Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Alphan Telek yazdı: Belirsizliğin üstüne belirsizlik ile gidilmez

Otoriterleşen rejimlerin en önemli özelliklerinden biri belirsizlik yaratmasıdır. Siyasi, ekonomik, sosyal ve hukuki belirsizliklerin varlığı bu tip rejimlerin devamı için elzemdir. Bir krizle karşılaşıldığında – ki bütün belirsizlikler bir noktada kriz üretecektir – belirsizliği daha fazla belirsizlik üreterek ya da belirsizliğin alanını büyüterek aşmayı deneyeceklerdir.

Türkiye’de son yıllarda bunu çok iyi gözlemledik. İktidar krizleri, belirsizlikler ağını çözmek istemiyor. Onları daha da çetrefilli ve zorlu hale getirerek herkese bu işin nasıl çözüleceği sorusunu sordurtuyor, tartıştırıyor ama asla çözmüyor. Belirsizlik nasıl ki işyerlerinde bir yönetim modeli olarak kurulmuşsa, Türkiye’yi yöneten iktidarın da aynı şirket mantığı ile hareket ettiğini düşünüyorum.

Bu noktada ele almak istediğim konu iktidarın belirsizliği nasıl dayattığı değil, muhalefetin buna nasıl cevap verdiği. İktidarın yönetim mantığı belirsizlik yaratmak ve onun alanını derinleştirmekse, muhalefet de aynı mantığı izleyerek başarılı olabilir mi? Ya da belirsizliği bir siyasal iletişim olarak kabul etmesi normal mi?

Cevabım ikiye ayrılıyor ve iki farklı durumu esas alıyor.

Eğer muhalefet içi bir rekabet, muhalefet içi hırslardan ve cepheleşmelerden kısacası bir paylaşım savaşından bahsediyorsak belirsizlik muhalefet içinde farklı çıkarların, farklı inançların, farklı görüşlerin bir ortak noktası olarak, bir statüko olarak devreye girebilir.

Yani otoriter rejimde bir muhalefet bloğunun topluma sunduğu şey belirsizlikse, otoriter iktidara karşı mücadeleden çok çıkarlar baskın hale gelmiştir. Bu durum muhalefeti kuvvetli bir siyasetsizliğe iter.

Toplum muhalefetten ortaklık, netlik ve güçlü mesajlar beklerken muhalefet bunun farkındadır ama statükoyu devam ettirmek için belirsizliğe sarılmak zorunda kalır. Bunun muhalefete bir getirisi olmadığını düşünüyorum. Götürüsü ise çok. Son anketlerdeki Cumhur toparlanması buna işaret ediyor. Cumhur zor toparlanır ama muhalefet belirsizliği şiar edindiği müddetçe bu Cumhur İttifakı için zaten yeterli olacak bir başarı sağlıyor.

Öte yandan, muhalefet bloğu hakiki, sağlam ve ayakları yere basan bir başarı istiyorsa, o halde belirsizliğe karşı da savaşmalı. Çok net soruları ve çok net cevapları olması lazım.

Derdimiz bakanlık mı, derdimiz vekillik mi, derdimiz kimin kim olacağı mı? Yoksa derdimiz demokratikleşen bir Türkiye’yi yeşertmek ve 85 milyona bir nefes aldırmak mı? O nefesi kurumsallaştırmak mı yoksa -mış gibi yapmak mı?

Bugün muhalefetin belirsizlik üretmek gibi bir şansı yok. Bütün spotlar onun üstünde ve toplum her şeyi çok iyi gözlemliyor. Erdoğan’ın inşa ettiği sistem belirsizliği bir iktidar modeli olarak kullanıyor ama muhalefet ne yazık ki belirsizliğe düşemez. Düşerse bu yarıştan çıktığını ya da geride kalacağını, ikinci olacağını kabullenmiş demektir.

Aday tartışmalarının ne kadar yorduğunu, ne kadar belirsizlik ürettiğini, ne kadar ayrıştırdığını görmeyen kaldı mı? Geçen sene aday açıklanırsa Erdoğan onu yıpratır deniyordu. Erdoğan neredeyse devreye hiç girmedi. Muhalefetin bugüne kadar yarattığı belirsizlik mevcut bütün aday adaylarını yıprattı. Toplum da örseleniyor. Oysaki şu anda toplumun, muhalefetin adayı ile onun kabinesinin arkasında olması gerekiyordu.

Kasım ayında yazdığım yazılarda ve yaptığım yayınlarda “Allah bu millete şubat ayında dahi aday tartıştırması yaptırmasın” diyordum. Halen aynı noktadayız. Bu da toplumu belirsizliğe hapsediyor, buradan bir an önce çıkılması şart.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.