Depremden önce Antakya Türkiye’Nin gözbebeği yerlerinden biriydi. Antakya 6 Şubat depremlerinde en büyük hasarı almış olan kent olarak kabul ediliyor. Peki Antakya’nın merkez üssü olmadığı bir felakette böylesi bir zarar görmesinin nedenleri nelerdi?
Doğa ve insan arasındaki gerilim, ilk insan yeryüzünde belirdiğinden bu yana giderek artan bir ivmeyle doğayı tüketecek şekilde sürüyor. Görünen o ki, doğa olayları coğrafyamızda kolaylıkla doğal afete dönüşüyor.
Antakya’nın 6 Şubat’tan öncesi kentleşme ve planlama süreçlerinin “afete dirençli kent” çerçevesinde irdelemek, süreçteki hata ve ihmalleri anlamak, bu büyük yıkımın olası nedenlerini ortaya koymak büyük bir önem taşıyor.
Depremden önce Antakya: Afetler ve depremler Türkiye coğrafyasının değişmez bir gerçeği
İklim kriziyle birlikte giderek derinleşen afet türlerine hazırlıklı olmak, ancak geçmişteki afetlerden gerekli dersleri çıkarmakla mümkün.
Gürhan Ertür, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama öğretim üyesi Dr. Tuğçe Tezer ile birlikte gerçekleştireceği ve iki bölümden oluşacak anlatımların ilkinde, depremden önce Antakya’da “dirençli kent”i birlikte konuştu.
28 Ekim Pazartesi günü yayınlanacak olan ikinci bölümde ise deprem sonrası yirmi aylık süreçte Antakya ve Hatay’da yapılmakta olanları beraber yorumlayacak.