Narin Güran cinayeti davası ikinci gününde devam etti. İlk oturumda, çocuğun öldürülmesine ilişkin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen dört sanık dinlendi. Bugün ise davanın ikinci oturumunda tanıkların ifadeleri alındı.
Davanın ilk duruşmasının ikinci oturumu saat 09:00’da başladı. Duruşmanın ikinci oturumu akşam 21:00 sularında sona erdi. Duruşma yarın saat 10:00’da devam edecek.
Medyascope muhabiri Ferit Aslan, davayı yerinde izledi. Medyascope editörleri gelişmeleri size canlı blog üzerinden anbean aktardı.
Duruşmanın dünkü oturumunda Narin Güran’ın annesi, abisi ve itirafçı sanık Nevzat Bahtiyar ve amca Salim Güran ilk kez hakim karşısına çıktı. Ayrıca baba Arif Güran da tanık olarak ifade verdi.
21:20 – Mahkeme Başkanı, “Yarın savunma makamının tanıkları dinleyeceğiz” dedi. Duruşma yarın saat 10.00’da devam edecek.
19:40 – Salona Salim Güran’ın kardeşi Erhan Güran getirildi.
Hakim: “Bu yangını planlı mı yaptınız?”
Erhan Güran: “İstesek de yapamayız, teller çok yüksek.”
Hakim: “Kamerayı neden taktınız?”
Erhan Güran: “Sürekli benim evimin etrafında çalışmalar yapılıyordu. Evimizin önüne herhangi bir şey atarlar diye kamera taktık.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Hakim: “Siz Narin bulunmadan önce mi kamera taktırdınız?”
Erhan Güran: “Evet, 4 Eylül’de.”
Hakim: “Siz bu evlerde toplantı yaptınız mı gizli saklı? Narin’in kimin öldürdüğünü bilip çıkmaması için hareket ettiniz mi?”
Erhan Güran: “Çıkmaması için değil, biri bir şey biliyorsa yardımcı olsun diye toplandık.”
Hakim: “Bu toplantının sebebi katilin bulunmasıydı yani?”
Erhan Güran: “Evet.”
Hakim: “Bu toplantılarda Salim var mıydı?”
Erhan Güran: “Yok, o hep kolluk ile beraberdi.”
Hakim: “Siz dışarıdasınız, tutuklu değilsiniz. Vecdi Bahtiyar olayı nedir? Para teklifi oldu mu?”
Erhan Güran: “Kesinlikle Vecdi ile yan yana gelmedik. Numarası da kayıtlı değildi. Beni aradı, kendimi tanıttı; ‘Bizim bir suçumuz yok,’ dedi. ‘Dedim biz sana bir şey dedik mi?’ Hayır dedi.”
Hakim: “Ben masumum demek için aramış olamaz mı?”
Erhan Güran: “Niye beni arıyor ki?”
Hakim: “Sen nasıl evine başın belaya girmesin diye kamera taktırmışsın; o da ondan aramış olamaz mı?”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan avukat:” Saat 13.00-15.00 sıralarında bir şey gördünüz mü?”
Erhan Güran: “Benim evim altta görmüyor. 17.00 sıralarına kadar evdeydim.”
Diyarbakır Barosu’ndan avukat: ‘”Kanala yoğunlaştık’ dediniz, neden?”
Erhan Güran: “Köpekler yönlendirdi.”
19:28 – Salona Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar getirildi.
Vecdi Bahtiyar: “Ali Rıza Güran, Hasan Kaya’ya demiş ki, ‘Nevzat kızı öldürmüş, herkes biliyor, itiraf etsin, suçu üstlensin. Ben de gidip Nevzat’a görüşte söyledim.”
Mahkeme Başkanı: “Siz kiminle konuştunuz?”
Vecdi Bahtiyar: “Yeğenim İbrahim bana söyledi.”
Mahkeme Başkanı: “Nerede yaşıyorsunuz?”
Vecdi Bahtiyar: “Çarıklı.”
Mahkeme Başkanı: “Narin’in kaybolma olayını biliyor muydunuz?”
Vecdi Bahtiyar: “Ben Hatay’da çalışıyordum, eşim aradı haber verdi. Salim Güran’ı aradım.”
Mahkeme Başkanı: “Salim’i nereden tanıyorsunuz?”
Vecdi Bahtiyar: “Eski köylümüzdür.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat diyor ki, ‘Ben eve gittiğimde kız evde ölüydü, Salim bana ‘ben öldürdüm, al bu cesedi yok et’ dedi.’ Salim size bu yönde tembihlerde bulundu mu?”
Vecdi Bahtiyar: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Sizin bu rutin aramalarınız tamamen meraktan mıydı? Salim size talimat verdi mi?”
Vecdi Bahtiyar: “Hayır.”
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren: “Sıralı aramaları hatırladın mı?”
