Yeni müfredat: Felsefe dersinde hayatın anlamı tevekkül, ahlak Nurettin Topçu, hukuk Kıbrıs sorunuyla anlatılacak

Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) açıkladığı liselerde okutulacak Felsefe Dersi Öğretim Programı’nda, karma eğitime karşı olduğunu bilinen ve bir kitabında Aleviliği “bozuk zihniyet” olarak tanımlayan Nurettin Topçu’nun “İsyan Ahlakı” isimli kitabından bölümlere yer verilecek, öğrencilerden hayatın anlamını “tevekkül” ile açıklamaları istenecek. Ayrıca derste hukuk-felsefe ilişkisinde özel hayatın gizliliği, Kıbrıs ve Adalar gibi sorunlar araştırılacak. Programda Hristiyan felsefesi yer almazken, İslam felsefesinde sadece tartışma örneğine yer verildi. 

MEB’in tüm öğretim kademelerindeki derslere ait “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adıyla sunduğu yeni müfredat taslağı belli oldu. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yeni programda sadeleşmeye gidildiğini vurgulayarak, söz konusu taslağın görüş ve önerilere açık olduğunu belirtti.

İktidarın kendi ideolojisine uygun bir nesil yetiştirmeyi hedeflediğini vurgulayan eğitimciler, siyasal İslam’ın kavram ve yaklaşımlarıyla eğitimin şekillendirilmeye çalışıldığını söyledi. Yeni içeriklere yönelik tartışmalar devam ederken, ortaöğretim 10 ve 11. sınıflar için hazırlanan Felsefe Dersi Öğretim Programı‘nda dikkat çeken düzenlemeler yer aldı.

Nurettin Topçu’nun eseriyle ilgili öğrencilerden görüş alınacak

Buna göre derste felsefenin terim anlamı bağlamında “hikmet”, “sevgi” ve “arayış” kavramlarının felsefeyle olan ilişkisine dikkat çekilecek. Ahlak felsefesiyle ilgili metinlerde yer alan kavram, problem ve argümanları incelemeleri için öğrencilere bir performans görevi verilecek. Bunun için Yûsuf Has Hâcib’in “Kutadgu Bilig”, Kant’ın “Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi” gibi eserlerinin yanında, karma eğitime karşı olduğu bilinen ve “Türkiye’nin Maarif Davası” adlı kitabında Aleviliği “bozuk zihniyet” olarak tanımlayan Nurettin Topçu’nun “İsyan Ahlakı” isimli kitabından bölümlere de derste yer verilecek.

Hayatın anlamı “erdem” ve “tevekkül” ile kavramları ile anlatılacak

Öğrencilerin “hayatın anlamı” problemini mutluluk bağlamında değerlendirmeleri ve mutluluğa nasıl ulaşılacağı konusunda “erdem“, “haz“, “güç”, “özgürlük”, “tevekkül”, “acı”, “çile” kavramlarını göz önüne alarak kendi görüş ve argümanlarını yazılı veya sözlü olarak ifade etmeleri sağlanacak.

Feridüddin Attar’ın Mantıku’t Tayr adlı eserinden yola çıkarak insanın anlam arayışı üzerine görüş geliştirilebileceği belirtilen müfredatta, “Sosyal medya paylaşımlarını ve sosyal medyada var olmayı ‘görünüyorum o hâlde varım’ mottosu çerçevesinde tartışmaları istenebilir” denildi.

Teknoloji ve hayat ilişkisinde millî güvenlik anlatılacak

Derste, “Teknoloji ve Hayat” ünitesinde, güvenlik sorunlarının yaşanmaması adına teknolojide ne gibi önlemlerin alınabileceği ve sistemlerin geliştirilebileceği hakkında tartışılacak. Tartışmalarda güvenlik sorunlarının millî birlik ve beraberlikteki önemine, ülkenin bağımsızlığını korumadaki değerine vurgu yapılacak.

