Ruşen Çakır’ın konuğu Yaman Akdeniz: Instagram yasağı ne zaman kalkar?

Türkiye’de Instagram kullanıcıları, 2 Ağustos Cuma sabahı itibarıyla platforma erişemiyor. BTK’nın aldığı erişim engeli neticesinde kullanıcılar platforma ulaşmakta sorunlar yaşıyor ve uygulama güncellenmiyor.

Ruşen Çakır konuğu Yaman Akdeniz ile Instagram yasağını, yasağın ne zaman kalkacağını ve hukuki süreci değerlendirdi.

Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler, iyi haftalar. Instagram kapanalı 4 gün oldu. Ne olacağı hâlâ belli değil. Bakalım açılacak mı? Açılacaksa ne zaman açılacak? Bütün bunları İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Yaman Akdeniz ile konuşuyoruz. Yaman, merhaba.

Yaman Akdeniz: Merhaba Ruşen abi.

4 gün oldu. Sen en son sosyal medyada uzun bir paylaşım yaptın. Bakıyorum, bakıyorum, hakîkaten hâlâ neden kapandığını bilmiyoruz, değil mi?

Yaman Akdeniz: Evet. Ulaştırma Bakanı ve Bakan Yardımcısı tarafından kamuoyuna yapılan açıklamalarda söylediklerinden pek bir şey anlaşılmıyor. Şimdilik Instagram, yani Meta tarafından da resmî bir açıklama yapılmış değil. Fakat benim anladığım kadarıyla bugün gün içinde bir açıklama yapmayı planlıyorlar. Çünkü bu iş her iki tarafın da tahmininden daha uzun sürdü. Yani dünyanın herhangi bir yerinde Instagram gibi bir platforma 4 gün boyunca sansür uygulanması tabiî ki asla kabul edilebilir bir uygulama değil.

Peki, şimdi adım adım gidelim. Kaç milyon kişi söz konusu Türkiye’de Instagram tâkipçisi ya da kullanan sayısı?

Yaman Akdeniz: Vallahi resmî rakamları bilmiyorum, ama 50 milyon falan deniliyor. Bir de tabiî daha sosyal bir platform olduğu için ve Facebook’tan da çok fazla transfer olduğu için Instagram’a –özellikle pandemi sonrası– yani 7’den 70’e diyelim, hepimiz Instagram’ı kullanıyoruz. Çevremde de tabiî çok soran var. Ve tabiî sâdece sosyal amaçlı değil, Instagram yine pandemi döneminde başlamak üzere ticârî anlamda da kullanılıyor. Sâdece reklam anlamında değil. Bir alışveriş platformuna da dönüşmüş durumda. Oradan satış yapanlar var, gelir elde edenler var. Ciddî gelir kaybından bahsediliyor; günlük 2 milyar TL gibi rakamlar, açıklamalar var. O bakımdan tabiî ki etkilenen kitle çok yüksek. Bir de tabiî Türkiye’deki yabancıları, turistleri de unutmamak lâzım. Yani şu anda Türkiye’de bulunan herkes Instagram yasağından etkileniyor.

Peki, bu VPN uygulamasıyla giriliyor. VPN meselesi biraz karışık bir mesele. Siz yayınladınız; Türkiye’de birçok VPN sağlayıcısı da yasaklı, ama yine de bâzıları kullanılabiliyor. VPN’in sorunlu olabileceği söyleniyor. Bu nedir tam olarak?

