Mansur Yavaş Ankara’yı yeniden kazanır mı?

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, yerel seçimde bir kere daha aday olmak istediğini açıkladı. 30 Ağustos Zafer Bayramı programında konuşan Yavaş, “Nasip olursa herkesin belediye başkanı olmaya devam etmek istiyorum” dedi. Peki Yavaş yeniden Ankara’yı kazanır mı? Ruşen Çakır’ın analizi.

Yayına hazırlayan: Gamze Elvan

Merhaba, iyi günler. Siyâsetin yerel seçimlerden başka gündemi yok. Yerel seçimlere de epey de vakit var; ama yine de dönüp dolaşıp siyâsetle ilgili konuşacağımız konu olarak yerel seçimler karşımıza çıkıyor. Daha önce Ekrem İmamoğlu, tam olarak böyle söylemese de, İstanbul’da yeniden aday olduğunu açıkladı, “yolculuğa çıktığını” söyledi. Bu yolculuğun esas olarak İstanbul’da yeniden aday olmak olduğunu biliyoruz. Ama tabiî ki partisi tarafından, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından belirlenecek bu. Dün de Mansur Yavaş beş yıl daha hizmet etmek istediğini söyledi. Bu şaşırtıcı değil, Mansur Yavaş’ın Ekrem İmamoğlu gibi yeniden aday olacağını bekliyorduk zâten — muhtemelen de gösterilecek. Yine de CHP’de işler biraz karışık olduğu için tam olarak net bir şekilde konuşamıyoruz; ama çok çok büyük bir ihtimalle Mansur Yavaş aday olacak. Mansur Yavaş’la berâber –ki daha önce de buna benzer şeyler söylemişti– yeni bir kavram yerleşiyor: Rozetsiz aday — yani bir partinin rozetini taşımadan herkesin oyunu talep edecek. Ama tabiî ki aday gösterildiği parti CHP olacak, öyle gözüküyor. Beş yıl önceki seçimlerde Mansur Yavaş’ın CHP’den adaylığı tabiî ki söz konusuydu; ama orada sanki birazcık İYİ Parti, ittifak kapsamında Mansur Yavaş’ın kendi partilerinden olmasını tercih etmişti ve sonuçta, İYİ Parti’ye göre daha büyük parti olan CHP’den aday olması daha gerçekçiydi. Bir de tabiî ki 2014’te kaybettiği seçimde de yine CHP’nin adayı olarak girmişti Mansur Yavaş. Dolayısıyla bu sefer de Mansur Yavaş’ın CHP’nin adayı olacağını, ama “Rozetsiz aday” vurgusunun çok daha güçlü olacağını görüyoruz. 

