İsrail’de Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet, güçler ayrılığına son vermeyi ve yargıyı siyasete bağlı kılmayı hedefliyor. Halk ve muhalefet partileri ise iktidarın bu hamlesini “yargı darbesi” olarak nitelendiriyor ve protestolar düzenliyor. Çok sayıda kişi dün (1 Mart) de sokaktaydı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı koalisyonun, yargı bağımsızlığına darbe indirecek düzenlemesine karşı ülke çapında başlayan protestolar sekizinci haftasına girdi. Dün (1 Mart) başkent Tel Aviv’de toplanan çok sayıda kişi, Netanyahu liderliğindeki hükümetin “yargı darbesi”ni protesto etti, yolları ve demiryollarını kapattı.
İsrail hükümeti protestocuları “anarşistlkle” suçladı, polis de göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su ile müdahale ettiği çok sayıda eylemciyi gözaltına aldı. Yerel basına düşen fotoğraf ve videolarda polislerin, protestocuların boynuna dizleriyle bastırdığı ve yerlerde sürüklediği de görülüyor.
Channel 13 TV’ye konuşan Zeev ismindeki bir eylemci, polis şiddetini şöyle anlattı:
“Bu inanılmaz bir şiddet. Kimse tek bir polise bile dokunmamışken bize saldırdılar. Medenice bir protestoya katılırken böyle bir şeyin olabileceğini hayal edemezdik. Demokrasiyi desteklemek için buradayız.”
İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise polisin “çok sabırlı” olduğunu söyledi. Müdahaleyi savunan Ben-Gvir, polisin “kamu düzenini sağlamak ve İsrail vatandaşlarının gündelik hayatını korumak için” elindeki tüm araçları kullanması gerektiğine vurgu yaptı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Twitter hesabından, “Protesto hakkı, anarşi hakkı değildir” mesajını paylaştı.
לא נקבל אלימות נגד שוטרים, חסימות כבישים והפרה בוטה של חוקי המדינה.
— Benjamin Netanyahu – בנימין נתניהו (@netanyahu) March 1, 2023
זכות ההפגנה אינה הזכות לאנרכיה.
אני נותן גיבוי מלא לשר לביטחון לאומי בן גביר, למפכ״ל המשטרה ולשוטרי משטרת ישראל, שפועלים נגד מפרי חוק שמשבשים את שגרת החיים של אזרחי ישראל.
“İsrail, Macaristan değil”
Tel Aviv’de toplanan protestocular, ülkesindeki demokratik kurumlara ve yargı bağımsızlığına zarar vermekle suçlanan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a atıfta bulunarak, “İsrail Macaristan değil” sloganları attı. “Demokrasi” diye bağıran protestocuların ellerinde İsrail bayrağı da vardı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
25 Şubat Cumartesi günkü protestolarda açılan bir poster de sosyal medyada gündem olmuştu. Posterde sırasıyla İran İslam Devrimi’nin siyasi ve ruhani lideri Ayetullah Humeyni, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban yer alıyordu.
❝From startup nation to shutdown nation❞
— Medyascope (@medyascope) February 27, 2023
Humeyni, Erdoğan, Netanyahu, Putin ve Orban yan yana…
İsrail’de hükümet karşıtı protestolarda açılan dev poster, hem dünyanın hem de Türkiye’nin gündeminde
Bibi’nin eşi kuaförde mahsur kaldı
Protestolar sırasında Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu da bir kuaförde mahsur kaldı. İsrail basınında yer alan haberlere göre, Sara Netanyahu’nun gittiği kuaförün önünde toplanan yüzlerce kişi, İsrail bayrağı açtı ve sloganlar attı. Daha sonra İsrail polisi bölgeye takviye ekipler gönderdi ve Sara Netanyahu yoğun güvenlik önlemleri altında Tel Aviv’deki kuaförden tahliye edildi.
The moment the PM wife was escorted outside pic.twitter.com/zIdBxDuFgP
— Amichai Stein (@AmichaiStein1) March 1, 2023
Netanyahu sosyal medya hesabından eşine sarıldığı bir fotoğrafı paylaştı ve şöyle yazdı: “Anarşi durmalı, hayatlara mal olabilir.”
שרה רעייתי האהובה, שמח שחזרת הביתה בשלום וללא פגע. האנרכיה חייבת להיפסק – זה יכול לעלות בחיי אדם. pic.twitter.com/79PSIXJWgR
— Benjamin Netanyahu – בנימין נתניהו (@netanyahu) March 1, 2023
İsrail’de neler oluyor?
Ülkede Netanyahu liderliğindeki hükümet, Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlandırmayı hedefliyor. Bu düzenleme, yargının çok sayıda yetkisini Meclis’e devretmesi anlamına geliyor. Yüksek Mahkeme de bu düzenlemeye karşı. Düzenlemeyle, Meclis’in çıkardığı kanunları bozma yetkisi mahkemenin elinden alınmış olacak.
Öte yandan düzenleme, Yüksek Mahkeme başkanının hükümetin seçtiği kişilerin çoğunlukta olduğu yargı komitesi tarafından atanmasını öngörüyor. Buna göre Yüksek Mahkeme başkanının atanmasında başbakan söz sahibi olacak.
Hükümet ile muhalefet arasında bir uzlaşıya varılması için çaba harcayan fakat sembolik yetkileri olan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ülkenin “anayasal ve toplumsal bir çöküşün eşiğinde olduğu”nu söyledi.
Kaynak: BBC