İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden oldukları iddia edilen 22’si tutuklu 47 sanıklı davada beşinci gün sona erdi.
Dün bir muhasebeci, iki hemşire, Esenyurt Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü ve bebekler için para aldığı iddia edilen Serdar Yüksel olmak üzere beş kişinin ifadesi alındı. Bugüne dek 18 kişi savunma yaptı. 22’si tutuklu davada 29 kişinin daha savunması alınacak.
Medyascope muhabiri Gülseven Özkan, duruşmayı Bakırköy Adliyesi’nde izledi. Medyascope editörleri olarak Berna, Cenk ve Mert sizlere gelişmeleri canlı blog üzerinden anbean aktardı.
20:50 – Duruşma sona erdi. Yarın saat 10:00’da Fırat Sarı dinlenecek.
20:45 – Sanık Avukatı: Böyle haksızlık karşında bana savunma verdiği için müvekkile teşekkür ediyorum. Dosyaya inancım tam. Çok uzun yollardan geçtik. Tüm sanık müdafiler bebek katili yaftası yedik. Tabip Odası tıbbi rapor olmadan davaya katılma talebi göndermişti. Barolar masum insanları için geldi katılma talebi için ama gittiler. Onların avukatıyız, yalnız kaldığımız için onlara teşekkür ederim. Yüksek güvenlikli yerde kalıyorlar nedeni nedir, basın… Kamuoyu baskısı, basın baskısı tutuklamaya neden oluyor. Sabah 6’da kaldırılıp kimsenin yemediği halk ekmeği bir reçel… Burada yemek yok, üst baş veremiyoruz, bunun adı adil yargılanma hakkı değil, bunun adı işkencedir. Hem hüküm masasında Bakanlık hem karşı tarafta. Soruşturma dosyanın altının dolu olmadığını biliyoruz, iddianamede “onu oraya yapıştır, onu oraya yapıştır” en büyük şaşırdığımız şey otopsi raporu. 10 bebek ölümü bir tek otopsi raporu ile yargılanıyor, 1 otopsi var. Bu tarihsel yargılama. “Kahraman savcı” diyeceğim ama tüm arama kararıyla ilgili, dinlemeler yapılırken neden otopsi almadı? Bir tane almış. Bebek katili yaftası Türkiye Cumhuriyeti’nde ikinci kez görünüyor. 10 bebek ölümüyle suçladığınız bebek katilleri, tek bir otopsi raporuyla yargılanıyor. Bu rapor 26 sayfalık bu çöptür. Bakanlık müfettiş ofisinde yazılan bir uzman görüşüne göre iddianame yazılmasını üzülerek izliyorum. Bu raporu yazan 3 kişi bağımsız şekilde rapor yazamaz. Eminim, bu raporu yazdıkları için uykuları kaçıyordur. Hepsinin adının “bebek katili” çıkardılar otopsi raporu çıkarmadılar. Bu raporun altında imzası bulunanlara ise artık ‘yemin bozan’ diyeceğim. Bu kişiler bir kalkışma yapmıyorlardır, ancak ülkenin gelindiği durumda kalkışmaya dönüştü. Biz basının baskısından dolayı inceleme yapacak doktor bulamıyoruz. Her oturduğumuz doktor siniri bozularak okuyor, 26 sayfalık bir çöpü. 10 bebek ölümüyle suçlanan dosyada tek otopsi raporu var. Bu dosyadan bebek katilleri çıkmaz. Ama bu insanların itibarı geri gelmeyecek. Sadece tek otopsi raporunun olmasının dışında, 5 tane de epikriz raporu eksik. Bu insanlar ilerde bu yaftadan kurtulmak için isim değiştirecek. Gerçeğin ortaya çıkaracağız, Adli Tıp Raporu’nu üstün olduğunu biliyoruz, bu uzman görüşü ile 47 kişinin hayatı geri döndürülemez yere getirildi. Dosyada 3 Mart’ta ihbarcı var. Bebek ölümlerinden bahsediyor. İstanbul il Sağlık Müdürlüğü dosyayı Savcılığa vermiyor. Mali şubeye gönderiyor, bu ciddi iddia ise organizeye gönderilebilir. Enkazı kaldıracağız.