Mansur Yavaş geçen seçimde Mehmet Özhaseki’yi yendi. Yüzde 51’e yakın bir oy aldı ve 25 yıllık Melih Gökçek saltanatını sonlandırdı. Gerçek bir saltanattı bu. Şu hâliyle bakıldığı zaman önümüzde şöyle bir soru var: Mansur Yavaş yeniden aday olursa –ki olacağa benziyor– yeniden seçilir mi? Benim kişisel görüşüm, seçilme ihtimâlinin çok yüksek olduğu yolunda; ama beş yıl önceye göre Mansur Yavaş’ın aleyhine birçok durum var. Onlara gelmeden önce, Ankara Büyükşehir Belediyesi sürecine bir bakalım. Melih Gökçek nasıl beş kere kazanmıştı? İlkinde, Tayyip Erdoğan’ın 1994’te İstanbul’u kazandığı seçimde, merkez sağ ve sol partilerin yarışması sonucu aradan sıyrılmıştı. 1999’da yine benzer bir olay yaşandı. O târihte Murat Karayalçın –eski belediye başkanı– aday olduğunda oyların yaklaşık yüzde 32’sini aldı, Melih Gökçek de yüzde 34’ünü almıştı. Fakat orada Demokratik Sol Parti’nin adayı, eski Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen yüzde 10,58 oy almıştı. Yani orada DSP aday çıkarmasaydı ya da Doğan Taşdelen gibi güçlü bir isim çıkarmasaydı Karayalçın kazanıyordu. Yani o Melih Gökçek’in saadet zinciri aslında 1999’da kopabilirdi — garip bir olay, kaderin garip bir cilvesi diyelim. Doğan Taşdelen’in oğlu Alper Taşdelen iki dönemdir CHP’nin Çankaya Belediye Başkanı ve bir iddiaya göre Kılıçdaroğlu’ndan sonra CHP’nin başına geçebileceği yolunda rivâyetler de dolaştırılıyor; ama ben çok fazla ihtimal vermiyorum — neyse, bu parantez arası bir cümleydi. 1999’da Melih Gökçek, iki merkez sol partinin rekabeti sâyesinde kazanmıştı. Bu da bize gösteriyor ki Ankara’da normal olarak CHP’nin ya da merkez solun güçlü bir potansiyeli zâten var. Ama 2004 seçiminde, yine aynı Karayalçın, bu sefer çok az bir oy alabildi, Melih Gökçek yüzde 55’le kazandı. Bunda tabiî ki AKP’nin iktidâra gelmesinin de rolü çok büyük oldu. Ama birçok olayla birlikte baktığımız zaman, Melih Gökçek yüzde 55’le en net galibiyetini 2004’te almıştı. 2009’da çok ilginç bir seçim yaşandı, o târihte Milliyetçi Hareket Partisi’nden bir ilçe belediye başkanı olan, ama kendisini gösteren Mansur Yavaş, MHP’nin büyükşehir belediye başkan adayı oldu ve 667 bin oy aldı, oyların yüzde 27,3’ü. Bu seçim bence birçok şeyi bize anlatıyor. Çünkü orada Murat Karayalçın’ın bir önceki seçimde 10 puan fazla aldığını, yüzde 31 oy aldığını gördük, Melih Gökçek de yüzde 38,5. Yani Karayalçın ve Mansur Yavaş’ın birlikte oylarını topladığımız zaman bayağı yüksek bir oran ediyordu. O Mansur Yavaş’ın ilk büyük çıkışıydı. Ondaki özellikle siyâsî potansiyeli, ama bir belediye başkanı potansiyelini de çok ciddî bir şekilde bize göstermişti. Nitekim bir sonraki seçimde MHP’den yapamadığını, CHP’den yapmaya çalıştı, kıran kırana bir seçim oldu ve orada Melih Gökçek yüzde 44,9, Mansur Yavaş yüzde 43,8 oy aldılar. Aralarındaki oy farkı 70 bin falan, öyle bir şey gözüküyor. Bu seçimlerde çok ciddî şâibe iddiaları vardı, tabiî ki bunun üzerine gidilemedi — AKP iktidârı ve AKP’nin denetlediği yargı nedeniyle umutsuz bir vakaydı o olay. Aslında 2014 seçiminin pekâlâ Mansur Yavaş’ın hakkı olduğunu düşünen çok kişi var; ne anlamı var bilmiyorum ama, ben de şahsen başından beri öyle düşündüm. Ama siz bunu kanıtlayamadıktan sonra, bu olayı yargı yoluyla değiştiremedikten sonra, yapacak bir şey yok. Mansur Yavaş’ın 2014’te kazanması çok kuvvetle muhtemeldi; ama orada sandıklara sâhip çıkamama, yani sandığa giren oyun girdiği gibi çıkıp çıkmadığı meselesi çok soruldu, sorgulandı. O anlamda Mansur Yavaş’ın aslında iyi bir kampanya yaptığı, ama sonrasını getiremediği yolunda çok yorum olmuştu. Fakat bütün bunlar bize şunu gösteriyor ki Mansur Yavaş’ın zâten çok ciddî bir potansiyeli var. Nitekim son seçimde CHP adayı olup, ama İYİ Parti’nin de desteklediği, karşısına aday çıkarmadığı bir yerde HDP’nin de muhtemelen desteğini aldı — ki HDP Mansur Yavaş’a desteğini açıkça dile getirmedi, ama İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na desteklerini özellikle ikinci turda söylemişlerdi. Ankara’da HDP oyu da aldığını düşünebiliriz. Genel olarak muhâlefetin oylarıyla kazandı. Ama bütün bu olaylardan baktığımız zaman, Ankara zâten Erdoğan için çantada keklik bir yer değil, Melih Gökçek için de değildi. 2004 istisnâsı dışında, bütün seçimlerde Melih Gökçek ya rakiplerinin parçalanmışlığından ya da birtakım sandık oyunlarından istifâde etti. Meselâ 2014 seçiminde MHP’nin aldığı yüzde 7,8’lik bir oy da var, bunu da hesaba katmak lâzım. Mansur Yavaş CHP adayı olduğu için belli ki tam çekememiş oyların bir kısmını. Bir şekilde çekebilmiş olsaydı 2014’te de kazanabiliyordu. Dolayısıyla MHP kökenli olan, yani ülkücü hareket kökenli olan Mansur Yavaş’ın zâten Ankara’da kazanması için çok da fazla, böyle büyük ittifak hesapları falan yapmak gerekmeyebilir. Ama son seçimde gördüğümüz örnekte olduğu gibi, en azından İYİ Parti’nin desteğine ihtiyacı var, işini kolaylaştırıyor ve muhtemelen de İYİ Parti, her ne kadar ittifak yapmayacağını söylese de, yerel olarak işbirliklerine açık olduklarını söyledikleri için ilk akla gelen yer bence Ankara. Ankara’da Mansur Yavaş yeniden CHP’den aday olursa İYİ Parti onu destekleyecektir. Geçenlerde İYİ Parti sözcüsü Kürşad Zorlu bir soru üzerine aday göstereceklerini söyledi, kafalar karıştı; ama daha sonra Meral Akşener onun öyle olmadığını söyleyerek toparladı durumu. Orada böyle bir yol kazâsı gibi bir şey oldu; ama kısa zamanda telâfî ettiler. 

