MEB’in ücretsiz okul servislerini kaldırması Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde öğrenci mağduriyetine yol açtı. Maddi imkânsızlıklar yüzünden birçok kız öğrenci okula gönderilmeyip erken yaşta evlendiriliyor. Medyascope, Van ve Şanlıurfa’da taşımalı eğitim sorunundan dolayı okula gidebilmek için otostop çekmek zorunda kalan çocukları görüntüledi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) “tasarruf tedbirleri” kapsamında bazı ücretsiz okul servislerini kaldırması, öğrencilerin okulla bağlarını kopardı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, velilerin maddi imkânı olmadığı için binlerce öğrenci okula gidemiyor. Van’da, şehirlerarası karayolu üzerindeki okullarda eğitim gören çocuklar, otostop çekiyor ve saatlerce otobüs bekliyor. Okula gelmeyen kız arkadaşlarının evlendirildiğini anlatan öğrenciler, kendilerini araçlara zorla bindirmeye çalışan kişilerin olduğunu söylüyor.
Yeni eğitim-öğretim dönemi 9 Eylül’de başlamasına rağmen, binlerce çocuk okula devam edemiyor. Sivil toplum kuruluşlarının verilerine göre, 612 bin çocuk eğitim dışında kalırken, bunlara taşımalı eğitim sorunu nedeniyle yenileri ekleniyor. MEB “tasarruf tedbiri” gerekçesiyle 1 Ağustos’ta “Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile yeni bir düzenleme yaptı. Buna göre taşıma merkezi okula uzaklığı 30 kilometreden fazla olan, ekonomik olmayan veya elverişsiz yerleşim birimlerinde yaşayan ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri, yatılı bölge okulları ve pansiyonlara yerleştirilecek. Ayrıca yerleşim yerinin taşıma merkezine uzaklığının en az iki kilometre olması gerekecek ve 30 kilometreden fazla mesafeden taşıma yapılmayacak.
Otostop çeken öğrenciler, evlendirilen çocuklar
Bu durum nedeniyle özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde binlerce öğrenci okuldan koptu. Aileler, yoksulluk nedeniyle yol parası veremediği için çocuklarını okula gönderemiyor. Cinsel istismar, madde bağımlılığı, şiddet gibi olaylar nedeniyle aileler çocuklarını pansiyona da göndermek istemiyor. Şanlıurfa ve Van’da veliler ve muhtarlar, servislerin tekrar hizmet vermesi için il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine başvuruyor ancak sonuç alamıyor.
Bunun en çarpıcı örneği Van’da yaşanıyor. Van-Erciş Karayolu üzerindeki Van Spor Lisesi, Fatih Sultan Mehmet Anadolu Lisesi ve Tuşba Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi’nde okuyan yaklaşık 2 bin öğrenci mağdur oluyor. Geçen sene 30 kilometreden uzak bölgelere öğrenci taşıyan servisler kaldırılınca çocuklar artık otostop çekerek eve gidiyor. Saatlerce otobüs beklediklerini anlatan öğrenciler, üst geçit olmayan yolda hızlı geçen araçlardan endişe duyarak karşıya geçiyor ve yol boyunca yürüyerek bir aracın onları almasını bekliyor.
Bu durum kız öğrenciler için daha tehlikeli bir hâl aldı. Bazı velilerin, servisleri bahane ederek arkadaşlarını okula göndermediğini anlatan liseliler, birçok kız öğrencinin evlendirildiğini belirtti. Yolda beklerken bazı araçların durduğunu ve kendilerini araca binmeye zorladıklarını söyleyen öğrenciler, kabul etmediklerinde bu kişilerin tekrar geldiklerini aktardı. Liseliler, belinde silah olan kişilerle karşılaştıklarını, bir kişinin kız arkadaşlarını zorla yolda duran bir araca bindirmeye çalıştığını endişeyle anlattı.
“Çok arkadaşımız gelmiyor, mecbur otostop çekiyoruz”
Araç bekleyen bir öğrenci, “Çok mağduruz. Üstümüzü yırtacağız resmen. Çoğu arkadaşımız servislerden dolayı gelemiyor. Kış da geliyor zaten. Kışın daha kötü olacak. Dağ başındayız. Ne yapalım? Otostop çekiyoruz mecbur. Kazalar da çok oluyor burada. Kışın daha da çok oluyor. Arkadaşların hepsi otostop çekiyor” diyerek içinde bulunduğu zor durumu özetledi.