20:40 – Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’nın ilaç satışı komusunda konuşması var,
İlker Gönen: Sonradan öğrendim, Fırat bey ile konuştuk, anlamadığım bir şeydi, haberim yoktu. Ben hiç bir yerden ilaç almadım. Kimse bunu söyleyemez, duyum şöyle böyle, bilmiyorum.
20:38 – Mahkeme Başkanı tarafından “10 kişilik grup oluşturulduğu” yönündeki konuşmalar soruldu.
İlker Gönen: Ne olduğundan bilgim yok. Hastaneden destek istiyordur…
Mahkeme Başkanı: Gıyasettin görüşmen var. (Hemşirelerin olduğu Whatsapp grubu hakkında)
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İlker Gönen: Evet vardı, günlük şeyler konuşuyordu, sosyal etkinlik, doğum gibi şeyler..
Mahkeme Başkanı: “İfadende ‘Serdar ile konuştum’ diyorsun. Bu nedir?”
İlker Gönen: “Serdar Bey beni aradı, örneğin Bolu 112’den bir hasta olduğunu ve yer olmadığını söylerdi. Hastanın durumunu öğrenirdim, 112 de bana “Hocam, yer bulamadık” derdi, aile yakın olmadığı için İstanbul’u kabul etmezdi”
Mahkeme Başkanı: “Serdar Yüksel sizden para alıyor muydu?”
İlker Gönen: “Ne gözümle gördüm ne elimle para verdim”
20:35 – İlker Gönen: “Reyap Hastaneleri’ne Fırat Sarı giderdi. Fırat Sarı’yı başka hastanenin aradığını biliyorum. ‘Doktor da hemşire de bulamıyoruz’ derlerdi. Fırat Sarı’nın çevresi geniş olduğu için, ‘Bu hastane hemşire arıyor, şurası doktor arıyor, git görüş istersen’ derdi. Hastane kendi ihtiyacını kendi söyler”
Mahkeme Başkanı: “Gece doktora ulaşılmadığında, doğrudan arandığınız yönünde talimat var mı?”
İlker Gönen: “Talimat yok, gidip görürüm ama talimatım yoktur”
20:32 – Mahkeme Başkanı: “Çağla ile ilgili bir konuşmada ‘Böyle göstereyim’ ifadeleri var”
İlker Gönen: “Burada görünende bir önceki gün normal olduğu, sonraki gün kötüleşerek entübe olduğu”
20:30 – Mahkeme Başkanı: Konuşmalarda, “Entübe etmiş gibi gösterim, neden kullanıyorlar?” için ne diyorsun?
İlker Gönen: Zamanlama hakkında diye düşünüyorum, hatırlamıyorum.
Mahkeme Başkanı: Gıyasettin Merti tanıyor musun?
İlker Gönen: Özel hastanelerde çalıştığım, hasta yönlendirme yaptığı ve çevresinin geniş olduğunu biliyorum.
Mahkeme Başkanı: “Eks oluyorsa Dursun çıkmadan olsun” diyorsun?
İlker Gönen: Tek amacım şuydu. Vefat edeceğini anladım, Dursun bey çıkmadan, eder bebek acı çekmez anlamında…
20:15 – Savcı: Fırat Sarı hastaneye sözleşme için gittiğinde yayında mıydın?
İlker Gönen: Gittim yanında
Savcı: Ne konuşuldu?
İlker Gönen: Sözleşme yapılırken yanında yoktum, yenidoğanı ilgiliydi, “Sorarım etrafa bakıyorum” diyordu. “Sözleşmeyi yaparım ben bulucam” diye konışma olmadı.
