Putin’in Ukrayna’da barış için sunduğu şart ne kadar gerçekçi? İki ülkenin de gücü tükenmeden barış mümkün değil mi?

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları devam ederken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den olası barış görüşmelerine dair bir açıklama geldi. Putin, Ukrayna ile müzakere için bir şart sundu: “Kiev toprak kaybını kabullenmeli.” Rusya uzmanları, Putin’in müzakereler için sunduğu bu şartın gerçekçi olmadığı görüşünde.

Savaş 316 gündür devam ediyor. Savaşın ilk günlerinden itibaren hem Ukrayna hem de Rusya ile yürütülen “dengeli” diplomasi sayesinde iki ülkenin lideriyle rahat bir şekilde iletişim kurabilen tek kişi AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Bu diplomasi trafiği bugün (5 Ocak) de devam etti. Erdoğan hem Rusya lideri Vladimir Putin hem de Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy ile telefonda görüştü. 

Rusya’dan müzakerelere “yeşil ışık” için tek şart

Erdoğan önce Putin ile görüştü. Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı’ndan bir bilgi notu paylaşıldı ve iki liderin Türkiye’de kurulması planlanan doğalgaz merkezi ve Suriye’deki son durumun yanı sıra Rusya ile Ukrayna arasında “kalıcı barışın tesisi” üzerine konuştukları belirtildi:  

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, barış ve müzakere çağrılarının tek taraflı ateşkes ilanı ve adil çözüm vizyonuyla desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.”

Kremlin’den paylaşılan bilgi notunda ise dikkat çeken bir ayrıntı vardı. Putin’in Erdoğan’a, Ukrayna’da Rusya’nın ciddi bir diyaloğa açık olduğunu söylediği belirtildi. Fakat satır arasında çok önemli bir detay vardı, “yeni toprak gerçeklikleri”:

“Putin, Ukraynalı yetkililerin yeni toprak gerçekliklerini hesaba katarak, çok iyi bilinen ve sıkça dile getirilen gereklilikleri yerine getirmesi koşuluyla, Rusya’nın ciddi bir diyaloğa açık olduğunu bir kez daha teyit etmiştir.”

Rusya’nın Ukrayna’da barış masası kurmasının tek şartı, “yeni bölgesel gerçekliklerin” tanınması. Peki bu ne kadar gerçekçi? İstanbul Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve “Rus Dış Politikasında Ukrayna” başlıklı kitabın yazarı Dr. Habibe Özdal, Putin’in bu şartının Ruslar için “en iyi durum senaryosu” olduğu görüşünde.

Putin’in ancak böyle bir senaryo ile “özel askeri operasyonu” hem iç politikada hem de dış politikada başarı olarak satabileceğini belirten Özdal, Ukraynalılar’ın bu şarta asla yanaşmayacağını söylüyor:

“Putin ancak bu şartım olursa ‘Ben varım’ diyor. Fakat Ukraynalılar bu şarta asla yanaşmaz.”

Geçen günlerde savaşın gidişatına dair görüşlerine başvurduğum Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Güvenç de barış görüşmeleri için ortamın olgunlaşmadığını ve bu yüzden tarafların maksimalist taleplerine devam ettiğini şöyle açıklamıştı:

“Barış olacaksa ya iki tarafın ya da taraflardan birinin tükenme noktasına yaklaştığı bir dönemde olacak. O zaman hiç ummadığımız bir olay barışı tetikleyebilir. Ama şu an tarafların birbirini ne tamamen tükettikleri ne de bir tarafın havlu atabilecek kadar tükenmiş olduğu bir dönemde değiliz. Bu yüzden maksimalist taleplerine devam ediyorlar.”

Öte yandan Güvenç, iki tarafın da savaşı uzun süre devam ettirmek için gerekli iradeye ve azme sahip olduğunun altını çizmişti. 

“Sahada alamadıklarını masada neden verelim?”

Hatırlayalım. Putin, Ukrayna’nın doğusunda bulunan Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya’yı eylül ayında ilhak ettiğini duyurmuştu. Fakat bu görkemli törenden sadece 41 gün sonra Rusya, Herson’dan geri çekildi. Şu anda da Rus ordusu, ilhak ettiği bu dört bölgede bütünüyle bir hakimiyet sağlamış değil. 

İlhak edilen dört bölgede de Rus ordusunun kontrolü sağlamakta zorlandığı aşikâr. Özdal, Ukrayna’nın da Batılı ülkelere tam olarak bunu dediğini söyleyerek, “Askeri olarak alamadıkları bir yeri biz neden diplomatik olarak verelim?” diye sorduklarını belirtiyor.  

“Batı, Ukrayna’da yıkıcı rol oynuyor”

Öte yandan Putin, Erdoğan ile konuşmasında Batılı ülkelerin Ukrayna’ya verdiği desteği ve tutumlarını da eleştirdiği anlaşılıyor. Kremlin’den yapılan açıklamada bu konuya şöyle vurgu yapılıyor:

“Rus tarafı Batılı devletlerin Kiev rejimine silah ve askeri teçhizat pompalamak, operasyonel bilgiler sağlamak ve hedefler belirlemek suretiyle oynadığı yıkıcı role vurgu yapmıştır.”

Özdal, Putin’in Ukrayna’da son Rus askeri ölene kadar devam diyeceği ve ancak o zaman Batılılar’ın da Ukrayna’yı biraz uzlaşmacı olmaya zorlayacağı kanaatinde olduğunu düşünüyor.

Erdoğan, Zelenskiy ile de görüştü

Erdoğan, Putin ile görüşmesinin ardından Zelenskiy ile de telefonda konuştu. Görüşmede savaştaki son durum, esir değişimi, Zaporijya Nükleer Santrali’ndeki son durum konuşuldu, Erdoğan tıpkı Putin’e söylediği gibi, Türkiye’nin savaşta bir arabuluculuk görevi üstlenmeye hazır olduğunu da hatırlattı.

Görüşmelerin ardından Twitter’dan bir açıklama yapan Zelenskiy de Erdoğan ile görüşmesine dair bir tweet attı. 

https://twitter.com/ZelenskyyUa/status/1611016084898910209?s=20&t=lZcT6RgLVLker_P0vYpDZA

Patrik istedi, Putin yaptı: Ukrayna’da iki günlük ateşkes kararı

Savaş, Ukrayna’nın doğusunda tüm hızıyla devam ederken Rus Ortodoks Kilisesi lideri Patrik Kirill taraflara seslenerek, Ortodoks Noeli nedeniyle 6-7 Ocak günlerinde ateşkes çağrısı yaptı. Kiev yönetimi, Patrik Kirill’in bu isteğini “alaycı bir tuzak ve propaganda unsuru” olarak nitelendirip kabul etmezken, Rusya ise olumlu yanıt verdi. Putin, 6 Ocak saat 12:00 ile 7 Ocak 00:00 saatleri arasında ateşkes ilan edilmesi konusunda Savunma Bakanı Sergey Şoygu’ya talimat verdi. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.