Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cengiz Özdemir yazdı: 2023 için kişisel bir Z raporu

2023, hafızalarımızda üst üste pek çok felaketin yaşandığı bir yıl olarak hafızalarımıza kazınacak kuşkusuz. Başta deprem felaketi ve devamında Filistin’de yaşanan olaylar olmak üzere çok sayıda travma yaşadık. Ama bir yandan bunlar yaşanırken bir yandan da Cumhuriyet’in 100. Yılı’nı kutladık. Bu anlamlı yılda gerek cumhuriyete doğru yaşanan Lozan gibi, İstanbul’un kurtuluşu gibi ve nihayet Cumhuriyet’in ilanının yüzüncü yılı gibi günlerde kültür ve sanat alanında bir çok faaliyete tanık olduk. Sergiler, yeni mekanların açılışı, filmler, konserler vs vs.

Bu yazıda Cumhuriyet’in 100. yılında kişisel olarak hafızamda yer eden yeni açılan mekanları ve sergileri tekrar bir hatırlatmak niyetindeyim. 

Cumhuriyetin 100. yılında, yüzüncü yıla yakışan üç mekan açıldı. Bunlar sırasıyla ArtFeshane, İş Bankası Resim Heykel Müzesi ve İstanbul Modern binaları oldu. Her üç yapı da şehrin hayatına yeni bir dinamizm kattı. ArtFeshane’de açılan “Ortadan Başlamak” sergisi çağdaş Türk resim sanatının bir özeti gibiydi. Çok uzun yıllar hatırlanacak kapsam ve içerikte hazırlanmış devasa bir sergi oldu. 

İş Bankası Resim Heykel Müzesi, yaklaşık beş yıl süren bir restorasyon sürecinden sonra İstiklal Caddesi’nde açıldı. Müze bir yandan İş Bankası’nın özel koleksiyonunu sergilerken bir diğer yandan süreli sergilere de ev sahipliği yapacak. İlk sergi, Gül İrepoğlu’nun küratörlüğünde İstanbul odaklı resimlerden oluşan “İstanbul’un Resmi” sergisi oldu.

Nihayet Renzo Piano’nun tasarımı olan İstanbul Modern de Galataport’ta açıldı. İstanbul Modern de hep kalıcı koleksiyon sergileri ile hem süreli sergileri ile sanatseverleri yeni yüzyıla hazırlayacak 

Bunları dışında İstanbul odaklı bir çok sergi açıldı bu yıl. İlk aklıma gelen İstanbul’un İşgalden kurtuluşunun 100. Yılı vesilesiyle İstanbul Araştırmaları Enstitüsünde açılan “Meşgul Şehir” sergisi olur. Bu sergi işgal İstanbul’unun gündelik hayatını, İstanbul basınının ve dış basının gözünden takip imkanı verdi. Bunun dışında Lozan anlaşmasının 100. Yılında açılan “Lozan: Yüz Yıllık Başlangıç” sergisi de Casa Botter’de açılan dikkate değer bir sergi oldu.  

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları tarafından bir kitap projesi olarak başlayıp sonrasında bir sergi projesine doğru evrilen “Cumhuriyetin İlk Yılı” kitabı ve sergisi de önemli bir boşluğu doldurdu. Bu kitap ve sergi ile ilgili Eser Demirkan ile bir de yayın yapmıştık. Linki şurada.

Bu yılın şehir tarihi açısından dikkate değer bir etkinliği de Salt Galata’da açılan “Başka Kayda Rastlanmadı: Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi Arşivi” sergisi oldu. Bu sergide Koçu’nun ansiklopedisine girmeyen ama yayına hazır halde bekleyen madde başlıkları, çizimler, eskizler ve notlar sergilendi. Ansiklopedinin tamamının tasnifi Kadir Has Üniversitesi ve Salt Araştırma Merkezi tarafından yayına hazırlanıyor. Bekliyoruz…

Bunun dışında bu senenin en önemli sanat olaylarından birisi Mimar Sinan Üniversitesi Resim Heykel Müzesi’ne bağışlanan 700 eserin sergilenmesi oldu. Lale-Cengiz Akıncı çiftinin bağışı bildiğim kadarıyla bugüne kadar yapılmış en büyük bağış. Bu güveni veren başta üniversite yönetimi ve müze yetkililerini kutlamak isterim. Bağışlanan koleksiyon ARTI 700 başlıklı bir sergi ile sanatseverlere ulaştı. Artsın eksilmesin…

Yılın sonuna doğru birbirine paralel ve eş zamanlı olarak açılan iki önemli İstanbul’un Tarihi Panoramaları sergisi dikkat çekiciydi. İlki Pera Müzesi’ndeki “Tam Yerinden: İstanbul’a Panoramik Bakışın Tarihi” başlıklı sergi. Bu sergide 360 derece İstanbul panoramasını deneyimleyebileceğiniz bir de mekan kurulmuş. Sergi çeşitli koleksiyonlardan toplanan parçalardan oluşuyor. İkinci Panoramalar sergisi ise İstiklal Caddesi’ndeki Galeri Meşher’de. “Göz Alabildiğine İstanbul” başlıklı sergide Ömer Koç koleksiyonundan derlenen İstanbul panoramaları üç kata yayılmış halde sergileniyor. Her iki sergi hâlen devam ediyor. 

2023’e girerken büyük bir heyecan içindeydik. Büyük hayal kırıklıkları, büyük kayıplar, büyük acılar yaşadık. Cumhuriyet’in 100. yılını kamusal otoritenin hakkını vererek kutladığı düşüncesinde değilim. Son dakikaya sıkıştırılmış, hiçbir stratejik planı olamayan üç-beş gösteriden ibaret bir kutlama oldu. Fransız Devrimi’nin 200. yılı kutlamaları için Fransızları 10 yıl önceden yasaları çıkartıp hazırlıklara başladığını ve 1989’da tüm dünyada ses getiren bir kutlama programı hazırladıklarını hatırlıyorum ve bizzat şahidim. Özel sektör ve sivil inisiyatifler de olmasa neredeyse her hangi bir yıl gibi kutlanacak ve geçilecekti. Buna rağmen halkın coşkusu tarihe geçti. 

Bütün bu zorluklar yaşanırken bizleri ayakta tutabilecek yegane şeyin sanat ve kültür olduğunu bu yıl bir kez daha anladık. 2024 acıların azaldığı, mutluluğun çoğaldığı bir yıl olsun. 

Herkese iyi yıllar.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.