Öner Günçavdı yazdı: AKP’nin beklentileri karşılamayan seçim beyannamesi

Nihayet AKP de seçim beyannamesini açıkladı. Genel olarak bakıldığında, Sayın Cumhurbaşkanı’nın daha önce tespit ettiği gibi, bir metal yorgunluğu yansımış beyannamenin hazırlanışına. Edindiğim izlenim biraz yasak savmak amacıyla hazırlanmış gibi; özensiz ve tutarsız birçok vaat birbiri ardına sıralanmış.

Malum olduğu üzere her seçim öncesi, iktidarda ne yapmak istediğinizi vatandaşa açıklamak zorundasınız. Neticede bu yapmak istediklerinize destek isteyeceksiniz vatandaştan.

Bu beyannamenin içeriğini görünce, Sayın Cumhurbaşkanı’nın yapabileceklerini kamuoyu ile paylaşmakta isteksiz olduğu zannına kapıldım. Çok fazla enerji ve düşünsel gayretin sarf edilmediğini düşündüm metin üzerinde. Tam “tavşan çıkacak” deyip beklerken, hiçbir şeyin çıkmayacağı anlaşıldı birden.

Güçlü ve Büyük Türkiye” ana sloganlardan biri beyannamede. Ama bu, Süleyman Demirel’in “Büyük Türkiye” sloganı gibi sağın geleneksel mesajlarından biri. Bu bakımdan çok fazla yenilik içermiyor. Dahası ülkemizin yirminci yüzyılın ikinci yarısına damgasını vurmuş eski bir sloganı olduğu da söylenebilir.

Beyannamenin üstüne inşa edildiği hedeflerden biri ise “daha adil bir dünya mümkün” sloganı ile ortaya konulmaktadır. İlk bakışta, sanki sol kesimin sıkça vurguladığı eşitsizliklere dikkat çekilmek ve daha adil bir düzen özlemi dile getirilmek isteniyor gibi düşünüyor insan. Ancak metni okudukça anlıyorsunuz ki o da daha önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yapısını eleştirirken kullanılan “Dünya beşten büyüktür” sloganının devamı. Hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Kastedilenin Güvenlik Konseyi’ndeki ülkelerin temsili bakımdan adalet olduğunu anlıyorsunuz. Aslında bu sloganla yola çıkıldığından beri Türkiye’nin nasıl faaliyetlerde bulunduğunu, uluslararası temsilde adaleti sağlamak için hangi kampanyaların içinde yer alındığını bilmiyoruz. Ama bu sloganın hala iç siyasette kulanım alanının olduğu anlaşılıyor.

Bu “adalet” vurgusunun dünyada ve ülkemizde adalet arayışını kastetmediği anlaşılınca, belki beyannamenin başka yerlerinde bunlara dikkat çekilir diye bir beklenti oluşturuyorsunuz. Beyannamenin bütününe bakıldığında ne gelir dağılımı adaletinden, ne de yoksulluk sorunlarından bahsediliyor. Bunlar yok sayılıyor. Hatta başlangıçta ittifak ortaklarını memnun etmek için telaffuz edildiği anlaşılan değerler arasında bunlar konulmamış. Aslında bundan bahsedilmiş olsa, ardından sorumlusunun da sorgulanması ve eleştirilmesi gerekecek. Öyle ya, bunca eşitsizliğin refahtan mahrum edilmemizin sorumlularını bilmek hakkımız. Sanırım bilinçli olarak bundan kaçınılmış.

Çok uzun süre kamuoyu, muhalefeti eleştiri yağmuruna tuttu, muhalefetin yönetme kabiliyeti konusunda bilgi sahibi olmadığı için. Ne yapacaklarını kamuoyu ile paylaşmadığından şikâyet edildi. Kadrolarının olmadığından bahsedildi.

Sonunda Millet İttifakı daha Altılı Masa olarak adlandırılırken, ülkenin birçok çözüm bekleyen konuları hakkında hem de kamuoyunun gözleri önünde çalışmalar yaptı ve sonuçlarını farklı farklı metinlerle kamuoyu ile paylaştı. Bu metinlerin sonuncusu da, Millet İttifakı’nın yönetim vizyonunun ve gündeminin unsurlarını içeren mutabakat metni oldu. Bu metin; üzerinde son derecede iyi düşünülmüş, uzun süre çalışılmış, oldukça da kapsamlı yazılmış bir metin olarak Türkiye seçim tarihi içinde yerini aldı.

Bu metnin ekonomiye yönelik kısmı ise yine birçok politikaları ve eylem planlarını içerir nitelikte. Böylesine kapsamlı bir metni kamuoyu gördükten sonra, doğal olarak AKP’nin seçim beyannamesini değerlendirirken insan ister istemez bu metni referans alıyor.

Millet İttifakı’nın mutabakat metni, “ekonomik istikrarı” ana hedef olarak öne çıkartırken, bu amaçla enflasyonla mücadeleye ayrı bir önem vermiştir. Bu kapsamda birçok somut hedef ortaya koymuştur. Buna ek olarak sağlam bir kamu maliyesine sahip olmayı, kamunun sürdürülebilir finansmanını ve kaynak kullanımı bakımından şeffaflık ve hesap verilebilirliği temel yönetim ilkesi olarak öne çıkarmıştır.

