Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Doğa Üründül yazdı | Transfer oburu Süper Lig: Bas bas paraları

Trendyol Süper Lig’de transfer dönemi Avrupa’daki liglerin aksine bir hafta gecikmeli olarak sona erdi. Uçaklar kalktı-indi, taraftarlar gelene geçene atkı taktı, meşaleler yandı… Tam bir karnaval havasında geçen yaz transfer döneminin de böylelikle sonuna geldik. Peki bu transfer yükünün faturasını kim ödeyecek?

Öncelikle adisyona bakalım. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin transfer döneminde ödediği bonservislerdense, yıllarca ödenecek maaşları incelemek gerekiyor. Türkiye liglerinde takımlar, maaşları “net maaş” olarak açıklıyor. Yani başarı ve maç başı primlerini bilmek imkânsız. Galatasaray’ın tahmini yıllık maaş bütçesi 50 milyon euronun biraz üstünde, Fenerbahçe’nin ise 42 milyon euro civarı. 

The Athletic editörü Nick Miller, Türkiye’deki uzmanlara danışarak hazırladığı Süper Lig transfer raporunda ligimizi Portekiz Ligi ile kıyaslamış ve oradaki Porto’nun 27 milyon euro, Benfica’nın 37 milyon euro ve Sporting’in 24 milyon euro civarında maaş ödeyeceğini belirtmiş. Portekiz Ligi UEFA katsayı sistemine göre yedinci sıradayken, biz dokuzuncu sıradayız. Lakin Nick Miller’ın atladığı bir şey var. Portekiz Ligi’ndeki takımlar bu maaşları yatırım yaptıkları genç oyunculara veriyor. 

UEFA’nın 14 Eylül’de yayımladığı detaylı rapora göre (pazartesi günü ayrıntılı haberini sayfalarımızda göreceksiniz), yaz transfer döneminde Türkiye Süper Ligi’ne transfer edilen oyuncuların sadece yüzde 12’si 23 yaş altıyken yüzde 26’sı 29 yaş üstüydü. Geri kalan yüzde 62 ise 23-29 yaş aralığındaydı. Bizim yüzde 26’lık 29 yaş üstü yani son kontratını yapan oyuncu transferine, yakın oranda olan tek lig o da Suudi Arabistan Ligi (yüzde 42 29 yaş üstü transfer). Fakat onların getirdiği “son kontrat oyuncuları”nın birçoğu halen kariyerinin zirvesinde isimler. The Athletic’ten Nick Miller’ın ligimize kıyasladığı Portekiz Ligi’nde yapılan transferlerin yüzde 59’u 23 yaş altıyken sadece yüzde 1’i 29 yaş üstüydü. 

Rakamların taşıdığı anlamlar çok değerli. Bizim ligimizde özellikle 3 Büyükler tarafında yapılan transferlerin sürdürülebilirlik açısından bir vaadi bulunmuyor. Dzeko’yu bu izlemek elbette değerli ama Bosnalı oyuncunun şu anda 37 yaşında olduğunu düşünürsek, kontrat sonunda sağlıklı kalsa dahi, talipleri hangi seviyede olur düşünmek gerek. 

Spor yorumcusu Kaan Kural’ın Los Angeles Lakers’ın efsane oyuncusu ve yöneticisi Jerry West’ten alıntıladığı bir sözü var: “Taraftar o akşamki maçı düşünür. Onun için endişelenir. Koç o sezonu düşünür, o sezon için endişelenir. Ben beş sezon sonrasını düşünüyorum. Onun için endişeliyim.” Yöneticiliğin en saf tanımı olan bu sözlerden yola çıkarsak, Türkiye Süper Ligi’nde hangi takım geleceğini düşünerek takım kurdu? Taraftarlık ile yöneticiliği ayıramıyoruz ki bu aslında yöneticilerin rasyonel kararlar vereceği yerde tamamen duygusal kararlar vermelerine sebep oluyor.

Türkiye Süper Ligi’ndeki 4 Büyükler diye tabir edilen Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un toplam borçlarının 23 milyar 340 milyon olduğu açıklandı. Hani kulüplerimizin bir sözü var “Kimsenin parası X kulübünde kalmaz” diye. Peki 23 milyarlık borcun karşılığı mevcut mu? Hayır! 4 Büyüklerin toplam varlığı 15,67 milyar lira olarak gösteriliyor. Lakin bağımsız denetçilerin raporundaki şerh notu önemli. Denetçilere göre; “Kulüplerin varlık hesaplarında, ilişkili taraftan (Dernek veya bağlı şirketler) ticari olmayan alacakların yer aldığını ancak bu alacakların herhangi bir karşılığının bulunmadığını ve tahsil edilebilirliğine dair kanaat/görüş oluşmuyor.”

Geçen yıl 4 Büyükler toplamda 3,3 milyar lira zarar etti. Transfer döneminde daha sürdürülebilir yani “son kontratı” olmayacak oyunculara yöneldiler mi? Yine UEFA’nın raporuna göre geçen yıl ligimizde forma giyen oyuncuların yaş ortalaması 32,8’di. Bu rakamı Avrupa’nın 20 ligi kıyasladığımızda yanımıza yaklaşabilen yok. 22/23 sezonunda Avrupa’da en yaşlı oyuncuların forma giydiği lig Süper Lig’di. 

Kulüpler bu kadar para harcarken, 22/23 sezonunda Süper Lig takımlarının stadyumlarının doluluk oranı nüfusa oranla en düşük ülke Süper Lig. Futbol sevgisinin en saf hali olarak nitelendirilebilecek alt liglerde en çok maça gidilen dokuzuncu ülkeyiz. Türkiye alt liglerinde toplam 800 bin taraftar tribünde yer alırken, Polonya alt liglerinde 1,4 milyon kişi takımlarını stadyumda desteklemiş.

Biz futbolu değil transfer döneminin barındırdığı bilinmezliği seviyoruz. Başta sormuştum; bu transfer yükünün faturasını kim ödeyecek?  

Sen, ben, biz… Hepimiz bu yükün altına yıllar içinde çekileceğiz. Çünkü Türkiye’de 4 Büyük kulüp devletten gördüğü destek sayesinde batmaz. Bizler maaşlarımızı elimize almadan vergi öderken, kulüplerimiz vergi afları veya yapılandırmalarıyla hayatta tutulmaya devam ediyor. O zaman akıllara tek bir soru geliyor. Normalde şirket olsalar defalarca battıklarını ilan edecek spor kulüpleri neden ayaklarına göre yorgan uzatmamalarına rağmen cezalandırılmıyor? Neyse en iyisi taraftarlar olarak para biriktirelim, devre arası veya sezonunda klasikleşen “Fener ol”, “Bırakmam seni” veya “Aslan gibi sponsor” gene bizler olacağız.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.