Vecdi Bahtiyar: “Aradığımı biliyorum.”
Nahit Eren: “Aynı gün içerisinde 2-3 saat arayla Salim’e ne sordun?”
Vecdi Bahtiyar: “‘İnşallah bulursunuz’ dedim, ‘buldunuz mu?’ dedim.”
Nahit Eren: “Bir günde 2-3 defa sorma ihtiyacı hissettin yani?”
Vecdi Bahtiyar: “Evet.”
Nahit Eren: “23 Ağustos’tan sonra niye bir daha hiç aramamışsın?”
Vecdi Bahtiyar: “Çünkü köye geldim.”
Diyarbakır Barosu avukatı: “Siz mi daha samimiydiniz, Salim ile abiniz mi?”
Vecdi Bahtiyar: “Abim.”
Avukat: “Peki, nasıl oluyor da siz daha fazla görüşüyorsunuz?”
Vecdi Bahtiyar: “Zaten onlar işbirliği yapmışlar.”
Aile ve Sosyal Politikalar Başkanlığı avukatı: “50 bin liralık ödeme bu cinayete mi sebep oldu?”
Vecdi Bahtiyar: “Hayır, öyle bir şey yok.”
Avukat: “Arama çalışmalarına beraber mi gidiyorlardı?”
Vecdi Bahtiyar: “Hayır, ben görmedim.”
Avukat: “Alacak verecek meselesinden sonra Salim ve Nevzat’ın arası nasıldı?”
Vecdi Bahtiyar: “İyiydi, aralarında problem yoktu.”
Yüksel Güran’ın avukatı: “Aileniz Salim’den korkar mı?”
Vecdi Bahtiyar: “Hayır, ama arkadaşı olduğu için çekinirdi.”
Avukat: “Siz?”
Vecdi Bahtiyar: “Ben sadece Allah’tan korkarım.”
Avukat: “Dosyada sizin adınıza bir ihbar var.”
Vecdi Bahtiyar: “Kabul etmiyorum.”
Avukat: “Nevzat yakalanınca siz neredeydiniz?”
Vecdi Bahtiyar: “Evdeydik, yollar kapalıydı, giriş çıkışlar kapalıydı.”
Avukat: “Ali Rıza Güran teklifte bulunmuş dediniz. Başka aracılar ile teklif ilettiğini söylediniz değil mi?”
Vecdi Bahtiyar: “Evet, telefon görüşmesi de oldu.”
Avukat: “Kimle?”
Vecdi Bahtiyar: “İbrahim Bahtiyar, Hasan Kaya ona söylemiş.”
Enes Güran’ın avukatı: “Mahkeme başkanı bu soruyu geçti.”
Avukat: “Kardeşinizi nasıl bir insan olarak tanımlarsınız?”
Vecdi Bahtiyar: “Kendi halinde, sakindir.”
Avukat: “Kardeşiniz soğukkanlı mı?”
Vecdi Bahtiyar: “Gördüğünüz gibi soğukkanlılığı ortadadır.”
Avukat: “Siz Nevzat’ın bu suçu işlediğine inansaydınız, yardımcı olur muydunuz?”
Mahkeme Başkanı: “Bu soruyu geçiyoruz.”
Enes Güran’ın avukatı: “Nevzat’ın paraya ihtiyacı var mı?”
Vecdi Bahtiyar: “Abimin paraya ihtiyacı yok. 3 tane erkek oğlu var. Hepsi çalışıyor.”
Avukat: “Ağabeyiniz Askeri Bahtiyar parayı sever miydi?”
Vecdi Bahtiyar: “Sen de avukatsın, sen daha çok parayı sevmez misin?”
Mahkeme Başkanı müdahale etti.
18:45 Yasemin Gül: Narin kaybolduğu gün evdeydim, saat 21 gibi aradı. Köye geldik, aramalara katıldık.
Başkan: Yüksel, “Narin’in bir mezarı olsun,” dedi mi?
Yasemin Gül: Öyle değil, Tülin öldüğü için öyle dedi. Öldüyse onunla bari bir mezarı olsun, dedi.
Hakim: Enes’te morluk var mıydı?
Yasemin Gül: Vardı, hafif bir morluk vardı.
Hakim: Olay günü mü?
Yasemin Gül: Hatırlamıyorum.
Yasemin Gül: Kadınların kavgası neydi?
Yasemin Gül: Narin bulununca eşim ile köye gittim. Ablam üzüntülüydü, “Allah kimseye yaşatmasın,” dedi. Maşallah geldi, tepki gösterdi, “Allah belanızı versin,” diye. Ben de dedim ki, “Bizi mi suçluyorsun?” Sonra Kürtçe “Allah belanı versin, gözüm çıksın, boynun devrilsin,” dedi ama kime söylediğini bilmiyorum. Kadınların hepsine dönerek söyledi.
