6 Şubat depremlerinin ağır yaralar açtığı Hatay’da hâlâ su yok. Depremin ilk gününden beri Hataylılar hem içme suyuna hem de şebeke suyuna yeterli miktarda ulaşamıyor. Hava sıcaklıklarının 40 dereceyi aştığı şehirde Hataylılar güneşin altında uzun su kuyrukları bekliyor. Şehirde özellikle hâlâ çadırda yaşayan kişiler arasında hijyen sorunları baş gösteriyor. Hatay Tabip Odası ise olası bir salgın hastalıktan endişeleniyor.
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin açtığı yara Hatay’da hâlâ sarılamadı. Hatay, bu depremlerde en büyük yarayı alan şehir oldu. Binlerce insan yaşamını yitirdi, yüzlercesi sakat kaldı, onlarca kişidense hâlâ haber alınamıyor. Şehir neredeyse tamamen yerle bir oldu. 400 bin Hataylı şehri terk etmek zorunda kaldı. Şehirden gidemeyenler ve bir süre sonra geri dönenler tabiri caizse hayatta kalmaya çalışıyor çünkü şehirde ulaşım, barınma, istihdam, sağlığa erişim ve su hâlâ en büyük problemler.
Hatay’ın şu an en büyük problemi su. Şehirde ne içme suyu ne de şebeke suyundan yeterince var. En büyük problemi hâlâ çadırda yaşayan Hataylılar yaşıyor. Çadırda yaşayan çocuklar halsiz ve kaşınıyor. Hava koşulları litrelerce su içilmesini gerektirse de neredeyse kimse bunu yapamıyor. Sosyal medyada dolaşan ve ses getiren yüzlerce metrelik su kuyruklarındaki Hataylıların videoları gerçek. Yurttaşlar 5-10 litre su alabilmek için saatlerce sıra bekliyor.
Gelen suların neden bu şekilde dağıtıldığını sorduğumuz Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay İl Başkanı Şahin Kışlakçı yaşanan durumu şöyle anlatıyor:
“İnsanlar buraya tırlarla su yolluyorlar ve bunun dağıtım ağını kuramadıkları için, belli mahallelere gidip ‘Su dağıtımı yapıyoruz’ şeklinde duyuru yapıyorlar. Bir izdiham olmaması için su kuyruğu oluşturuluyor. 10-15 litrelik su için insanlara gerçekten insanlık dışı bir muamele yapıldığını düşünüyoruz. Bizler biraz daha farklı çalışıp köyde muhtarlarla ya da parti temsilcilerimizle görüşüp o mahalleye suyu götürüp hane hane dağıtıyoruz.”
İçme suyunun pet şişeyle dağıtılması da şehrin sorunlarından biri çünkü hem kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm değil hem de günün sonunda şehrin her yanı plastik atıkla dolup taşıyor. Büyük bir su sıkıntısı olduğundan marketlerde su bulmak da oldukça güç çünkü sürekli stoklar tükeniyor.
Suların parayla satılması hakkında TİP Parti Meclisi (PM) Üyesi Aylin Açıkgöz şunları söylüyor:
“İnsanların su satın alabiliyor olması için para kazanıyor olması gerekiyor. Su dediğimiz şey de en temel ihtiyaçlardan birisi olmasına rağmen şu an çok ciddi bir pahalılığa sahip ve her geçen gün fiyatı ne yazık ki artıyor. Şu an Hatay’da inanılmaz derecede sıcak havalar var. İnsanların gün içerisindeki su tüketimi normal zamanın üstünde bir seyirde. Şimdi bütün bunları gözettiğimizde istihdam alanı yok. İstihdam alanı olmadığı için insanlar su satın alamıyor. Satın almak istese bile marketlerde bile artık satın alacak su bulmakta problem yaşıyoruz.”
Suyla ilgili sorunlar bununla da bitmiyor. Hatay Büyükşehir belediyesi depremde hasar gören hatları onarmak için çabalasa da bu çaba yeterli olmuyor. Şebeke suyunun olmadığı yerlerde Hataylılar çamaşırlarını ve bulaşıklarını yıkayamıyor, yeterli sıklıkta duş alamıyor ve hijyenlerini sağlayamıyor. Yıkım çalışmalarının devam ettiği bazı mahallelere ise şebeke suyu verilmiyor. Bu mahallelerde yıkım devam ettiği için ya su kesiliyor ya da hasarlı borular tamir edilmiyor.
Tamir edilmemesinin nedeni aslında yıkım esnasında yeniden hasar alma ihtimali. Kulağa mantıklı gelse de atlanan önemli bir nokta var: Az hasarlı binalara insanlar yerleşmeye başladı. Bu binaların çevresindeyse ağır hasarlı binaların yıkımı ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Evlere yerleşen bu insanlarsa yıkım çalışmaları nedeniyle susuz kalıyorlar.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Bu durum bir sürü sağlık sorununa yol açabilir”
Suyun kısıtlı olması ağır hasarlı binaların yıkımı esnasında sulama yapılmamasına da neden oluyor. Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Sami Reyhan konuya dair, “Sulama yapılmıyor, çok yetersiz. Gördüğümüz yerde müdahale etmeye çalışıyoruz. suyun yeterli olmadığı, su getirecek tankerlerin de yeterli olmadığı söyleniyor ama aslında bu bir bahane olmamalı, hava kirliliğinden başlayarak bir sürü sağlık sorununa yol açabilir bu durum. Asbesti daha konuşmadık bile” diyor.
Reyhan, susuzluğun salgın hastalıklara yol açabileceğinden endişe ediyor ve Hatay’da yayılabilecek herhangi bir salgın hastalığın önüne çok zor geçilebileceğini ekliyor.