Sokak köpeklerinin “uyutulma” adı altına öldürülmesi iddiasıyla gündeme gelen kanun hazırlığına tepkiler büyüyor. Özellikle X’te (eski adıyla Twitter) sokak hayvanlarının, daha doğrusu köpeklerin, “uyutulma” adı altında öldürülmesi için kampanya yürütülüyor. Ancak sorun olarak nitelendirilen bu hayvanlarla ilgili bir “sorun” daha var: Ortada veri yok. Ayşegül Karagöz’ün haberi.
Hazırlanan yasa tasarısında yer aldığı öne sürülen maddeler daha Meclis’e sunulmadan tartışma yaratırken, köpeklerin tamamının toplatılacağı ve 30 gün içinde sahiplendirilmezse “uyutma”, “ötanazi” gibi ifadelerle öldürüleceğine dair ifadeler kamuoyunda tepki topladı. Şimdilerdeyse “Hayvanları Koruma Kanunu”ndaki yasal düzenlemeye ilişkin planlanan değişikliklerin yenilenmesi de gündemde.
Taslak Meclis’e geldi
Yasa tasarısının Meclis’e getirileceği haberlerinin çıkmasının ardından Türkiye bir konuda daha kutuplaştı: Bir yanda “hayvanlar öldürülmesin” diyenler, diğer yanda yasanın çıkmasını savunanlar.
Hayvan hakları savunucuları, hayvanseverler ülkenin dört bir yanında sokağa çıktı, hayvanların korunması için adımların atılmasını talep etti. Sokak hayvanlarının, özellikle köpeklerin, giderek daha tehlikeli bir boyuta vardığını düşünenlerse taslağın bir an önce yasalaşması gerektiğini savundu.
Taslak Meclis’e yeni geldi ama tartışmaları ve sosyal medya kampanyaları haftalar önce başladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 29 Mayıs’ta, “Hayvan hakları ile ilgili taslak metin Meclis’e ulaştı, tartışılacak” dedi. X’teki kampanyalar AKP’li kurmayları birkaç gündür açıklama yapmaya itiyor.
Sokak hayvanlarının sayısı bilinmiyor
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın tweeti belediyelerin kısırlaştırmada yetersiz kaldığını da ortaya koydu. Yumaklı’ya göre belediyeler beş yılda 260 bin sokak hayvanı kısırlaştırdı. Bakan Yumaklı ölümlere dair de bir veri paylaştı tweeti’nde. Buna göre beş yılda 55 kişi “hayvan ilişikli trafik kazaları”nda öldü, 5 binden fazla kişi de yaralandı. Peki bunlardan kaçı hayvan saldırısı, belli değil.
Ve herkesin merak ettiği veri: Sokak hayvanlarının sayısı. Yumaklı “başıboş köpeklerin” sayısının 4 milyona yakın olduğunu yazdı, köpeklerin sık doğurmaları ve yer değiştirmeleri sebebiyle sağlıklı kayıt tutulamadığını söyledi.
Sorumuzu tekrar soralım: Sokak hayvanı saldırısı sonucu kaç kişi hayatını kaybetti? Soruyu hayvanseverler de yasanın geçmesini isteyenler de cevaplayamıyor. Hayvan Hakları İzleme Komitesi Koordinatörü Fatma Biltekin, BurHak ve Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi kurucusu Eray Özgüner, Haytap Hayvan Hakları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Senem Demirel Acar, Tarım ve Orman Bakanlığı Yerel Hayvan Koruma Görevlisi ve Sokaktaki Patili Canları Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Karmış, Güvenli Sokaklar Derneği avukat Meltem Zorba ile sokak hayvanlarıyla ilgili Meclis’e getirilmesi beklenen tasarıyı ve yapılması gerekenleri konuştuk.
Meltem Zorba saldırılarda ölenlerin sayısının en az 65 olduğunu savunurken, hayvan hakları destekçileri bu sayının net olarak bilinemeyeceğini söyledi. Zorba, basında çıkan haberleri dikkate aldıklarını söyledi.
5 yılda sokak köpeği sayısı neden bu kadar arttı?