Diyarbakır Baro avukatı: “Böyle bir olay varsa, öldürüldüyse, bunu köyün dışından birinin yapması imkansız.”
Yasemin Gül: “Köyde çocuk mu kaybolur, öldürülür dedin. Ablamın gönül ilişkisi olsa benim haberim olur.”
Mahkeme başkanı evde çocukları beklediği için Yasemin Gül’ün evine gitmesine izin verdi. O sırada Yasemin Gül ablasına seslenerek selam verdi ve “Allah büyüktür Yüksel” diyerek el salladı çıktı.
18:35 Yüksel Güran’ın kız kardeşi Yasemin Gül tanık olarak dinleniyor.
18:30 Atasoy’un ifadesi devam ediyor:
Ses kaydı, dosyaya “Abi derenin yanında o tekeri açtım, ben ne yaptıysam olmadı” şeklinde girdi.
Sanık avukatı; “Tekeri açmaya çalıştım, açılmıyor” dedi.
Mehmet Selim Atasoy’a soruldu, “Bilmiyorum” dedi. Avukatı, Salim Güran’ın el kaldırdığını belirterek söz hakkı verilmesini istedi. Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ı çağırdı. “Salim, bu Kürtçe konuşma nedir?” dedi. Salim Güran da “Biz traktörün arkasına takılan, taş atmak için kullanılan alete kepçe diyoruz.” diye açıkladı ve tekrar yerine geçti. Nahit Eren, çevirinin yanlış yapıldığını ifade etti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Salim size emir verir miydi?
Hayır, bizim işimiz tarla işiydi, bize yardım ederdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Nevzat’ı tanıyor musun?
Mehmet Selim Atasoy: Tanımam.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Salim’in maddi durumu nasıldı?
Mehmet Selim Atasoy: Bilmiyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Saat kaçta Salim yanına geldi?
Mehmet Selim Atasoy: Hatırlamıyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Salim Güran’ın üç tarlası var o tarlanın konumu dereyi görebiliyor mu ?
Mehmet Selim Atasoy: Bilmiyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Üç tarlada suyu değiştirmen ne kadar sürdü?
Mehmet Selim Atasoy: Değişir zaman.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Narin’in öldürüldüğü gün sen kepçe ile ilgilendin mi?
Mehmet Selim Atasoy: Kepçe arabanın arkasında bağlıydı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Sen tarlaya gelen elektrikçileri gördün mü?
Mehmet Selim Atasoy: Görmedim.
18:17 Mehmet Selim Atasoy ifade veriyor:
Mehmet Selim Atasoy: “Ben gittim, Salim ve benim oğlan sondajın orada oturmuştu.”
Hakim: “Saatini hatırlıyor musun?”
Mehmet Selim Atasoy: “Saat 15’i geçiyordu.”
“Hakim: İkindi ezanı okunmamış mıydı?”
Mehmet Selim Atasoy: “Hatırlayamadım.”
Mehmet Selim Atasoy: “Tarlaya gittim, Salim ve Ramazan oradaydılar. Kısa bir süre oturdum. Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarlaya indim suyu değiştirmeye gittim. Ondan sonra tekrar yukarı çıktım. Güneş batmak üzereydi. Tekrar Tavşantepe ile Batı Karakoç’un oraya gittim, güneş batmak üzereydi. Telefonu çaldı, bizim köyde bir çocuk kayıp dedi.”
Hakim: “Yani o zaman yaklaşık 4 saat tarlada birlikteydiniz.”
Mehmet Selim Atasoy: “Saati tam olarak hatırlamıyorum.”
Hakim: “Salim ile konuştuğunuzda Salim’in hareketlerinden şüphelendiniz mi?”
Mehmet Selim Atasoy: “Ben orada çok kalmadığım için…”
Hakim: “İddianameye göre, Salim Narin’i öldürdükten sonra oraya gelmiş oluyor. Hareketleri nasıldı?”
Mehmet Selim Atasoy: “Onu bilmiyorum.”
Hakim: “15:52’de sizi telefonda aramış. Ramazan size başka bir şey söyledi mi?”
Hakim: Mehmet Selim Atasoy: “Beni aramadı, öyle bir şey konuşmadık.”
Hakim: “15:52’de bu konuşma neden gerçekleşti? Sizinle değil Ramazan ile konuşuyor. Sizi kaçta aradığını biliyor musunuz?”
Mehmet Selim Atasoy: “Aradığını biliyorum, saatini hatırlamıyorum.”
Diyarbakır Barosu’ndan avukat: 18:38’de neredeydiniz?”
Mehmet Selim Atasoy: “Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarladaydım.”
Hakim: Oğlunuz Ramazan sizinle birlikte miydi?”