Mahkeme üyelerinin tapeleri de okuyarak sorduğu sorulara İlker Gönen özetle şöyle dedi:
“Aramızda gülerek yaptığımız bir sohbetti. Yoksa para yer iş teklifi kesinlikle olmadı.”
20:00 – Mahkeme Başkanı: “İfadende ‘Serdar ile konuştum’ diyorsun. Bu nedir?”
İlker Gönen: “Serdar Bey beni aradı. Örneğin Bolu 112’den bir hasta olduğunu ve yer olmadığını söylerdi. Hastanın durumunu öğrenirdim, 112 de bana ‘Hocam, yer bulamadık’ derdi, aile yakın olmadığı için İstanbul’u kabul etmezdi”
19:47 – Mahkeme Başkanı İlker Gönen’e alanını sordu. Uzmanlık alanı sorusuna avukat müdahale etti.
Mahkeme Başkanı: “Sabit bir maaş mı, yoksa kârdan pay var mı?”
İlker Gönen: “Sabit maaş alıyordum. Kendisi çalışmamı görünce kâr ortaklığı teklif etti. Zaten devlete geçeceğim için böyle bir şey oldu”
19:42 – İlker Gönen: “Hakkımda yürütülen 10 aylık bir polis takibi vardı. Bu sürecin 5 ayında ben yokum. Fırat Sarı, şirketi benim başlamamdan 4 yıl önce kurmuş. Örgüt şeması çizilmiş. Yöneticisinin 5 ay olmadığı örgüt mü olur? Bir hemşire hiyerarşiden bahsetmiş. Ben hiyerarşiyi çok iyi bilirim. Tabip üsteğmen olarak görev yaptım. Ancak FETÖ baskısından dolayı bırakmak zorunda kaldım”
19:33 – İlker Gönen savunmasına devam ediyor:
“Helvacı Bebeğe katil ruhla, adrenalin yaptırmamakla suçlanıyorum. Bebek öldükten sonra beni aradılar, ‘serumları çekin’ dedim. O sırada bebek defnediliyor. 2 aydır ben ne cezaevinde ne başka yerde yatamıyorum. Kim geri getirecek bizim itibarımızı. Bizim idam sehpamızı uzman görüşü kurdu, tekmeyi de medya attı. Karaduman Bebek, Kanuni Sultan Süleyman’da doğdu. Akraba evliliğidir. Metabolik hastalıklar sık görülür. Burada da ölümle suçlanıyorum. Haberciler, bu söylediklerimi yazsa ne değişir? Hiçbir şey, çünkü biz bu yaftayı bir kez yedik. Kimse bizim yanımızda durdur mu? Yok. Ne yaptınız diyemedi, “Bu insanlar gün yüzü görmesin ölsün’ dediler. Kimse gelip ‘bir otopsiye götüreceğim’ diyemiyor. Doktor olsun olmasın, YouTube’da herkes bunu söyledi. ‘Bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu tekmeyi medya vurdu’ diyorum.”
19:33 – İlker Gönen savunmasına devam ediyor:
“Karakoç bebekle ilgili kasten öldürmekten suçlanıyorum. Hasta, Yalova Çınarcık Devlet Hastanesi’ne gidiyor. Hastanın bağırsaklarında yırtık olduğu ve acilen ameliyat olması gerektiği babasına anlatılıyor. Yalova Çınarcık Devlet Hastanesi, Yalova 112’ye bildiriyor, yenidoğan ile aynı boş yatak bulunmuyor. Bebek bu sırada 18 saat sevk bekliyor, saatlerce bekliyor ve hastaneye geliyor, ameliyat ediliyor, 64 gün yatıyor sonra vefat ediyor. Hemşireler beni hep görüntülü arar, ancak bu görüntüler dosyada yok. Beni suçladınız, ‘yenidoğan hekimi danışmanı’ nerede? Niye suçlamıyorsunuz onu? Dosyada yok. Hiçbirinin adı geçmiyor. Bunu yazan uzman bunu biliyor. Uzman bunu düşünmüyor, danışman da sorumlu. Resmi danışman nerde? Hiçbirin ismi yok. Bebek Karakoç vefat ettikten sonra Allah’tan polis geliyor, epikrizlere el koyuyor ve bebek Adli Tıp’a gönderiliyor. Bebek üzerinde otopsi yapılıyor. Temmuz ayında uzman hekimin oy birliği ile bir karar veriliyor. İşin uzmanı bu bebeğin ölümünün erken doğuma bağlı akciğer ve beyin hasarı nedeniyle gerçekleştiği belirleniyor. Bu gerçekten ya uzman değiller ikincisi bu belgeye gerçekte bakacağına “mama kaçtı” demek… Tapeyi savcının önüne konuyor. Dosya bir anda bebek ölüm dosyası oluyor.”
