Hürrem Sönmez ve Ezgi Şahin anlatıyor: Kadına şiddetle mücadelede yargının yetersizliği ve baro seçimlerinin önemi

Türkiye’de kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ve cinsel istismar çığ gibi büyüyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre 2024 ilk altı ayında 205 kadın öldürüldü. Sayılar artıyor ancak tedbir yok, var olan yasalar da etkin bir şekilde uygulanmıyor. Aynı zamanda 20 Ekim’de İstanbul Barosu, baro başkanını seçmek üzere sandık başına gidecek. Avukat Hürrem Sönmez ve Avukat Ezgi Şahin ile kadına yönelik şiddeti ve baro seçimlerini değerlendirdik.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma sürecinin politik olduğunu söyleyen Sönmez, gerçekliği olmayan söylemlerle sözleşmenin kaldırılması için algı yaratıldığını aktardı. Sözleşmenin, kadınların mücadelesi sonucu elde edildiğini hatırlatan Sönmez, istenildiği takdirde yeniden sözleşmeye dönülebileceğini söyledi.

Şahin ise iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden usulünce geri çekilmediğini belirterek, kırılmanın tamir edilmesi gerektiğini söyledi. Uygulama açısından yetersiz olsa da yasaların olduğundan bahseden Şahin, “Uygulayıcıların toplumsal cinsiyete duyarlı olduğundan, İstanbul Sözleşmesi’nin getirdiği o bütüncül yaklaşımla bu işi sahiplenmeden haberi var mı dersek, böyle bir şey yok” dedi.

“Kadın cinayetleri politiktir”

Erdoğan, 9 Ekim’de Meclis’teki konuşmasında İstanbul Sözleşmesi için “Çekilmemizin, kadın hakları ve kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye en ufak bir menfi etkisi olmamıştır” dedi. Hürrem Sönmez konuya ilişkin şunları söyledi:

“Bu açıklamanın maddi dayanağı nedir? Türkiye’de kadına şiddet vakalarıyla, cinayetlerle ilgili herhangi bir istatistiki çalışma yok. Erdoğan’ın açıklaması tamamen toplumda kendi algısını sürdürmeye yönelik açıklamalardır.”

Hürrem Sönmez, Ayşegül Karagöz ve Ezgi Şahin
Hürrem Sönmez, Ayşegül Karagöz ve Ezgi Şahin

“Kadın cinayetleri tesadüfen gelişen münferit olaylar mıdır?” diye soran Şahin, şöyle devam etti:

“Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddet vakalarının tümü birbirini besleyen politik vakalardır. Kadına karşı şiddete ilişkin bütüncül bir politikanın olmadığı bir yerde, münferit bir olaydan bahsetmek mümkün mü? Bu da bir politika, bu tam olarak bir antipropaganda, bir anti politika.”

“Önleyici mekanizma kurulmalı”

Hürrem Sönmez, yargının üstüne düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğinin altını çizdi. Sönmez, hâkim ve savcıların devlet organlarını korumakla yükümlüymüş gibi hareket ettiklerini söyledi:

“Yargının kadınları, çocukları, ezilenleri, iş cinayetlerindeki işçileri korumakla, onlara adaleti sağlamakla yükümlü olduğunu hatırlaması gerekiyor. Yargı üstüne düşeni yaptığında, bütün meselelerin çözümü anlamında çok önemli bir yol kat edeceğiz. Kanunlarımızda problemler, eksikler var ama cezalar yetersiz diye bir şeyden söz konusu değil.”

Türkiye’de kapasitenin üstünde bir mahpus sayısı olduğunu belirten Ezgi Şahin, bu nedenle sürekli düzenlemeler yapıldığını söyledi. Şahin, politik tutsakların sayısının çokluğundan dolayı cezaevinde yer olmadığını söyledi. Bu nedenle sürekli düzenlemeler getirildiğinin altını çizen Şahin, şöyle devam etti:

“İktidar önleyici hiçbir mekanizma kurmadan, erkekleri kadınlara karşı düşmanlaştırmak için elinden gelen bütün söylemi gösteriyor. Bir de üzerine ben cezaları arttırayım demesini biz son derece samimiyetsiz ve ciddiyetsiz buluyoruz. Beni önce koru, suçun mağduru haline getirme ve yasayı uygula, arada af çıkarma dememiz lazım.”

“Baroyu birlikte yönetmeyi vaat ediyoruz”

İstanbul Barosu 20 Ekim Pazar günü yeni baro başkanını seçecek. Sönmez ve Şahin, İbrahim Kabaoğlu listesinden yönetim kurulu adayı.

Hürrem Sönmez, baroların aktif hukuk üreten kurumlar olmasını gerektiğini belirtti. Sönmez, bu baronun elini masaya vurması gerektiğini söyledi:

“Baroların hukuk yaratan yerler olması gerekiyor. Kim olursa olsun kimliğine ve politik görüşüne bakmaksızın hakkını savunmayı ve kendisini yalnız hissettirmemeyi vaat ediyoruz. Biri adaletsizliğe, zulme uğradığında, baroya gidebilirim algısının oluşmasını vaat ediyoruz. Sadece yönetimle değil, baroyu birlikte yönetmeyi vaat ediyoruz.”

“Sorunların çözümü olacağız”

Avukat Ezgi Şahin, hukukçuların insan haklarını korumakla görevli olduklarını bu nedenle sessiz kalamayacaklarını söyledi. İstanbul Barosu mevcut yönetimi eleştiren Şahin, “Sadece deklarasyon, kınama ve destek metinleri yayınlayan bir pozisyona düşmesi çok acı ve gerçek potansiyeline aykırı” dedi:

“Baroların özgürlükçü, demokrat, eşit, toplumsal cinsiyete, kadın haklarına duyarlı, her yerde sesimizin çıkacağı bir yer olsun istiyoruz. Savunmayı hak ettiği onurlu konumuna döndürmek için demokratik kanalların kullanılabileceği bir baro vaat ediyoruz. Her zaman açık, ulaşılabilir, yan yana olabileceğimiz, meslektaşlarımızla beraber savunmayı savunabileceğimiz, tutuklu meslektaşlarımızı, adliyede giremediğimiz koridorları, çalamadığımız kapıları, karakoldan atılmamızı çözeceğiz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.