Türkiye, Rusya, Suriye ve İran dışişleri bakanları, Moskova’da bir araya geldi. Suriye’yle normalleşme sürecinin ele alındığı görüşmeler, AKP hükümetinin son dış politika hamlelerinden biri olabilir. 14 Mayıs’tan sonra olası bir hükümet değişikliğinde Türkiye’nin Ukrayna ve Suriye konularında nasıl bir tutum alacağını, dış politika analistleri Aydın Sezer ve Sinan Ülgen ile konuştuk.
Türkiye ve Suriye’nin normalleşme süreci için görüşmeler devam ediyor. Bu konuda en önemli hamlelerden biri dün (10 Mayıs) atıldı ve Türkiye, Suriye, Rusya ve İran dışişleri bakanları dörtlü bir zirvede bir araya geldi. Moskova’da yapılan zirveye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad katıldı.
Moskova’daki bu dörtlü zirve, 21 yıllık AKP iktidarının son dış politika hamlelerinden biri olabilir. Görüş aldığımız uzmanlar, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerden sonra olası bir hükümet değişikliğiyle, Ankara’nın dış politikadaki tutumunda da büyük değişiklikler yaşanabileceğinin altını çiziyor.
“AKP seçimi kazansa da, Çavuşoğlu bir daha dışişleri bakanı olmayacak”
Medyascope Dış Politika Analisti Aydın Sezer’e göre dörtlü zirve, Suriye ile masaya oturulduğu ve süreç devam ettiği için bir barış süreci kapsamında değerlendirilebilir ama Türkiye’de seçimlere birkaç gün kaldığı için somut bir sonuç beklemek mümkün değil.
Sezer’in aktardığına göre Türkiye ve Suriye, görüşlerinden taviz vermiyor. AKP’nin seçimi kazanması halinde bile Mevlüt Çavuşoğlu’nun bakanlığa devam etmeyeceğini vurgulayan Sezer, söz konusu dörtlü zirvenin de Çavuşoğlu’nun talebiyle gerçekleştiği bilgisini verdi.
Aydın Sezer, Millet İttifakı’nın iki yıl içinde sığınmacıların Suriye’ye geri dönüşünün sağlanması vaatlerini ve Kılıçdaroğlu-Akşener’in Esad’la görüşeceklerini söylediğini hatırlattı: “Sıfır tabanlı bir barış süreci başlayacak. Türkiye, bir takvim çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Suriye’den çekecektir. İdlib ise, iktidarda kim olursa olsun karışık. Esad’la anlaşılsa bile bu terör yuvalarının nasıl refleks göstereceğini bilemiyoruz.”
Ukrayna-Rusya Savaşı ve Tahıl Koridoru Anlaşması’nın da olası bir iktidar değişikliğinde nasıl ele alınacağını sorduğumuz Aydın Sezer, Türkiye’den çok Rusya’nın tutumunun belirleyici olduğunun altını çizdi. Sezer, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’le yaptığı anlaşmaya uyulması beklentisi olduğuna dikkat çekti. Sezer’e göre yeni gelen bir hükümet, Rusya ile yeniden müzakere etmeli ama Rusya’nın şartları kabul edilmezse, Tahıl Koridoru Anlaşması’nın devam etmesi mümkün değil.
Ukrayna ve Rusya meselelerinde Türkiye’de bir iktidar değişimi olsa da, büyük bir anlayış değişimi olmayacağını belirten Aydın Sezer, Ankara’nın duruşunun, Birleşmiş Milletler ve batının duruşuyla yine paralel olacağını belirtti.
“Rusya ile daha kurumsal ilişkiler kurulacak”
Ekonomi ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen de, 14 Mayıs’tan sonra iktidar değişimi olması durumunda Türkiye dış politikasında kaydadeğer bir değişim yaşanacağını söyledi. Ülgen, Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ve Millet İttifakı’nın Ortak Mutabakat Metni’nin de bu yönde sinyaller verdiğini vurguladı.
Sinan Ülgen’e göre genel olarak Türkiye dış politikasında köklü değişimler yaşanacak olsa da, kısa vadede Suriye ve Ukrayna-Rusya başlıklarında mevcut tutum devam edebilir. Ülgen’e göre Suriye konusunda mevcut tutumun devam edecek olmasının nedeni ise, AKP hükümetinin tutum değiştirerek normalleşme sürecini başlatmış olması. Yine de AKP’nin normalleşme sürecini başlatmış olması, Suriye meselesinde köklü değişimler yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Ülgen’in aktardığına göre Erdoğan hükümetinin normalleşme ve barış çabaları, Suriye lideri Beşar Esad tarafından sıcak karşılanmadı. Suriye tarafına göre Türkiye’nin bir dönem dış politika anlayışının Esad rejimini yıkmak üzerine olması, kalıcı hasarlara yol açtı.
Sinan Ülgen, “Yeni bir hükümet gelirse, böyle bir bagajları olmayacak. Suriye ile normalleşme süreci daha hızlı ilerleyebilir ama hala iki ülke arasında zahmetli bir süreç olur. Suriye’nin ön şartları, Türkiye’nin muhalif gruplara desteği kesmesi ve kontrol ettiği alanlardan çekilmesi olacaktır. Türkiye’nin şartları da mültecilerin geri dönüşüyle alakalı. Yeni bir hükümetle, bu konular daha kolay ele alınacaktır” dedi.
Ülgen’e göre 14 Mayıs’tan sonra iktidar değişirse, Ukrayna-Rusya konusunda da mevcut AKP hükümetinden çok farklı bir tutum sergilenmeyecek. Bazı dokunuşlarla, denge politikasına devam edilecek. Ülgen bu dokunuşlarla, Türkiye ve Rusya ilişkililerinin daha kurumsal ve şeffaf hale geleceğinin altını çizdi: “Şu an ilişkiler, Putin ve Erdoğan arasındaki ilişkiye indi. Yeni bir hükümetle Türkiye, Rusya’ya daha mesafeli duracaktır ve liderler arasındaki ilişki, Erdoğan-Putin ilişkisi gibi olmayacaktır. Türkiye’nin Rusya’yı tamamen karşısına alması gibi bir şey de beklenmemeli. Dikkatli davranmaya devam edilecektir. Her halükarda yeni hükümetin, Avrupa Birliği ve batı ile ilişkilere yeni bir bakış açısı getireceği muhakkak. Bu durumun Rusya ile kurulacak olan ilişkilerine yansıması ise, ilişkilerin daha kurumsallaşması olacaktır. Türkiye, AB ve batıya yakınlaşsa bile Rusya’ya yaptırım uygulayan bir politika tercih etmeyecektir.”