 2002 seçimlerinden sonra merkez sağı temsil eden, DYP,  ANAP, Genç Parti’ye giden oylar daha sonrasında mevcut partilere dağılmıştı. İYİ Parti’nin kurulmasıyla birlikte oradaki merkez oylar İYİ Parti’ye gelmeye başladı.

“Altılı Masa’da milletin kendisi var”

Altılı Masa’nın, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçerek ülkeyi tekrar rayına oturtmak için kurulduğunu, tüm çalışmaların buna göre hazırlandığını belirten Yılmaz, şunları söyledi: 

Bugünkü iktidar tarafından derin yoksulluğa, şehir yoksulluğuna terk edilenlerin, işsiz gençlerle, umutları ellerinden alınan gençlerin desteklediği, onlarla birlikte ortaya çıkan bir Altılı Masa’dan bahsediyoruz. Başka kimse bir şey aramasın, burada milletin kendisi var. Artık tek adam rejiminden kurtulmak, korkmadan, özgürce yaşamak istedikleri bir ülkeye sahip olmak istiyorlar. Altılı Masa aslında bunu ortaya koyuyor ve buna çalışıyor. İktidar ‘Ben buradayım, karşıma kim çıkacak?’ diyor. Tek adam rejiminden, başka bir tek adam rejimine mi geçilecek? Burası kurum ve kuralların, dolayısıyla parlamenter demokrasinin tekrar gündeme gelmesini ve onların inşasını öngören bir birlik.

“Altılı Masa’nın hedefi ekonomiyi rayına oturtmak”

İYİ Parti’nin kadrolarının ülkeyi ekonomik krizden çıkaracak en iyi kadrolar olduğunu vurgulayan Yılmaz, Altılı Masa’da İYİ Parti ile DEVA Partisi arasında, özellikle ekonomi yönetiminin sorumluluğunu alma konusunda bir çekişme olmadığını, birlikte çalıştıklarını söyledi. Altılı Masa’nın alt komisyonlarından olan Ortak Çalışma Grubu’nun her gün çalıştığına dikkat çeken Yılmaz, “Daha iyiyi yapmak ve ülkemizin geleceği için, birbirimizi destekleyerek, ülkenin önünde bulunan riskleri ortadan kaldırmak, kriz yönetimini yapmak ve tekrar ülke ekonomisini rayına oturtmak sorumluluğu var. Altılı Masa’daki hiçbir partinin şu anda farklı bir hedefinin olduğunu söylememiz mümkün değil” dedi. Yılmaz, Ortak Çalışma Grubu’nun hazırlayacağı raporun aynı zamanda ortak cumhurbaşkanı adayının programı da olduğunu vurguladı ve Altılı Masa’nın her şeyiyle ülkeyi yönetmeye hazırlandığını belirtti.

“2002’deki krizden çıkış ile bugünü mukayese etmeyelim”

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında devlet bakanı olan Ali Babacan’ın, ekonomik krizin aşılmasında rol oynadığı ve şu an DEVA Partisi’nde olan kadrolarıyla ekonomi yönetiminde iddialı olması konusunda ise Yılmaz, şöyle konuştu:

2002 süreciyle bugünkü süreci mukayese etmeyelim. 2001 yılında itibaren IMF ile yapılmış olan bir anlaşma süreci vardı ve onun 2008 yılına kadar uygulanacak kuralları belliydi. Merkez Bankası’nın (MB) bağımsızlığı, borçlanma kanunu, BDDK’nın kuruluşu dahil olmak üzere bir kurumsal süreç oluşmuştu. Bugün ise çok daha farklı bir noktadan başladığımızı söylemek isterim. Tabii ki o zaman o kadrolar gereğini yerine getirmişti. O dönem uygulanan politikaları yazan kadrolar gibi, İYİ Parti de bugünkü programı yazdı.

“Ekonomik krizin arkasında yönetim krizi var”

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, yurtdışında yabancı yatırımcılara seslenirken “Bırakın bürokrasiyi, biz cumhurbaşkanından her şeyi alırız” dediğini hatırlatan Yılmaz, bakanın bu konuşmasının yabancı yatırımcı ve fonların gelmesini durduracağını söyledi. Yılmaz, “Seçimden sonra sistem değiştiğinde, dış yatırımcı hukukun üstünlüğüne, kuvvetler ayrılığı ilkesine, MB bağımsızlığına, TÜİK’in, BDDK’nın ve diğer kurumların gerçek işleyişlerine bakacaktır” dedi. 

