CHP Grup Başkanı Özgür Özel, genel başkanlığa adaylığını açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Grup başkanlığı görevine devam edeceğini belirten Özel, CHP’de değişim tartışmalarını kamuoyuna yansıtan isim olan Ekrem İmamoğlu’nun emanetçisi olup olmadığı sorusuna, “Bir emanet vardır, Atatürk’ün emaneti” diyerek cevap verdi ve emanetçiliğin hiçbir CHP’liye yakıştırılamayacağını söyledi.

CHP Grup Başkanı Özgür Özel, kasım ayında yapılması beklenen kurultay için genel başkanlığa aday olduğunu bugün (15 Eylül) CHP Genel Merkezi’nde yaptığı toplantıyla açıkladı. Özel, tutum belgesiyle birlikte adaylığını açıkladıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Özel grup başkanlığına devam edecek
Kurultay sürecinde grup başkanlığı görevine devam edip etmeyeceği sorulan Özel, CHP tarihinde kendisinin ilk grup başkanı ve Kılıçdaroğlu’nun da milletvekili olmayan ilk genel başkan olduğunu hatırlatarak cevap verdi. Bu süreci birlikte deneyimlediklerini söyleyen Özel, Kılıçdaroğlu’nun “grup başkanlığını bırakmasını istediği” yönünde kulis haberleri yazıldığını belirterek şöyle konuştu:
“Sayın Genel Başkanımızla ilk görüşmeden, geçen salı günü yaptığımız son görüşmeye kadar, kendisinin bana bu yönde bir talebi olmadı. Zaten kendisinin, kendi alanında olmayan böyle bir alana müdahale edecek anti demokratik bir tutum içinde olacağını da hiç düşünmemiştik. Biz görevimizi, yetkiyi aldığımız grubumuza bağlılıkla bundan sonraki süreçte de sürdüreceğiz ancak resmi kurultay kararı alındığı gün tekrar bir değerlendirme yapacağız ve o gün kararımızı sizlerle paylaşacağız. Şöyle düşünmekte de fayda var, bazen ‘Bu ikilik değil mi’ diye yazılıyor. Ben kurultayda adayım, eğer kazanırsam genel başkan ve grup başkanı olacağım. Sayın Genel Başkanımız kurultayda aday olursa ve yeniden genel başkan seçilirse yine bir genel başkan ve grup başkanı olacak. O yüzden bu süreçle ilgili durumu ikilik olarak tanımlamamak gerekiyor ancak delegemiz, üyelerimiz bu konunun böyle bir ikilikle olmamasını tercih edecek olurlarsa, o zaman milletvekili olan bir genel başkanın göreve getirilmesi bu ikili görevlendirmeyi de otomatikman ortadan kaldıracaktır.”
“Atatürk’ün emanetini bugün Kılıçdaroğlu onurla taşımaktadır”
Özel, bugün, açıklama öncesinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşmediğini söyleyerek, “Ekrem İmamoğlu ile partimizdeki fikrine değer verdiğim herkes gibi açık bir iletişim kanalımız var” dedi. Özel’e, genel seçimlerden sonra değişim tartışmalarını kamuoyuna taşıyan Ekrem İmamoğlu’yla birlikte genel başkanlık için isminin öne atıldığı hatırlatılarak, “Ekrem İmamoğlu’nun emanetçi misiniz” diye soruldu. Özel, şöyle cevap verdi:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanlığına aday olan birine emanetçi olma yakıştırması, herhalde en son söylenebilecek, en son üzerine yapışabilecek şeydir. Bir emanet vardır, o emaneti bugün onurla Sayın Kemal Kılıçdaroğlu taşımaktadır. Emanet Atatürk’ün emanetidir. Nasip olursa, üyelerimiz ve delegelerimiz uygun görürlerse, o emaneti taşımak bir siyasetçinin siyasi hayatında taşıyabileceği en büyük gurur ve onur olacaktır. Atatürk’ün emaneti dışında emanet taşımak değil Özgür Özel’e, Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiçbir üyesine yakışmaz.”