Şu hâliyle bakıldığı zaman, CHP’den aday olacak bir Mansur Yavaş İYİ Parti’nin de desteğini alacaksa, yani İYİ Parti orada bir aday çıkarmayıp Mansur Yavaş’ı destekleyeceğini söylerse, Mansur Yavaş’ın kazanma ihtimâli çok yüksek. Fakat olay sâdece bununla bitmiyor; çünkü şu anda bütün muhâlefetin üzerinde son seçimlerdeki yenilginin ağır bir yükü var. Mansur Yavaş da bu yükün altında kalanlardan birisi. Masayı kurtarmak için bulunan cumhurbaşkanlığı yardımcılığına Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun da dâhil olma fikri çok yaratıcı bir fikirdi, ama işe yaramadı. Sonuçta Ekrem İmamoğlu da Mansur Yavaş da bu süreçte kampanyanın birer parçası oldukları için, hele seçimin ilk turunda gece parti adına, Kılıçdaroğlu adına açıklamayı birlikte yaptıkları için bayağı yıprandılar, bunu kabul etmek lâzım. Yani Ekrem İmamoğlu’nun daha fazla, ama Mansur Yavaş’ın da bir şekilde yıpranmış olduğunu söyleyelim; çünkü seçimin yenilgisinin ağırlığı gerçekten çok yüksek. Her ne kadar muhâlefet partileri bunu kabullenmekte zorlansalar da –başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere– böyle bir etki var. Bunun getirdiği bir moral bozukluğu var, kendini muhâlefette gören, hisseden insanların yaşadıkları büyük hayal kırıklığı, ardından muhâlefet partilerinin ve liderlerinin bunu gidermeye yönelik, insanları tekrar hareketlendirmeye yönelik çıkışlar yapmamaları, yapamamaları… bütün bunlarla berâber çok ciddî bir husus var; o da muhâlefete yakın olan seçmenin yerel seçimde sandığa gidip gitmeyeceği meselesi — bu en önemli sorun olacak. Bütün belediye başkan adayları için –ama Ankara’da da Mansur Yavaş için– bu çok ciddî bir şekilde sorun olacak ve Mansur Yavaş’ın öncelikle insanları sandığa çağırabilmesi gerekiyor. 