Yaman Akdeniz: VPN servisleri uzun yıllardır ticârî kurumlar, bankalar tarafından kullanılırken, özellikle geçtiğimiz son 10 yıl içinde bizim gibi normal kullanıcılar tarafından da güvenlik amaçlı olarak ilk başta kullanılmaya başlandı. Yani işte, havaalanındasınız, kafedesiniz, internet trafiğinizin güvenli olmadığını düşündüğünüz bir durumda bankanıza bağlanacaksanız, VPN servislerini kullanmaya başladık. Ama tabiî Türkiye’de özellikle 2014 Mart yerel seçimleri sırasında önce Twitter, arkasından YouTube’un engellenmesiyle ve o süreçte hatırlayacaksın, biz Kerem Altıparmak’la birlikte Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştuk, ihlâl karârı çıkmıştı o dönemde. O dönemde Türkiye’de VPN kullanımı çok popüler oldu ve ara ara da bu sosyal medya platformlarının, özellikle Wikipedia’nın erişiminin engellendiği dönemde yine Türkiye’de VPN kullanımında artış gördük. Şimdi de tabiî artık 7’den 70’e bu sansür etkili olmaya başlayınca, VPN kullanımında bir artış var. Ama uzun zamandır Türkiye, VPN servisleriyle de uğraşıyor ve BTK üzerinden en son Kasım 2023’te internet servis sağlayıcılarına uzun bir liste gönderilerek bilinen VPN servislerinin kullanılamaz hâle getirilmesi talep edilmişti. Hattâ biz, İfâde Özgürlüğü Derneği olarak Proton VPN servisini kullandığımız ve bu engellemeden etkilendiğimiz için dâvâ açtık. Yani BTK’ya karşı açtığımız iptal dâvâsı hâlâ devam ediyor. Ve biz de kamuoyunu bilgilendirmek için bir liste paylaştık. Tabiî VPN engellemeleri diğer platform engellemeleri veya web siteleri engellemeleri gibi değil; servis sağlayıcıları açısından çok daha zor. Servis bazlı uygulamaları engellemek zor. Onun için tabiî şimdi kullanıcılardan haklı olarak, “Ben kullanabiliyorum. Şu çalışıyor, bu çalışmıyor” gibi mesajlar alıyoruz. Ama Türkiye’de VPN servislerini kullanmak da eskisi kadar kolay değil. Buna vurgu yapmak istedik sâdece.

Şimdi baktığımız zaman Instagram, bir Twitter ya da yeni adıyla X gibi bir platform değil; siyâset öne çıkmıyor. Daha çok bahsettiğin ticâret boyutu da var, çok daha özel sosyal bir haberleşme aracı aynı zamanda. Ve bu tamâmen siyâsî bir karar, onu görüyoruz. Senin yaptığın paylaşımda, “katalog suçlar” denince Türk Cezâ Kanunu’ndaki katalog suçlar değil; burada ayrı bir sistem var, onu belirtiyorsun. Ve en son Meta’nın içerik kaldırma talepleriyle ilgili yaptıkları açıklamada da görüyoruz ki aslında kendilerine olan başvuruların bir kısmını zâten kendi ilkelerine de aykırı olduğu için kaldırıyorlar ya da Türkiye’de erişimini engelliyorlar kendileri, merkez olarak. Şimdi böyle bir sistem zâten varken neden böyle toplu bir kapatmaya gidilmiş olabilir? Yani aynı sistemde: “Şu şu içeriklerden rahatsızız” deyip onların kapatılmasını sağlayabiliyorlardı, erişimin engellenmesini sağlayabiliyorlardı. Ne olmuş olabilir? O zaman Haniye meselesi… Yani var olanı kaldırmaktan ziyâde kaldırılanı koydurmak istemi söz konusu galiba.

