Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından hazırlanan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” isimli yeni müfredat onaylandı. Akademisyen Prof. Dr. Mehmet Toran, Eğitim Uzmanı Suat Kardaş ve Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak yeni müfredatın içeriğini, okulları nasıl etkileyeceğini anlattı. İşte uzmanlardan müfredat uyarısı.
Uzmanlardan müfredat uyarısı
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 26 Nisan’da duyurulan tüm öğretim kademelerindeki derslere ait “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adlı yeni müfredat Bakan Yusuf Tekin tarafından onaylandı.
1 milyon 662 bin 780 kez görüntülenen, eğitim paydaşlarından 67 bin 284 görüş ve öneri gelen müfredata yönelik sert eleştiriler yapıldı. 26 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında askıda kalan, geribildirim ardından onaylanan yeni müfredatta köklü değişiklik yapılmadığı görüldü. Gelecek eğitim öğretim yılında 1, 5 ve 9. sınıflarda okutulmaya başlanacak öğretim programlarına yönelik İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Toran, 2003 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu’nda (TTK) görev alan eğitim uzmanı Suat Kardaş, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Kemal Irmak Medyascope’ta Gülseven Özkan’ın sorularını yanıtladı.
Müfredat geçmiş yıllarda nasıl hazırlanıyordu?
Kardaş, müfredatın hazırlık sürecinde ortak akıl aranmadığını söyledi. Geçmişteki uygulamaya değinen Kardaş, 2003 yılında yapılan müfredat değişikliği sürecinde 40’a yakın ülkenin öğretim programının incelendiğini, öğretmenlerden yazılı olarak görüş alındığını, her ders için kurulan komisyonlara her görüşten insanın davet edildiğini anlattı.
Kardaş ayrıca 14-15 kişiden oluşan her komisyonda öğretmen, akademisyen, ölçme değerlendirme ve program geliştirme uzmanları yanında farklı kurumlardan kişilerin yer aldığını dile getirdi. Kardaş, geçmişteki çalışmalarda programları geliştiren isimlerin kimler olduğunun içeriklerde açık şekilde yer aldığını vurguladı. Yeni müfredatın kimler tarafından geliştirildiğini bilmediğini vurgulayan Kardaş, “Hangi metodolojik, hangi pedagojik, hangi politik tercihlerle bu programın hazırlandığını bilmiyoruz” dedi.
“Tepeden inmeci yaklaşım bekliyor”
Onaylanan müfredatta taslaktan farklı olarak çok köklü değişikliklerin olmadığını belirten Kardaş, hazırlanan programlarla çocuklara çağın ihtiyaç duyduğu becerileri kazandırmanın mümkün olmayacağını “Son derece yoğun, son derece kavramsal yükü ağır, uygulamada zor bir program. Ne Türkiye’nin ne de çağın ihtiyaçlarına yanıt vermeyen bir programla karşı karşıyayız” sözleriyle anlattı.
Kardaş, eskiden eğitimcilere alan alan tanındığını ancak hazırlanan yeni müfredatta dersin kazanımları konusunda öğretmenlere yönlendirme yapıldığını söyledi. Bakanlığın yeni programları sıkı şekilde denetleyeceğini vurgulayarak, “Yani bir sınıfa, bir okula gittiğinde öğretmenlerin ders kitaplarını, çocukların defterlerini, ders planlarını alıp, inceleyip, öğretmenlerin bu müfredatı ne kadar uyguladığını kontrol edecek. Bu son derece standart, tepeden inmeci, merkeziyetçi bir program uygulamasına götürecek bizi” diye konuştu.
Bakanlığın din ve değerler eğitimini ön plana aldığını dile getiren Kardaş, değer telkini gibi kavramların, millî ve manevi değerlerin, bilişsel ile bilimsel becerilerin önünde olduğu anlattı.
“Okulu dönüştürme riski var”
Kardaş, Maarif Modeli’nin okulların sivil toplum kuruluşlarıyla kuracağı işbirliğinden yapacağı projelere kadar birçok şeyi etkileyeceğini söyledi.