Mehmet Selim Atasoy: “Bir telefon konuşması var. Salim Güran oğlunuzu arıyor. Kürtçe bir konuşma. ‘Senin bir şeyin düşmüş sınırda…” diye. Bununla ilgili bir şey söyledi mi?”Hakim:
Mehmet Selim Atasoy: “Hayır, söylese ben de size söylerdim.”
Hakim: “18:51’de bu kez oğlunuz arıyor, bir araçtan bahsediyor. Sonra 1 dakika sonra yeniden arıyor. ‘Tamam gitti’ demiş. Nedir bu?”
Mehmet Selim Atasoy: “Salim bize kaçaktan dolayı haber vermemizi söylemişti.”
Hakim: “TEDAŞ’ın gece saati teftişi oluyor mu?” [Yanıt verilmedi.]
Hakim: “Bir jandarma tutanağı var. Jandarma tutanağında, oğlunuz, ‘Muhtar öğleden sonra geldiğinde her iki ayak bileğinin de paçaları ıslaktı’ demiş. Doğru mu?”
Mehmet Selim Atasoy: “Hayır, öyle bir şey yok.”
Hakim: “Dere kenarına gitmediniz mi?”
Mehmet Selim Atasoy: “Hayır.”
Hakim: “Salim eve geldiğine kalabalığın içine girdik. Ama ifadenizde ‘Salim üstünü değiştirmeye girdi’ demişsiniz.”
Mehmet Selim Atasoy: “Evet, üstünü değiştirmeye gitti.”
Nahit Eren: “Sen yukarıdaki sondaj olan yere, Ramazan ile Salim’in yan yana olduğu yere tam olarak saat kaçta geldiğini hatırlıyor musun?”
Mehmet Selim Atasoy: “Hatırlamıyorum. Genelde işçiyi sabah 06:00’da tarlaya bırakıyorum, sonra köye saat 15:00 gibi bırakıyorum, motosiklet ile tarlaya geri dönüyorum.”
Nahit Eren: “Süreyi hatırlamıyor musun?”
Mehmet Selim Atasoy: “Hayır.”
Nahit Eren: “Sen Narin’in nereden çıkarıldığını biliyor musun?”
Mehmet Selim Atasoy: “Hayır, bilmiyorum.”
Nahit Eren: “3 tarlaya gittiğinde Eğertutmaz Deresi’nin konumunu görebiliyor musun?”
Mehmet Selim Atasoy: “Bilmiyorum.”
17:45 Duruşma yeniden başladı. Salim Güran’ın çalışanı Mehmet Selim Atasoy tanık olarak dinleniyor.
17:19 – Sanıklar Salim Güran, Enes Güran, Yüksel Güran ve Nevzat Bahtiyar yemek molasına çıkarıldı. Duruşmaya yarım saat ara verildi.
17:09 Hediye Güran’ın ifadesi de bitti. İşte ifadesi:
Hediye Güran: Salim Güran, kayınbiraderim, Yüksel Güran eltim, Enes Güran yeğenim olur.
Hakim: Narin’in kaybolduğu günü anlatır mısın?
Hediye: Saat 15:00 gibi Yüksel’in evine suyu açmaya gittim. Suyu açtım, sonra çıktım. Kapıyı Eren açtı, “Annem yatıyor” dedi, evde başka kimseyi görmedim. İkinci kez eve geldiğimde kapı açıktı. Eve patika yoldan gittim. Yüksel Güran’ın evindeki suyu kapattım. Sonra içeri girdim. Yüksel, Enes ve Muhammet evdeydi. Enes uyuyordu, ben gelince uyandı. Enes’in evden çıktığını görmedim ama evden çıktı.
Hakim: Evde ne yaptınız?
Hediye: Oturduk, sohbet ettik. Kıyafetleri valize koyduk.
Hakim: Kaç saat evde kaldın?
Hediye: Bayağı uzun oturduk.
Hakim: Enes ahırda olabilir miydi?
Hediye: Hayır.
Hakim: Bir beyanınızda “Enes uyuyor”, diğerinde “Enes eve geldi” demişsiniz.
Hediye: Ben geldiğimde Enes uyandı, onu gördüm.
Hakim: Nevzat’ı tanıyor musun? Şüpheli hareketine şahit oldun mu?
Hediye: Hayır.
Hakim: Evlere kamera taktırmışlar.
Hediye: Bilmiyorum. Sadece Hüseyin amcagil olaydan sonra taktı.
Hakim: Neden?
Hediye: Kendi aileleri için.
Hakim: Bu kameraların bulunduğu evlerde gizli toplantılar yapıldı mı?
Hediye: Hayır.
Hakim: Delilleri saklayın veya jandarmayı yanlış yönlendirin diyen oldu mu?
Hediye: Hayır, olmadı.
Hakim: Narin bulunduğunda Yüksel nasıldı?
Hediye: Perişandı.