Yaman Akdeniz: Ruşen abi, siz konuyu çok iyi anlamışsınız. Bana da pek söyleyecek bir şey kalmadı, ama şöyle açıklayayım. Benden başka kaç kişi bu şeffaflık raporlarını okuyor, onu da bilmiyorum; ama 6 ayda bir, bütün bu platformlar şeffaflık raporlarını yayınlayıp… Ne kadar şeffaflar, o da tartışılır. Bence daha şeffaf olmaları lâzım ama… Yani 2020 Temmuz’unda sosyal medya platformlarına, “Türkiye’de temsilcilik kuracaksınız” denildi. Arkasından Ekim 2022 değişiklikleriyle kendilerine daha fazla yaptırım getirildi ve dolayısıyla bu raporları 6 ayda bir yayınlıyorlar. Raporlardan da biz zâten BTK ile Instagram, Facebook yani Meta arasında sürekli bir bağlantı olduğunu görüyoruz. Çok sayıda talep BTK’dan gönderilmiş, ağırlıklı olarak. Son 6 ay içinde 1849 tâne talep gitmiş BTK’dan. Dolayısıyla geri planda biz konuştuklarını, görüştüklerini ve Instagram’ın da Facebook’un da aksiyon aldığını ve çok sayıda içeriği kendi kendisine kaldırdığını görüyoruz. Çocukların cinsel istismârı olsun, dünya genelinde suç olarak kabul edilen birçok şeyi zâten bu sosyal medya platformları kendi kendilerine kaldırıyorlar. Ondan sonra bâzılarını sâdece Türkiye’den görünmez kılıyorlar. Daha siyâsî nitelikli olan bâzı içerikleri, hesapları dünya genelinde kapatmıyorlar; ama Türkiye’den görünmez, kullanılmaz hâle getiriyorlar. O halde işleyen bir süreç olduğunu bir şekilde görüyoruz. O zaman burada, “Instagram’a bildirildi ve çocukların cinsel istismârıyla ilgili bâzı içerikleri kaldırmadı” gibi bir durum söz konusu değil, yani bunu ben açık ve net bir şekilde görebiliyorum. O zaman, sizin de belirttiğiniz gibi ve tabiî Fahrettin Altun’un da yapmış olduğu açıklamalarla birlikte, Hamas’ın siyâsî büro şefi İsmail Haniye’nin ölümüyle ilgili tâziye mesajlarının Facebook ve Instagram tarafından kaldırılması, yani Meta’nın kendi geliştirdiği politikalarına aykırılık teşkil ettiği için kaldırılması sonrasında bizim tarafta gösterilen sert eleştiriler var. Bu eleştirilerin bir kısmı haklı da olabilir Ruşen Abi. Yani dünya genelinde bu sosyal medya platformlarının kendi geliştirdikleri sıkıntılar var. Ama tabiî, şimdi Facebook’a kızdınız, yarın X’e kızdınız; bunun karşılığı Türkiye’deki milyonlarca kullanıcının bu platformları kullanamaz hâle getirilmesi asla olmamalı diye düşünüyorum.

Şimdi, seni dinlerken aklıma Mehmet Uçum’un “dijital küresel faşizm” tespiti geldi. Şimdi bu, olayı meşrûlaştırmak için üretilmiş bir kavram. Sen de bahsettin; gerçekten bu tür kurumlar, şirketler çok ciddî yanlışlar da yapıyor olabilir ve ulus-devletlerin bunlara karşı birtakım cevapları da söz konusu olabilir, verme ihtiyâcı hissedebilirler. Ama topyekûn kapatıldığı zaman Türkiye hangi lige giriyor? Şu anda sosyal medyada hep böyle birtakım şeyler dolaşıyor. Onlar ne derece doğru? İşte, “Instagram’ın yasak olduğu ülkeler” deyip Rusya, Çin vs. diye 5-6 ülke sayılıyor. Bunlar doğru mu?

