Açık Oturum’da Göksel Göksu’nun konukları gazeteci ve yazar Ayşe Çavdar, Eski Ülkü Ocakları Başkanı Alaattin Aldemir, CHP Milletvekili Sibel Suiçmez ve Medyascope Ankara muhabiri Mahir Bağış, Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’nın Çukurambar semtinde beş kurşunla öldürülmesinden bir buçuk yıl sonra başlayan davadaki gelişmeleri yorumladı.
Sinan Ateş planlı bir cinayet sonucu mu öldürüldü, yoksa merminin üzerine mi atladı? MHP, Ülkü Ocakları ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tutumu nasıl değerlendirilmeli? 90’lı yıllarda normalleşme hamlesi yapan MHP başarılı olabildi mi?
Ülkücü camiaya mensup olan Sinan Ateş’in ardından aynı camiaya mensup bir kadının cinayetin hesabını sorması ne anlama geliyor? Sanıkların duruşmadaki tutumlarının anlamı ne?
Medyascope Ankara muhabiri Mahir Bağış, hakim karşısına çıkan 22 sanığın, ortada cinayet anı ile ilgili görüntüler olmasına rağmen, savcılıktaki ifadelerinin aksine suçlamaları reddederek “dosyanın eski savcılarının manipülasyonlarıyla” tutuklandıklarını anlatan savunmalarını değerlendirdi. Sanıkların savunmalarında Ateş’i öldürmek gibi bir amaçlarının olmadığını, Ateş’in ayaklarını hedef aldıkları iddiası üzerinden şekillendirdiklerini anlattı.
Duruşmayı ilk günden beri izleyen CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, hem davadaki izlenimlerini hem de aralarında cinayetin azmettiricisi olduğu iddiasıyla yargılanan Doğukan Çep’in de bulunduğu bazı sanıkların mahkeme salonundaki lakayt tutumlarını değerlendirdi. Suiçmez, gerek aileye gerek salondaki gazetecilere ve siyasetçilere yönelik gayrı ciddi davranışlardan bahsetti.
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, birinci duruşmanın dördüncü oturumunda sanıkların ve avukatlarının ifadelerini “saçma sapan zırvalar” olarak nitelendirdi ve mahkemede müşteki sıfatıyla “Üç gündür tiyatro oynuyorsunuz, Sinan bana ‘İzzet Ulvi Yönter ile Semih Yalçın öldürülmem için talimat vermiş” dite konuştu.
Ateş’in bu sözlerinin ve cinayetin işlendiği ilk günden bu yana sergilediği tutumun da değerlendirildiği Açık Oturum’da, Eski Ülkü Ocakları Başkanı Alaattin Aldemir yaşananların Keçiören’de Yağmur Düğün Salonu’nda başlayan şiddet dalgasının sonucu olduğunu söyleyerek MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “Hukuka baskı yapmayın” diye seslenerek “Bahçeli susmamalı” dedi.
Aldemir, Ülkü Ocakları’nın Yeşil Kuşak Projesi kapsamında şekillenen yarı askeri bir yapı olduğunu, bu yapı içinde çocuklarını kaybeden çok sayıda ülkücü tanıdığını belirtti. Aldemir, bu yapıyı dışarıdan suçlamanın orada bulunanları bir araya getirmekten başka bir fayda sağlamayacağını söyledi.
MHP ve Ülkü Ocakları’nı geçmişini ve bugünüyle değerlendiren gazeteci ve yazar Ayşe Çavdar ise gelinen noktada yeşil kuşak projesinin bir dağılma sürecine girdiğini ve kendi içinde bir çöküş yaşadığını anlattı. 1990’lı yıllarda MHP’nin normalleşmeye çalıştığını ancak bunun gerçekleşmediğini anlatan Çavdar, Bahçeli’nin ilk yıllarında Ülkü Ocakları’nı sahadan çekmesi nedeniyle farklı kesimlerin de takdirini topladığına dikkat çekti.
Ayşe Ateş’in bir kadın olarak örgüt içinde işlenen bir cinayetin hesabını soruyor olmasını da değerlendiren Çavdar, “Bu durum MHP’deki patriarkal yapının alışık olduğu bir durum değil” yorumunda bulundu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.