Erzincan-İliç’te siyanürlü toprağın kaymasının ardından taşeron şirket Çiftay’ın cevher ve taşları belirlenen yere taşımakla görevli işçilerin işini değiştirerek, siyanürlü toprağın sevkiyatını yapmalarını istediği iddia edildi. Konuştuğumuz bir işçi, yaşadığı endişe nedeniyle şehri terk edip, ailesinin yanına gittiğini ve ihtarname çekeceğini söyledi. Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Örgütlenme Sekreteri Mert Batur, şirketin işçilere, ‘Ya imza at, çalış ya ücretsiz izne çık, ya da git’ dediğini aktardı.
Erzincan-İliç’te bulunan Çöpler Altın Madeni çevresinde yığılmış siyanürlü toprak, biriktirildiği alandan koparak harekete geçti. Olayda dokuz işçi toprak altında kaldı. Facianın yedinci gününde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, heyelan riski nedeniyle arama faaliyetlerinin durdurulduğunu açıkladı.
Bölgede risk devam ederken, siyanürlü toprak yığınının nasıl taşınacağı da gündeme geldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 15 Şubat’taki açıklamasında, “Elimizde imkân olsa ve kaldırmaya kalksak en az 400 bin kamyona ihtiyacımız var” dedi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya dünkü (18 Şubat) konuşmasında maden ocağının 940 hektarlık bir alan olduğunu söyledi. Yerlikaya, “liç alanı” denilen yerde yaklaşık 35 milyon metreküplük bir toprak kütlesi olduğunu dile getirdi. Yerlikaya olay gününe yönelik, “‘Sabırlı Dere Alanı’ dediğimiz yere yaklaşık 5 milyon metreküplük bir toprak kaymasıyla, yeni bir kütle vadiye doğru geldi. Hemen arkasındaki manganez ocağı dediğimiz yer var ki, orada da 1,2 milyon metreküplük bir toprak kaymasıyla yer değiştirmiş vaziyette” diye konuştu.
Günde bin 500 kamyon hareketiyle toprak taşınıyor
Bakan Yerlikaya, yaptıkları planlamayı anlatarak sözlerine şöyle devam etti:
“5 milyon metreküplük hedef alanda ve arkasındaki manganez alanında toprağı geçici depolama alanı olarak Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın bizzat talimatıyla ve yerinde yaparak oluşturmuş olduğu güvenli ortama geçici tahliye ediyoruz. Şu an için 60’a yakın ekskavatör ki, en büyük hacimli ekskavatörlerle günlük bin–bin 500’e yakın kamyon hareketiyle burayı ve hemen arkasındaki manganez ocağı, kamyonun içinde bulunduğu, toprak kaymasının olduğu yere, bu tahliye sürecini AFAD koordinasyonunda yapmaya devam ediyoruz.”
“İşçiler uzman olmadıkları alanda çalıştırılacak”
Öte yandan Bağımsız Maden İşçileri Sendikası, siyanürlü toprağın kaldırması ile ilgili açıklama yayımladı. Sendikanın açıklamasında Anagold bünyesindeki 950’den fazla işçinin çalıştığı taşeron Çiftay şirketinin, işçileri kısım kısım işbaşı yapmaya çağırdığı söylendi. Sendikanın açıklamasında şöyle dendi:
“İşçiler, maden sahasına görece daha uzak ve güvenli kamp alanı boşaltılarak şantiyedeki kamp alanına taşındı. Çiftay şirketinin çalışmaları kapsamında olağan şartlar altında siyanürle doğrudan temas ettikleri bir nokta yok. Dinamitle patlatma işleminden sonra çıkan cevher ve taşları ilgili bölüme taşımakla görevli olan Çiftay işçilerinin bugün yaptığı iş değiştirilerek siyanürlü toprağın sevkiyatı görevi veriliyor. İşçilere bu işin son iş olduğu, siyanürlü toprak taşındıktan sonra çalışmaya devam etmeyecekleri söyleniyor. Üstelik 18 Şubat itibarıyla dahi alanda yeni kaymalar sebebiyle risk tespit edildi.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Rapor almak zorunda kalan işçi anlatıyor
Toprağın taşınması için baskı yapıldığını anlatan bir işçi, “İki çocuğum var, eğitim alıyor. Sivas’ta ikâmet ediyorum. Geçimimi sağlayamadığım, 10-15 TL daha fazla almak için madende, gurbette çalışıyorum” dedi.
