Ekrem İmamoğlu, CHP’nin 28 Mayıs’taki seçim yenilgisinin ardından “değişim” talebini ilk kez Maltepe’de seslendirmişti. Kılıçdaroğlu ile baş başa yaptığı iki görüşmenin ardından ortaya çıkan MYK listesini görünce, bir kez daha ve çok daha üst perdeden aynı çağrıyı yaptı: “Güçlü bir değişimden bahsetmiştim. Halen en güçlü şekilde talep eder durumdayım. Bunu toplum tarifliyor. İnsanlar istiyor. Kulağını buna tıkayarak yol yürümek olmaz.” Bu durum “CHP’de kılıçlar çekildi” yorumlarına neden oldu. Soru şu: Bu noktaya nasıl gelindi, CHP’deki baba – evlat çatışması nereye evrilecek? Ya da Kılıçdaroğlu “evladım” diyerek dizginlemeye çalıştığı İmamoğlu’na layıkıyla babalık mı yapamadı; yoksa İmamoğlu “hayırsız evlat” mı çıktı?
Önce 14, sonra 28 Mayıs seçimlerinin ardından gelen mağlubiyet sonrası CHP derin bir suskunluğa gömüldü. Parti içinde sıkıntılı bir süreç başladı. Seçim öncesi mesaj yağmuruna tutulan ve sandığa neredeyse “zafere birkaç saat kaldı” hissiyle giden seçmen, 28 Mayıs gecesinden itibaren kaderiyle baş başa kaldı… Kılıçdaroğlu ise ikinci tur sonuçlarının netleşmesinin ardından CHP Genel Merkezi’nden seçmene seslendi; onlardan dimdik ayakta durmalarını isteyip, “Yürüyüşümüz sürecek” dedikten sonra sessiz kaldı. Sessizliği bozan, 29 Mayıs’ta İstanbul Maltepe’den “değişim” talebini haykıran İstanbul Büyükşehir (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu oldu. O talep CHP’deki suskunluğu bozmaya yetmese de kapalı kapılar ardında hızlı bir görüşme trafiğini başlattı.
İmamoğlu: “Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemeyeceğiz”
Kılıçdaroğlu “Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklemeyeceğiz” diyen İmamoğlu’yla iki kez masaya oturdu. Yine kimse bir şey açıklamadı ama kulislerde konuşulanlara göre İmamoğlu kongre sürecine giden yolda CHP’de gerçekleşmesini istediği değişim sürecini yönetmeye talip oldu. İkinci görüşmede ise ipler iyiden iyiye gerildi… İmamoğlu, öteden beri bilinen Canan Kaftancıoğlu ve Oğuz Kaan Salıcı ile ilgili olumsuz tavrını açıkça dillendirdi, MYK’ya kendi önerdiği bazı isimlerin girmesini istedi. Dahası talip olduğu kritik koltukları tek tek saydı: Genel sekreterlik, örgüt ve örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı, yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı, idari ve mali işlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı…
Bu görüşmelerin ardından kurultay sürecinin başlaması için düğmeye basıldı.
Yine parti içi kulislerde konuşulanlara göre İmamoğlu kurultaya giden yolda “gölge genel başkan” olacak, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu ya da Kılıçdaroğlu’nun deyiminden hareketle “baba-evlat” kurultayı birlikte yapacak, yerel seçimler sürecinde adayları da birlikte belirleyecekti.
İmamoğlu ekibi CHP mutfağına sokulmadı mı?
Ancak ne olduysa oldu, Kılıçdaroğlu ani bir kararla başladığı yere geri döndü. Parti içinde etkili olan bazı isimlere göre, İmamoğlu’nun el sıkışarak kalktığı masa, o İstanbul yolundayken dağıldı. Kılıçdaroğlu önce “Ekrem Bey büyük bir metropolün başkanıdır” dedi, ardından İmamoğlu’nun talepleri bir yana önerdiği isimler devre dışı bırakıldı. İmamoğlu’nun önerdiği Gökhan Günaydın, Gökhan Zeybek gibi isimler yeni MYK’da değil grup yönetiminde yer buldu. CHP kurmaylarına göre bu tercih İmamoğlu’na dolaylı yoldan verilen “sizi partinin mutfağına sokmuyoruz” mesajıydı. İmamoğlu kanadında MYK’da yer alan Eren Erdem ismi de açık bir mesaj olarak kabul gördü.
İpler o andan itibaren koptu.
Gelinen noktada yenilginin mimarları arasında gösterilen Faik Öztrak ve Bülent Kuşoğlu’nun, bizzat kendisi yer almadı. Yunus Emre, Lale Karabıyık gibi isimlerin de yer aldığı yeni MYK, İmamoğlu kanadında en hafifinden hayal kırıklığına neden oldu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İmamoğlu bu gelişmelerin ardından Ankara’ya bir kez daha ve daha yüksek tondan seslenip “değişim talebine kulağını tıkama” dedi:
“Öncelikle şunu söyleyeyim: Önemli bir seçim yaşadık. Seçimler, bir sonraki aşamada mutlak bir özeleştiri, bir muhasebe gerektirir. Ne yazık ki, dokuz yılda üst üste üç kez cumhurbaşkanlığı seçimi kaybettik. Aynı şeyleri yapıp, yol yürüme gafletine kapılamayız. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli siyasî partisidir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran siyasî partidir. Değişim, çok önemli bir kavram. Ben çok net olarak güçlü bir değişimden bahsetmiştim. Topyekun bir değişim, bir anlayış değişimini halen en güçlü şekilde talep eder durumdayım. Bunu toplum tarifliyor. İnsanlar istiyor. Kulağını buna tıkayarak yol yürümek olmaz”
CHP kurultayında baba ile evladı karşı karşıya mı gelecek?
Bu konuşma CHP tabanındaki rüzgarı tersine çevirdi, düne kadar “Kılıçdaroğlu gitmesin” diyen bazı isimler kulislerde “Gitsin” demeye başladı. Hatta Engin Altay bile “Bu MYK ile gitmez” dedi… Altay, İsmail Saymaz’ın neden görev almadığı sorusuna “Çekilmesini bilmek lazım” karşılığını verdi. Altay’ın bu cevabı, yalnız kendi pozisyonunun değil, parti tabanından tavana doğru ilerlemekte olan “Kılıçdaroğlu artık çekilmeli” talebinin vücut bulması olarak değerlendiriliyor.
Kılıçdaroğlu cephesinde ise şimdilik değişen bir şey yok. MYK toplantısında “Sahada daha görünür ve aktif olacağız. Fildişi kulelerde kalan bir anlayış olmayacak” denildi ve kurultay kararı takvime bağlandı. Başka bir değişiklik olmazsa görünen o ki, CHP sert bir kongre süreci geçirecek ve kurultayda CHP genel başkanlığı için “baba ile evladı” karşı karşıya gelecek.