Yaman Akdeniz: Şimdi tabiî bâzı ülkelerde engelli; İran’da da bir dönem engellendiğini biliyoruz. Güncel bir liste görmemekle birlikte, benim baz aldığım şey Türkiye’nin üye olmaya çalıştığı Avrupa Birliği ve Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi ülkelerine baktığımız zaman –Rusya değil artık, biliyorsun– dolayısıyla Instagram’ı engelleyen ülke durumundayız. Bu, Rusya’nın veya Çin’in veya İran’ın Instagram’ı engellemesi, Türkiye’nin engellemesini asla meşrû kılmaz. Bize sürekli Türkiye’nin hukuk devleti olduğu hatırlatılıyor — ki zâten olması gereken de o. Ama biz bu hukuk devletinde hukuku en çok çiğneyenlerin zâten devlet kurumları olduğunu görüyoruz. Yani zâten müstehcen bâzı içerikler olması veya diyelim ki gerçekten katalog suçlardan bâzılarını kaldırmadı diye zâten Instagram’ın topyekûn engellenmesi asla meşrû kılınamaz. Kaldı ki bu İsmail Haniye meselesine geri dönersek, evet, Facebook veya Instagram bâzı içerikleri kaldırmış olabilir; fakat aslında bu sistemlerin de kendi içinde îtiraz mekanizmaları var. Hattâ Meta özelinde şunu da söylemek durumundayım: Facebook veya Instagram’dan kaldırılan bâzı içerikler bakımından iç îtiraz mekanizmaları kullanılabilir; sonuç alamazsanız, aslında Meta’nın oluşturduğu bir gözetim kurulu var, İngilizcesi “Oversight Board”. Yani Meta’dan bağımsız bir şekilde bir üst kurul, gözetim kurulu oluşturuldu bundan birkaç sene önce ve eminim Türkiye’den yapılacak olan îtirazları da Gözetim Kurulu, Oversight Board ivedilikle değerlendirecektir. Daha önce bâzı basın kuruluşlarının Facebook’tan kaldırılan içerikleriyle ilgili olarak yapılan başvurularda meselâ Facebook’un yanlış davrandığı konusunda karar almıştı Gözetim Kurulu. Bu tip mekanizmalar varken, milyonlarca kullanıcıyı, yani devlet büyüklerimizin bâzı içerikleri sansürlendi veya kaldırıldı diye bunun cezâsını asla biz çekmemeliyiz.

Peki şunu sorabilir miyim? Bu şirketlerin Türkiye’de temsilcilikleri meselesi çok öteden beri olan bir husus. O konuda şirketlerin –en son Bakan Yardımcısı’nın açıklamasında vardı biliyorsun– hepsi olmasa bile bir kısmının kandırma yoluna gittikleri söyleniyor ve orada hâlâ bir sorun var anladığım kadarıyla. Meta’nın, Instagram ve Facebook’un Türkiye’de resmî temsilcilikleri yok mu? Yani bir ofisleri, birtakım Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ya da başka bir ülke vatandaşı temsilcileri yok mu? Bir diğer taraftan da, Bakan, açıklamasında, “Temaslar sürüyor” diyor. Belli ki birileri var.

Yaman Akdeniz: Şimdi öncelikle son soruyu cevaplayayım: Evet, geri planda görüşüyorlar, bundan benim de haberim var ve cumadan beri görüşüyorlar. Zâten hep iletişimleri var. Türkiye’deki temsilcilikler meselesine gelecek olursak, işte önce 2020’de bir yasa, arkasından Ekim 2022’deki yasa var. İşte, dediler ki: “Türkiye’de bir gerçek kişi temsilciniz olacak. Gerçek kişi temsilciniz olursa, onun mutlaka Türk vatandaşı olması gerekiyor” dediler; yani “Muhâtaplık anlamında bir tüzel kişilik oluşturacaksınız” dediler. Burada tabiî bir yasanın etrafından dolaşma durumu söz konusu. Yani ticâret sicilinden açıp baktığınız zaman, bütün bu sosyal medya platformlarının… Şimdi Meta’nınkini tam hatırlayamam, ama meselâ X’e veya TikTok’a baktığınız zaman, evet, Türkiye’de kurulmuş bir tüzel kişilik var, bir adres de var; ama bunlar tâbiri câizse paravan şirketler. İçeride kimse yok. Yöneticileri kim diye bakıyorsunuz. Meselâ TikTok Singapur’da kurulmuş bir şirket, o şirketin yetkili kişisi de İrlanda’da bir kişi. Kezâ X’e bakıyorsunuz, yine benzer şekilde Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulmuş bir şirket; o, Türkiye’deki tüzel kişinin yetkilisi falan filan… Dolayısıyla burada gerçek anlamda bir muhâtap yok, sanal anlamda var diyelim. Ama bu kurumlarla BTK’nın veya Bakanlığın bir iletişimi olmadığı anlamına gelmiyor. Fakat tabiî ki bizimkilerin söylemeye çalıştığı şey; “Biz ne istersek yapacaksınız, burada olursanız tabiî ki bunu daha kolay yaptırırız” demek istiyorlar.

