Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Öner Günçavdı yazdı: Gelir dağılımı alarm veriyor

Gelir dağılımındaki bozulma alarm veriyor. Tam da seçim öncesinde TÜİK yeni gelir dağılımı ve yoksulluk oranlarını kamuoyuna açıkladı. Açıklanan rakamlar 21 yıllık AKP döneminin en kötü dağılıma işaret ediyor. 2021 yılında açıklanan gelir dağılımı sonuçlarına göre, Gini katsayısı 0,405’di. Gini katsayısı literatürde kullanılan birçok ölçütten sadece biri; en bilineni. Bu katsayı sıfıra yaklaşınca gelir dağılımında iyileşmeye, bire yaklaştığında da kötüleşmeye işaret eder.

Bu rakam 2022 yılı araştırmasında açıklanmasına rağmen, 2021 yılı içinde yapılmış olan araştırmada vatandaşın kayda alınan 2020 yılı gelirlerine dayanmaktadır. Bu yüzden de referans alınan gelirin ait olduğu yıldaki gelir dağılımı düzeyini göstermektedir.

Dolayısıyla açıklanan Gini katsayısı dâhil tüm eşitsizlik göstergelerinin referans alınan gelirlerin yılı 2021 yılıdır. Yani 4 Mayıs 2023 günü açıklanan Gelir Dağılımı İstatistikleri; bir önceki yıl, yani 2022 yılı yapılan araştırmada referans olarak alınan 2021 gelirlerine dayanmaktadır.

Açıklanan en son sonuçlara göre, 2021 yılındaki gelir dağılımının durumunu gösteren Gini katsayımız 2021 yılında 0,415 olmuş; 0,405’ten 0,415’e doğru çok ciddi bir kötüleşme gerçekleşmiştir. Bu düzey neredeyse AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılındaki seviyelere yakındır.

AKP iktidarında geçen 21 yılda, en başarılı ekonomik performans göstergelerinden biri uzun süre gelir dağılımında görünür olan iyileşmelerdi. Aynı ekonomi yönetimi gibi. Şimdi gelinen nokta tam bir fecaat. Neredeyse bunca yılın emeği boşa gitmiş.

Aslında gelir dağılımı meselesi AKP’nin ilk yıllarında önem verilen konulardan biriydi. Bunun bir nedeni, AKP’nin 2002 seçimlerinde vatandaşa vaat ettiği yoksullukla mücadele etme isteğiydi elbette. Ama en az onun kadar önemli olan bir diğer husus da o yıllarda Dünya Bankası ve IMF’nin kendi kontrollerinde uygulanan makroistikrar politikalarının sosyal maliyetlerini azaltmayı amaçlamalarıydı. Geçmiş dirençlerden ders alan bu kurumlar, uygulanmasını zorladıkları politikaların kamuoyu tarafından kabul görebilmeleri için yapısal uyum ve istikrarın maliyetlerini yükledikleri düşük gelirlilerin bu maliyetlerini azaltmayı düşünmeye başlamışlardı.

Bu amaçla ülkelere, bu politikaların yol açacağı yoksulluk ve eşitsizliklerle mücadele edebilmeleri için sosyal koruma ağları kurmalarına yardımcı olacak finansal yardımları yapmaya başlamışlardı. Türkiye o dönemde bu yardımlardan birini almıştı zaten. Bu kurumlar ile AKP’nin amaçlarının böyle örtüşmesi, büyük ölçüde AKP’nin yararına oldu.

Siyasi olarak AKP’nin kamuoyu desteğine ihtiyaç duyduğu o yıllarda, daha fazla siyasi rıza üretmenin en kestirme yolu olarak sosyal yardımlar öne çıkartıldı. 2001 krizi sonrası uygulanan istikrar tedbirlerinin bir parçası olarak, sosyal koruma ağı oluşturmak için verilen mali destekler de merkezi nitelikte bir sosyal yardım sistemini kurmak için kullanıldı. O günlere kadar olmayan bir sistem kamuoyunda ilgi ile karşılandı ve ihtiyaç sahibi hanehalklarına, devlet (daha çok AKP) bu yardımlar vasıtasıyla ulaşabildi.