“Genel Başkanın adaylığımı ilan etmesini jest olarak görüyorum”
Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kendisinden önce ilan etmesi hakkında Özel, şöyle konuştu:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Bazen adaylıklar kendiliğinden ilan edilebilir ama bazen de o adayları birinin ilan etmesi beklenebilir. Ben bugün adaylığımla ilgili bu toplantıyı yapmayı düşünüyordum ama zaten basında yazılıp çiziliyordu. Dün Sayın Genel Başkanın benim adaylığımı ilan etmiş olmasını, Sayın Genel Başkanın bir jesti olarak görüyorum ve ‘Parti tarihini bilen, bagajı olmayan gençler vardır ve ben öyle bir genç olursa, görevi seve seve kendisine teslim ederim’ yaklaşımının bir devamı olduğunu ümit etmek istiyorum.”
Özgür Özel CHP’yi nasıl değiştirecek? | İşte tutum belgesi
“Seçmen hesabı gelen ilk sandıkta görür, yerel seçimler için bir an önce kurultay yapılmalı”
Kurultaya yönelik çalışmalarında Genel Merkez tarafından herhangi bir engellemeyle karşılaşıp karşılaşmayacaklarına ilişkin soruyu Özel, “Herhangi bir engellemeyi Türkiye’nin en köklü ve Türkiye’ye demokrasiyi getirmiş olan partime yakıştırmam” diye yanıtladı. Değişim talebinin meşru ve dinamik olduğunu vurgulayarak, “Değişim talebinin konuşarak tartışarak, uzlaşarak, bir büyük parti içi ittifaka dönüşmesinin iktidarı getireceğine inanıyorum” dedi. Farklı değişim grupları olup olmadığı konusunda ise, “Ayrı gayrımız yoktur” dedi. Özel, kurultayın mümkün olan en kısa sürede yapılmasını istediklerini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
“Toplumda ve seçmende çok ciddi travmalar yaratan bir seçim sonucu ile karşı karşıyayız. Bir hesap vermenin, bir hesaplaşmanın gerçekleşmesi gerekiyor. Demokraside bu sandıkla olur. Eğer siz sandığınızı seçmenin ya da üyenizin önünden kaçırırsanız o hesap gelen ilk sandıkta görülür. Yerel seçimlerde bir büyük başarısızlık yaşamamak, umutsuzluğu umuda çevirmek ve büyük bir başarıyla, büyük bir moralle Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk seçimlerini kazanmak istiyorsak, bir an önce kurultay yapılmalıdır. Kurultay tartışmalarına bu şekilde bakıyoruz. ”
“Kılıçdaroğlu ‘Türkiye’yi yönetmeye gidiyoruz’ dediğinde ağladım, hiç utanacak bir şey yok”
Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığının ardından, Meclis’te grup toplantısında veda konuşması yaparken, Özel’in ağladığının hatırlatılmasının üzerine, Özel şunları söyledi:
“Ben siyasette kameraların önünde üç kez ağladım bir tanesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin balkonunda mazbatamızla birlikte İstanbul Büyükşehir’i, Tayyip Erdoğan’ın yönettiği ve yönettirdiklerinden teslim almaya gelirken, karşımdaki kalabalığın gözyaşları içerisinde el sallamalarına karşılık verirken ağladım. Yedi yıl boyunca hiç atlamadan, aksamadan takip ettiğim Soma davasının sonunda, birileri ölenleri suçlu bulup katilleri serbest bıraktığında ‘Ant olsun ki hesap soracağız’ derken ağladım. Bir de sekiz yıldır grup başkanvekilliği, 11 yıldır milletvekilliği yaptığım partimde, ‘Bu benim bu kürsüden son konuşmam, Türkiye’yi yönetmeye hep beraber gidiyoruz’ dediğinde hepimizin inandığı, güvendiği liderimiz veda ederken ağladım. Gözümden akan her damla yaş bu partime de, bu partinin tüm üyelerine de helal olsun. Hiç utanacak bir şey yok.”
