Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Göksel Göksu yazdı | Ünlü iş insanının torunu cinsel istismardan beraat etti, söz istinafta: Güçlü olan mı kazanacak, haklı olan mı?

Çocuğa yönelik cinsel şiddetin en önemli çıkmazlarından biri cinsel istismarın ispatı, diğeri de failin dolaylı yoldan korunması. Yaşanan örnekler fail ya da faillerin çoğu kez istismarı -bir başka boyutuyla- yargı aşamasında da sürdürdüğünü gösteriyor; mağduru ya ispata zorluyor ve suçlamayı doğrudan reddediyor ya da yalan beyan vermekle itham ediyor. Üstelik cinsel istismar, somut delillerle kanıtlanması en zor suçlar arasında… Dahası cinsel istismarı kanıtlayabilse de olan yine mağdur çocuğa oluyor. Nasıl mı? Çünkü -aşağıdaki satırlarda okuyacağınız üzere- suç kanıtlansa bile fail-ler-in elini kolunu sallayarak gezebildiği vakalar da var.

Bahse konu cinsel istismar failinin en önemli özelliği, çok ünlü bir iş insanının torunu olması. Bu sayede 14 yaşındaki bir kız çocuğunun cinsel istismarıyla ilgili ifade bile vermeden, önce Çeşme’den İstanbul’a, İstanbul’dan da -hakkında çıkan yakalama kararına rağmen havalimanında hiçbir engellemeyle karşılaşmadan- yurtdışına çıkabildi. “C.A.K. çok ünlü bir iş insanının torunu olmasa ülkeden bu kadar kolay ayrılabilir ve müthiş bir zamanlamayla, bir yıl aradan sonra ve duruşmadan tam bir gün önce yurda döndüğünde gözaltına bile alınmadan hakim karşısına çıkması mümkün olur muydu?” sorusu bir kenarda dursun. Gelin olanları en baştan anlatalım. 

Yeni yıl partisi kabusa dönüştü

Cinsel istismarın meydana geldiği yer İzmir’in Çeşme ilçesi.

Tarih, 31 Aralık 2021’i 1 Ocak 2022’ye bağlayan gece…

Ailesiyle tatil için Almanya’dan Çeşme’ye gelen J.F.K. o tarihte 14 yaşında.

Bulundukları yer bir tatil beldesi…

Arkadaşlarından birinin müstakil evinde düzenlenen yeni yıl partisine o da katılmak istedi.

Ailesi izin vermeden önce partiyi düzenleyecek arkadaşının ailesiyle konuştu. 

Onlar da aileye “Bütün odaların kapıları kapalı olacak, bir catering firması hizmet verecek” diyerek merak etmemelerini söyledi.

Aile de hemen hemen aynı yaştaki çocukların birarada eğlenmesinde doğal olarak bir sakınca görmedi.

Ancak o gece küçük çocuk için bir kabusa dönüştü.

İddiaya göre parti akşam üzeri başladı.

İlerleyen saatlerde cinsel istismara maruz kalan çocuğa yaklaşan 15 yaşındaki bir başka çocuk sık sık alkol verdi.

Ve ilk saldıran da o oldu.

T.K.S., J.F.K. tuvalete gittiği sırada peşinden giderek bir odaya kilitledi.

Bir fırsatını bulup saldırıdan kurtulmayı başaran J.F.K., hemen arkadaşlarının yanına gitti. O yaşadığı şoku atlatmaya çalışırken bu kez de yanına 17 yaşındaki C.A.K. geldi.

Küçük çocuk neye uğradığını anlamadan kendisini evin üst katındaki bir odaya kilitlenmiş halde buldu.

Tutanaklara yansıyan ve gözetmenler denetiminde alınan ifadelerden de anlaşılacağı üzere J.F.K., kendisinden yaşça da cüsse olarak da büyük olan ve onu odaya kilitleyen C.A.K.’nın elinden kaçamadı… 

Küçük çocuk ifadesinde tecavüze maruz bırakıldığı anı şöyle anlattı:

“İsmini bilmediğim bir çocuk beni odaya çekti. Kapıyı kilitledi. Sonra beni öpmeye başladı. İstemedim. Ancak çocuk güçlü ve benden büyük olduğu için bir şey yapamadım.” 

Aile çocuğunu almaya geldiğinde, kızları perişan haldeydi.

Önce çok sarhoş olduğu için perişan olduğunu zannettilerse de gerçeği fark etmeleri uzun sürmedi.

Evlerine döndüklerinde kızlarına tecavüz edildiğini anlayınca, soluğu karakolda aldılar. Şikâyet üzerine partiye katılan çocuklar o gece evlerinden tek tek alındı.

Her birinin ifadesine başvuruldu, kimlik tespitleri yapıldı.

Ancak ilk saldırgan olan T.K.S.’yi görür görmez tanıyan çocuk, karakolda ifadesine başvurulanlar arasında C.A.K.’yı göremedi.

Göremedi çünkü karakola getirilenler arasında o yoktu.

Polis C.A.K.’ya ertesi gün, yani 1 Ocak 2022’de öğlen saat 12:00’de telefon ederek ulaşabildi ve ifadeye gelmesini istedi ama anlaşıldı ki C.A.K. Çeşme’de değil.

C.A.K. polise, “Ben şu anda İstanbul’da Sabiha Gökçen Havalimanı’ndayım. Burada yaşıyorum. Ailem beni ifade vermeye götürür” cevabını verdi.

