Avusturya’da 29 Eylül Pazar günü yapılacak genel seçimlerde aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) ilk kez birinci parti olması bekleniyor. Ancak FPÖ’nün tek başına iktidar olması zor görünürken, koalisyon görüşmeleri ülkenin geleceğini belirleyecek.

Avusturya, bugün gerçekleşen parlamento seçimlerinde kritik bir karar arifesinde.
Anketler, savaş sonrası dönemde ilk kez aşırı sağcı, göçmen karşıtı Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) seçimleri kazanabileceğini gösteriyor.
Sonuçlar Avusturya’nın yanı sıra tüm Avrupa siyaseti için önemli olabilir.
FPÖ nedir? Bugüne nasıl geldi?
Avrupa’nın en eski aşırı sağ partilerinden biri olan FPÖ, 1956’da kuruldu.
Başlangıçta eski bir Nazi görevlisi ve SS subayı tarafından yönetilmesine rağmen, 1980’lerin ortalarına kadar nispeten ılımlı bir liberal parti olarak varlığını sürdürdü.
Ancak Jörg Haider’in liderliğiyle birlikte parti, radikal sağa kaydı.
FPÖ, 1999’da oyların yüzde 27’sini ve 2017’de yüzde 26’sını alarak iki kez Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ile koalisyon hükümetlerinde yer aldı.
Ancak her iki koalisyon da kısa ömürlü oldu. İlki 2002’de parti içi anlaşmazlıklar nedeniyle, ikincisi ise 2019’da “Ibizagate” skandalı sonucu sona erdi.
Şu anda parti, eski İçişleri Bakanı Herbert Kickl tarafından yönetiliyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Son anketlere göre FPÖ yüzde 27-29 bandında oy alarak, Halk Partisi (ÖVP) (yüzde 25-26) ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPÖ) (yüzde 20-21) önünde seçimleri kazanmaya en yakın parti konumunda.
FPÖ’nün programı ve vaatleri
FPÖ’nün “Özgürlük Kalesi Avusturya” adlı seçim programı, parti çizgisini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Parti, ülkenin mevcut göçmen politikasına karşı ve sığınmacılara yönelik yardımların asgari düzeye indirilmesini savunuyor. Ekonomide ise kurumlar vergisi ve işçilik maliyetlerinin düşürülmesi vaatleri var. Dış politikada ise Rusya’ya yönelik AB yaptırımlarına ve Ukrayna’ya daha fazla yardıma karşı çıkıyor.
FPÖ’nün Vladimir Putin’in Birleşik Rusya partisiyle bir “işbirliği anlaşması” var.
Parti ayrıca birleşik bir Avrupa fikrine şüpheyle yaklaşıyor.
Avusturya’da seçimlerde öne çıkan konular neler?
Ekonomi seçimlerde önemli bir başlık. Avusturya’nın enflasyon oranı yaklaşık iki yıldır AB ortalamasının üzerinde seyretti. Büyüme oranı ise ortalamanın altında kaldı.
Göçmen konusu belki de seçimin kaderini belirleyecek. Göçmen politikaları üç ana partinin de programında yer alıyor.
Geçen ay Viyana polisinin bir Taylor Swift konserine yönelik saldırı planını engellediğini açıkladı. Bu olay ülkedeki göçmen endişesini yeniden tetikledi.
İklim konusu da son günlerde ülkenin popüler gündemi. Geçtiğimiz günlerde Avusturya’da beş kişinin ölümüne neden olan Boris Fırtınası ve sel felaketi, iklim değişikliğini de gündeme taşıdı.
Avusturya’nın hala büyük ölçüde Rus gazına bağımlı olması ve tüketimini azaltması için artan baskı, bu konuyu daha da önemli kılıyor.
Kickl’in başbakanlığının önündeki siyasi engeller
FPÖ’nün 183 sandalyeli Ulusal Konsey’de mutlak çoğunluğu elde etmesi beklenmiyor. Bu nedenle, seçim sonrası koalisyon görüşmeleri ülkenin geleceğini belirleyecek.
FPÖ lideri Kickl’ın başbakan olması önünde ciddi engeller var:
Siyasi karşıtlık: Avusturya Halk Partisi (ÖVP) lideri Nehammer, Kickl’ın liderliğindeki bir hükümete katılmayı reddediyor. Nehammer Kickl’ı seleflerinden çok daha radikal olmakla suçluyor.
Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, Kickl’ı her fırsatta eleştiriyor.
Cumhurbaşkanı, FPÖ kazansa bile Kickl’ı başbakan olarak atamak zorunda olmadığını söyledi.
Yargı da FPÖ’yü köşeye sıkıştırmış durumda. Kickl ve diğer FPÖ yetkilileri, Nisan ayından bu yana kamu fonlarını parti lehine medya reklamları için kullanmakla suçlanıyor.
Seçimin Avrupa’ya etkileri
FPÖ’nün olası zaferi, sadece Avusturya için değil, tüm Avrupa için önemli sonuçlar doğurabilir:
Aşırı sağ partinin Avrupa şüphecisi tutumu, AB içindeki dengeleri etkileyebilir. Parti’nin sert göçmen karşıtı tutumu, AB’nin göç politikalarını etkileyebilir.
Partinin Rusya’ya yakın duruşu, AB’nin Ukrayna politikasını ve Rusya’ya yönelik yaptırımları etkileyebilir.
Aşırı sağın başarısı, diğer Avrupa ülkelerindeki aşırılıkçı partileri cesaretlendirebilir.
Bizi ne bekliyor?
Avusturya’daki seçimler, sadece bu ülkenin değil, Avrupa’nın da geleceğini de etkileyecek potansiyele sahip.
29 Eylül’de sandıktan çıkacak sonuç, Avusturya’nın iç politikasını olduğu kadar, AB içindeki konumunu ve uluslararası ilişkilerini de derinden etkileyebilir.
Seçim sonuçları ve sonrasındaki koalisyon görüşmeleri, sadece Avusturya’da değil, tüm Avrupa’da yakından takip edilecek.