Hayatın anlamına ilişkin felsefi soru ve problemleri çözümlemeleri, görüş ve argüman oluşturmaları için öğrencilere mutluluk-hayat ilişkisi bağlamında çeşitli filozofların (Konfüçyüs, Sokrates, Epiküros, Stoa Okulu, Augustinus, Farabi, İbni Miskeyevh, Yusuf Has Hâcip) görüşlerini kısaca yansıtan örnek metinler ve açık uçlu soruların bulunduğu bir çalışma kâğıdı verilecek.

Hukuk-felsefe ilişkisinde Kıbrıs, Adalar gibi örnekler araştırılacak

Öğrenciler derste “Hukuk ve felsefe” bölümünde toplumda adaletin tesis edilmesinde hukuk ve ahlakın işlevinin ne olduğu üzerine tartışacak, hukuk ya da ahlak ilkelerine göre hareket edilmediğinde ortaya çıkabilecek sonuçlar hakkında görüşler alınacak.

Öğrencilerin hukuk sorunlarına yönelik felsefi metin yazmaları amaçlanacak. Bilişim suçları, insan hakları ihlalleri, fikir hakları mülkiyeti, özel hayatın gizliliği gibi güncel hukuk ve Kıbrıs, Adalar gibi uluslararası hukuk sorunlarına örnek teşkil edecek haberlerin araştırılması istenecek. “Yasal olan her şey ahlaka uygun mudur?” sorusu hayatla ilişkilendirilerek değerlendirilecek.

İslam ve Hristiyan felsefesi, ünite veya bölüm olarak yok 

“Akıl ve İnanç” ünitesinde İslam felsefesindeki Gazali ile Meşşai ekolü arasındaki tartışmalar hakkında görüş geliştirilebileceği vurgulandı. Taslakta “İbni Rüşd’ün ‘Felsefe (akıl) dinin arkadaşı, süt kardeşidir. Hakikat hakikate ters düşmez, onu destekler’ sözüyle Kant’ın ‘İnanca yer açmak için bilgiyi sınırladım’ sözü, akıl ve inanç ilişkisi açısından karşılaştırılarak sorgulanabilir” denildi.

Daha önce hazırlanan öğretim programında ise Hristiyan ve İslam felsefesi özellikleriyle birlikte detaylı olarak anlatılıyordu.  

Felsefe öğretmeni: 11’nci sınıf programı felsefe dersi değil 

Devlet memuru olduğu için adının açıklanmasını istemeyen bir felsefe öğretmeni 10. sınıf ünitesinin çok yoğun olduğunu ve bir yılda verilmesinin mümkün olmayacağını dile getirdi. Öğrencilerin felsefe dersine hazır olmadan yoğun program nedeniyle dersten uzaklaşabileceğini vurguladı. Öğretmen, “11. sınıf ise bir felsefe dersi değil. Hayatla ilişkisinde felsefenin teknolojiyle, hukukla, yaşamla, çevreyle ilgisi anlatılacağı iddia ediliyor. Ama yeni müfredatta bunların tam da neye tekabül ettiği, hangi metinleri kullanacağı, ne yapılacağı net değil” dedi.

“Müfredatta İslam ve Hristiyan felsefesi yok” 

Ders programında verilecek metinlerin çok önemli olduğunu vurgulayan öğretmen, çalışmada çok sayıda İslamî yazarın yer aldığını söyledi. Eğitimci “Mevcut müfredatta 11. sınıf ikinci ünitenin bir yarısı Hristiyanlık felsefesi, diğer yarısı İslam felsefesiydi. İki-üç yılda İslam felsefesinin önemli filozoflarının ya da farklı fikirlerin hepsinin bu iktidar tarafından yavaş yavaş elendiğini ve İslam felsefesinin bir kuşa çevrildiğini gördük. Yenisinde ünite olarak bunlar hiç yok” yorumunu yaptı.

Hukuk felsefe ilişkisinde Kıbrıs ve Adalar sorunu gibi örneklerde öğrencilerden resmi ideolojinin dışında bir şey yazılmamasının isteneceğini öne süren felsefeci, “Bu felsefe değil, resmî ideolojinin yeniden üretilmesidir” diye konuştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.