Burada tabiî şöyle bir husus var: Diyelim ki Meta’nın ya da X’in temsilcisi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olunca, o kişi bir şekilde zor durumda kalıyor. Onun üzerinden pazarlığı kolaylaştırmak istiyorlar herhalde, benim anladığım bu.

Yaman Akdeniz: Tabiî. Şimdi ben Meta’nın veya X’in Türkiye temsilcisi olsaydım, Bozcaada’dan herhalde jandarma gelip alıp götürmüştü beni şimdiye kadar. Yani böyle bir ihtimâl tabiî ki var ve kimse de böyle bir pozisyonu kolay kolay kabul etmez. Aksi takdirde zâten bu tip baskılar olmasa, geceyarısı operasyonuyla, yani saat 03:00’te cuma sabahı Instagram erişime engellendi, bunlar olmasa… Ben, bu büyük şirketlerin Türkiye’ye daha fazla uyum sağlayacaklarına da inanıyorum. Gerçek anlamda tüzel kişilikler de oluşturacaklarını düşünüyorum. Ama tabiî sağlam bir hukukî ortam olmamakla birlikte sorunlu bir altyapımız var bu tip ilişkileri yürütmek açısından.

Şunu sormak istiyorum: Daha önceki sosyal medya yasaklarına karşı kamuoyunda bayağı bir tepki olduğunu gördük. Şimdi çok daha kalabalık bir grup ve gerçekten ne olduğunu anlamayan, buradan ekmeğini kazanan insanlar, bireyler de var şirketlerin dışında. Ama 4 gündür bu yasak var ve ben açıkçası ciddî bir tepki görmüyorum ya da bir yerlerde yapıyorlar mı bilmiyorum. VPN üzerinden Instagram’a girip oradan mı tepki gösteriyorlar bilmiyorum ama. Siz yıllardır bunu yapıyorsunuz, bu olayı tâkip ediyorsunuz; ifâde özgürlüğü meselesine ve ağırlıkla da sosyal medyada yaşanan engellere bakıyorsunuz. Türkiye’de bu devlet eliyle yapılan engellemeler târihinde çok istisnâî bir durum yaşanıyor şu anda ve bence en çarpıcı yönlerinden birisi, insanların bunu çok da normalmiş gibi karşılaması. Hattâ, “Ne olacak zâten…” diye geçiştirenler de var.

Yaman Akdeniz: Şöyle: 10 gün önceye geri gidersek –ki ben bunu söylemek istiyorum– Wattpad platformu Türkiye’den erişime engellendi. Bu, Wattpad platformu –herkes bilmeyebilir– okuma yazma platformu. Yani siz de girip, ben de girip kitap yazabiliyorum, okuyabiliyorsunuz. Hattâ Wattpad platformu üzerinde yazılan bâzı kitaplar sonradan basılmış, bilinen yayınevleri tarafından Türkçeye çevrilmiş yayınlar var. Netflix’e dizi olmuş yayınlar var. Birdenbire, “Çocuklara zararlı” diye Âile Bakanı tarafından engellendi. Biz bu sürece de îtiraz edip başvurularımızı yaptık, ama şu âna kadar bir sonuç alamadık. Ben o zaman gördüm, özellikle gençler, yani Wattpad kullanıcıları, X platformuna hücum etti. Çünkü birdenbire hayatlarında belki de ilk defa sansürle karşılaştılar ve etkilendiler — ki bu Wattpad platformunun aplikasyonunu iOS’tan falan kaldırdılar, yani aplikasyon pazarında falan yok. Şimdi de benzer bir durumu ben Instagram’la ilgili olarak görüyorum; çünkü hakîkaten kullanıcılar ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Bakanlığın yaptığı açıklamalar da yeterli olmadığı için… Benim hafta sonu paylaşımlarım hiç bu kadar çok etkileşim almazdı Ruşen abi. Yani ben, biliyorsun, o tip bilgilendirme mesajlarımı sıklıkla atıyorum; ama siz okuyorsunuz, basın tâkip ediyor falan. Şimdi hakîkaten hem çok soru soran var, dışarıda da tanıyanlar, yaşlı kesimden…

