Ekrem İmamoğlu “değişim de değişim” diyor, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu duymazdan gelip adeta “Şeker alır mıydınız?” der gibi “Değiştik ya!” deyip MYK ve partinin diğer organlarında yapılan değişiklikleri gösteriyor. Ayrıca kurultay kararı alınmış olmasını değişimin ateşini fitilleyecek bir adım gibi sunuyor. Ama dili “aday olmayacağım” demeye varmıyor. “Menzile yürümeye devam ediyorum” diyen İmamoğlu cephesinde ise sessiz ve derinden süren bir çalışma var. Bu tablo CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in “Birkaç gün içinde tablo şekillenecek” sözleriyle daha da gizemli bir hale bürünüyor. Özetle kongreye gidilen süreçte CHP’de kazanlar kaynıyor…
Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu 4 Haziran Pazar sabahı bir kahvaltı masasında ikinci kez bir araya geldiğinde seçimden yenilgiyle çıkan, ancak “kaybettik” yerine “kazanamadık” demeyi tercih eden Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’de, MYK üyeleri istifa etmiş, yeni MYK’nın şekillendirilmesi başta olmak üzere parti yeni bir değişimin eşiğine gelmişti. Kılıçdaroğlu, “Evladım” dediği, seçilmesi halinde cumhurbaşkanı yardımcılığı görevini vereceği İmamoğlu ile masaya oturduğunda parti bu değişimin eşiğindeydi. İmamoğlu’nun ısrarlı “değişim” talebinin ardından yüksek perdeden dillendirdiği “Her sahada, her ortamda değişim. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç asla beklemeyeceğiz artık” sözlerinin üzerinden ise çok geçmemişti. O talep ikili arasındaki görüşmenin ana gündem maddesiydi.
İmamoğlu: “Değişim sürecine liderlik etmeye talibim”
İmamoğlu değişimden ne beklediğini Kılıçdaroğlu’na net bir şekilde anlattı. “İçinde bulunduğumuz süreç değişime muhtaç. Konu sadece MYK değil, genel başkan adaylığını da devretmelisiniz. MYK’nın acelesi yok, süreci beraber yürütelim. Ben değişim sürecine liderlik etmeye talibim. Bu acil ve tarihe mâlolacak bir konu. Siz de böyle düşünüyorsanız bu kararı kamuoyuna deklare edin” dedi. Kılıçdaroğlu da “Ben koltuğa yapışacak biri değilim, Deklare ederim. Tamam” cevabını verdi. Aldığı olumlu cevap karşısında İmamoğlu, bu kararın hemen açıklanmasını talep ederek Kılıçdaroğlu’ndan genel başkan adaylığından feragat edeceğini salı ya da çarşamba günü deklare etmesini istedi.
Ancak ikili arasındaki konuşma bu aşamada başka bir yöne evrildi. İmamoğlu’nun kurultay sürecini dile getirdiği sırada Kılıçdaroğlu “Kurultay önemli değil. Asıl önemli olan yerel seçimler” cevabını verdi. Bu cevabın anlamı belli… Yerel seçimlere gidilen süreçte İstanbul kilit öneme sahip ve Kılıçdaroğlu bu cümleyle, daha önce “evladım” elini kolunu bağladığı İmamoğlu’na oyun sahası olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı gösteriyor. Zaten geçen cuma (9 Haziran 2023) akşamı çıktığı Sözcü Televizyonu’nda “Kazandığımız bir belediyeyi neden başka bir partiye verelim?” diyerek de konunun altını kalın çizgilerle çizdi.
İmamoğlu o görüşmeden “Pozitif elektrik almadım, onayladığını sanmıyorum” diyerek ayrıldı. Kılıçdaroğlu ise genel başkan adaylığını devredeceğini açıklamak bir yana İmamoğlu’na, onun ekibini dışlayan bir MYK ile cevap verdi…
Sözcü TV yayını
İmamoğlu ve ekibi için bu görüşme dönüm noktası oldu. Kendisine yeni bir yol haritası çizme hazırlığında olan ekip, o haritaya son şeklini vermeden önce Kılıçdaroğlu’nun Sözcü Televizyonu’na çıkmasını da bekledi. Ama İmamoğlu ekibinin umduğu cevapları aldığı pek söylenemez. Çünkü Kılıçdaroğlu o yayında olabildiğince belirsiz cevaplar vererek, çok net bir mesaj vermemeyi başardı.
Yenilgiyle çıkılan ve tercihini Kılıçdaroğlu’ndan yana kullanan geniş kesimlerde hayal kırıklığı yaratan seçim sonuçlarını “Bu demokrasi yarışıdır çıtamızı yükselttik ama kazandık mı? Hayır” diye değerlendirdi, “Bayrağı teslim alanlar daha ileriye taşıyacaklardır” dedi ama bayrağı devretmeye pek de niyetinin olmadığını her haliyle belli etti; kendisini dışarıda tutarak değişim talebine CHP Sözcüsü Faik Öztrak ile 5 kişinin daha yerinde kaldığı MYK değişikliği ile cevap verdiğini söyledi, il ve ilçe başkanlarının da değişecek olmasını beklenen değişimin teminatı olarak gösterdi.
Ama bunları yaparken Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın MYK dışı kaldığı, örgütleri de doğrudan kendisine bağladığı, dolayısıyla da kongre süreçlerinde bizzat etkin olacağı gerçeğinin çok da üzerinde durmadı. İmamoğlu kanadında kabul görmeyen bu tablo CHP Genel Merkezi’nde, yerel seçimlere Kılıçdaroğlu başkanlığındaki bir CHP ile gidilmesi üzerine kurulu bir stratejinin şekillendirildiğini anlatıyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İmamoğlu kanadında ise Kılıçdaroğlu genel başkanlığındaki bir CHP ile yerel seçimlere gidilmesi halinde, diğer partilerle ittifak şansı kalmadığı görüşü hakim. Diğer yandan seçildiği günden başlayarak İstanbul’u geri almayı hedefleyen, hatta sloganı bile “Yeniden İstanbul” olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabineyi bile İstanbul’a göre şekillendirdiğine; “Böl yönet” taktiğini benimseyen iktidarın işine gelecek en elverişli tablonun HDP, İYİ Parti ve CHP’nin kendi adaylarını çıkardığı bir iklim olduğuna vurgu yapılıyor. Böyle bir tablonun şekillenmesi halinde İmamoğlu’nun aday olmasının bile sonucu değiştirmeyeceği ve başta İstanbul olmak üzere pek çok büyük şehrin kaybedileceği dillendiriliyor.
İmamoğlu: “Menzile yürüme konusunda kararlıyım”
İmamoğlu’nun sıkça söylediği ve Kılıçdaroğlu’nun da ısrarla anlamazdan geldiği gerçek bu… İmamoğlu’nun “değişim” derken, diğer partileri etrafında toplayacak ve bu kesimlerle iyi ilişkisi olan, toplumda yeniden heyecan yaratacak yeni bir oluşumu ve o oluşuma liderlik edecek, kazanma potansiyeli olan bir lideri işaret ettiği görülüyor. Ve kendisi de bizzat o değişimin göbeğinde yer almayı hedefliyor.
İşte İmamoğlu’nun son olarak yeniden tekrarladığı değişim talebini ve “Menzile yürüme konusunda net olarak kararlıyım” sözlerini bu çerçeveden okumak gerekli. Çünkü CHP’de kartlar yeniden karılıyor ve kongreye gidiş sürecinde saflar giderek karışarak sıklaşıyor.