Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan, üyelerini tehdit edenlere suç duyurusu: “Yıllarca şiddet faillerine ulaşamadıklarını söylediler, istediklerinde her türlü bilgiye ulaşabiliyorlarmış”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde katıldıkları basın açıklamasının ardından üyelerinin, polis olduğunu söyleyen kişilerce aranıp tehdit edildiği gerekçesiyle Ankara Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. Evli olduğu erkeğin öldürdüğü Ece Ertürk’ün kardeşi Elif Nur Ertürk, eyleme katılan kadınların ailelerinin aranmasına “Bu çabayı daha önce gösterselerdi, bugün ablamla beraber kadınların haklarını savunurduk” diye tepki gösterdi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde eyleme katılan üyelerinin, polis olduğunu iddia eden kişilerce aranmasına ilişkin 14 Aralık Perşembe günü Ankara Adliyesi’nde basın açıklaması yaptı. Suç duyurusunda bulunan kadınlar, ailelerinin Ankara İl Emniyet Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde polis olduğunu söyleyen kişilerce aranıp tehdit edildiğini açıkladı.

“Bizlere şiddet faillerine ulaşamadıklarını söylediler gördük ki istediklerinde her türlü bilgiye ulaşabilirlermiş”

Grup adına açıklamayı yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ankara Temsilcisi Tuana Gençer, üyelerinin aileleri arandığında terör iltisaklı yapıda bulunduklarının iddia edildiğini ve iş bulmalarının engelleneceği şeklinde tehdit edildiğini söyledi. Gençer şöyle devam etti:

“Yıllarca bizlere ‘Her kadının başına polis mi dikeceğiz korumak için’ demişlerdi. Gördük, demek ki yapabiliyorsunuz. Yıllarca bizlere şiddet faillerine ulaşamadıklarını söylediler, gördük ki istediklerinde her türlü bilgiye ulaşabilirlermiş. Karakola kadınlar gittiğinde, bu karakollardan kadınlar geri çevrildi ve ölüme mahkum edildi. 18 yaşını doldurmuş kadınların ailelerini aramaya cesaret edenlerin, çocuk yaşta zorla evlendirilen kadınların ailelerinin peşine böyle düştüklerini görmedik.” 

“Bir dahiliniz mi vardı da Aleyna Çakır ve Esra Hankulu’nun şüpheli ölümlerinin üstünü kapattınız”

Gençer, Aleyna Çakır cinayetinde şüpheli olan Ümitcan Uygun’un tutuklanmadığını ve daha sonra Esra Hankulu’nu öldürdüğünü hatırlattı. Gençer, “Bir dahiliniz mi vardı da Aleyna Çakır ve Esra Hankulu’nun şüpheli ölümlerinin üstünü kapattınız? Şimdi çıkmış kadınların hakları için mücadele edenleri kriminalize etmeye çalışıyorsunuz. Bizim bir gizlimiz yok ama sizin çok, her gün ortalığa saçılıyor” diye konuştu.

“O gün bize yardım etmeyen polisler üşenmeden ailelerimize ulaşıp alenen tehdit ediyorlar”

Sabri Çiçek isimli erkek, 4 Aralık 2020’de Konya’da Ece Ertürk’ü öldürmüştü. Ece Ertürk’ün kardeşi Elif Nur Ertürk de Ankara Adliyesi’ndeydi. Ablasının ihmal sonucu öldüğüne dikkat çeken Ertürk, “O gün bize yardım etmeyen, bizi oyalayan polisler üşenmeden ailelerimize ulaşıp alenen tehdit ediyorlar. Bu çabayı daha önce gösterselerdi, bugün ablamla beraber kadınların haklarını savunurduk” dedi. 

“Belki polis erken gitseydi Ece kardeşimiz yaşayacaktı”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, Ece Ertürk’ün ölümündeki polis ihmali iddiasını Medyascope’a değerlendirdi. Katilin polisi “Eşimi öldürdüm” diyerek aradığını ancak polislerin bir türlü adresi bulamadığını hatırlatan Ataselim, şöyle konuştu:

“Belki polis erken gitseydi Ece kardeşimiz yaşayacaktı. Bütün yetkililerin yaklaşımına bakacak olursanız, bütünlüklü bir politik sürecin işlediğini görüyoruz. Nerede bir kadın şiddete uğrasa ya da ölümle burun buruna gelse ona şiddet uygulayan faille ya da kadını korumak üzere harekete geçmekle ilgili adım atmayanlar, kadınlar mücadele ettiğinde bu mücadeleyi durdurmak için harekete geçiyor.”

“Polis konumu bulamadı”

Ece Ertürk’ün koronavirüs salgını döneminde evli olduğu erkek tarafından öldürüldüğünü hatırlatan Ataselim, “Ece Ertürk kardeşimiz ailesiyle yaptığı son telefon görüşmesinde ‘Pazartesi günü geleceğim, boşanacağız’ diye söylüyor. Biz pandemide bunu çok söyledik, eğer daha erken bulunduğu ilden başka bir yere geçebilseydi hayatta olacaktı” diye konuştu. Ataselim, Ertürk’ün ailesinin durumdan şüphelenmesi üzerine polisi aradığını ve konum bildirmesine rağmen polislerden, “Farklı il olduğu zaman bir şey yapamayız” yanıtı aldıklarını, daha sonra ise polislerin konumu bulamadıklarını belirtti.

“Karakola ve mahkemeye giden kadınlara ‘İstanbul Sözleşmesi artık yok’ diyerek evlerine geri gönderdiler”

Platformun bir başvuru hattı olduğunu hatırlatan Ataselim, şunları dedi:

“Hattımıza gelen aramalarda kadınlar, mermercilere yaptıkları başvuruda büyük çoğunlukla mahkemelerde ve hemen peşisıra gelen büyük oranda gittikleri karakollarda polisler tarafından haklarının ihlal edildiğini söylüyor. Kadınlar dikkate alınmadıklarını, 6284’ün uygulanmadığını söylüyorlar. Hatta özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden imza geri çekildikten sonra bu hak ihlalleri artmış durumda. Karakola ve mahkemeye giden kadınlara, ‘İstanbul Sözleşmesi artık yok’ denilerek kadınları evlerine geri gönderdiler.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.