Yani senin için çıkartmışlar yasağı, öyle diyorsun.

Yaman Akdeniz: Ben aslında tâtildeydim güya… Ama söylemek istediğim, bence bir şey var. Kamuoyu ve kullanıcılar bu durumdan çok rahatsız, ama tabiî aktivizm yapan bir topluluk da değil ve çok değişken. Biraz önce söylediğim gibi; gençler kullanıyor, yaşlılar kullanıyor, ticârî firmalar kullanıyor ve aslında bu siyâsî meselelerden biraz arındırılmış bir platform. Siz de biliyorsunuzdur, Medyascope’un paylaşımları daha çok Twitter ve YouTube üzerinden tâkip ediliyor, Instagram üzerinden tahminim benim daha az tâkip ediliyorsunuzdur. Ama tabiî hepsini bir şekilde kullanıyoruz.

Evet, aynen öyle. Peki, şöyle bir husus var. Şimdi Elon Musk X’i satın aldı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da arası bayağı iyi, biliyoruz. Ama şu anda siyâseten çok angaje oldu. Netanyahu’yu konuşurken Kongre’de ayakta alkışlayanlardan birisi. Trump’a çok açık destek veriyor, bayağı büyük rakamlar falan var ve belli ki bu X’e de bir şekilde yansıyor, yansıyacak. Şimdi belli ki bu iş kızışırsa, hele İran cevap verirse, herhalde elimizdeki ilk siyâsî olarak öne çıkmış olan X’in de durumu pek garanti değil o zaman. 

Yaman Akdeniz: Evet, haklısın aslında. Söylediklerine ben de katılıyorum. Fakat tabiî X ve Meta platformları biraz daha farklı. X’in politikaları Meta’nın politikaları kadar gelişmiş değil ve X, özellikle Elon Musk döneminde daha az içerik kaldırıyor diyebiliriz. Hattâ bunu da eskisi gibi şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmıyor. Dolayısıyla daha kapalı bir kutuya dönüşmüş olmakla birlikte, şu anda Meta platformlarında yaşanan aslında X platformunda yaşanmıyor. Dolayısıyla bizim devlet büyüklerimizin de X ile ilgili bir şikâyeti şu anda yok. Ama tabiî siyâseten bu hafta ne olur, savaş çıkar mı, savaş çıkarsa nasıl bir durum söz konusu olur? Türkiye’nin alacağı duruş bunları tabiî ki etkileyebilir. Biz bunu aslında, hatırlayacaksın, Ukrayna savaşı çıktığında da gördük. Ve Rus kanallarının, haber sitelerinin –Sputnik dâhil olarak, meselâ âniden ve çok hızlı bir şekilde yine tartışılır bence– Avrupa Birliği ülkelerinden görünmez kılınması durumu oldu. Dolayısıyla tabiî ki hayâtımızın büyük bir parçası olan bu sosyal medya platformlarının alacağı tavır da farklılık gösterebilir.

Biz Rus uçağını düşürdüğümüzde, biliyorsun Rus kanalları burada yasaklanmıştı; sonra Rusya’yla anlaşılınca tekrar gelmişti. Neyse; kapatmadan başlıktaki sorumuza gelelim: Ne zaman açılacak Instagram? Yani ömür boyu kapalı kalmayacak herhalde. Ne bekliyorsun?