Bununla yetinmeyerek, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisi de bu metindekilerden bağımsız olarak, kamuoyunda ses getiren birtakım önerilerde ve vaatlerde bulundu. Aile sigortası ve en düşük emekli aylığını asgari ücret seviyesine getirmek gibi öneriler son zamanlarda kamuoyunda çok tartışılan vaatlerden oldu.

Özel olarak vatandaşın gündemin çok önemli bir yer tutan enflasyon konusunda mutabakat belgesi, AKP’nin seçim beyannamesindekilerden hem kapsamı hem de içerikleri bakımından çok daha ileri seviyede önerileri içermektedir. Millet İttifakı’nın bu önerileri Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisi ile bütünleşmesini kolaylaştırabilecekken, AKP’nin seçim beyannamesinde söylediği ve söylemediği görüşleri ile Türkiye ekonomisinin dünyadan giderek daha çok ayrışacağı anlaşılmaktadır.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Millet İttifakı’nın ekonomi kurmaylarına, neden enflasyon üzerinde bu kadar çok durduklarını sorduğumuzda, fiyat istikrarı sağlanmadan ekonominin diğer alanlarında ulaşılması arzulanan hedeflere ulaşmanın güçlüklerinden bahsetmektedirler. Ne gelir dağılımında adalet ne de yoksullukla mücadele, fiyat istikrarı sağlanmadan gerçekleştirilemez. Ya da ne AKP’nin seçim beyannamesinde belirtilen yıllık yüzde 5,5’lik büyümeye ne de beş yıl sonunda ulaşılması amaçlanan yüzde 7’lik işsizlik oranına erişebilirsiniz.

Bir iktidar partisi olarak ve ülkenin beş yıl daha yönetmeye aday bir parti olan AKP’nin bu beyannamesinden, ülkenin en önemli ekonomik problemlerden biri olan enflasyon konusunda yeterli ve doğru politikaları geliştiremediği anlaşılmaktadır. Bu koşullar altında beyannamede gelir dağılımı ve yoksulluk bahsinin aranması bile gereksiz bir beklenti haline geliyor. Enflasyon gibi vatandaşın hayatında çok önemli yeri olan bir konu bile yeterli ciddiyetle ele alınış değil.

Enflasyona yönelik olarak tam dokuz madde sıralanmış. Ama hiçbiri çözüm olacak gibi değil. Ama bu maddeler arasında herhangi bir sayısal enflasyon öngörüsü geçmiyor. Mevcut enflasyonun nasıl düşürüleceği, hangi sürede tek haneye ineceği gibi sorulara cevap yok. Belki de gerek duyulmamıştır. Sanki gelecek beş yılda enflasyonun varlığı üstü kapalı olarak kabul edilmiş gibi.

Merkez Bankası’nın bağımsızlığı hiç konu edilmezken, sanırım buna ihtiyacın kalmadığı düşünülmüş. Bu da gelecek dönemde de Sayın Cumhurbaşkanı ve danışmanlarının Merkez Bankası’nın kararlarına müdahale edeceği anlamına gelmektedir.

Nasıl bir para politikası” meselesine ise hiçbir şekilde değinilmemiş. En azından Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendisine özgü “enflasyon-faiz teorisi” bağlamında, enflasyonun düşürülmesi için faizlerin daha da düşürüleceğine yönelik bir öneriye yer bile verilmemiş. Madem yetkililer bu görüşün enflasyon mücadelesinde anlamlı bir politika olduğunu düşünüyorlar, o zaman neden seçim beyannamesinde buna yer vermiyorlar. Anlamak gerçekten zor.

Enflasyondaki ataleti giderici yönde tedbirler alınacağından bahsediliyor. Ancak bu ataletin en önemli sebebi beklentilerdir. TCMB’nin bağımsızlığını tanımadan ve para politikasını iktisat biliminin öngörüleriyle daha uyumlu hale getirmeden, beklentileri kontrol edebilmek çok mümkün değil.

Ayrıca beklentileri kırabilmek için bu beklentilerin bağlanacağı herhangi bir “çıpa” da bu metinde tanımlanmamıştır. Çıpa olabilecek ne kurumsal bağımsızlık ve/veya kural temelli para politikası ne siyasi istikrar ne de uluslararası düzeyde beklentilerin bağlanabileceği olumlu bir gelişme mevcuttur. Böyle bir çıpanın olmadığı durumlarda beklentileri kontrol edip enflasyondaki ataleti ortadan kaldırabilmek mümkün değildir.

AKP’nin açıkladığı seçim beyannamesi birçok açıdan çok zayıf. Ancak bunun kamuoyunun siyasi tercihlerine olumsuz bir etki yapacağını beklemek de aşırı iyimserlik olur. Açık olan, AKP seçmeni açısından bu beyannamenin artık şapkada hiç tavşan kalmadığına işaret etmesidir.

e-mail: guncavdio@gmail.com