Bir diğer husus ise Erdoğan’ın göstereceği aday. Muhtemelen MHP aday göstermeyecek, AKP’nin adayını destekleyecek. Geçen seferki Mehmet Özhaseki olayı bir fiyasko olarak sonuçlandı Erdoğan açısından. Bu sefer daha farklı, daha güçlü ve –herhalde bu sefer bunu yapacaklardır– Ankaralı bir aday gösterirse, şu hâliyle bakıldığı zaman iktidar partilerinin moral üstünlüğünün de olduğunu düşünürsek –ki bu bâriz bir şekilde ortada–, o zaman Mansur Yavaş’ın işi iyice zorlaşacaktır. Bir ihtimal, eğer AKP’nin çıkaracağı aday milliyetçi çevrelere de yakın bir isim olursa Mansur Yavaş’ın işi daha da zorlaşacaktır. Çünkü Ankara’da geleneksel olarak sağ-sol yarışı var, ama bir taraftan da çok ciddî bir Türk milliyetçisi damar da var. Mansur Yavaş’ın daha önceki 2009 ve 2014 seçimlerinde kazanamasa bile gösterdiği performansta bu etkili olmuştu. Milliyetçilerin, hangi partiden olursa olsun ülkücü hareketten gelen, kendini ona yakın hisseden kişilerin tercih ettiği bir isim olabilmişti. Ama bu sefer AKP, Mansur Yavaş’a benzer profilde bir isim çıkarırsa, işi çok kolay olmayacak. 

Bir diğer husus ise CHP’de işlerin nasıl gelişeceği, kurultay vs. bütün bunlar çok önemli. Kim CHP’nin genel başkanı olacak? Kemal Kılıçdaroğlu görüldüğü kadarıyla, “Ben aday değilim” diyor ama, gelecek olan talepler sonucunda aday olacağa benziyor ve kazanma ihtimâlini hiç yabana atmamak gerekiyor. Eğer yeniden Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin genel başkanı olursa –ki yüksek ihtimal olduğunu, en azından daha yüksek ihtimal olduğunun görüyoruz– bana göre Mansur Yavaş’ın işi zorlaşacak. CHP delegeleri ne der o ayrı bir husus, onu kongrede göreceğiz; ama insanlarda artık bir “Kemal Kılıçdaroğlu yorgunluğu” var. Bu nedenle birçok insanın sandığa gitmesi için yeni bir şeyler, değişik bir şeyler görebilmesi gerekiyor. Mansur Yavaş’ın da CHP’den aday olacağını varsayıyoruz, öyle olacak; o zaman insanlar CHP’ye de bakacaklar ve CHP’nin kurultayı Mansur Yavaş için de çok kritik bir önem taşıyor. 