Sabah saatlerinde otobüsün zamanında gelmediğini ve sayılarının çok az olduğunu vurgulayan başka bir liseli, derse geç geldikleri için devamsızlık nedeniyle sınıfta kalacaklarını belirtti. Öğrenci, “Ailevi imkânlarımız da fazla olmadığı için ücretli servis alamıyoruz. Paraları yok. İmkân yok ki gelsin. Çok kişi okulu bıraktı. Bu sebepten bizim sınıfın mevcudu 25’ten 5’e indi” dedi.
“Eğitimden bile mahrumuz…”
“Bunu siz görüyorsunuz. Milli Eğitim Bakanı, herhangi bir bakan bizim bu durumumuzu görmüyor mu? Bilmiyorlar mı?’ diye sitem eden genç, “Gerekçe olarak tasarrufa gittik deyip kenara çekilmeleri. Bu ülkede eğitim hiçbir şekilde düzgün değil. Eğitimden bile mahrumuz” dedi.
Çocukların okulda aç kaldığını da dile getiren bir grup kız öğrenci, karayolunda yaşadıkları endişeyi şu sözlerle anlattı:
“Otobüs gelmediği zaman birkaç tane araba önümüzde duruyor. Zorla, ‘Gelin, sizi götürelim’ diyorlar. Güvenmediğiniz için binmiyoruz. Adamlar dönüş yapa yapa, ısrar ede ede geliyor. Bazen binmek zorunda kalıyoruz. Çünkü burada kalmaktansa otostop çekiyoruz. Ama o da olmuyor, çok zor. Çok pis insanlara denk geliyoruz. Buna şahit olduk geçen günlerde. Zorla kızı arabasına almaya çalışan biri vardı.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Duran araçtaki adamın belinde silah vardı”
Maddi imkânlar nedeniyle okula gelemeyen ve okulu bırakmak zorunda kalan çok sayıda arkadaşı olduğunu vurgulayan başka bir kız öğrenci, “Otostop çekerek giden çok insan var. Buna kızlar da dahil. O insanların ne amaçla durduğu belli değil. Zaten geçenlerde bir olaya şahit olduk. Bir minibüs durdu. Adamın belinde silah ve bıçak vardı. ‘Bana çikolata alın, sizi götüreyim’ dedi. Biz ‘Gitmeyeceğiz, gelmiyoruz’ dedik. Zorla bizi bekledi binmemiz için. Herhangi birinin başına bir şey mi gelmesi gerekiyor? Zaten ülkede yeterince taciz ve ihlal oluyor” diyerek yaşadıklarını anlattı.
“Ben okula gelmeyeceğim, iki gün sonra da nişanım var”
Otostop çekmek için bekleyen başka bir lise öğrencisi, birçok kız arkadaşının parası olmadığı için derse gelemediğini ve evlendirildiğini söyledi. Öğrenci, “Daha dün bir öğrenciye şahit olduk. Diyor ki, ‘Ben okula gelmeyeceğim, iki gün sonra da nişanım var.’ O kadar şaşırdık ki, dedik ki, MEB bu kadar mı düştü ki, şu kızı öğrencilerin 16 yaşında evlendirmesine izin veriyorlar” dedi.
“Cumhurbaşkanının, valinin o kadar arabası, koruması var”
Liseliler eğitimden tasarruf olmayacağını dile getirerek tepkilerini şöyle özetledi:
“Tasarruf eğitimden yapılmaz. cumhurbaşkanı olsun, vali olsun, onların o kadar koruması ve arabası var ki, madem tasarruf var, onların arabalarından da kısmaları lazım. Eğitim o kadar önemliyken, bir cumhurbaşkanı, bir bakan ya da herhangi bir önemli mevkide olan bir insan için bu kadar araba gelip gidiyorken, bir öğrenci için mi tasarruf var?”