Yaman Akdeniz: Açıkçası ben iki tarafın da bu durumdan çok memnun olduğunu düşünmüyorum. Instagram’ın bugüne kadar açıklama yapmamış olması durumun çabuk çözüleceğine işâret ediyordu. Hukukî bir girişimde de bulunmadılar. Yani normal şartlarda Wikipedia’nın veya YouTube’un yaptığı gibi aslında hemen, derhal bir dâvâ girişiminde bulunabilirlerdi, demek ki o yola gitmek istemiyorlar. Benim anladığım kadarıyla Bakanlık da bu iş çok daha fazla uzasın istemiyor. Ama hangi taraf geri adım atacak veya nasıl uzlaşacaklar arka planda, eminim bütün hafta sonu çalışmışlardır. Biz ise bu görüşmelerin içeriğinden bîhaber durumda, yapılacak olan açıklamaları bekliyoruz. Ama tabiî üzücü olan, Instagram bugün bile açılsa, tekrardan benzer bir durumun yaşanması ve şalterin BTK üzerinden tekrardan indirilmesi tehlikesiyle ve bunun bilincinde olarak yaşamaya devam ediyoruz.

Anladığım kadarıyla bir iki gün içerisinde bu iş hallolur; ama bu işin garantisi yok diyorsun.

Yaman Akdeniz: Evet, çünkü ben bir uzlaşma olacağını düşünüyorum; fakat iki tarafın da geri adım atmayacağı bâzı alanlar olacaktır. Öncelikle şunu da hatırlatmak lâzım: Facebook kendi iç politikaları çerçevesinde Hamas’ı bir terör örgütü olarak değerlendiriyor, Türkiye ise Hamas’ı bir terör örgütü olarak değerlendirmiyor. Dolayısıyla bu durum, bir uzlaşma olsa dâhi ortadan kalkmayacak.

Evet, Yaman çok teşekkürler. Bir sabah kalktı milyonlarca insan ve Instagram yoktu. Belki her an tekrar gelebilir. Hani ne deniyor? “Bulunca sevineceğiz.” Allah sevdiği kulunu öyle ödüllendirirmiş ya? Önce kaybettirip sonra buldururmuş. Ama Türkiye’deki sistemde görüldüğü kadarıyla yayın boyunca hiçbir yerde mahkemelerden bahsetmedik, bahsetme ihtiyâcı da duymadık farkındaysan. Olay tamâmen siyâsî. Hukukî bir yönü yok, değil mi? 

Yaman Akdeniz: Yani, kâğıt üstünde tabiî hukukî bir yönü var; ama adlî tâtilde olduğumuzu ve BTK’nın aldığı karârın da hukuken idârî işlem olduğunu hatırlarsak, idârî yargıya başvurmak gerekiyor. Başvuranlar var, biz de belki başvuracağız. Ama bu mesele, adlî yargıda kolay kolay çözülecek bir mesele değil. Zâten Türkiye’deki yargının durumunu sık sık dile getiriyoruz. Dolayısıyla bağımsız bir yargımız, âdil bir yargılamamızın olmadığı bir sistemde zâten kolay bir sonuç alınması mümkün olmayacaktır. Tek istisnâ, belki Instagram bunu kendisi yargıya taşırsa… Orada bile kolay olmayacaktır. Ama tabiî eğer uzlaşamazlarsa, bunu da değerlendireceklerdir diye düşünüyorum.

Evet, tekrar çok teşekkürler Yaman. Instagram 4 gündür kapalı, her an yeniden açılmasını bekliyoruz; ama bunun da tamâmen siyâsî bir süreç olacağını bilerek bunu yapıyoruz. Hukuk çok söz konusu değil maalesef. Türkiye’de zâten ifâde özgürlüğü hiçbir zaman gerçek anlamda hukukun alanı olmadı. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Yaman Akdeniz’e çok teşekkürler. Sizlere de bizi izlediğiniz için teşekkürler, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.