“İmamoğlu’nun değişim konusundaki yaklaşımını önemsiyorum”
Kendisini ilk olarak Ekrem İmamoğlu’nun X sosyal medya hesabından, “CHP değişirse, Türkiye değişir” paylaşımıyla tebrik ettiğinin söylenmesi üzerine Özel, şunları söyledi:
“Çok sayıda milletvekilimiz, Parti Meclisi üyemiz, belediye başkanımızla birlikte Ekrem İmamoğlu’nun da paylaşımını az önce gördüm, bundan da büyük bir memnuniyet duydum. Tüm Cumhuriyet Halk Partililer gibi, Ekrem İmamoğlu da bu partinin bir evladıdır. Onun değişim konusundaki yaklaşımını ve bu sürece olan yaklaşımını önemsiyorum. Ben sadece Ekrem İmamoğlu ile değil, bu parti iyi olsun diye, seçim gecesi artık bu partinin kadınları, gönül verenleri tülbentini sirkeye basıp da başına bağlamasın o tülbentiyle halay çekebilsin diye bir umudun peşinden yürüyoruz. ‘Bir daha kaybetmek istemiyorum’ diyen, ‘Bir daha ikinci parti olmak istemiyorum’ diyen, ‘Bir daha partinin ışıkları erken saatlerde sönsün istemiyorum’ diyen herkesle el ele omuz omuza birlikte yol yürüyeceğiz. Bu partiyi birleştireceğiz, bütünleştireceğiz.”
“Özgür Özel zorla uzaklaştırmaya çalışsanız baba evinden ayrılmaz”
Özel, genel başkanlık yarışını kaybederse CHP milletvekilliğinden ve partisinden istifa edip başka bir hareket kurup kurmayacağı sorusuna, “Özgür Özel kaybederse partinin neferi olarak çalışmaya devam eder. Özgür Özel bırakın kaybetmeyi, peşinden koşsanız, kovalasanız, onu zorla uzaklaştırmaya çalışsanız baba evinden ayrılmaz. Burası Cumhuriyet Halk partililerin baba evidir” diye cevap verdi.
“Parti Meclisi’nin yetkisinde olan aday belirleme konusunda kesin söz söylemesini yadırgarım”
Kılıçdaroğlu’nun Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın İstanbul ve Ankara için adaylıklarını ilan ettiği hatırlatılarak, Özel’in “Genel başkan seçilirseniz aynı isimlerle devam edecek misiniz, yoksa tutum belgesinde söylediğiniz gibi bir ön seçim yöntemini benimseyeceksiniz” diye soruldu. Özel bu soruya şöyle yanıt verdi:
“Adayların belirleneceği ve resmi takvim içerisinde bildirileceği Parti Meclisi kurultaydan sonra oluşacak. Ben bir genel başkanın, Parti Meclisi’nin yetkisi olan bir konuda, bu kadar kesin bir söz söylemesini yadırgarım, ben olsam yapmam. Yerel yöneticilerin yeniden aday gösterilmesinde mutlak halk memnuniyetine, vatandaş memnuniyetine dayalı objektif kriterlerden bahsettik. Bugün baktığınızda her ikisi de bugüne kadar görülmemiş bir memnuniyetle karşılanıyorlar bizim elimizdeki ölçümlerde, genel başkan da bundan bahsetti, kamuoyu da bunları yakından takip ediyor. O durumda adaylıkları için bir sorun olmaz ama kararı o günkü genel başkan değil, o günkü Parti Meclisi verecektir.”
“Sezgin Tanrıkulu’na yönelik linç kampanyasında üzücü olan, aktrollerin hedef göstermesine çanak tutan yaklaşımdır”
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) hakkındaki sözleri nedeniyle hedef gösterilen ve CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın “Kabul edilemez” dediği, Kılıçdaroğlu’nun da Öztrak’ı desteklediği Sezgin Tanrıkulu hakkındaki değerlendirmesi sorulan Özel, şunları söyledi:
“Sezgin Tanrıkulu bu toplantının konusu olmamakla beraber bir olgu, bir yönetim anlayışı olarak değinmek istediğim bir konu. Sezgin Tanrıkulu’nun bahsettiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı, 1980’lerde hepimizin utanç duyduğu ve Kürt sorununu kronikleştiren, en derin hale getiren o utanç döneminde, bazı TSK mensuplarının, utanç duyulacak bazı mensupların helikopterden attıkları köylülere ilişkin bir karardır. Sezgin Bey ‘Böyle şeyler geçmişte olmuştur, TSK’dan şaibeyi kaldırmak için bu sorular sorulmak durumundadır’ demiştir ama genel kayıt yerine, sadece ‘TSK bu köylüleri atmadı mı kardeşim’ kısmı verilmiş ve büyük bir linç kampanyası başlamıştır. Üzüntü verici olan, bu kampanyanın bu hale dönüşmesine, aktrollerin, AK Parti sözcülerinin, AK Parti’ye müzayir kalemlerin hedef göstermesiyle, o kısa videoyu izleyerek çanak tutan katkı veren yaklaşımdır. Elbette benim genel başkanlığımda da partimdeki milletvekillerinin, partimizin görüşleriyle bağdaşmayan, eleştiriye açık ya da parti içinde sorulacak, soruşturulacak ifadeleri olabilir, gereği de yapılabilir. Ama bu asla bir aktrolün paylaştığı 35 saniyelik videoya, paldır küldür, onlarla yarışarak tepki vererek değil, işin doğrusu, gerçeği araştırılıp, kendi evladımız birilerinin önüne atılmadan yapılır. Sonra bir suç, bir kusur varsa o elbette partinin yetkili organları tarafından karara bağlanır.”