Hakim: Nasıldı, işlediği bir suçun açığa çıkması gibi bir durumu var mıydı?
Hediye: Bir anne olarak yüreği yanar gibiydi.
Hakim: Salim’le hiç görüştünüz mü?
Hediye: Hayır.
Hakim: Salim sizin kayınbiraderiniz değil mi?
Hediye: Evet.
Hakim: Sizin eşiniz gidip geldiğinde size anlatmadı mı bir şey?
Hediye: Hayır, kimse anlatmadı.
Savcı: O gün çıktın, Yüksel’e çamaşırları bıraktın, suyu açtın ve kapattın. Kendi evinde ne kadar kaldın?
Hediye: Bilmiyorum.
Savcı: Çocukların senin 1 kere evden çıktığını söylemiş.
Hediye: Hatırlamıyor o.
Nahit Eren: Sabah çocuklarınıza kahvaltı hazırladığınızı söylediniz, Abdurahman kahvaltıda mıydı?
Hediye Güran: Evet.
Nahit Eren: Saat 13:00-15:00 arası nerede olduğunu hatırlıyor musun?
Hediye Güran: Evimdeydim.
Nahit Eren: Oğlun ifadesinde, “Ben saat 13:00’te uyandım, annem evde değildi, annemi sadece 17:00 sıralarında gördüm” diyor. 13:00-15:00 arası neredeydin?
Hediye Güran: Evdeydim.
Nahit Eren: 15:00-17:00 arası neredeydin?
Hediye Güran: Evdeydim.
Nahit Eren: Öğleden sonra uyanık mıydı Abdurahman?
Hediye Güran: Uyuyordu.
Nahit Eren: Salim, kendi beyaz arabasıyla o evin önüne ve çevresine park etse görürdün değil mi?
Hediye Güran: Evet.
Nahit Eren: Araç büyük beyaz bir araç görmedin mi?
Hediye Güran: Dikkat etmedim.
Sanık avukatları: Üst üste aynı soru soruluyor diye itiraz etti.
Nahit Eren: Siz Yüksel ile tek kaldığınızda Muhammet sizi gördü mü?
Hediye Güran: Ben onu gördüm.
Nahit Eren: O seni gördü mü?
Hediye Güran: Bilmiyorum.
Nahit Eren: “Çıktığımda Enes’in eve girdiğini gördüm” dedin. Muhammet yanında mıydı?
Hediye Güran: Hayır.
16:40 Duruşmada yenge Hediye Güran tanık olarak dinleniyor.
16:30 Duruşma aradan sonra hızlı başladı. 15 yaşındaki tutuklu Ramazan Atasoy (Salim Güran ile telefon konuşması çıkmıştı) mahkemeye getirildi. Mahkeme başkanı “Tanık olmak istiyor musun?” diye sordu. Ramazan Atasoy da “tanık olmak istemiyorum” dedi.
Mahkeme başkanı “Cezaevine geri götürün” dedi. Avukat Nahit Eren bunun üzerine “CMK’nın hangi maddesine göre tanık olmamasının dosyaya eklenmesini istedi.
Mahkeme başkanı da “Tamam teşekkür ederim” diye yanıt verdi. Mahkeme, tanık Atasoy hakkında benzer iddialar olduğunu, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütüldüğünü belirtti. Ayrıca ileride herhangi bir tartışmaya sebebiyet vermemek için tanıklıktan çekileceğinin hatırlatıldığını ve Atasoy’un da tanıklıktan çekildiğini tutanağa geçirdi.
16:21– Duruşma yeniden başladı.
14:41 – Duruşmaya 16.00’ya kadar ara verildi.
14:12 – Tanık olarak Salim Güran’ın eşi Melek Güran dinlendi.
Melek Güran: “Eşim geldi, ‘Açım’ dedi, bir şeyler hazırladım. Kızların yanına gittim, kızlarım da kıyafetlerini giymişlerdi. Babalarına gösterdiler, babaları ‘Çok güzel olmuş’ dedi.”
Hakim: “Eşiniz ne yedi?”
Melek Güran: “Kahvaltılık hazırlamıştım.”
Hakim: “Evden kaç gibi çıktı?”
Melek Güran: “Hatırlamıyorum.”
Hakim: “Evinize başka biri geldi mi?”
Melek Güran: “Hayır.”
Hakim: “Enes geldi mi?”
Melek Güran: “Hayır.”
Hakim: “Siz dışarı çıktınız mı?”
Melek Güran: “Çıkmadım.”
Hakim: “Kızlarınız çıktı mı?”
Melek Güran: “Hayır, onlar da evdeydi.”
Hakim: “Peki, bu olaylardan sonra eşinizin hareketlerinden şüphelendiniz mi?”
Melek Güran: “Hayır, kesinlikle şüphelenmiyorum.”
Hakim: “Eşinizin bazı yönlendirmeleri oldu mu?”