Servisçiler öğrencilerin söylediklerini doğruladı
Öğrencilerin yaşadığı vahim durumu servisçiler de doğruladı. Okul önünde bekleyen servis şoförleri, bir çocuk için en az 3 bin TL ücret istendiğini söyledi. Özellikle köylerde, kırsaldaki ailelerin çocuklarını okula gönderemediklerini vurguladı. İhsan Akman isimli şoför, “Eski sistem oldu. Erkekleri artık inşaata yollayacaklar, kızları evlendirecekler. Babası gönderemiyor” dedi. Hayati Yiğit adlı servis şoförü de “Dört çocuk için nasıl 15 bin TL versin. Milletin gücü yetmiyor. Çok insan bu sene çocukları okula göndermiyor. Şantiyelere, inşaatlara gönderiyor, gurbete gidiyor” diye konuştu.
Recep, Tayyip, Erdoğan isimli üçüz çocuklar yerde ders çalışıyor
Van’da gittiğimiz köylerdeki insanların durumu içler acısı. Maddi imkânı olmadığı için çocuğuna çalışma masası bile alamayan Kevenli Köyü’nden Hamit Gülser, bunlardan yalnızca biri. Recep, Tayyip ve Erdoğan isimli üçüz çocuklarını yokluk içinde okutmaya çalışan Gülser, çocuklarını okula düzenli gönderemiyor, kışın da hiç gidemeyeceklerini anlatıyor. Ayda 3 bin TL emekli aylığı aldığını belirten veli, eşinin ve diğer çocuklarının engelli ve işsiz olduğunu söyledi. Çok zor şartlarda yaşadıklarını dile getiren Gülser, “Benim gücüm yok ki. Her çocuk için 4 milyar, 5 milyar ayda vereceksin. Bakanlar, herkese duysun. Bizim yaşlıların maaşı üç kilo patates” dedi.
“Ben bu çocuklarımı gönderiyorum okula, yarın göndermesem onların günahını ben çekeceğim. Çocuklarımı okutmak istiyorum. Yani biz cahil olduk, çocuklarımız cahil olmasın” diyen Gülser’in büyük oğlu da zor şartlarda yaşıyor. Gülser, üçüz çocukların büyüdüğü yer olan evin hemen bitişiğindeki derme çatma alanda oğlunun ve gelinin yaşadığını anlattı.
“Kimse bize destek yemiyor, ölürsem kafamsız ölürüm”
Bir sandalye ve masanın bile olmadığı evde çocuklarını okutmaya çalışan Gülser, torununa ilaç bile alamadığını dile getirdi. Gülser, siyasetçilere de sitem ederek, “Kimse bize destek yemiyor. Adam orada oturuyor. Herkes 500-600 bin lira maaş alıyor. ‘Fakir fukara’ diyorlar seçim geldiği zaman. Biz vatandaşız. Seçim bitti mi vatandaşlıktan çıktık. Ben yarın ölürsem kafasız ölürüm” diye konuştu.
“Pansiyona göndermiyoruz, tacizcisi var, kaçakçısı var”
Van’da 10 mahalle muhtarı Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurmaların rağmen hiçbir sonuç alamadı. Veliler tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını anlatırken, kentin diğer ucundaki Gürpınar Bozyiğit Köyü’nde de 20’yi aşkın öğrenci okula gidemiyor. Köye gittiğimizde karşımıza çıkan Yusuf Üstün adlı veli şöyle dedi:
“Bizim çocuklar burada mağdur ve perişan. Okula gidemiyor. Parası olan gönderiyor. Bizim de yok. Ücretimiz yok. 20- 30 kişi var okula gidemiyor. Pansiyona göndermiyoruz. Tacizden dolayı, bıçakçısı var, tacizcisi var, kaçakçısı var. Çocuklar perişan, biz perişanız. Cumhurbaşkanımıza bunu duyurmak istiyoruz. Servis istiyoruz.”
“Ben pansiyonda kalamam, güvenmiyorum, korkuyorum”
Köyde yaşayan öğrencilerden Zilan Üstün de 20 arkadaşının servis nedeniyle okula devam edemediğini anlattı. Üstün, “20 arkadaşım okulu bıraktı. Maddi durumları da yok. Ben pansiyonda kalamam. Çünkü pansiyona güvenmiyorum, korkuyorum ve tedirgin oluyorum. O yüzden servisle gidip geliyoruz ama maddi durumumuz yok. Okula gidemiyoruz. Öğrenim durumundan geri kalıyoruz. Servis gelsin” çağrısında bulundu.
