Formula E, 4-7 Kasım arasındaki sezon öncesi testlerinde 22 kadın pilota yer vereceği özel bir seans düzenlenecek. Medyascope Spor’dan Deniz Su Özköylü kadınların yarış serilerine katılımını mercek altına aldı.
Formula E kadın pilotlara yeni bir kapı aralıyor: Görünürlükten zirveye uzanan yol
Geçtiğimiz hafta, (2 Ekim) Formula E’nin yaptığı bir açıklamayla öğrendik ki 4-7 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek sezon öncesi testlerde yalnızca 22 kadın pilotun yer alacağı özel bir seans düzenlenecek. Son birkaç yıl içerisinde motor sporlarının birçok alanında kadın katılımını teşvik eden girişimlerin büyük bir ivme kazandığını görüyorken bu haber kimseyi şaşırtmamıştır. Özellikle Formula E, sürdürülebilirlik misyonuyla yola çıkan ve tamamen elektrikli araçlarla yarışan bir seri olarak, FIA’nın bu tür bir girişim için uygun gördüğü bir platform olarak öne çıkıyor. Ancak ilginç olan şu ki, günümüzde kadınların yolunun yapılmaya çalışıldığı bu en üst kademelerde, aslında bir zamanlar kadınlar zaten yer alıyordu.
80’lerin başında Dünya Ralli Şampiyonası’nın efsane isimlerinden Michele Mouton sahnedeydi. 1958’de bir Formula 1 Grand Prix’sinde yarışan ilk kadın pilot koltuğa oturdu. 1970’lerde ise Amerika’da Daytona 500 ve Indianapolis 500’de yarışan ilk kadın olan Janet Guthrie adını tarihe yazdırdı. O dönemlerde, arkasında büyük destek olmadan bu kadınlar motor sporlarının en yüksek seviyelerinde kendilerine yer bulabilmişken, şimdiyse sporda çeşitlilik, eşitlik ve sürdürülebilirlik adına özel çabalar sarf ediliyor, fakat hâlâ zirvede bir kadın pilotun adını göremiyoruz.
Kadın katılımının dalgalanması
Motor sporlarının üst kademelerindeki kadın katılımı ve başarıları spordan beklenmeyecek tarihlerde, yakın zamandan daha fazlaydı. 2000’lerden itibaren bu oranı ciddi bir durağanlık seyretti. Ancak özellikle son iki yılda, kadın katılımına yönelik çabalar hız kazandı. Özellikle sürdürülebilirlik gibi hassasiyetlerin öne çıktığı bu dönemde, motor sporlarında çeşitlilik de yeniden gündeme geldi. Peki, ne değişti ve nereye doğru gidiyoruz?
Bu yazıyı yazmamın temel sebebi, IndyCar yolunda emin adımlarla ilerleyen Jamie Chadwick’in yakın zamanda verdiği bir röportajda dile getirdikleri. Chadwick’e, yalnızca kadın pilotlardan oluşan bir yarış haftasında yarışmak isteyip istemeyeceği sorulduğunda verdiği yanıt oldukça düşündürücüydü:
“Biz en iyilere karşı yarışmak istiyoruz. En üst seviyede yarışmak için fırsatları kovalamaya çalışıyoruz. F1 Academy ve W Series gibi kadın pilotların yer aldığı serilerin farkındalık yaratmak açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Görünürlük, fırsat ve deneyim yaratmak değerli, ancak devamında bu serilerden sıyrılıp nihayetinde asıl destek serilerine geçiş yapmamız gerekiyor.”
Kadınlara özel seriler nereye kadar bir çözüm
Jamie Chadwick’in bu sözleri, kadınlara yönelik destek serilerinin en büyük eksikliğine dikkat çekiyor: Pilotlarının bir sonraki aşamaya geçememesi ve bir “görünürlük” projesi olarak yerinde sayması. Eğer bu seriler, kadın sporcuları asıl yarış serilerine taşıyamazsa, farkındalık yaratmak amacıyla başlatılan bu programlar, istemeden onları daha da soyutlayabilir.
