Açık Oturum (459) – Göksel Göksu’nun konukları Sezin Öney, Tanju Tosun ve Vahap Coşkun yorumladı: Bahçeli’nin Öcalan açılımı ve TUSAŞ saldırısı

Açık Oturum’un bu bölümünü Kürt meselesine siyasi zeminde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli eliyle aranan çözüm arayışına ayırdık. Bahçeli ilk adımı 1 Ekim’de attı. Meclis’in açıldığı gün DEM’lilere el uzattı.

Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır’ın tanımıyla “Devlet Bahçeli’nin Öcalan açılımı” bu tokalaşmayla başladı. El uzatan Bahçeli olunca siyasi çevrelerde o tokalaşma yeni bir sürecin başlangıcı olarak değerlendirildi. Attığı adımın devamı da geldi.

Bahçeli yine Meclis çatısı altında yaptığı grup toplantılarında Öcalan’a Meclis açılışından iki hafta sonra 15 Ekim’de “Teröristbaşı örgütünün tasfiye edileceğini ilan etsin” dedi. Ardından 22 Ekim’de de “Terörün bittiğini, örgütün tasfiye edildiğini tek taraflı ilan etsin” çağrılarını yaptı.

Adına “çözüm süreci” denmedi ama diyalog zemini böylece başlamış oldu. Ama tam bu süreç konuşulurken PKK, TUSAŞ’a bombalı saldırı düzenledi. Beş kişi yaşamını yitirdi, yaralılar var.

“Bu saldırı çözüm arayışlarının sonunu getirir mi” demeye kalmadan Bahçeli, “Hiçbir hain hesap tutmayacak” diyerek sürece sahip çıktı. Ardından da Ömer Öcalan’ın Abdullah Öcalan’ı ziyaretine izin verilerek fiilen de adım atıldığını öğrendik.

Siyaset bilimciler Vahap Coşkun, Tanju Tosun ve Sezin Öney sürecin nereye ve nasıl evrilebielceğini, terör saldırısının sürece etki edip etmeyeceğini ve CHP’nin yarım kalan Güneydoğu gezisi ile Kürt meselesine yaklaşımını değerlendirdi.

1 Ekim’den önce Kürt meselesini konuşabilmenin zemini bile yokken bugün her ortamda ve her platformda sorunun farklı aktörlerle tartışıldığına dikkat çeken Vahap Coşkun, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yarım kalan Güneydoğu ziyaretinin çok önemli olduğunu söyledi.

Coşkun, Özel’in “CHP’nin Kürt açılımı ne olacak?” sorusuna kısmen cevap verdiğini de anlattı. Özel’in Selahattin Demirtaş’ı ziyareti sonrası çeşitli platformlarda yaptığı açıklamayla süreci köstekleyen değil, süreci destekleyen bir pozisyonda olacağını el yükselterek dile getirdiğini söyledi. Ayrıca Coşkun, Özel’in “Kürtlere bir devlet sözü veriyorum. Kendilerini Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahibi olarak görecekleri bir çözüm öneriyorum” sözlerini hatırlatarak CHP’nin pozisyonunu ilan ettiği yorumunu yaptı.

Coşkun, CHP’nin 1 Ekim’den itibaren gösterdiği performansın, 2013-2015 çözüm sürecine oranla daha aktif, yapıcı ve müspet olduğunu değerlendirdi. Bahçeli tarafından başlatılan sürecin adının konulmamasındaki hassasiyete de değinen Coşkun “Önemli olan sürecin adı değil bu süreç içerisinde hangi adımların atılacağı, ete kemiğe nasıl büründürüleceğidir. Bunlara odaklanılırsa çok daha doğru olur. Zaten süreç kendi içerisinde ismini bulur” yorumunu yaptı.

Açık Oturum’da TUSAŞ’a yapılan terör saldırısının sürece nasıl etki edeceği de konuşuldu. Üç önemli nokta ortaya çıktı. Coşkun PKK’nın içinde de devletin içinde de siyasetin öne çıkmasını kendi gelecekleri açısından çok ciddi bir tehdit olarak gören unsurların olabileceğine dikkat çekti. “Anlaşılan bir grup bu sürecin ilerlemesini istemiyor” dedi.

Coşkun, “Bu tür saldırılar karşısında dikkat edilmesi gereken husus, bu saldırıların nasıl sonuç üreteceği, muhataplarının nasıl tavır alacağıdır. Eğer bu saldırıya rağmen çözüm iradesinde sağlam durulursa, barış iradesi yüksek bir sesle dile getirilirse bu saldırıları boşa çıkartmak daha kolay olur. Ben tepkilere baktığımda sürecin içerisinde yer alacak aktörlerin saldırının arkasındaki niyeti çok açık bir şekilde okuduğunu ve gerekli cevabı verdiğini görüyorum” diye konuştu.

Tanju Tosun da CHP’nin siyasal güç kaybına yol açma olasılığına rağmen Türkiye’nin geleceği, barış ve demokrasi için bir arada yaşamak için destek eğiliminde olduğunun anlaşıldığını vurguladı. Sürecin yöntemine ilişkin itirazlara dikkat çeken Tosun, CHP’nin 2013-2015 çözüm sürecinde yapılan hataların tekrar etmemesi için daha katılımcı, müzakereye dayalı bir toplumsal mutabakatın inşası için bunun parlamento içinde bir şekilde yönetilmesi gereğinin altını çizdiğini söyledi. “Bence de doğru adres parlamentodur” dedi.

Sezin Öney de kamuoyu nezdinde Bahçeli’nin tokalaşmasıyla başlayan sürecin gerisinde uzun zamandır süren müzakereler olduğunun anlaşıldığını vurguladı. İktidarın bu noktaya gelmesinde dış ilişkilerin de payı olduğunu söyleyen Öney, “Buradaki konu, tamamen bir güvenlik meselesi. Yani nasıl eskiden sertlikle ele alınıyorsa, şimdi de müzakereyle bir güvenlik konusu olarak ele alınıyor” dedi.

Açık Oturum’da Göksel Göksu’nun konukları Sezin Öney, Tanju Tosun ve Vahap Coşkun Bahçeli’nin Öcalan açılımı ve TUSAŞ saldırısını yorumluyor!

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.