Hayvan Hakları İzleme Komitesi Koordinatörü Fatma Biltekin, sokaklardaki köpek sayısının fazla olduğunu ancak sayının değil, artışın nedenlerinin tartışılması gerektiğini söyledi:
“2019’da 1 milyona yakın hayvan var deniyordu. Şimdi de 4 milyona yakın olduğunu söylüyorlar. Dünya Sağlık Örgütü sokakta yaşayan hayvanların sayısının azalması için yüzde 70’nin bir sene içinde kısırlaştırılması gerektiğini söylüyor. Şimdi bu verilerle bu işi yapamadıklarını ikrar ediyorlar. Hayvanlar nedeniyle ölen veya yaralanan haberlerinin ne kadarının doğru, ne kadarının gerçek olduğunu bilmiyoruz. Bu haberlerin gerçekliğinin tartışılması gerekiyor. Bana kalırsa o haberlerin pek çoğu yalanlandı. Özellikle son beş yılda hayvanları tamamen hedefe koyan, sanki ülkedeki her şeyin sorumlusu hayvanlarmış gibi davranan haberlerin ara ara çok yükseldiğini görüyoruz. Bu da insanları kutuplaştırıyor.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Köpek saldırısına uğrayan insanların sayısı kesin olarak tutulamaz”
Tarım ve Orman Bakanlığı Yerel Hayvan Koruma Görevlisi ve Sokaktaki Patili Canları Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Karmış da sokak köpeğe saldırısında hayatını kaybedenlerin sayısının net olmadığını, hiçbir sivil toplum kuruluşunun bu verileri tutamayacağını söyledi. Yetkililere sorduklarında da net bir cevap alamadıklarını belirten Karmış, Türkiye’nin hayvanları kısırlaştırma konusunda sınıfta kaldığını kaydetti:
“Tarım ve Orman Bakanlığı’na veya Sağlık Bakanlığı’na sorduğumuzda net cevap alamıyoruz. Köpek saldırısından dolayı mı öldü, yaban hayvanından dolayı mı öldü? Yoksa köpekten kaçıyordu, araba mı çarptı? Bu sorularımız çoğu zaman net olarak yanıtlanmıyor. Biz Sağlık Bakanlığı’na sorduk bunu detaylı bir şekilde. Kuduza ‘yıllık bir-iki’ olarak net cevap var ama diğer konular için yok. Belediye barınaklarında her gün yeni bir vahşet haberi izliyoruz. Belediyeler kanuna uymadığı, devlet de bunları denetlemediği için biz kısırlaştırmada sınıfta kaldık. Gözümüzün önünde nüfus artıyor. Ülkenin bir ucundan öbür ucuna kadar kısırlaştırma seferberliğine başlanması lazım. İnsan kovalayan, sürü oluşturan köpeklerin, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüleriyle beraber alınarak rehabilitasyon sürecine girilmeli. Nüfusu kontrol altına almak için kısırlaştırma seferberliği, saldırıları kontrol altına almak için agresyonlu, travmalı ve sürü başlarının rehabilitasyon sürecine alınması gerekiyor.”
“Sayıları 5 yıl sonra 60 milyon olacak”
Güvenli Sokaklar Derneği’nden Av. Meltem Zorba, yaklaşık bir buçuk yılda medyaya yansıyan haberlerden derledikleri ölüm vakalarına ilişkin bilgi verdi. Zorba’nın iddiasına göre son bir buçuk yıl içerisinde 65 kişi köpek saldırısında hayatını kaybetti. Bu sayının kesin olmadığını söyleyen Zorba, çok daha fazla kişinin köpek saldırısı sonucu hayatını kaybettiğini tahmin ettiklerini vurguladı. Ölenlerin, “ya doğrudan doğruya saldırıyla mağdur olan kurbanlar ya da yola fırlayan köpek yüzünden trafik kazası geçirerek hayatını kaybetmiş olan insanlar” olduğunu söyleyen Zorba, yaralanma vakalarının da çok olduğunu aktardı ama net bir rakam vermedi.
Belediyelerin de sokak hayvanları konusunu ihmal ettiğini vurgulayan Zorba, şöyle devam etti:
“Mesele uyutulması değil ve bunun tartışılması gerçekten sorunun çözümünü engellemeye yönelik vakalar. Beş yıl içinde önlenmediği zaman 60 milyon köpek olacak. Bugün bile insanlar sokağa çıkamıyor, çocuğunu okula gönderemiyor. Bu sorunu çözmenin yöntemleri tartışılır. Bunların içinde her türlü yöntem konuşulabilir. Belediyeler bu sorunu ihmal etti. Bir de yürürlükte olan kanun maddeleri, sorunun çözümü için yeterince düzgün değil. 20 yıldır piyasada olan çözüm tarzı şu: ‘Belediyeler köpekleri alsın, kısırlaştırsın, bakımını yapsın, rehabilite etsin sonra yeniden sokağa bıraksınlar.’ Biz bu sistemin artık çuvalladığını ve ilerlemediğini biliyoruz. Artık herkes biliyor ki sokakta köpeklerin yüzde 70’ini alarak, kısırlaştırıp tekrar sokağa bırakarak bu sorun çözülemez.”