Melek Güran: “Nasıl?”
Hakim: “Eşiniz jandarmayı yönlendirmiş Narin bulunamasın diye, iddia bu. Yaşandı mı böyle bir şey?”
Melek Güran: “Hayır.”
Hakim: Dosyada şöyle bir iddia var; kızınızın telefonu 15.39’da aranmış.
Melek Güran: “Hayır, böyle bir şey olmadı, çarşıda aradım o kadar.”
Savcı: “15.39’da neredeydiniz?”
Melek Güran: “Evdeydik.”
Salim Güran’ın avukatı, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a sordu:
Avukat: “Çocuklarınız ile Narin oynar mıydı?”
Melek Güran: “Evet, hep kapıda oynarlardı.”
Avukat: “Peki, DNA bu yüzden bulaşmış olabilir mi?”
Melek Güran: “Olabilir.”
Avukat: “Eşiniz Narin’i öldürmüş olabilir mi?”
Melek Güran: “Hayır.”
Sanık avukatlarından biri mikrofonu aldı ve “Burada sistematik bir işkenceden bahsediyoruz. Hepsi korkuyor” dedi. Melek Güran’ın da ifadesi tamamlandı.
13:13 – Tutukluları, tutuklanma tarihlerini ve iddiaları hatırlatalım bir de:
2 Eylül | Salim Güran | Amca | Kasten öldürme |
9 Eylül | Nevzat Bahtiyar | Salim Güran’ın arkadaşı | Kasten öldürme ve delil yok etme |
12 Eylül | Yüksel Güran | Anne | Kasten öldürmeye iştirak |
12 Eylül | Enes Güran | Abi | Kasten öldürmeye iştirak |
12 Eylül | Ramazan Atasoy | Salim Güran’ın işçisi | Kasten öldürmeye iştirak |
12 Eylül | Muhammet Kaya | Kuzen | Suçluyu kayırma, suç delilini yok etme |
12 Eylül | Birsen Güran | Kuzen | Suçluyu kayırma, suç delilini yok etme |
12 Eylül | Maşallah Güran | Yengesi | Suçluyu kayırma, suç delilini yok etme |
12 Eylül | Mehmet Selim Atasoy | Salim Güran’ın işçisi | Suçluyu kayırma, suç delilini yok etme |
12 Eylül | Mehmet Şevket Kaya | Halasının eşi | Suçluyu kayırma, suç delilini yok etme |
12 Eylül | Fuat Güran | Amca | Suç delilini yok etme |
12:50 – 26 tanıktan beşi dinlendi. 21 tanık arasında yer alan Narin’in akranları ve arkadaşları SEGBİS sistemi üzerinden uzaktan bağlanarak duruşmaya katıldı. İlk olarak M.E.G dinlendi. Çocuklara, psikolog eşliğinde sorular yöneltiliyor.
Pedagog, çocuk M.E.G.’ye sordu: “Narin o gün camiye gitti. Kim kim evdeydiniz, neler yaşandı? Anlatabilir misin?”
M.E.G.: “Narin gittikten sonra Enes abimle oyun oynadık. Annemin telefonu ile oynuyorduk, o da annemin telefonu ile oynuyordu. 2 el attık, çıktık.”
Pedagog: “Saat kaç gibiydi?”
M.E.G.: “Saati hatırlamıyorum.”
Pedagog: “Saat 16.30’a kadar evde uyudun mu?”
M.E.G.: “O saatlerde bakkalın oraya indim.”
Pedagog: “Şimdi tekrar sorayım; siz PUBG oynadınız. Sen uyandığında evde kimler vardı?”
M.E.G.: “Annem vardı ve Eren vardı.”
Pedagog: “Abin ne zaman evden çıktı?”
M.E.G.: “Bilmiyorum.”
Pedagog: “Hediye yengeni gördün mü?”
M.E.G.: “Geldiğini görmedim.”
Pedagog: “Nereden biliyorsun geldiğini?”
M.E.G.: “Eren dedi.”
Pedagog: “Ne dedi?”
M.E.G.: “Gördüm dedi.”
Pedagog: “Sonra nereye gittin?”
M.E.G.: “Bakkala gittim.”
Pedagog: “Kim vardı?”
M.E.G.: “Abim vardı. Ben eve giderken Enes abim oradaydı, konuşuyorlardı.”
Pedagog: “Ne konuşuyordu?”
M.E.G.: “Bilmiyorum, Ufuk Kaya vardı. Abimin terliği yoktu, Osman’a ‘Gelince bana terlik al’ dedi. Sonra Osman, Dörtyol’a gitti, terlik baktı. O sırada annem sofrayı bıraktı, Narin’i çağır dedi. Sonra koltuğun üzerine çıktım, camdan ‘Melike, Narin orada mı?’ dedim.’ Yok dedi. Sonra annem gitti, yengem Maşallah oradaydı. Sonra yengem Hediye’yi aradı. Ben onların evine gittim. ‘Narin orada mı?’ dedim, yok dedi.”