19:10 – İlker Gönen savunmasına devam ediyor:
“Masumiyet kararı varken, medyada Twitter’da uzman görüşü yayınlanıyor, benim avukatım ulaşamıyor. Allahtan reva mıdır? Kim bize sahip çıkacak, yargılanmadı diyecek? İkincisi Bebek Kerem Muhammed, Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk defa ötanazi yapmakla suçlanıyorum. Bu bebek Avcılar Hospital’da oksijensiz olarak doğdu. Çocuğa doktor Zeki Bey müdahale ediyor. Müdahale bittikten sonra bebeği gösteriyorlar ve ‘Dönmüyor, bıraktık’ diyorlar. Ben de ‘Dosyada 20 dakika daha gösterin’ dedim diye, uzman İlker Gönen ‘bunu dosyada göster dediyse kalp masajı yaptırtmadı’ diyor. Epikriz raporunda 1 saat kalp masajı yapıldığı yazıyor. Pasif ötanazi diyerek insanların sinir uçlarıyla oynuyorlar. Benim yüzümden 47 kişi bebek katili diye suçlanıyor. Bunun hesabını kim verecek? Sağlık Bakanlığı ve hükümetin kucağına bomba koyuluyor. Sağlıkta şiddet artıyor. Türk Tabipleri Birliği, Türk Neonatoloji Derneği’nden bir kişi de çıkıp, ‘Siz bu insanları bebek katilliği ile suçluyorsunuz, neler oluyor?’ demiyor.”
“Kadan bebek Bağcılar Hospitalist’te doğdu. Doktor Dursun Bey ilgileniyordu, müdaheleyi de onlar yaptı. Bana filmini atıp yapılacakları sordular. Ben de filmin kötü olduğunu söyledim. Sonra çocuk vefat etti. Ertesi gün Fırat Sarı beni aradı. ‘İlker akciğer patlaması olabilir mi?’ dedi. Üstünden bir gün geçmiş ne diyeyim? Akciğer patlamasına dair bir bilgi yok. Ben olmayan bir akciğer patlamasıyla ve katillikle suçlanıyorum. Tapeler üzerinden uzman raporu yazmak bu kadar kolay mı?”
18:40 – İlker Gönen savunmasına devam ediyor:
“2017’de Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışırken, hocam beni odasına çağırdı. Odasına gittiğimde Fırat Sarı da vardı. O gün tanıştık, sonra kendisiyle bir daha görüşmedim. 2022 yılının Temmuz ayında Fırat Sarı beni aradı. “Medisense isimli bir firma kurdum, danışmanlık hizmeti veriyorum, doktor ihtiyacımız” var dedi. Özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde doktor ve hemşire çalıştırmakta zorlandıklarını, hasta bulmak için aracılık ettiğini anlattı. Daha önce hiç duymadığım için araştırmak ve düşünmek istediğim söyledim, telefonu kapattım. Daha sonra bütün grup hastanesine, kamu hastanelerine baktım, fizik, göz cerrahi gibi bütün bölümlerine, özel hastanelere baktım, dış firmalardan aldığını gördüm. Aklınıza gelebilecek neredeyse tüm hastane bölümlerinin dış firmalardan hizmet aldığını gördüm, yenidoğan da var mı diye baktım. Daha sonra Medisense’de şirketinde danışman hekim olarak çalışmaya başladım. 2023 sonunda ayrıldım ve devlet hastanesinde çalışmaya başladım.”
