Kurgu: Enes Berk Demirkol
Madencilerin kenti Zonguldak’ta yaşayan yurttaşlara seçimlerde kime oy vereceklerini sorduk. Gençler, iktidarın mutlaka değişmesi gerektiğini söylüyor. Kentin çoğunluğunu oluşturan yaşlı nüfusun iktidara oy verdiğine işaret eden gençler, yaşayacakları hayatı belirleyecek seçimlerde yaşlıların oy kullanmasını istemiyor. Yurttaşların beyanları sandığa nasıl yansır bilinmez fakat kentteki bütün imkansızlıklara rağmen siyasi iktidarın kadın politikalarını eleştiren genç kadınların farkındalığı, seçim nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, umut veriyor.
24 Haziran 2018 Türkiye Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimleri’nde beş milletvekili çıkaran Zonguldak halkı, üç milletvekilini Adalet ve Kalkınma Partisi’nden, iki milletvekilini ise Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) TBMM’ye soktu. Seçime katılım 2015 yılına göre %1,85 artarak %87,86 oldu. Parti oy oranlarına göre sıralama % 45,9’la AKP, % 10,8’le MHP, %30,7’yle CHP, %7,80’le İYİ Parti olurken gümrük oylarında parti sıralaması, iki binin üzerinde oy oranlarıyla AKP, CHP, HDP oldu. HDP, genel seçim sıralamasında, Saadet Partisi’nden sonra gelerek altıncı parti oldu. Zonguldaklılar cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise oylarını %55,1 oranıyla Erdoğan’dan yana kullandı. CHP’nin o dönem cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, oyların %35,7’sini aldı. Üçüncü sırada, % 7,03 oy oranıyla Meral Akşener var.
Akşener’in Altılı Masa’dan kalkıp geri dönmesi seçmeni olumsuz etkiledi mi?
Yurttaşlara sorduğum sorulardan biri, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Altılı Masa’dan kalkmasının etkileri oldu. Bu olayın, seçmeni olumsuz etkilediğini ve Masa’ya olan güvenin zedelendiğini söyleyen yurttaşların çoğu, aynı zamanda Erdoğan seçmeni. Aynı seçmen grubu Akşener’ in Masa’ya geri dönmesiyle ilgili çeşitli komplo teorilerine de inandırılmış ya da bir söylem olarak benimsemiş gözüküyor. Erdoğan seçmeni Akşener’i eleştirirken kendisini, Akşener’ in biyolojik cinsiyetine saldırarak ve örtülü ya da açık şekilde cinsini aşağılayarak ifade ediyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini söyleyen yurttaşlar arasında, Akşener’in Masa’dan kalkmasının ittifakı olumsuz etkilediğini dile getirenler ise merkez sağ siyasete karşı olan ve oy verme edimlerini yıllardır bu karşıtlık üzerinden belirleyen yurttaşlar oldu. Bu yaklaşım aynı zamanda Millet İttifakı’nda CHP ve İYİ Parti dışındaki partilerin potansiyellerinin yok sayıldığını ya da bu potansiyellere ilişkin umutsuzluğu gösteriyor. Türkiye’nin bugünkü koşullarında İYİ Parti’yi merkez sağ olarak nitelendirmek elbette tartışmalı olur fakat yurttaşların tepkisi, İYİ Parti’nin merkez sağı doldurabilecek önemli bir aktör olarak görüldüğünü de işaret ediyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) durumunu sorduğum yurttaşlar, MHP’nin varlığını AKP üzerinden tanımlıyor. MHP’yi parti ideolojisi, tüzüğü ve çizgisi olan bir parti olarak görmekten oldukça uzaklar.
81 ilde seçimin nabzını tutuyoruz. Bütün il izlenimi videolarımız için aşağıdaki YouTube oynatma listemizde gezinebilir, şehrinizi bulabilirsiniz:
“Oyum Erdoğan’a” beyanı sandığa nasıl yansır belirsiz fakat aynı şeyi Kılıçdaroğlu seçmeni için söylemek mümkün değil
Konuşmayı kabul eden yurttaşlardan “Erdoğan’a oy vereceğim” diyenlerle “Kılıçdaroğlu’na oy vereceğim” diyenler yaklaşık. Bunu oy verme edimiyle ilgili herhangi bir çıkarım olarak kabul etmek doğru değil. Bu sadece kameraya ya da kamera olmadan konuşmayı kabul eden yurttaşların görüşleri. Şunu net olarak söyleyebilirim ki Erdoğan seçmeni hem kameraya konuşma hem fikrini açıklama konusunda daha özgüvenli. Bu durumu özgüven dışında farklı sıfatlarla tanımlamak da elbette mümkün. Bu noktada kameraya konuşma durumunun resmi görüş olduğu konusu önemli. Yani kamera karşısında “Oyum Erdoğan’a” diyen yurttaşların bu beyanlarının sandığa nasıl yansıyacağı belirsiz.