Yeni müfredatla iktidarın “ahlaklı nesil” yetiştirmenin peşine düştüğünü söyleyen Kardaş, “Programda bir ‘makbul yurttaş’ tarif ederek ve o yurttaşlık tarifini din ve değerler eğitimi ile birlikte programın ağırlıklı merkezi haline getirerek eğitim sisteminde, okulda öncelikleri, iklimi, kültürü dönüştürme riski var. Benim en başından beri gördüğüm bir risk bu” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Projeler olumsuz etkileyecek”
Prof. Dr. Mehmet Toran ise sürecin kapalı kapılar ardında yürütüldüğünü, çalışmalarda yer almak için davet almadıklarını belirtti. Müfredat tamamlanmadan bazı meslektaşlarının öğretmenlere eğitim vermeye başladığını dile getirerek, “Bu başlı başına bir çelişkiydi” dedi. Toran, yeni programın UNICEF ile yapılan projeleri olumsuz etkileyeceğini de dile getirdi.
Toran, duyurulan programların ortak metnine değinerek, içerikte yaratıcı düşünce ile ilgili tek bir kelimenin yer almadığını söyledi. Programın piyasacı, neoliberal bir yöne sahip olduğunu, müfredatın çelişkiler barındırdığını söyleyen Toran, “Bu programın görünmez kıldığı noktalardan biri de öğretmendir. Öğretmen bu programın hiçbir yerinde yok. Bu programı nasıl uygulayacağına dair öğretmenin de ciddi bir şekilde rehberliğe ihtiyacı var” dedi.
Toran, Türkiye’nin okullara aç giden öğrencilerden sanayide çalışan çocuklara kadar birçok sorunu olduğuna dikkat çekti, “Bizim kendi yurttaşlarımızı daha değerli görmemiz gerekiyor ve yurttaşlarımıza daha onurlu bir yaşamı var edecek eğitim sistemlerini, okul sistemlerini, pedagojik yöntemleri bilimsel ve evrensel ilkelerle sunmamız gerekiyor” diye konuştu.
Maarif Modeli: Veliler özel okula yönlenecek
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Kemal Irmak, hazırlık sürecinde sendika olarak yer almadıklarını ancak Eğitimciler Birliği Sendikası’nın (Eğitim-Bir-Sen) sürece dahil olduğunu söyledi. Okullarda değer öğretimine ağırlık veren bir programın hayata geçeceğini savundu. İçeriklerde bilimsel bilginin seyreltildiğini vurgulayan Irmak, uygulama ile birlikte velilerin özel okula kayacağını dile getirdi. Okullarda evrensel ve bilimsel bilgilerin değil, daha çok din ve kutsallık üzerinden hayatı şekillendirecek bir eğitim öğretimin olacağını iddia etti.
“Değer”, “kamil insan”, “aklı selim”, “kalbi selim” kelimelerinin 46 kez müfredatta geçtiğini söyleyen Irmak, medrese eğitiminin verilmek istediğini belirtti. Bin 580 sayfanın Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine ayrıldığını aktardı. Irmak, yeni programın sınav odaklı sistemi, çocuk işçiliği ortadan kaldırmayacağını, öğrencilerin yetenek ve becerilerine göre onlara rehberlik edecek bir eğitim modeli ortaya çıkmadığını savundu. Çalışmanın hayata geçmesiyle birlikte dünyadaki gelişmekte olan ülkeler arasında eğitimin daha geriye gideceğini anlattı.
Uzmanlardan müfredat uyarısı: “Geri çekilmesi gerekiyor”
“Dünyayla eğitim alanda yarışabilme şansımız, eğitim üzerinden bir kuşak yetiştirme şansımızı tamamen ortadan kalkıyor” diyen Irmak, itirazlarını dile getireceklerini belirtti.
Aralarında sivil toplum kuruluşları, dernekler, siyasi partilerin de olduğu 24 kurumla ortak “eylem planı” hazırladıklarını dile getiren Irmak, MEB’e yönelik uyarı eylemleri yapacaklarını, boykot, çocukların okula gönderilmemesi gibi seçeneklerin de masada olduğunu vurguladı. Irmak da yeni müfredatın eğitim sistemindeki sorunları gidermeyeceğini söyledi.