Medyascope deprem bölgesinde: İnsanlar tuvalet olmadığı için hasarlı binaların arasına giriyor

7,7’lik depremin 4. gününde Medyascope muhabirleri Ayşegül Karagöz ve Ali Macit, Adıyaman ve Şanlıurfa’daki izlenimlerini yazdı. Şanlıurfa’nın diğer illere kıyasla daha az hasar aldığını belirten muhabirlerimiz, Bahçelievler Mhallesi’nde yaşayanların Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı bir spor salonunda kaldığını bildirdi. Arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği Adıyaman’da ise merkezde neredeyse sağlam bina kalmamış durumda. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. İşte depremden sonra Adıyaman…

Şanlıurfa’da sabah saatlerinde Balıklı Göl’e doğru yola çıktık. Balıklı Göl’ün minaresi yıkılmıştı. Balıklı Göl’e giderken yolda bazı camilerin şadırvan ve minarelerinin yıkıldığını gördük.

Şanlıurfa, Büyük Güneydoğu Anadolu depreminde olumlu haberler de verebileceğimiz ender şehirlerden biri. Depremin vurduğu diğer illere kıyasla daha az hasar almış durumda. Merkezdeki birkaç bina dışında, yıkılan bina yok.

Ancak Şanlıurfa’da, tedbir amaçlı kapatılan bina, cadde ve sokak fazla. Özellikle Adıyaman’la karşılaştırıldığında depremin daha profesyonel şekilde yönetildiği fark ediliyor. Şehrin sokakları, caddeleri genel anlamıyla bomboş. Hayat, bütün olumsuzluklara rağmen devam ediyor.

depremden sonra Adıyaman

AFAD daha koordineli

Şanlıurfa’da depremden en çok etkilenen yerin Bahçelievler olduğu söyleniyor. Biz de oraya doğru gittiğimizde birkaç binanın enkazı ile karşılaştık. Bölgede yaşayan insanlar, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bir spor salonunda kalıyor. AFAD, Şanlıurfa’da daha koordineli ve çadırlarını çoktan açmış durumda.

Bahçelievler’de evi yıkılan bir vatandaşla röportaj yaptığımız sırada AFAD, Şanlıurfa’daki çalışmalarını tamamladığını açıkladı. Konuştuğumuz vatandaş, “Biz ayrıcalık, özel bir şey istemiyoruz. Bu binada memurlar var, öğretmenler var. Hepsi köyüne gitti. Biz eşimle burada ayaktayız. Eşimle birbirimizi tedavi ediyoruz. Eşim, yoğum bakımlık bir insan, kalp hastası. Ben onu tedavi ediyorum, o beni tedavi ediyor” dedi.

depremden sonra Adıyaman

Şanlıurfa’da üç saat geçirdikten sonra, Adıyaman’a doğru yola çıktık. Adıyaman’da arama kurtarma çalışmalarına gönüllüler, vatandaşlar ve ekipler tarafından devam ediliyor. Depremin dördüncü gününde insanlar enkaz altından yakınlarının canlı çıkmasını bekliyor ancak vakit geçtikçe buna olan inançları azalıyor.

Adıyaman’da insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor

Adıyaman depremden en çok etkilenen şehirlerden biri. Merkezde neredeyse sağlam bina kalmamış durumda. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Tuvalet ve ısınmaya erişimde büyük problemler var. İnsanlar riskli binaların riskli kısımlarına giderek tuvalet ihtiyaçlarını gidermek zorunda kalıyor. Petrol istasyonlarının tuvaletleri ise kullanılamayacak kadar kötü. Telefonları şarj edecek yer bulmak da oldukça zor.

depremden sonra Adıyaman

Adıyaman Merkez’e geri dönüyoruz. Girişteki trafik nedeniyle adım atmak mümkün değil. İki gün öncesine kadar sessizliğe ve yalnızlığa mahkûm edilmiş şehir, şu an herkesin yardım için gelmeye çalıştığı kalabalık bir şehre dönüşmüş durumda. Her taraftan yardım tırları geliyor. İnsanlar başka şehirlerden Adıyaman’a yardımcı olmak için özel araçlarıyla geliyor. Diğer şehirler yardım tırları gönderiyor. Herkes seferberlik içinde arabaları yönlendiriyor, gelen yardımları insanlara iletmeye çalışıyor.