İşçi olaydan sonra psikolojik sorunlar yaşadığını anlatarak toprağın kaydığı sırada aracın içinde, yığından 200 metre ileride olduğunu belirtti. Kayıp işçileri arama kurtarma faaliyetleri nedeniyle dışarıdan gelen ekiplerin kendilerinin uyudukları alanlara yerleştirildiğini söyleyen işçi, buradan gitmek zorunda kalanların da siyanürlü bölgenin yakınına taşındığını vurguladı.
Haklarından vazgeçip gidenler oldu
Taşeron firmanın kendisine siyanürlü toprağı taşıttırmak istediğini aktaran işçi, iş sözleşmesinin bu karara uygun olmadığını dile getirdi. İşçi yetkililere söylediklerini şöyle anlattı: “‘Kimyasal madde çekmek gibi bir anlaşmam yok. Siz hafriyat için ilan verdiniz. Ocağın siyanürsüz yerinde harfiyatınızı yaparız’ dedim.”
Siyanürlü toprak taşımak istemediği için ailesinin yanına gittiğini vurgulayan işçi, rapor aldığını söyledi. Çoğu kişinin kendi gibi düşündüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Ya bunu taşıyacak ya da ‘Ben haklarından vazgeçtim, ücretsiz izne gidiyorum’ diye imza atıp gidecekmişiz. Kabul etmedim. 25-30 arkadaşım ‘Ben tazminattan da vazgeçtim, haklarımdan da vazgeçtim. Ben bu zehir içinde çalışmıyorum’ diye istifalarını basıp gittiler. Kimi rapor aldı, kimi ihtar çekiyor, kimi istifa etti. Ancak, firma kendi rantı için orada zorla insanları çalıştırıyor”
Konuştuğumuz işçiler, madende siyanürlü toprağı istemeyerek taşıyanların olduğunu söyledi. İşçiler yapacakları bir iş olmadığı, geçinmek zorunda oldukları için çalışmama kararını almakta zorlanıyor. Öte yandan işçilerin çalışma alanındaki işlerini bırakmamaları için zam yapıldığı öğrenildi.
“Çiftay karardan dönmeli”
Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme Sekreteri Mert Batur, firmanın bu kararını ‘kayıp dokuz kişiyi arama kurtarma’ adı altında uygulamak istediğini dile getirdi. Donanımlı olmayan işçilerin bu konuda endişe duyduğunu belirtti.
Batur şöyle konuştu:
“Sendika olarak çalışanların bu işten kaçınabileceğini duyurduk. Bir kısmı uzak duruyor, bir kısmı istifaya zorlanıyor. Bazı işçiler, ücretsiz izne gönderilecekleri için maddi açıdan sorun yaşayacak. Bu insanlar geçinmek zorunda. Başka gelir kaynakları yok. Ayrıca firmanın bu kararı uygulatması için işçinin onayı lazım, ‘Ya imza at, çalış ya ücretsiz izne çık ya da git’ deniyor. Çiftay’ın bu karardan dönmesini istiyoruz. İşçiler kendi alanlarına uygun işlerde, ücretli olarak çalışabilir. Bu işi donanımlı kişiler yapabilir.”
“Sözleşmede değişiklik anlamına geliyor”
Batur, siyanürlü toprağın taşınmasının mevcut iş sözleşmesinde değişiklik anlamına geldiğini savundu. Bunun işçilerin açık onanıyla mümkün olduğu vurguladı. Batur, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre işçilerin yüksek risk taşıyan ve yapmak için yeterli eğitim ve donanıma sahip olmadığı işleri yapmaktan kaçınma hakkı olduğunu hatırlattı.
Batur ayrıca İliç’te yaşamayan, dışarıdan gelen işçilerin toprak kayması olmadan önce kaldıkları konteynerlerden taşındıklarını dile getirdi. Eskiden şantiyenin uzağında kalan bu çalışanların olay sonrası riskli, kayan toprağa yakın bir bölgeye taşındıklarını anlattı, “İşçiler endişeli. Onların yanındayız” dedi.
Çiftay yanıt vermedi
İşçi ve sendika temsilcilerinin anlattıkların yönelik ulaştığımız Çiftay şirketi bu konuda sorularımıza yanıt vermedi.