Pedagog: “Bu aralar saat kaç gibiydi?”
M.E.G.: “Karanlık olmuştu.”
Pedagog: “Salim amcan neredeydi?”
M.E.G.: “Onu okulun orada gördüm.”
Pedagog: “Okuldan önce hiç görmedin mi?”
M.E.G.: “Kimi?”
Pedagog: “Salim amcanı.”
M.E.G.: “Yok, görmedim. Sonra evine gittik, Gizemgil açtı kapıyı.”
Pedagog: “Nevzat’ın da evi çok yakın değil mi?”
M.E.G.: “Oraya gitmedik.”
Pedagog: “Peki, onlar duymadı mı siz ararken?”
M.E.G.: “Yok.”
Pedagog: “Onlara bir şey söylediniz mi?”
M.E.G.: “Halit Zeyno oradaydı, Narin’i arıyoruz dedim.”
Pedagog: “Hediye eve geldiğinde kapıyı açmış mı?”
M.E.G.: “Kapıyı Eren açtı ben yatıyordum içeride yatıyordum annem koltuğun üstünde abim Enes diğer koltuğun üstünde yatıyordu. Hediye 2. kez geldiğinde ben 16.30 gibi uyandığımda Hediye yengem gelmişti.”
Pedagog: “Saati nasıl bu kadar net hatırlıyorsun?”
M.E.G.: “Güneş batmamıştı”
Pedagog: “Eve o gün birileri girdi mi?”
M.E.G.: “Muzaffer amcam sabah kahvaltıya geldi”
Pedagog: “Salim amcan geldi mi?”
M.E.G.: “Gelmedi, gelse sesleri bana gelirdi.”
Pedagog: “Uyuduğu odanın kapısı kapalı mı?”
M.E.G.: “Hayır açıktı.”
Pedagog: “Enes’in telefonu şarjda mıydı?”
M.E.G.: “Hayır açıktı.”
Pedagog: “O gün Enes’in davranışları nasıldı? Abinde ısırık izi var gördün mü?”
M.E.G.: “Görmedim, bilgim yok.”
Pedagog: “Narin tek başına eve girebiliyor mu?”
M.E.G.: “Giriyor, açamazsa kapıya vuruyordu.”
Pedagog: “Narin kaybolduktan sonra Enes’e kızdılar mı ‘Senin yüzünden kayboldu’ diye?”
M.E.G.: “Böyle bir şey olmadı.”
12:15 – Tutuklu sanıklardan Muhammet Kaya tanık olarak kürsüye geldi.
Muhammet: “Enes dayımın oğlu, Salim dayım olur. O sabah uyandım davetiye dağıtıyordum. 20.00’de Devran Güran haber verdi, ‘Narin kayıp’ diye. Biz de aramaya gittik.”
Hakim: “Terliği bulduğun güne gelelim.”
Muhammet: “Süt almaya giderken terliği gördüm. Es geçtim sütü aldım. Dönüşte tekrar terliği gördüm alayım dedim aldım.”
Hakim: “Oradan yüzlerce kişi geçti. Kimse görmedi de sen nasıl gördün? Acaba sana başka biri söylemiş olabilir mi?”
Muhammet: “Terliği aldım eve geçtim. Evde toplantı yapılacaktı komutan bağırıyordu. Ben de ona yardımcı olayım dedim. Sonra arabaya bindik. Osman arabada terliği fark etti. Baran’a atalım dedi fotoğrafı attı.”
Hakim: “Terliği unutmak biraz ilginç belki o yüzden tutuklusun. Neden herkese göstermedin?”
Muhammet: “Unuttum o panikle. Yüksel terliği gösterince ben olabilir dedim, ki kızın terliği vardı ama sonra baktık numarası farklı. Anladık Narin’in olmadığını.”
Savcı: “Salim seni bilmediğin biri ile ayın 22’sinde bir yere göndermiş. Neresi orası?”
Muhammet: “Bilmiyorum, belki dayım istihbarattan biri ile göndermiştir beni.”
12:12 – Ayrıca şöyle bir bilgi verelim: Soruşturma kapsamında 12 kişi tutuklu. Ancak sekiz şüphelinin dosyası ayrıldı. Hakkında iddianame düzenlenen diğer dört şüpheli ise Salim, Yüksel, Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar.
11:09 – Narin’in amcasının oğlu Osman Güran tanık kürsüsüne çağrıldı.
Hakim: “Narin’in kaybolduğunu nasıl öğrendin?”
Osman: “Ben fabrikada çalışıyordum ‘Narin kayboldu’ dendi. Ben merkezde oturuyorum, gittiğimde Enes’i gördüm.”