“İttifak kapasitesi ortadan kalkmış görünüyor, olmazsa olmazsa şart değişimdir”
Genel başkan seçilmesi halinde, yerel seçimler için nasıl bir stratejisi olacağı konusunda Özel, şöyle konuştu:
“Bugünkü moral bozukluğu, geçmiş ittifak bileşenleri tarafından söylenen bazı sözler, yaklaşımlar hem toplumda, hem partilerde, partinin yönetim kadrolarında bir gerginlik ve bir umutsuzluğa yönelmiş ve sonuçta ittifak kapasitesi ortadan kalkmış görünüyor. Bunun için bir heyecana, bunun için yeniden bir doğuşa, bir dirilişe, bir şeylerin değişmesine ihtiyaç var. Cumhuriyet Halk Partisi 5 Kasım’da genç, dinamik, etkin, yetkin kadroları göreve getirdiğinde, ne şekilde yapılabileceğini anlattığımız şekilde bir ittifak anlaşmasının elbette peşinde oluruz. İttifaklarla ya da ittifakların olmadığı yerlerde öz gücümüzle, geçmiş 100 yıllık tarihimizin en başarılı sonucunu almak da, en kötü sonucunu almak da, bizim bize inananları nasıl ikna edeceğimize, nasıl ayağa kaldıracağımıza ve bundan sonra bir şeylerin değiştiğine nasıl inandıracağımıza bağlıdır. Olmazsa olmaz şart önümüzdeki kurultaydır ve değişimdir.”
“Sorumluluğumuzu inkar etmiyoruz, herkesin sorumluluğunu kabul etmesi gerektiğini savunuyoruz”
Özel’in adaylığını açıklarken parti yönetimine ilişkin eleştirilerini anlattığı süreçte, kendisinin ve Özel’i destekleyen bazı isimlerin de Kılıçdaroğlu’nun A takımında olduğu hatırlatıldı. “O süreçte Kılıçdaroğlu’na müdahale edemediniz mi” sorusuna Özel, şu yanıtı verdi:
“Görevim dolayısıyla edindiğim sırları ifşa etmeyeceğimden herkes emin olsun ancak hem geçmişteki, hatta daha önceki dönemlerdeki, sekiz yıl boyunca görev yaptığımız Merkez Yönetim Kurulu üyelerimiz ve bizatihi Genel Başkanımızın kendisi, kritik kavşaklarda Özgür Özel’in ve daha birçok arkadaşımızın bazı kararlara nasıl itiraz ettiğini ya da bu kayıt dışı siyasete itirazı hangi dönemeçlerde dile getirdiğini, hangi mahsurları ifade ettiğini bilir. İçinde bulunduğumuz süreçten dolayı ve tabii ki demokratik merkeziyetçilik anlayışı gereğince, içeride yürütülen tartışmaların, geçmişte kamuoyu önüne taşınmamış olması yönetici ahlakımızın gereğidir. Yine de bu süreçte hiçbirimiz kendimizi sorumsuz göremeyiz ama kendisini tamamen sorumsuz görüp, hiçbir şey olmamış gibi davrananlara itiraz ediyoruz. Sorumluluğumuzu inkar etmiyoruz, herkesin sorumluluğunu kabul etmesi gerektiğini savunuyoruz.”