İYİ Parti’nin desteği konusuna tekrar kısaca bir not düşmek isterim: Benim bildiğim ve duyduğum kadarıyla Mansur Yavaş seçim sonrasında İYİ Parti’nin desteğini almak için –yani Türkiye genelinde İYİ Parti-CHP ittifâkı belki olmayabilir, olmayacağı gözüküyor, Meral Akşener’in açıklaması bu, ama– Mansur Yavaş’ın kendi üzerinde bir işbirliği olması için çok ciddî bir şekilde çalıştığını duyuyorum ve bunun karşılığını alacağa benziyor. HDP, Yeşil Sol Parti –Eylül ayında ismi değişecek– diyelim ki Ankara’da aday çıkaracak ve bayağı da bir kampanya yapacak. Ama yine de normal olarak bu partiye yakın olan seçmenlerin bâzılarının stratejik oy kullanarak iktidar karşıtı en güçlü aday olduğu için Mansur Yavaş’a oy verme potansiyelinin yüksek olduğunu düşünüyorum, bunu özellikle bir kenara yazmak lâzım. Ama buradan şunu da vurgulamak lâzım: Hele son seçimde yaşananlardan sonra, Mansur Yavaş’ın herhangi bir şekilde bu seçmenle doğrudan, dolaylı, örtük, açık vs. pazarlık yaptığı, onları kazanmak için gayret gösterdiği şeklinde yorumlanabilecek adımlar atmayacağına muhakkak gözüyle bakabiliriz, böyle bir şey yapmayacak. Ama geleceği varsa da tabiî ki sandığa girecek oylar için, “Ben sizin oyunuzu istemiyorum” demeyecektir. Şu hâliyle bakıldığı zaman Ankara’nın işinin İstanbul’dan daha kolay olduğunu, ama yine de zor olduğunu söylemek lâzım. Bugünkü veriler ışığında, daha önceki Ankara seçimlerine baktığımızda, Mansur Yavaş’ın seçim performansına baktığımızda, tabiî ki AKP’nin adayının kim olacağını bilmiyoruz ama, kıran kırana bir yarış olacağını ve Mansur Yavaş’ın burayı kazanmasının nispeten daha büyük bir ihtimal olduğunu söylemek istiyorum. Ama tekrar vurguluyorum: Özellikle CHP’nin nasıl bir yol izleyeceği, kurultaydan nasıl bir sonuç çıkacağı önemli olacak ve anladığımız kadarıyla Mansur Yavaş dünden îtibâren artık resmen seçim kampanyasını başlattı ve bundan sonra bu “Rozetsiz aday” meselesini daha çok gçreceğiz. CHP’nin oylarını alacak; ama CHP’li olmayan bir aday, daha sağ siyâsetçi, milliyetçi profilli bir belediye başkanı ve tabiî ki en önemli kozu da bu beş yıl boyunca yaptıkları olacak. Onun bu konuda başından îtibâren Ekrem İmamoğlu gibi özellikle halkla ilişkiler konusuna çok önem verdiğini, bu konuda hayli başarılı olduğunu biliyoruz; meselâ birçok toplantıyı halka açık yapması vs.. Dolayısıyla bunları da kullanarak, politik olmayan ama politikası merak edildiğinde milliyetçi sağ gelenekten gelen, fakat merkez solda bir partinin adayı olmaktan da yüksünmeyen, herkesi kucaklama iddiasındaki –ki buna AK Parti’ye oy verenler de dâhil, hele hele MHP’ye oy verenler kesinlikle dâhil– aday profiliyle karşımıza çıkacak. Şu hâliyle bakıldığı zaman tekrardan kazanma ihtimâli nispeten daha fazla olan bir aday. 

Ama Mansur Yavaş’ın kazanabilmesi, tek başına muhâlefetin önümüzdeki yerel seçimde başarılı çıkabileceği anlamına gelmiyor. Belki de genel bir başarısızlık içerisinde Mansur Yavaş ve birkaç belediye başkanı daha –bir ihtimal Ekrem İmamoğlu da– istisnâ olabilirler. Şu hâliyle bakıldığı zaman, muhâlefetin –özellikle CHP’nin– yerel seçimde çok başarılı bir performans göstermesini, belediyelerini korumasını ve üstüne belediyeler eklemesini beklemenin hiçbir gerçekçi yanı yok. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.