Hakim: “Ertesi gün aramalarda terlik bulunmuş.”
Osman: “Terliği Muhammet, köy yolunun üstünde almış arabaya. Benim yanıma getirdi ben de Baran’a fotoğrafını attım.”
Hakim: “Çok ilginç değil mi terliği bulup haber vermemesi?”
Osman: “Bilmiyorum, öyle dedi. Muhammet buldu deyince araba ile oraya gittik.”
Savcı: “Senin 6 kez geçtiğin ve görmediğin terliği, araba ile geçerlerken gözüne takılarak almaları normal mi?”
Osman: “Görmedim. Muhammet öyle bulmuş.”
Savcı: “Annen, kadınlar kavgasında Yüksel’i suçlamış.”
Osman: “Bilmiyorum.”
Sanık avukatları: “Kolluk kuvvetlerinden kötü muamele gördüm mü?”
Osman: “Düz duvara tutup zor kullanma ve tırnakların çekilmesi gibi muamele gördük.”
Hakim: “Neden şikâyetçi olmadın?”
Osman: “Biz Narin’in katilinin bulunmasını istiyorduk.”
Avukat: “Enes’in gözünde morluk var mıydı?”
Osman: “Yoktu, görmedim.”
11.00 – Narin’in babası Arif Güran, ambulans ile hastaneye götürüldü.
10:45 – Abi Baran Güran tanık olarak kürsüye geldi. Mahkeme başkanı, “Annen, amcan ve kardeşin sanık, tanıklık yapmama hakkın var” dedi.
Baran: “Tanıklık yapacağım. Erzurum’da çalışıyorum. Saat 07.00-08.00 gibi kardeşim Muhammet aradı ve Narin’in kaybolduğunu söyledi. Ben de eve geldim caminin orada toplanmışlardı sonra 112’yi aradım.”
Hakim: “Amcanın evine kamera kurulmuş gizli toplantı yapılmış.”
Baran: “Gizli toplantı evde mi olur? ‘Bakan geliyor evi boşaltın’ diyorlardı, bakan geliyordu gizli toplantı olsa köyde olmazdı.”
Hakim: “Kadınlar kavgası…”
Baran: “Ben orada değildim.”
Hakim: “Kadınların ağzı kapatılıyor konuşmasın diye.”
Baran: “Herkes gergin.”
Hakim: “‘Erkekler yaptı neden susuyorsunuz’ diye kadınlar söylemiş.”
Baran: “Herkes gergin o gerginlikle söylenmiştir.”
Hakim: “Narin kaçırıldı veya öldürüldü diye bir şey duydun mu?”
Baran: “Olay günü bir araba geldiği söylendi bir araba gelmiş, o gün biz ‘kaçırılmış’ dedik. Şıha gidildi; ‘Ölse ben bilirdim, kaçırılmış’ dedi. Biz de kaçırılmış sandık.”
10:15 – CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Narin Güran cinayeti davasında, ikinci gün duruşması başlamadan önce Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı.
Tanrıkulu, “Bir gözlemci olarak ilk gün oraya gittiğimde, bu ölüm olayının köy içerisinde gerçekleştiği konusunda bir kanaate varmıştım. Ama bu konularda çok daha tecrübeli olan soruşturma makamları, bunu düşünmeden soruşturmayı ilerlettiler. Dolayısıyla şüphelilerin delilleri karartmasına, ortadan kaldırmasına izin verdiler. Soruşturma aşamasında dijital delillere el konulmadı, diğer arama faaliyetlerine el konulmadı ve sanıkların organize olması sağlandı. Şimdi onun güçlüklerini yaşıyoruz” dedi.
09:26 – Şüpheliler ve tanıklar sırayla saat 09.30’da salona alındı. Önce Arif Güran ve daha sonra Enes Güran geldi. Peşinden anne Yüksel Güran içeri alındı.
Sonrasında da Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar geldi. Narin’in tutuksuz olan abisi Baran Güran da salona çağrıldı.
08:32 – Ferit Aslan davadaki son gelişmeleri anlattı:
08:27 – Dün neler yaşandı?
Buradan okuyabilirsiniz.
08:26 – Dün ifade veren dört sanığın savunması ve baba Arif Güran’ın ifadesi:
Baba Arif Güran’ın ilk duruşmadaki ifadesi
Anne Yüksel Güran’ın ilk duruşmadaki savunması
Amca Salim Güran’ın ilk duruşmadaki savunması
Abi Enes Güran’ın ilk duruşmadaki savunması
İtirafçı Nevzat Bahtiyar’ın ilk duruşmadaki savunması
08:25 – Tanıkların dinleneceği duruşma nedeniyle Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar’ın da bulunduğu 12 tutuklu, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nden zırhlı araçlar eşliğinde adliyeye getirildi. Duruşma, saat 09:00’da başlayacak.