Aynı şeyi Kılıçdaroğlu ve CHP seçmeni için söylemek mümkün değil. “Oyum Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’na” diyen yurttaşların bu beyanlarının sandığa önemli ölçüde yansıyacağını düşünüyorum çünkü “Kılıçdaroğlu’na oy vereceğim” görüşünü resmi görüş olarak tanımlamanın hiçbir karşılığı yok. Yani yurttaşların oy vermeyecekleri halde vereceklerini söylemesi için hiçbir sebep yok. İnsanların çoğu, özellikle muhalefet seçmeni kamera açmadan konuşmayı bile kabul etmeyecek kadar korkuyor. Bunu, Erdoğan’ın ve AKP’nin, mevcudiyetini baskı ve zor kullanarak kabul ettirme siyasetinin sonuçlarında biri olarak görmek mümkün. Fikrini söylemeyen yurttaşlar sebep olarak kendilerinin, yakınlarının işten atılabileceğini ya da tutuklanabileceğini söylüyorlar. (Bu noktada “İktidar medyası değiliz” demek bir nebze de olsa durumu rahatlatıyor.) Bu durumun seçmen davranışını ne yönde etkileyeceği ise uzmanların konusu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Erdoğan’a oy vereceğim” diyenler “AKP’ye oy vereceğim” demiyor
“Erdoğan seçmeniyim” diyen yurttaşlar aynı rahatlıkla “AKP’ye oy vereceğim” demiyor. Bunun en büyük sebeplerinden biri konuştuğum yurttaşların çoğunun ekonomik kriz, yolsuzluk, insan kayırma, dinin siyasete alet edilmesi, yerel yönetimlerden memnuniyetsizlik sorunlarını sıralıyor olması. Yani hem Erdoğan seçmeni hem Kılıçdaroğlu seçmeni memlekette bir şeylerin ters gittiğinin farkında. Erdoğan seçmeni, sorunların kaynağı olarak “Erdoğan’ın çevresindekiler“i suçlayıp, AKP’yi işaret ediyor. “Memleketteki kötü yönetimin sorumlusu kim” sorusunun cevaplarında sadece Erdoğan ve AKP’nin adının geçiyor olmasını da önemli görüyorum. Bunun nedeni AKP’nin ve Erdoğan’ın 21 yıldır ülkeyi yönetiyor olması değil çünkü seçmenler cevap olarak başkalarını hedef gösteren “Erdoğan söylemleri” sıralayabilirdi. Zira memlekette nelerin olumlu gittiğine dair konuşurken Erdoğan’ın ve medyasının ürettiği söylemleri art arda sıralıyorlar.
Erdoğan’ın çevresindekiler kim diye sorduğum bir yurttaştan beklemediğim bir cevap aldım. Beklemediğim bir cevap olmasının tek sebebi yakın zamanda “Erdoğan’ın çevresi” ile ilgili onlarca sansasyona rağmen Erdoğan’ın çevresi kim sorusuna Ruhsar Pekcan’ın isminin verilmesi. Pekcan, Ticaret Bakanlığı yaparken bakanlığa piyasa fiyatlarının neredeyse iki katına dezenfektan satması üzerine 2021 yılında görevden alınmıştı. Erdoğan’ın zararlı çevresi deyince bu ismin zikredilmesinin de tamamen biyolojik cinsiyeti sebebiyle olduğunu düşünüyorum. Erdoğan’ın zararlı çevresine işaret etmek isteyen Erdoğan seçmeninin ilk hedefinin AKP’li kadın milletvekilleri ve bakanlar olması sürpriz olmaz.
