Geçen hafta Türkiye Futbol Milli Takımları’nın alt yaş kategorilerinde maçları vardı. U19, U20, U21 kadro tercihlerine dair çekincelerime maçlardan önce değinmiştim. Açıkçası kötü sonuçların sadece yanlış seçilen oyuncular yüzünden olduğunu düşünüyordum. Fakat maçları izleyince alt yaş milli takımlarındaki teknik direktör tercihlerinin de çok hatalı olduğunu gördüm.
Gökhan Gönül ve Sabri Sarıoğlu, yıllarca milli takım formasını her yaş grubunda terletmiş, sahada her şeylerini vermiş isimler. Teknik direktör Soykan Başar da Türkiye U17 ile başladığı antrenörlük kariyeri sonunda U20’nin başına geçti.
Futbolculuk ile teknik direktörlük ayrı iki meslek. 19 Yaş Altı Milli Takımı, Avrupa U19 Şampiyonası elemeleri için grubundaki rakibi Polonya’ya 3-0 kaybetti. U19’un Cebelitarık’a 7-0 ve Malta’ya karşı 2-0 kazandığı müsabakaları ölçüt almamak gerek.
20 Yaş Altı Milli Takımı, U20 Elit Lig sezonunda Portekiz’e 2-1, Polonya’ya 4-2 ile boyun eğdi. Bu arada U20 Elit Lig’de dört maç sonunda halen galibiyetimiz yok ve sekiz takım arasında sadece Çekya’nın üstünde 7. sıradayız.
21 Yaş Altı Milli Takımı, Avrupa U21 Şampiyonası eleme turunda zayıf rakibi Letonya’yı 3-0 yendi. Gökhan Gönül’ün öğrencileri Norveç karşısında felaket bir performansla 5-1 kaybetti. Şunu da not düşmekte fayda var. Türkiye U21, eleme grubundaki 10 maç sonunda 5 mağlubiyetle 4. sırada kaldı. Kaybedilen maçlar İrlanda (evde ve deplasmanda), İtalya, Letonya ve Norveç. Kazanılan Letonya ve kaybedilen Norveç maçına kadar Türkiye U21’in başında Levent Sürme vardı.
Farkla kaybettiğimiz takımların teknik direktörleri kim ve ne tecrübeleri var?
Bize 5-1’lik hezimeti yaşatan Norveç U21’in teknik direktörü Jan Peder Jalland, 2019’ta aldığı Norveç U15’teki çocuklarla birlikte yükselerek şu an U21’in hocası oldu. Bu arada U16, U17 ve U20’de de çalıştı. Şu an Norveç 21 Yaş Altı eleme turu grubunu İtalya’nın arkasında 2. sırada tamamladı ve muhtemel üst tura yükselecek.
Soykan Başar’ın yönettiği Türkiye U20’yi, 4-2 yenen Polonya’nın hocası, beş yıl boyunca ülkesinin kadın milli takımın teknik direktörlüğünü yaptı. 50 yaşındaki hoca daha sonra Polonya U20’nin başına geçti.
Yine kaybettiğimiz Portekiz U20’nin de teknik direktörü Oceano Andrade da Cruz, 2009’dan beri Portekiz Alt Yaş Milli Takımları ile başlayıp Sporting’de asistan menajerlik, Sporting’in ikinci takımında menajerlik, yine aynı takımın alt yaş gruplarında da hocalık yaptıktan sonra İran ve Kolombiya Milli Takımları’nda da asistan menajer olarak görev aldı.
Türkiye U19’un 3-0 ile yenildiği Polonya’nın hocası Wojciech Kobeszko’nun kariyerine baktığınızda, 2022’ye kadar lokal ligdeki genç takımlarda teknik direktörlük yaptığını göreceksiniz. 44 yaşındaki teknik direktör sonradan Polonya U18 ve U19’ın başına geçti.