İşin gerçeği savcı, işin peşini bırakmamış.

Her şey tutanaklarla sabit.

Hemen İstanbul polisine yazı yazıp, C.A.K.’nın adresini de vererek ifadesinin alınması talimatını verse de polis verilen adreste kimseyi bulamadı.

Polisler bu kez 1 Ocak günü, gece yarısı ünlü iş insanının holdingine gitti.

Ve o saatte C.A.K.’nın anne ve babasını avukatları eşliğinde karşılarında hazır buldular.

Onlar da ağız birliği ederek polise çocuklarına ulaşamadıklarını söyledi.

Elini kolunu sallayarak ABD’ye gitti 

Gelişmeler üzerine Çeşme Cumhuriyet Savcılığı C.A.K.’nın kaçtığına kanaat getirerek hem hakkında yakalama kararı çıkarttı, hem de sınır kapılarına yazı yazdı.

Ünlü bir iş insanının torunu olduğu kısa sürede öğrenilen C.A.K.’yı yakalama kararı da durduramadı.

Sonunda anlaşıldı ki, onlar bu uğraşı verirken C.A.K., yakalama kararına rağmen elini kolunu sallayarak 2 Ocak sabahı ABD uçağına binip gitti.

Neyse ki hemen inceleme başlatıldı ve cinsel istismara maruz bırakılan çocuktan sürüntü örnekleri alındı.

Soruşturma çerçevesinde hazırlanan Adli Tıp Kurumu raporu, çocuğun cinsel organında ödem ve ekimoz tespit etti. Vücudundan DNA tespiti için sürüntü alındı.

Tanıklar C.A.K. çocuğa tecavüz ettiği sırada, iki kişinin merdivenlerin başında nöbet tutarak odanın bulunduğu kata başkasının çıkmasını engellediği yönünde ifade verdi.

İzmir 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde cinsel istismarda bulunan iki kişi hakkında da kamu davası açıldı.

Suçlama: “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma”…

Aradan neredeyse bir yıl geçmişti.

Sanık C.A.K. ABD’den tam da duruşma tarihinden bir gün önce döndü. Fakat hakkında bir yıldır yakalama kararı olmasına rağmen yine yakalanmadı.

Bir gün sonra da C.A.K., hakim karşısına çıktı.

Duruşma sonrası da mağdur çocuktan bir yıl önce alınanlarla karşılaştırmak üzere DNA örneği alındı.

Sonra ne mi oldu?

Bu satırlara başlarken yazılanlar ayniyle vaki oldu.

C.A.K. ile mağdur çocuğun vücudundan alınan DNA eşleşti.

Mağdur, mağduriyetini Adli Tıp Raporu ile kanıtlamasına rağmen, sanık ilk ifadesinde suçlamaların tamamını reddetti, mağduru yalan beyan vermekle itham etti.

Sonra bir adım geri çekilerek, “Sadece öpüştük” dedi.

Kaçacak yer kalmayınca da, tecavüz ettiğini kabul edip, çocuğun yaşça daha büyük gösterdiğini ve yanılgıya düştüğünü söyledi.

Tabii yaşı büyük bir kadına tecavüz etmek normalmiş gibi anlaşılabilecek olan savunmanın bu tez üzerinden inşa edilmesinin de ayrı bir nedeni var.

Yasa koyucu 15 yaşını doldurmayan çocuklara cinsel istismar uygulanması ile 15 yaşından büyük bir kişiye uygulanmasını terazinin farklı kefelerine koyuyor, ceza da ona göre belirleniyor.

Şimdi bu kadar belge ve bilgiye, failin -zoraki de olsa- itirafına bakıldığında, bu satırları okuyanlar C.A.K.’nın tutuklandığını ve hak ettiği cezayı çekeceğini düşünmüş olabilir.

Ama hayır!

Öyle olmadı…

Geçen ay karara bağlanan davada ikisi de ünlü ama biri çok daha ünlü iki iş insanının çocukları olan iki sanık da beraat etti.

Hakkında bu kadar ağır bir suçlama olmasına rağmen yaşı daha büyük olan C.A.K. da dahil iki sanık da serbest bırakıldı.

Evet, yanlış okumadınız!

Mahkeme heyeti ikisini de oy çokluğuyla serbest bıraktı.

Sadece bir üye C.A.K.‘nın “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan beraat ettirilmesine şerh koydu. Ama bu şerh sonucu etkilemedi…

Diğer üyeler de C.A.K.’nın savunmasında olduğu gibi mağdur kız çocuğunun 15 yaşından büyük gösterdiğine ve sanıkların hataya düştüğüne hükmetti.

Beraat kararına İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ve kadın bir cumhuriyet savcısı da itiraz etti.

O dosya şimdi istinaf mahkemesinde.

O tarihte 14 yaşında olan J.F.K. şimdi 17 yaşında ve gözü mahkemenin vereceği kararda. Ancak karar ne olursa olsun o yaşadığı dehşeti bir gün olsun unutamadı.

Yasalar karşısında hala çocuk olan J.F.K’nın neler yaşadığını burada anlatmayacağım. Onun için hayatın bir daha eskisi gibi olmadığını ve hiç olamayacağını söylemekle yetineyim.

Bir de merak ettiği soruyu aktarayım: Şimdi ne olacak, yaşadıklarım yapanların yanına kar mı kalacak? Daha da önemlisi güçlü olan mı kazanacak, haklı olan mı?

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.