Yereldeki istifalar ve memnuniyetsizlikler
Demokratik Sol Parti (DSP) Zonguldak il başkanı ve merkez ilçe başkanı parti genel başkanının Cumhur İttifakı’nı destekleme kararı sebebiyle istifa etti. İstifalarını açıklarken kararın parti meclisinde onaylanmadığını ve il başkanlığı görüşünün dahi alınmadığını dile getirdiler. MHP Zonguldak İl Başkanı İlkay Varol Demirköse, 5 Aralık 2022 Pazartesi günü, 2023 seçimlerinde milletvekili aday adaylığı için görevinden istifa ettiğini açıklamıştı fakat 28’inci Dönem Zonguldak Milletvekili aday listesine giremedi. Karara ilişkin rahatsızlığını “14 Mayıs’ta herkes ektiğini biçecek” sözleriyle dile getiren Demirköse, sosyal medya hesabından şunları yazdı:
“Allah var, ölüm var, hesap var. Çok şükür verilemeyecek hiç bir hesabımız yok ama sorulacak ve alacak çok hesabımız var, zamanı var.”
İYİ Parti İl Başkanı ve eski Zonguldak Valisi Yavuz Erkmen, milletvekilliği aday adaylığı için istifa etti. Erkmen’in ardından il başkanlığına gelen Erdal Gülay ise “Millet İttifakı olarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığını destekliyoruz fakat milletvekili seçimlerinde için kendi adaylarımızla İYİ Parti çatısı altında yolumuza devam edeceğiz. Biz ittifak içerisinde olmayacağız” açıklamasını yaptı.
Bütün il izlenim videolarımızı buradan izleyebilirsiniz.
Deniz Yavuzyılmaz faktörü
Zonguldak CHP 28. dönem milletvekili adayları ve sıralamaları şöyle oldu: 1-Deniz Yavuzyılmaz, 2- Eylem Ertuğ Ertuğrul, 3- Doğa Sanlıoğlu (DEVA Partisi), 4- Merve Kır, 5- Cemalettin Sağtekin. Birinci sıradan aday olan Yavuzyılmaz’ı hem Erdoğan hem Kılıçdaroğlu seçmeni Zonguldak Milletvekili olarak benimsemiş gözüküyor. Hem yerel yönetcilerin hem milletvekillerinin bölgeye ilgisiz olduğunu, milletvekillerini seçimden seçime gördüklerinden şikayet eden yurttaşlar, Yavuzyılmaz’ın bu konuda özel bir çaba sarf ettiğini dile getiriyor.
AKP 28. dönem milletvekili adayları ve sıralamaları ise şöyle oldu:1. AKP İl Başkanı Muammer Avcı, 2. Saffet Bozkurt ,3. Ahmet Çolakoğlu, 4. Nejdet Tıskaoğlu, 5. Dilek Kaya. Temayül yoklamasından çıkan sıralamaya aynen yer verilen bu sıralamada Erdoğan’ın arkadaşının oğlu olarak bilinen AKP İl Başkanı Muammer Avcı, görevinden istifa etmeden temayül yoklamasına girmişti.
Gençler “İktidar değişsin de kim gelirse gelsin” diyor
TÜİK’in geçtiğimiz ay açıkladığı verilere göre Zonguldak’ta yaşlı nüfus 85 bin 182 oldu. Şehrin toplam 588 bin 510 olan nüfusunun 291 bin 854’ünü erkek, 296 bin 656’sını kadın nüfusu oluşturdu. Yaşlı nüfus 85 bin 182 olarak açıklanırken yaşlı nüfusun 38 bin 78’ini erkek 47 bin 104’ünü kadın nüfusu oluşturdu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise yüzde 14,5 oldu.
Nüfus oranının en düşük olduğu kentlerden biri olan Zonguldak’ta, gençler yaşlı nüfusun Erdoğan ve AKP’ye oy verdiğini söylüyor ve bu durumdan şikayetçiler. Konuştuğum gençler, belli bir yaştan sonra oy kullanılmamasını öneriyor. Gerekçe olarak da yaşlıların çağı ve toplumsal olayları anlatmaktan uzak olduğu ve bu haliyle gençlerin yaşayacağı koşulları belirlemelerinin yanlış olduğunu söylüyorlar. Genç nüfus, Muharrem İnce’nin gençleri anladığını ve gençlerin sorunlarını iyi ifade ettiğini de dile getiriyor. Genç nüfus için en büyük sorun işsizlik olurken kentte sosyalleşebilecekleri alan olmaması, kültürel faaliyetler için imkan sunulmaması da sıklıkla dile getirildi. Gençler iktidar değişmediği takdirde Türkiye’de yaşamak istemediklerini söyledi. Oylarını Kılıçdaroğlu ya da Muharrem İnce’den yana kullanacaklarını söyleyen gençler için iki aday arasında fark yok çünkü mutlak olan iktidarın değişmiş olması.