Kaybettiğimiz takımların teknik direktörlerinin hepsinin başka başka tecrübeleri var. Kimisi alt yaş takımlarında tecrübe kazanmış, kimisi asistan menajer olarak dünyayı dolaşmış. Mesela Almanya U21’in hocası Antonio Di Salvo Bayern Münih’in 17 Yaş Altı Takımı’nda asistan menajer olarak kariyerine başlamış ve 5 yıl boyunca daha sonradan yöneteceği U21’de de yardımcı hoca olarak çalışmış.
Bir örnek daha vereyim… İtalya’nın 21 Yaş Altı Milli Takımı’nın hocası Carmine Nunziata, 2013’ten beri milli takımının tüm alt yaş gruplarında çeşitli görevlerde çalışmış bir isim.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Şimdi gelelim bizim hocalarımıza. Sabri Sarıoğlu ve Gökhan Gönül’ün futbolculuk kariyerlerinin dışında en ufak bir teknik direktörlük tecrübeleri yok. Genç çocuklar için elbette milli futbolcuların tecrübe aktarımı çok önemlidir fakat taktiksel yaklaşımları yeterli midir? Alt yaş oyuncularına yaklaşım ile büyük takımdaki sporculara yaklaşım ciddi farklıdır. Antrenman metotlarından beslenmeye kadar her ayrıntısı diğer yaş grupları ile ayrışır. Fakat görünen o ki, bizim alt yaş milli takımları yeni hocalar için işe başlama noktası olmuş.
Sabri Sarıoğlu veya Gökhan Gönül’ün UEFA Pro Lisansları var mı? Şu ana kadar rakibimiz olan hocaların çoğu UEFA Pro Lisansı’na sahip.
Geçenlerde yayınlanan İlhan Mansız’ın röportajında durum özetlenmiş: “Ben 2012’de UEFA A lisansını aldım. Kurs bitti, aradan 10-15 gün geçti, federasyonu aradım, sonuçları öğrenmek için. Çünkü imtihana girmiştik. ‘Başarıyla tamamladınız, UEFA A lisansını aldınız, tebrik ederiz’ dediler.
Şunu merak ettim, ‘acaba o kadar hocadan sertifikayı alamayan oldu mu?’ diye sordum. Aldığım cevap beni çok şaşırttı, ‘hocam herkes aldı’ dendi.
Orada bazı hocalarımızın büyük eksiklikleri var’ dedim. ‘Ya hocam onlar zaten Süper Lig’de takım çalıştırmayacaklar, belli bir kotamız var ve o kotaya göre sertifika vermek zorundayız’ dediler.
Ben de, ‘onlar Süper lig’de belki hiçbir zaman takım çalıştırmayacaklar ama Süper Lig’de oynayabilecek oyuncuları yetiştirebilecek hocalar bunlar’ dedim.”
Hatta İlhan Mansız’ın şaşkınlığına esas cevap Tanju Çolak’tan geldi. Eski gol kralı torpil bularak girdiği Ümit Milli Takım’da uğradığı mobbingden dert yanarken: “Ben torpil buldum. Avrupa gol kralıyım, Ümit Milli Takımı çalıştırabilecek nitelikteyim” dedi. Dünyanın en iyi futbolcusu da olsan alt yaş milli takımları çalıştırmak tamamen ayrı bir özveri ve bilgi istiyor. Saha içinde yaptıklarınız ancak tecrübe aktarımında işe yarıyor.
Takımları kimlerin seçtiği belli değil, hak eden oyuncuların çoğu dışarda! Liyakatsizliğin her yerde olduğunu görüyoruz. Lakin futbol gibi sahaya çıktığın saniye kendi gerçeklerinle yüzleştiğin bir spor organizasyonunda daha adaletli seçimler olmalı. Eğer doğru kişileri bulamıyorsak, Türkiye’nin alt yaş milli takımlarına da yabancı hocalar gelsin. Biz bu işi beceremiyoruz…
