Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cengiz Özdemir yazdı: Rumelihisarı, Ali Baba Kahvesi ve ortak hafıza

Geçen hafta birbirinden bağımsız ama içerik olarak birbiriyle bağlantılı iki sosyal medya post’um çok etkileşim aldı. Bunlardan ilki Paris’te kaldığımız otelin 50 metre gerisindeki Crosserie de Lilas kahvesi idi. Bu kafe 120 yıl önce Yahya Kemal’in müdavimi olduğu ve o günden bugüne yeri yurdu hiç değişmemiş bir mekandı. Bu mekana sadece Yahya Kemal değil, Hemingway, Giacometti, Sartre, Gide gibi onlarca yazar, şair gidip gelmiş. Ben girmedim ama içeride tüm yazar-şair takımının müdavimi olduğu masalara birer de plaket çakılmış. Melih Cevdet, Paris kültür ataşeliği yaptığı zamanlarda himmet etmiş ve bu masalardan birine törenle Yahya Kemal plaketi çaktırmış. Varolsun. Giden görebilir. 

Bu postun altına onlarca insan mekanların sürekliliğinin neden önemli olduğuna dair görüş ve fikirlerini yazdı. Doğrusu paylaşırken bu kadar ilgi çekeceğini ben de düşünmemiştim. Ama sosyal medyada neyin nasıl tepki alacağını asla bilemeyiz.

 

İkinci gönderim Rumelihisarı’ndaki Ali Baba kahvesi üzerine oldu. Bugün artık tarih olmuş, 80’lerin bu salaş öğrenci mekanı, yaşı benim gibi 50+ üzeri olanların hatırlayacağı bir yerdi. Ali Baba’nın (Ali Gökboğa) mekanından yolu geçenler toplasın dediğimde kimler altına anılarını yazmadı ki? Yönetmenler, müzisyenler, yazarlar, oyuncular ve daha kimler kimler. Mesela Semih Kaplanoğlu “Yusuf” üçlemesinin temelini orada attığını yazmış. Ümit Ünal, “Teyzem”, “Arkadaşım Şeytan”, “Hayallerim Aşkım ve Sen” gibi filmlerin senaryoları orada elle yazmış. Hatta Derviş Zaim’in “Tabutta Rövaşata”sı tamamen bu mekanda geçer. Neredeyse Türk sinemasının bir döneminin temelleri burada atılmış. Bunun dışında İskender Paydaş’ın yazdığına göre Mirkelam ile efsanevi ilk albümünün besteleri burada şekillenmiş. Bu kadar mı? Değil elbette. Rahmetli Seyhan Erözçelik, Kitaplık dergisinde 2006 yılında yazdığı bir yazıda burada ressam Rafet Ekiz’in, karikatürist Kemal Gökhan Gürses’in, Orhan Alkaya’nın, Vecdi Çıracıoğlu’nun, Nilgün Marmara’nın, Enis Batur’un buraya gelip gittiğini, bazılarının bayağı müdavimi olduğunu yazmıştı. Hatta “arıza” deyiminin menbaının Hisar Kahve olduğunu yazmış. 

Elbette bizzat mekan sahibi Ali Bey ile ilgili de pek çok anı paylaşıldı tweet’in altında. Madem anılardan söz açıldı, ben de 1987-1992 yılları arasında sıkça gittiğim bu mekanda özellikle 89’u 90’a bağlayan yılbaşı gecesinde roket sobanın başında kaynak içip denizi seyrederek geçirdiğim saatleri unutamam. Orada Boğaziçili, İTÜ’lü Mimar Sinan’lı arkadaşlarımızla buluşur, akşama kadar gevezelik ederdik. Meğer o gevezelikleri hiçbiri boşa gitmemiş. 35 sene geçince anlıyor insan.

Bugün Ali Baba’dan eser yok. Yerine bir zamanlar Topbaş ailesine ait olduğunu işittiğim birtakım kaçak katlar çıkılan bol valeli kafeler konduruldu. Şimdiki durumu hiç bilmiyorum, yolumu düşürüp önünden geçmek de gelmiyor içimden. Paris’teki Crosserie de Lilas ile Hisar Kahve nitelik olarak birbirinden hiçbir farkı olmayan bir hafızaya sahip. Biri 120 yıldır ayakta (belki daha eski), diğeri yok olup gitmiş. 

Fakat fiziken yok olması zihinlerden de silinmesini gerektirmiyor. Bu kadar sinemacı, sanatçı, şair, ressam gelip geçmiş bu mekandan, yarım saatlik bir belgeseli de mi yapılamaz? Bizler mekanları sadece mekandan olarak kaybetmiyoruz, oralardan gelip geçen insanlar henüz hayattayken bir sükut suikastına kurban ediyoruz adeta. Bu insanları anılarını bir araya getirmiyoruz, röportajlara, belgesellere konu yapmıyoruz ve unutup gidiyoruz. 

Ali Gökboğa’yı ve Hisar Kahve’den gelip geçen herkesi saygıyla anıyor ve selamlıyorum.

Herkese iyi hafta sonları.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.