Bölgede konuştuğum genç kadınların olan biteni algılama biçimi ise umut verici. Lise çağında olanlar bile siyasi iktidarın kadın politikalarını oldukça sarih ve nitelikli biçimde açıklayabiliyor. Aslında herkesin her şeyin farkında olduğunu dile getiren kadınlar, insanların Erdoğan’a oy vermesinin tek sebebinin değişim korkusu olduğunu söylüyor.
Madenciler sıtmaya razı edilmiş
Zonguldak’ta yaşayan yurttaşların hepsinden duyduğum şey Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) işçi alması gerektiği. Konuştuğumda işçi alımlarının genellikle seçimlerden önce yapıldığını da dile getirdiler. Öyle de oldu. Erdoğan TTK’ya işçi alınacağını geçtiğimiz günlerde duyurdu.
Madenciler kamera önünde konuşmak istemedi. Sebebini ise “Diken üstündeyiz, işimizden oluruz” sözleriyle açıkladılar. Kente ilişkin en büyük sorun olarak işsizliği işaret eden yurttaşlar, TTK’nın işçi almadığını söylüyor. Yaşlı nüfusun çoğunluğu da TTK’dan emekli. Bölgedeki tek geçim kaynağı olan madencilik bölgenin ihtiyacını karşılamaktan uzak. İş cinayetleri ise “doğal” karşılanıyor. Madende kimler var diye sorduğumda “öğretmen, bankacı, hoca” dediler. Farklı meslek gruplarında iş bulamayan yurttaşlar madenlerde çalışmaya mecbur bırakılıyor. Çalışma koşullarını sorduğumda 18 yaşından küçük çocukların kaçak madenlerde kaçak çalıştırıldığını dile getirdiler. Ana maden eteklerinde kaçak maden ocaklarının olduğunu söylediler. İşveren, genç nüfusun yoksulluğunu sigortasız ve kendisi için “ucuz” yol olarak kullanıyor. Denetim yapılmıyor mu diye sorduğumda ise acı bir gülümsemeyle “Denetim günü her şey olması gerektiği gibi gösteriliyor. İşsiz kalmamak için sesimizi çıkaramıyoruz. İşveren sendika girmesine izin vermiyor. Bu sebeple madencilerin eli güçsüz” yanıtını verdiler.
“Aşkımız Zonguldak yolları gibi hiç bitmesin”
Zonguldak Merkez’de yaşayan yurttaşlar için kentteki en büyük çile yapımı bitmek bilmeyen yollar. AKP’li belediyeden şikayetçi olan yurttaşlar, bu sorunun uzun erimli olduğunu “Bizde şöyle bir laf oluştu, insanlar ‘Aşkımız Zonguldak yolları gibi hiç bitmesin’ diyor” diyerek açıklıyor. Kentte yıkılmak üzere olan köprüler olduğunu dile getiren yurttaşlar belediyenin bu sorunlarını ciddiye almadığını dile getiriyor. Erdoğan seçmeni de muhalefete oy vermeyi düşünen yurttaşlar da Zonguldak Belediye Başkanı’ndan şikayetçi.
Küçük şehirlerin denetlenmediğini, yolsuzluk, kişi kayırma, tehdit, şantaj, üzeri kapatılmış adli olayların “normal” olduğunu dile getiren yurttaşlar, konularla ilgili mağduriyetlerini “Kimi kime şikayet edeceğiz ki” sözleriyle dile getiriyor. “Zonguldak’taki en büyük sorun ne” diye soruyorum, “İş yok, ekmek yok, para yok” diyorlar. Küçük kentlerde yaşayan insanlar için ekonomik krizin gündelik yaşama etkisi daha keskin gözüküyor.
Zonguldak’ta yaşayan yurttaşların geçim sıkıntısı yaşadığı ortada. Sandıkta karar ne olur bilinmez fakat sandığın kaderini yeraltındakiler, yani iktidarın yoksullaştırdığı yurttaşlar belirleyecek. Bu, aynı zamanda önemli bir sorumluluk fakat insanların bunun ne kadar farkında olduğu ve dikkate değer gördüğü ise tartışılır.