Sinan Ateş davası: Gazetecileri tehdit eden sanık Eray Özyağcı hakkında tutanak tutuldu

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin davada mahkeme başkanı, 30 Eylül’deki duruşma bitiminde sanık Eray Özyağcı’nın gazeteciler Murat Ağırel, Barış Pehlivan ve Timur Soykan’a eliyle silah işareti yaparak “DHKP-C’liler sizinle görüşeceğiz” dediğini ve bunun üzerine jandarmanın tutanak tuttuğunu açıkladı.

Sinan Ateş cinayeti davasının duruşmasının ikinci günü

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in silahlı saldırıda öldürülmesiyle ilgili davanın üçüncü duruşmasının ikinci günü Sincan Cezaevi’ndeki Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Davada, 12’si tutuklu 22 sanık yargılanıyor.

Mahkeme Başkanı, 30 Eylül’deki duruşma bitiminde sanık Eray Özyağcı’nın gazeteciler Murat Ağırel, Barış Pehlivan ve Timur Soykan’a eliyle silah işareti yaparak “DHKP-C’liler sizinle görüşeceğiz” dediğini ve bunun üzerine jandarmanın tutanak tuttuğunu açıkladı.

Eski Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal savunmasında Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın kendisiyle cinayetten önce görüşmesiyle ilgili şöyle konuştu:

“Benim beyanımın doğruluğunun somut delilleri aslında dava dosyası içerisinde mevcuttur. O da Tolgahan Demirbaş’ın telefonunun imaj HTS kaydı. Şahsın benimle telefon görüşmelerinin olduğu aynı dakikalarda, kendisiyle tanışmama vesile olan, aynı zamanda emniyet müdürü, bir dönem benim de amirliğimi yapmış, Oğuz Kağan Akyüz isimli bu beyefendiyle FaceTime üzerinden görüşmesinin olduğu HTS raporlarıyla belgelendi. Sonrasında da Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde trafik testçi şube müdürü olarak görev yapan Emniyet Müdürü Gülcan Hanım’la telefon görüşmesinin olduğu da HTS raporuyla sabit.

Hatta ben kendisine tanıdığım olmadığı geri dönüşünü yapmak üzere aradığım esnada beni meşgule atıyor. Neden? Çünkü o saniyelerde trafik testçi şube müdürü Gülcan Hanım ile görüşüyor. Bir diğer konuda, aynı telefon görüşmesinde, o ikinci görüşmede benim tanıdığımın olmadığını söylemem üzerinin devamında bana diyor ki, ‘İki arkadaşım silah ruhsat için emniyete girecekler, girişlerime yardımcı olabilir misin?’ Ben dedim ki, ‘Gölbaşı’nda eğitimdeyim.’ Yaşanan diyalog bu.” 

Aykal: “İdare amirlerimin ve savcıların bilgisi vardı”

İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, polis başmüfettişleri, Adalet Bakanlığı müfettişleri görevlendirilsin. Taleplerde bulunalım, biz bulunduk. Dava dosyası incelensin. Eksiği, kusuru, kastı, ihmali olan her kim varsa tespit edilsin. Sorumlular için gereği yapılsın. Tolgahan Demirbaş’ı olay günü aramam hususuyla ilgili olarak HTS raporunun dava dosyasına kazandırıldığını arz etmiştim.

Kendisini aramadan önce idari amirlerimi aramış olduğumu da kayıtlar göstermekte. Ayrıca ‘Neden dava dosyasından el çekmedim’ minvalinde çok şeye maruz kaldım. O hususu da bir kez daha tekrar söyleyeyim. İdari amirlerimin hepsinin bilgisi var başkanım. Hepsini bildirdim, ‘Ben bu adamla tanışıyorum’ diye.

Ayrıca bundan sayın savcılarımızın da bilgisi vardı. Bugün çıkıp bilgimiz yok desinler. Ben de kendilerine tıpkı sizin bugün önünüzde bulunan dava dosyasının içerisinde bulunduğu gibi 2 Ocak 2023 tarihli Tolga Demirbaş isimli şahsın telefonunun imaj raporundaki benimle olan irtibatlarının göründüğü kaydı onların önüne de sunayım efendim. Söyleyeceklerim bu kadar, tahliyemi ve nihayetinde de beraatımı talep ediyorum.”

Akyurt: “Otopside video kaydı tutulmamış”

Mahkeme başkanı sanıkların savunmalarının ardından sanık avukatların savunmalarını aldı. İlk olarak sanık Eray Özyağcı’nın avukatı Zeynettin Aktürk savunmasında tüm taleplerinin reddedildiğini söyledi. Aktürk, “Elimizde çok rahatlıkla olabilecek bir şeyin üstüne konuşmak istemiyoruz. Böylelikle beş dakikalık savunma yarım saate çıkıyor. Otopsi raporu, görüntüleri yani video takip görüntüleri var veyahut oradaki sadece rapor var. Raporda hangi taraftan merminin isabet edildiği, nereden girdiği ve çıktığı açıkça belirtilmiş. Peki görüntüleri niye yok? Video kaydı tutulmamış. Bu ceza yargılamasında veya daha doğrusu yapan bir otopside zorunlu olan hallerden değil midir?” diye sordu.