Aynı köyden Talip Karakoç isimli veli de kızının hastalığı nedeniyle evde bakıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Karakoç, doktorların pansiyonda kalamayacağı yönündeki verdiği bilgileri anlattı. Maddi imkânı olmadığı için çocuğunu okula gönderemediğini belirtti.
Şanlıurfa’da benzer mağduriyetler var
Şanlıurfa Viranşehir’de okula 30 kilometre uzaklıktaki yerleşim yerlerinde yaşayan lise çağındaki çocuklar da eğitime devam edemiyor. Ailelerin maddi imkânlar nedeniyle çocuklarını derse göndermediğini anlatan bir muhtar, kendisinin bilgisi dahilinde dokuz köyde bu durumun yaşandığını vurguladı. Aralarında çok sayıda kız çocuğunun da bulunduğunu dile getiren yetkili, ailelerin çocuklarının başına bir şey geleceği endişesi nedeniyle pansiyonlara göndermediklerini dile getirdi.
Şanlıurfa Kadıköy’de yaşayan Hasan Taşkın adlı veli şoför olarak çalışıyor. Taşkın, bir kızı ve oğlunun maddi imkânlar nedeniyle okula gidemediğini söyledi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne birçok defa gittiklerini ve sonuç alamadıklarını dile getiren veli, “Maddi durumum olmadığı için biri kız diğeri erkek iki çocuğu okula gönderemiyorum. Köyün yüzde 90’ı gönderemiyor” dedi. CİMER’e de şikâyette bulunduğunu, durumu yazdığını ve servis talebinde bulunduğunu anlatan veli, kendisine olumsuz yanıt verildiğini söyledi. Veli, “Çocuklar çok mağdur, kendi imkânlarımızla gönderemiyoruz. Eğitimi ellerinden aldılar. Pansiyonlardan çekiniyoruz. Uyuşturucu ve tecavüz gibi olaylardan dolayı. Geçen sene birçok kişi intihar etti orada” diye konuştu.
İki kız çocuğu okula gitmiyor
Tahsin Taşkın isimli velinin çocukları da taşımalı eğitim mağduru. Şanlıurfa Düzlük Köyü’nde yaşayan ve çiftçi olan Taşkın, servis olmadığı için çocuklarını ortaokul ardından liseye gönderemediğini şu sözlerle anlattı:
“Maddi imkânım olmadığı için iki kız çocuğu okula gönderemedim. Servise verecek gelirim yok. Pansiyonlarda kızların başına bir sürü şey geliyor. Biz kızlarımızı gönderemiyoruz, korkuyoruz. Başka köylerden gönderdiler, başlarına kötü şeyler geldi. Bu nedenle göndermiyoruz. Çocuklar çok üzülüyor. Arkadaşları gitti, meslek sahibi olacak. İzmir’e, Manisa’ya çapa işine falan gidiyorlar.”
“Biri çıkıp karar veriyor, yüzlerce insanın hayatı kararıyor”
Viranşehir’de ikamet eden Fesih Taşçılar’ın da beş çocuğu var. Sadece birinin okul gittiğini dile getiren veli, servislerin kaldırıldıktan sonra çocuklarının eğitime devam edemediğini söyledi. Kızının da mağdur olduğunu dile getiren veli, çiftçi olduğunu ve geçinemediğini anlattı. Yetkililere gitmelerine rağmen sonuç alamadıklarını aktaran veli, “Biri çıkıp karar veriyor, yüzlerce insanın hayatı kararıyor” dedi. Kız çocuklarını pansiyona vermek istemediğini belirten veli, “Orada aile terbiyesini almıyor. Kendilerini kaybediyorlar” diye konuştu. Uyuşturucudan korktuklarını dile getiren veli, çocuklarının çok üzgün olduğunu söyledi.