Sümerevler Mahallesinde bir çadır kent kurulduğu bilgisini aldık. Hızlı bir şekilde çadır kente gittik. Büyük bir arazi üzerine AFAD çadırları kurulmuştu ve insanlar çadırların içinde kalıyordu. Çadır kentte eczane çadırı kurulmuş, ilaca veya sağlık ekipmanına ihtiyacı olan vatandaşlar sıraya girerek ilaçlarını temin edebiliyorlardı. Bölgede birçok farklı gönüllü grubun ekipleri vardı. Bazıları kıyafet dağıtımına yardım ediyor bazıları ise yemek pişirip dağıtıyordu.

Bu bölgede konuştuğumuz bir vatandaş şunları söyledi: “Yemin ederim ki nefes alacak durumda değilim. Çok şükür biz yine ailemizi kurtardık. Bir binada kimsemiz kalmadı. Kimseden yardım gelmedi. Şu çadırda 36 kişi kalıyoruz ama yine de çok şükür. Cenazelerimiz hep enkazın altında. Kaç gün oldu hâlâ çıkaramadılar.”

Çadırda kalan başka bir vatandaş ise “Yatıyorduk, bir anda ev yıkıldı. Dışarı çıktık, bir gece yağmur altında dışarıda kaldık. Zorla ailemizi kurtardık. Şimdi de buradayız. Devlet bize bakıyor, yardımları getiriyor” dedi.

“Isıtıcımız yok”

Çocuklarıyla birlikte çadırda kalan bir anne, kötü günlerden geçtiklerini belirterek şöyle konuştu: “Yardımlar geliyor ama ısıtıcımız yok. Geceleri çocuklar için çok soğuk oluyor, çocuklar hastalanacak diye korkuyoruz. Bize yardımcı olun, yardımlarınızı eksik etmeyin. Gece uyurken deprem oldu birden uyandık beşik gibi sallandık. Kaçtık başka çaremiz yoktu, deprem şiddeti yavaşlamaya başlayınca çocuklarımızı aldık. Yardımın gelmesi biraz geç sürdü herhalde yağmurdan dolayı. Ama şu an her yerden yardımlar geliyor. Her şeyimiz var sadece ısıtıcımız yok, çocuklarımız çok üşüyor.”

Depremden sonra Adıyaman: Enkazın başında bekleyiş.

“Halkımızdan her türlü yardım geliyor”

Eşi ve çocuğu ile birlikte çadırda kalan bir yurttaş, “Depremden çıktıktan sonra yan binayı gördük ve şoka girdik. Çünkü üç katlı binada insanlar altta ezilmişti ve kaos vardı. O kaosun ortasında bir kadını oğlum zor bela çıkardı. Çünkü herkes kendi canının derdine düşmüştü. Burada ise şartlar çok zor. Tuvalet sorunu var. Halkımızdan her türlü yardım geliyor. Hiçbir eksiğimiz yok ama hava soğuk ısıtıcı eksiğimiz var” dedi.

Baba, oğlunun Adıyaman’da arama kurtarma çalışmalarında bir kadını enkazdan çıkardığını söyledi. Babanın yanında duran oğluna, kadını hangi motivasyonla enkazdan çıkardığını sorduk:

“Kız kardeşim geldi aklıma. Deprem anında bile ona dua ettim. Sallantı anında kelime-i şahadet getirdim. Oradaki insanı kız kardeşim gibi gördüm. Kimse yardıma gitmiyordu ama onlara da hak veriyorum. Herkes canı ile uğraşıyordu. Kadını kucağıma aldım bir arabanın üstüne gidip. Kadının ellerine cam batmıştı, gözü patlamıştı. Ayakları cam içerisindeydi. Onu öyle görünce kız kardeşim aklıma geldi. Kadın çok yaralanmıştı, kurtardıktan sonra bir parka götürdüler ondan sonra görmedim. Ne olduğunu bilmiyorum. Daha sonra hiç haber alamadım. Akrabalarımızdan zor haber alıyoruz. Ondan haber alamamam normal.”