“Yargılama bitirilecek”

Farklı bir rapor sunmak istediğini ancak görüntülerin olmamasından dolayı sunamadıklarını belirten avukat Aktürk, “Elimizde herhangi bir done olmadığı için biz bu raporlamayı yapamıyoruz ve yargılama bu şekilde maalesef hâlâ devam ediyor. Hepimizce de anladığımız kadarıyla da bitirilecek” dedi.

“Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik otopsi raporuyla ve kamera kayıtlarıyla çelişkili ifade vermişler”

Doğukan Çep’in avukatı Emine Tosun da Sinan Ateş’in vurulduğu ana ilişkin ekran görüntüsünü göstererek şunları söyledi:

“Saat 13.34’te 32. saniyede Eray’ın ilk eylemi gerçekleşmiştir. İlk eylem de bel altı bölgeye yönelik bir atıştır. Ben bu ekran görüntüsünü buraya getirmek zorunda kaldım çünkü ısrarla, kamera kayıtlarıyla çelişkili ifadeler veriyorlar. Selman Bozkurt 4 Temmuz 2024’teki duruşma zaptında kendisi Sinan Ateş’e yönelik Eray Özyağcı’nın dümdüz bir atış gerçekleştirmiş olduğundan bahsediyor. Ahmet Keçik de 5 Temmuz 2024’teki duruşma zaptında, Eray Özyağcı’nın Sinan Ateş’e yönelik ilk hamlesinin gövdesine yönelik olduğundan bahsediyor. Ne Selman Bozkurt’un ne de Ahmet Keçik’in tarif etmiş olduğu şekilde gövdeye yapılmış dümdüz dik bir atışı otopsi raporunda vardır. Bu şahıslar açıkça hem otopsi raporuyla hem de kamera kayıtlarıyla çelişkili ifade vermişlerdi.”

“Kriminal raporda Sinan Ateş’in sağ sol avuç içi ve avuç üstünde atış artık izi olduğu belirtiliyor”

Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik’in ifadelerinde ve huzurunuzda olay gerçekleşmeden önce abdest aldıklarını, sonra camiye gittiklerini söylediklerini hatırlatan avukat Tosun, “Yani hepsinin ellerine su değdi, elleri temizdi. Söylendiğine göre Sinan Ateş olay yerinde silah kullanmamış fakat kriminal raporda Sinan Ateş’in sağ sol avuç içi ve avuç üstünde atış artık izi olduğu belirtiliyor. Bir elin sadece avuç içinde- artık varsa bu bir yerden bulaşmış olabilir- hem el içi hem de el üstünde atış artığı varsa bu mutlak surette o el ile atış yapıldığı anlamına gelmektedir” diye konuştu.

“Soruşturmayı yürüten kişiler teslim edilen bu silahlara dair parmak izi incelemesi yapmamış”

Avukat Tosun, ortaya iki ihtimalin çıktığını iddia ederek savunmasına şöyle devam etti:

“Birincisi Sinan Ateş olay yerinde bir silah kullandı ve o silahı olay yerinden kaçırdılar. İkinci ihtimal, Selman Bozkurt’un anlattığı gibi Sinan Ateş, Selman’a silahı cuma namazı öncesi vermedi. Olay sırasında belki de Sinan Ateş ayaklarından yaralandığı için Selman Bozkurt’a silahı uzattı. Bozkurt’ta silahı alırken tetiğe bastı ve Sinan Ateş’i yaraladı. Böylelikle ikisi aynı silaha dokunduğu için ikisinin de eline atış artıkları bulaştı. Şimdi bu ihtimalleri bertaraf etmek için Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik’in teslim ettiği silahlara dair parmak izi incelemesine bakalım. Ama bakamıyoruz. Neden mi? Çünkü her ne hikmetse soruşturmayı yürüten kişiler teslim edilen bu silahlara dair parmak izi incelemesi yapmamış. Adli bir vaka gerçekleşiyor, ülkenin gündemine oturuyor. Silahlar olay yerinden kaçırılıyor, ama teslim edilen silahlar olay yerindeki silahlar mı diye şüphe dahi duyulmayıp parmak izi incelemesi yapmıyorlar. Ayrıca olay yerinden sadece silahlar değil kovanların da kaçırılmış olma ihtimali mevcut dosyada çünkü bulgularda çıkan ve teslim edilen kovan sayıları birbirini tutmuyor, eksik kovan var. Bu dosyada bir sürü usulsüzlük var.”

Mahkeme aranın ardından devam edecek.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.