Yılmaz, iktidarın emeklilikte yaşa takılanlarla (EYT) ilgili düzenleme, asgari ücret artışı, sosyal yardımlar gibi seçime yönelik hamlelerinin sürdürülemez olduğunu belirtti. Seçimden sonra ekonomik krizin tahribatının sürmesi durumunda, seçmenin Altılı Masa’ya güvenip güvenmeyeceği konusunda ise Yılmaz, şöyle konuştu: 

Ekonomideki tüm riskler, öngörülemeyen, şeffaf olmayan uygulamalar nedeniyle oluşuyor. Asıl sihirli değnek o kurumsallaşmaya dönüş, tek adam sisteminden çıkış. Mucizevi bir değnek arıyorsanız, o değneğin ismi güçlendirilmiş parlamenter sistemin altında kurumsal kapasitenin artırılması, hukukun üstünlüğü ve bağımsız kurumlar. Sonrasında zaten kısa, orta ve uzun vadeli programlarımız ilk günden itibaren uygulanmaya başlanacak.

“Acı reçeteyi zaten yaşıyoruz, bedelini 85 milyon ödüyor” 

Yılmaz, Altılı Masa’nın ekonomide “acı reçete” uygulamak zorunda kalıp kalmayacağı konusunda ise şunları söyledi:

Acı reçeteyi zaten yaşıyoruz. Asgari ücreti 5 bin 500 liraya artırıldı ama açlık sınırı 7 bin liranın, yoksulluk sınırı 24 bin liranın üzerinde. Çocuklarımızın yüzde 48’i derslere aç giriyor, bunlar ilkokul ve lise dönemi arasında. Üniversite öğrencilerimiz yurtlarda bayılıyor. Böylesine bir dönemi, kuruluşundan beri Türkiye Cumhuriyeti tarihinde göremezsiniz. Elektriği vatandaştan aldığı vergi ile sübvanse edip, ‘Yüzde 75’ini biz ödüyoruz’ diyorlar. Seçime kadar baz etkisiyle enflasyon düşecek. Ertesi gün ekmeğin fiyatı düşecek mi? Geldiğimiz noktada 85 milyon bugünkü politikaların bedelini ödüyor.”

“Kadınların karar alma mekanizmalarında olması bizim için önemli”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 17 Kasım’da İzmir’de Girişimci İş Kadınları Federasyonu (GİFED) üyeleri ile bir araya gelmişti. Partisinin yüzde 25 kadın kotası olduğunu söyleyen Akşener, “Bütün birimlerimizde yüzde 25 kadın kotasına uyuldu ama milletvekilliği konusunda maalesef başarısız oldum” demişti. 2017’de kurulduktan sekiz ay sonra, 2018 Haziran’da seçime girdiklerini hatırlatan Yılmaz, kadınların Meclis’te temsili hakkında şöyle konuştu:

Hayatın zorluklarıyla, yoksulluğuyla, haklardan yoksunluğuyla karşı karşıya olan kadınların, karar alma mekanizmalarında olması İYİ Parti için son derece önemli. Kadın milletvekili temsilinde şu anda istediğimiz noktada değiliz ama bugün yaptığımız çalışmalar önemli. İYİ Parti’nin diğer partilerden belki en büyük farkı, kadın kolları olmadan kurulmuş olması. Daha sonra kurulan Kadın Politikaları Başkanlığının çalışma sistematiğine baktığınız zaman, kadını ikincil role atmayan, asli role alan bir partiyiz. İYİ Parti kadınlara ulaşmak için kapıları çalıyor.” 

Önümüzdeki seçimlerde İYİ Parti milletvekillerinin en az yüzde 25’inin kadın olması için çalışacaklarını söyleyen Yılmaz, “Aday başvurularını görmeden bunu söylemek o kadar mümkün değil. Adaylıklar ve seçimin hangi tarihte yapılacağına göre ortaya çıkacak. Ancak kadının düşünce sistem yapısı, çoklu bakış açıları, sorunların çözümünde son derece yararlı olacaktır” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.