Van-İpekyolu Sarmaç Köyü’nde yaşayan ve şoför olarak çalışan Fazıl Coşar adlı veli de dertli. Coşar’ın da üç çocuğu okula düzenli devam edemiyor. Coşar, “Köyde oturuyorum, ulaşım yok. Şu anda çok mağduruz. Öğrencilerimizi okula gönderemiyoruz. Dört araç değiştiriyorlar, geç kalıyorlar. Bazen yemek parası da veremiyorum, para yola gidiyor. Pansiyon yakınımızda yok. Güvenlik endişemiz var. Servis istiyoruz” dedi.
“Plaka yüzünden çocuklar mağdur”
Van İpekyolu Karpuzalan Mahallesi’nde ikamet eden Sabri Ulfer de mağdurlardan biri. Kaldırılan taşımalı eğitim için gitmedik yer bırakmadıklarını dile getiren Ulfer, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün belediyeye yönlendirdiğini söyledi. Ulfer şöyle konuştu:
“Buranın S plakanın güzergahı içerisinde olduğunu söylediler. S plaka kooperatif başkanını aradık. Buraya 3-5 öğrenci için servis gönderemeyeceklerini söylediler. Hiçbir kurum yardımcı olmadı. Bölgemizdeki minibüslerden ricada bulunduk, çocukları siz götürün ücretini verelim dedik. Onlar da güzergahlarının dışında olduğunu belirterek kabul etmediler.”
Çözüm bulmaya çalıştıklarını vurgulayan Ulfer, bir tanıdıklarından ricada bulunduklarını, onun da çocukları üç hafta boyunca okula götürdüğünü anlattı. Ancak minibüs şoförlerinin bu durumdan rahatsız olduğunu dile getiren veli, öğrencileri götüren aracın önünün kesildiğini, tehdit edildiklerini söyledi. Ulfer, güzergahta başka araç istemediğini belirtti. Çocukların bu durumdan olumsuz etkilendiklerini, kavgaya şahit olduğunu dile getiren Ulfer, öğrencilerin eğitimden mahrum olduğunu anlattı. Ulfer, “Çocukları okula gönderemiyoruz, kız çocuğu olunca toplumun yaşadığı problemlerden dolayı endişe ediyoruz. Ne yapacağımızı bilemiyoruz” dedi.
“Okul terki, çocuk işçi sayısı ve erken yaşta evlilik artacak”
Türkiye genelinde binlerce çocuğu okuldan koparan uygulamaya yönelik Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim- Sen) Van Şube Başkanı Murat Atabay da tepki gösterdi. Atabay, Bakanlığın eğitim sistemini yap-boz haline getirdiğini savundu. Yoksulluk nedeniyle ailelerin mağdur olduğunu vurgulayan Atabay, özellikle kız çocuğu sahibi velilerin pansiyonlara sıcak bakmadığını dile getirdi. Pansiyonların tarikat ve cemaatlerin etkinlik alanına çevrileceğini belirten Atabay şöyle konuştu:
“Bu noktada okul terk oranının artacağını, erken yaşta evliliğinin artacağını düşünüyoruz. Aileler çocuklarını okullara göndermedikleri için belki açık liseye yönlendirecekler ve bir şekilde çocuk işçi sayısında da ciddi bir artış. oluşturacak bu uygulama.”
“Çözüm bilimsel, demokratik ve laik eğitimde”
Çocukların kendilerine en yakın liseye gidecekleri sistemin kurulması gerektiğini belirten Atabay, taşımalı servislerin kaldırılmasının yanlış bir karar olduğunu savundu. Atabay sözlerini şöyle tamamladı:
“AKP iktidarı bunu sadece tasarruf tedbirleri üzerinden yapmıyor. Geleceğe ciddi bir yatırım yapıyor. Hem kız çocukların özellikle kadınları hem çalışma yaşamından hem eğitim yaşamından hem toplumsal yaşamdan, politik yaşamdan koparmaya yönelik önemli bir adım. Onları koparmaya çalışıyor. Aynı zamanda pansiyonları tarikat ve cemaatlerin örgütlenme alanına dönüştürmek gibi bir gayesi var. İktidarın yapması gereken tasarrufu halktan, emekçiden, öğrencilerden yapmak değil, kendi şahit apartmandan, kendi lüksünden yapmak. Bakanlığın Türkiye’de demokratik, bilimsel, laik eğitimi oturtmak için müfredat değişikliği başta olmak üzere bütün önemli adımları atması gerekir.”