Ateş başında ısınmaya çalışan çadır kentteki başka bir yurttaşa, bölgenin sorununun ne olduğunu sorduğumuzda aynı anda ateşin etrafında oturan beş kişiden aldığımız cevap aynıydı:

“Elektrik, tuvalet ve ısınma sorunumuz var. Felçli ve yaşlı hastalarımız var. Bunları tuvalete götüremiyoruz. Buraya yiyecek giyecek gönderiyorlar ama bizim burada en büyük sıkıntımız ısınma ve tuvalet var.”

Kameralarımıza konuşan veya kayıt dışı konuşan bütün vatandaşların iki isteği var: Isıtıcı ve tuvalet. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi insanlar burada tuvalete erişimde büyük sıkıntı yaşıyorlar. Hatta öyle ki ağır hasar alan binaların ara köşelerinde tuvalet ihtiyacını gideren insanlar mevcut. Bu nedenle talepleri açık ve net: Isıtıcı ve tuvalet.

Adıyaman Valisi protesto edildi

Çadır kentten çıktıktan sonra Adıyaman Valiliği’ne gidiyoruz. Yemek dağıtımları, ekiplerin çadırları, organizasyon valilik binasının önünde oluyor. Bu nedenle valiliğe gitmeye karar veriyoruz. Valilik binasından içeri girerken “Allah belanızı versin sizin” bağırışı ile karşılaşıyoruz.

Bir yurttaş, Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar’ı protesto ederek “Hani bir şey yoktu? Adıyaman yerin dibine girdi. Onlar cennete gitti, senin mezarın olmasın. Enkazlara gelen yok, vinç yok. Daha dün yardımlar gelmeye başladı” diye bağırıyor.

Yabancı arama-kurtarma ekipleri de insanlara yardımcı olmaya çalışıyorlar. Meksika ve İspanya’dan gelen arama-kurtarma ekibi ile röportaj yaptık. Türkiye’de yaşayan insanlara yardım etmek istediklerini ve ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını söylediler.

“Kızım ve babası sarılarak ölmüşlerdi”

İnsanların cansız bedenleri arasından hızlıca Adıyaman Devlet Hastanesi’ne gitmeye çalışırken dikkatimizi çeken bir enkaz nedeniyle durduk, aile fertleri enkaz başında ağlıyordu. Aileler enkazın kaldırılması için tek başına çalıştıklarını ve herhangi bir ekibin yardım için gelmediklerini söyledi. 17 yaşındaki kızını ve eşini kaybettiğini söyleyen anne acılıydı. Ekiplerin yardıma gelmediğini, valiliğin yardımcı olmadığını söylüyorlardı. Anne, “Kızım ve babası sarılarak ölmüşlerdi” dedi.

“Gelen bütün yardımlar çevre illerden geldi valilikten değil”

Aileler, cenazelerin aileler tarafından çıkarıldığını söyledi. Ateşin etrafında oturan bir yurttaş, “Hepsi ikinci ve üçüncü gün vefat etti. Gelen bütün yardımlar çevre illerden geldi valilikten değil” dedi. Başka bir vatandaş ise, “Gelip canlıları çıkarmıyorlar ki ölüleri çıkarsınlar. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kendi mobilyalarımızı kırıp yakıyoruz. Kendi minder ve battaniyelerimizi çıkardık. Enkaza yardım eden yok” diye konuştu.

“Kızılay’ı da göremedik. Sadece valiliğin oraya çadır açtı. Kızılay’ı hiçbir mahallede görmedim. Kızılay’ın bir tane arabası yok” diyen başka bir yurttaş da enkazın kaldırılmamasında ihmaller olduğunu söyledi.

Adıyaman’da insanlar hâlâ umutla enkazdan çıkacak yakınlarını bekliyor. Enkazdan sağ çıkarılmalarının büyük bir mucize olacağının da farkındalar ancak çaresizce soğuk havada ateşin etrafında ısınarak olumlu bir haber bekliyorlar.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.