Çünkü buralardan mezun olan pilotların birçoğu kendilerini bir kısır döngünün içinde buluyor. Mesela birçok genç kadın pilotu aynı anda dört veya daha fazla junior kategoride yarışırken buluyoruz. Örneğin 20 yaşındaki Doriane Pin uzun zamandır gümüş lisansla Dünya Dayanıklılık Şampiyonası ve Avrupa Le Mans Serisi’nde yarışan bir pilot. 20 yaşındaki Fransız bunun yanında hem F1 Academy hem de FRECA’da (Bir F4 serisi) yarışıyor. Veya 2024 F1 Academy sezonunu domine etmekle meşgul Abbi Pulling normalde bu şampiyonayı kazanması durumunda ödülü olması gereken F4 koltuğunda şu anda oturmakta. Hatta F1 Academy’nin yanında ilerlediği Britanya F4 serisinde yarış kazanmış ilk kadın pilot olarak da adını tarihe yazdırdı. Oysa F1 Academy’nin nihai amacı bünyesindeki sürücüleri F4’de ve devamında F3’e taşıyarak bu asıl destek serilerine bir köprü olmak. Henüz ikinci senesindeki bu genç seri belki de beklediğinden daha hızlı farkındalık yaratarak kendi davasının gerisine düşüyor. Bu aslında güzel bir haber. Çünkü şimdiden atası olan W Series’den daha sağlam bir iş yaparak çatıları altındaki pilotlara görünürlük sağlamakta bir adım önde olduklarının kanıtı. Yine de yaptıkları işin etkisinin hızına yetişerek formatlarını geliştirmeleri gerek. Çünkü tüm bu projeler önemini korumakla beraber genç kadın pilotların kariyerlerini şöyle bir gezdiğinizde sorunun destek serilerine girmekte değil buradan ana kategorilere geçişte olduğunu görüyorsunuz.
Formula E: Kadın pilotlara geçişte bir dönüm noktası mı?
W Series’in çöküşünün ardından 2023’te F1 Academy Formula 1’e pilot yetiştirmek ve 2024’te akabinde WorldWCR, kadınlardan oluşan bir Superbike alt kategorisi olarak ortaya çıktı. Kendi de eski bir pilot olan Susie Wolff, kurucusu olduğu F1 Academy’den önce de kadınlara yönelik projelere ön ayak oluyordu. Öyleki 2016 yılında başlayan “Dare to be Different” projesi 2020 yılında FIA’nın “Girl on Track” programıyla birleşerek birçok etkinliğe imza attı. Hatta belki de F1 Academy’nin temelini atmış oldu.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Peki bunlardan bağımsız yakın zamanda Formula 4 basamağını aşmış bir isim var mı? Evet Sophia Floersch. Kendisi şu anda VAR ile Formula 3’te yer alıyor ve adını tanımasanız dahi 2018’de Makao’da yaptığı dehşet veren kazadan haberdar olmanız çok muhtemel. Formula 1’e en yakın yol diyebileceğim Formula 2’de de şu ana kadar yer almış tek kadın pilot ise 2019’da olmak üzere Tatiana Calderon. İyi bir F3 geçmişiyle bu basamağa atlayan Kolombiyalı pilotun burada sıralamaları ancak 22. Sırada tamamladı. 2021’e kadar Alfa Romeo F1 takımının test pilotu olarak devam eden Calderon, 2022’de F2’ye dört yarışlık olmak üzere Cem Bölükbaşı’nın yerine bir kez daha döndü. Ama kariyeri buradan devam etmedi.
Formula 1 takımlarının 2023 yılında başlattığı bir girişimle her takım, F1 Academy’den bir kadın pilotu sürücü geliştirme programlarına dahil etti. Bir sonraki adım, bu pilotların destek serilerinde ilerleyerek antrenman seanslarında yer alması veya yedek pilot pozisyonuna yükselmesi olmalı. Bunu en son başaran isim ise 2012’de Williams için antrenman seansına çıkmış olan Susie Wolff.
Bu noktada en başa geri dönelim. Paragraflar boyunca bahsettiğim konuların temeli, Formula E’den gelen yeni habere dayanıyor. Dediğim gibi Formula E, 7 Kasım’da tarihte ilk defa tamamen kadın pilotlardan oluşan bir test seansı gerçekleştirilecek. FIA’nın çeşitlilik ve eşitlik misyonunu Formula E’ye yüklediğinden ve Formula E’nin bunu zevkle üstlendiğinden eminim. Düşüncem yakın gelecekte tam zamanlı bir kadın pilotu izleyebileceğimiz ilk serinin burası olacağı. Formula E’nin bu adımı, motor sporlarında kadınların daha fazla yer alması adına yeni bir çağ açabilir ve destek serilere sıkışıp kalan birçok genç yeteneğin çıkış noktası olabilir.
Yazan: Deniz Su Özköylü
Editör: Doğa Üründül