O yıllarda yapılan birçok seçimde, AKP’nin merkez ve mahalli yönetimlerinin eliyle, seçim öncesinde yaptığı sosyal yardımlar ciddi siyasi tartışmaların konusu oldu. Yapılanların “siyasi ahlaka” uygun olmadığı söylendi. Ülke ekonomisinde yüksek büyüme oranlarına ulaşılırken, gelir dağılımında da iyileşmeler oluştu. Bu dönemlerde gelir dağılımı ölçüsü olarak aldığımız Gini katsayısı 0,38 gibi, Türkiye’de görmeye alışık olduğumuz 0,40’ın altında bazı değerlere ulaştı.

Daha sonraki yıllarda AKP, bu sosyal yardımları daha kurumsal bir yapı içinde sürdürmeye başladı ve bu amaçla bir bakanlık kurdu. Bu yardımların kurumsal bir mahiyete bürünmesiyle birlikte, kamuoyundaki tartışmalar da göreli olarak azaldı. Ancak zamanla bu bakanlığın yaptığı faaliyetlerin, artık ülkemizde yapısal bir problem haline gelmiş olan gelir dağılımı meselesini nihai olarak çözücü bir etki yapmadığı anlaşıldı. Geçtiğimiz günlerde açıklanan gelir dağılımı istatistikleri bunun bir göstergesidir.

Özellikle son yıllarda tüm dünya ile birlikte maruz kaldığımız dışsal şokların gelir dağılımını bozma yönünde etkisi çok fazla oldu. Birçok ülke bu etkiyi nötralize edebilmek için kamu bütçesinden sosyal transferler yapmayı tercih etti. Türkiye de benzer bir yöntem izledi ve salgından etkilenen hanehalklarına farklı şekilde gelir desteklerinde bulundu. Zaten 2020 yılına ait Gini katsayısının 0,405 çıkması da bir bakıma yapılan bu sosyal transferlerin sonucudur. Aynı dönemde bağımsız araştırmacılarca yapılan çalışmalarda bu transferlerin yapılmadığı bir durumda Gini katsayısının 0,45 seviyelerine çıkması ve çok daha kötü bir gelir dağılımını doğurması mümkündü. Bu yönüyle iktidarın o günlerde uyguladığı sosyal yardım politikalarının gelir dağılımını düzeltici yönde bir etki doğurduğu söylenebilir.

Bir diğer gösterge de geçtiğimiz günlerde açıklanan gelir dağılımı istatistiklerinde sosyal transferde görülen azalmanın yüzde 3,7 gibi yüksek bir düzeye ulaşmış olması ve bununla birlikte bu dönemde gelir dağılımında kayda değer miktarda bir bozulmanın yaşanmış olmasıdır. Yani salgın sebebiyle yapılan sosyal transferlere son verilmesi ve vatandaşın gelir elde etme olanağını piyasanın insafına bırakılması, daha önce 0,405 hesaplanan Gini katsayısının, 0,415’e çıkmasına yol açmıştır.

Elbette bu bozulmanın tek sebebi sosyal transferlerdeki azalma değil. Son yıllarda ekonomide yapılan yanlışların sonucunda bozulmuş olan makroiktisadi dengeler, orta gelir gruplarının hızlı bir şekilde daha düşük gelir seviyelerine doğru itilmelerine yol açmıştır. Bu yaşanırken, üst gelir gruplarının toplam gelirden aldıkları payda da ciddi oranda artışlar yaşanmıştır. Ekonomi büyürken yaşanan bu gelişmelere bakıldığında, elde edilen büyümenin kapsayıcı nitelikte bir büyüme olmadığı sonucu çıkmaktadır. Oysa AKP’nin başlangıç dönemlerinde elde edilen yüksek büyüme oranları bugüne kıyasla çok daha kapsayıcı nitelikte ve gelir dağılımını düzeltici etkiye sahipti.

İlginç olan, meydanlarda insanların coşku ile alkışladığı bugünkü yüksek büyüme oranlarının temsil ettiği refahtan, bu vatandaşların yeterince pay alamamalarına rağmen, kamuoyunun hala bu durumdan memnuniyet duyması ve büyük oranda AKP’yi desteklemesidir.

e-mail: guncavdio@gmail.com

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.