“Sayının artmasının bedelini halk ve köpekler ödüyor”
Hayvanlara yaşam alanları oluşturulması gerektiğini düşünen Zorba, medyaya yansıyan kötü barınaklar yerine daha açık yerlerin inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Sokak hayvanlarının profesyonel ekipler tarafından toplanması gerektiğini savunan Zorba, toplanan hayvanların birçoğunda hastalık olduğunu ve tarama yapılarak sahiplendirilmeleri gerektiğinin altını çizdi. “Sokakta sıfır başıboş köpek” düşüncesini savunduklarını söyleyen Zorba, kanun taslağının da buna uygun hazırlanması gerektiğini belirtti:
“İnsanların ölümüne sebep olmuş, agresyon gösteren ve ciddi hastalıklar taşıyan, insanlara tehlike saçan köpeklerle ilgili uyutma tedbiri de düşünülebilir. Bunun için bu uzmanın karar vermesi gerekiyor. Bu yüzden sorunun uyutma ekseninde tartışılmasından rahatsızlık duyuyoruz. Diğer dernekler etkin kısırlaştırma için yeteri kadar çalışmadı. Bugüne kadar siz sahadaydınız. Neden etkin kısırlaştırma için elinizden geleni yapmadınız? Kısırlaştırma sözcüğünü bir yıldır ağzınıza almaya başladınız. Şu ana kadar yaptığınız tek propaganda ‘bir kap su, bir kap yemek’ti. Tek ihtiyacı olan şeyin hayvanların beslenmesi gerektiğini topluma empoze ettiniz. Bu beslenmeyle de popülasyonu arttırdınız. Şu anda bu yapılan şeyin bedelini halk ve köpekler ödüyor.”
“Yola kaplumbağa çıktığı için kaza yapıldığında kaplumbağaları mı öldüreceğiz?”
Haytap Hayvan Hakları Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Senem Demirel Acar‘da sokak köpeği tarafından hayatını kaybeden insanların verilerinin araştırmasını yaptıklarını ancak kesin bir sonuca ulaşamadıklarını söyledi:
“Bunun sonu olmayacak, bugün sokak köpeklerini öldüreceksiniz, bu sefer de trafik kazalarına kediler sebep olacak. Kedileri de mi öldüreceğiz? Yola kaplumbağa çıktığı için kaza yapıldığında kaplumbağaları mı öldüreceğiz? Birlikte yaşamayı öğrenmemiz ve bunun önlemini almamız gerekiyor.”
Özellikle kırsaldaki köpeklerin yoğun bir şekilde kısırlaştırılıp artışın kontrol altına alınmasının şart olduğunu söyleyen Acar, bunun için de birimler kurulması ve işbirliği içerisinde seferberlik oluşturulması gerektiğini vurguladı. Acar, vahşileşerek insana, çevreye, diğer hayvanlara zarar veren hayvanların oluşturulacak doğal yaşam alanlarına alınarak rehabilite edilmesi gerektiğini belirtti.
“Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat”
BurHak ve Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi kurucusu Eray Özgüner de ilçe belediyelerinin rehabilitasyon merkezlerini hayvan sağlığı için daha donanımlı hale getirilmesi gerektiğini söyledi, “Dev barınaklarla, ölüm kamplarında hayvanları sokaklardan temizleyip, onları ömürleri boyunca orada yaşatmak insani, vicdani ve bilimsel anlayışa sığmaz” dedi.
Çözümün “kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” olduğunu vurgulayan Özgüner, köpeklerin sayısının arttığı bölgelerde kısırlaştırma seferberliğinin yapılması gerektiğini söyledi:
“Sürekli sosyal medyadan nefret söylemleriyle sanki toplum köpekleri köpeklerle yaşamak istemiyor algısı yaratıyorlar. Bu gerçek değil, bu algı gerçek değil. Bizim kültürümüzde sokak köpekleriyle, diğer hayvanlarla yaşama kültürü var. Biz bundan övünç, kıvanç duyuyoruz.”