18:30 – İlker Gönen savunmasına devam ediyor:
“Gıyasettin Mert ile Fırat Sarı aracılığıyla tanıştım, 112 personeli olduğunu bilmiyordum sonra öğrendim. Mert ile hasta sevkleriyle ilgili epey konuşmam vardır. Bu işin nasıl yapıldığını anlatmak istiyorum. İstanbul’un Avrupa yakasında 26 tane doğum yapılan kamu hastanesi vardır. Devlet hastanelerinde küvez oranı az olduğu için özel hastanenin yenidoğan yoğun bakımları daha çok kullanılır. En yüksek kuvöz sayısı Çam ve Sakura Hastanesi’ne vardır. Tapelerde bir doktorun beni aradığı konuşma var. Arkadaşım Çam Sakura Şehir Hastanesi’nde yenidoğan ünitesinde nöbetçi olarak çalışıyordu, sonra İngiltere’ye yerleşti. Beni arayıp çok kötü bir hasta olduğunu, durumunun kritik olduğunu, 112’ye bildirdiğini ama yer bulunmadığını söyledi. Ben de ‘112 beni arasın’ dedim. ‘Başka hasta var mı?’ diye sorduğumda ‘Doğumhane sevk bekleyenler bebek dolu’ dedi. Kamu hastanelerinde sevk işlemi ‘bir hastayı şuradan alıp buraya koymak’ kadar kolay değildir. Kamu hastanelerinde sevk beklerken ölen çok bebek oldu. İddianame bir tespit, belgeye, bilgiye veya otopsiye dayanıyorsa doğrudur. Ama duyuma bağlıysa, ben bir gerçek duymadım. Savcı uzman görüşü istemiş, il teftiş kurulu bir uzman görüşü aldırmış. Bunu aldırken, belgelerin yanında tapeler gönderiliyor. Bebeklerle ilgili konuşmak istiyorum. Medyada, YouTubeda Twitter’da ve sabah kadın programlarında, akşam oturumlarında en kolay iş tapeleri alıp yorum yapmakmış”
17:24 – Duruşma kaldığı yerden devam ediyor. Örgütün yöneticisi olarak suçlanan diğer isim sanık doktor İlker Gönen hakim karşısında.
16:54 – Duruşmaya 20 dakika ara verildi.
15:32 – Eryılmaz: Süleymanoğlu hatırlamadığım bebek, Savcı da dosyayı bulamadı, arıyor. Dosya elime gelirse daha net bilgi verebilirim. Bebek solunum sıkıntısı ile gelmiştir. Kalp hastalığı ortaya çıkıyor, bu konudaki merkezlerin sayısı yetersiz olduğu için yer bulamakta zorlanıyor, baştan bilinse kimse almazdı. 112’ye bildirildi.
Başkan: Nerede çalıyorsunuz?
Eryılmaz: Bağcılar Medilife Hastanesi’nde.
Başkan: Maaşı oradan mı alıyorsunuz?
Dursun Eryılmaz: Maaşı şirketten alıyordum, şirket kimin bilmiyordum. Tutuklanmadan 6 ay önce şirketin Fırat Sarı’nın olduğunu öğrendim.
Başkan: İlker ile Fırat arasındaki bir konuşmada, ‘Dursun abi ben göbek açayım deyip açmış, mahvetmiş’ diye geçiyor. Ne diyorsun?
Dursun Eryılmaz: Ben 15 yıllık bir hekimin. Göbek açmak benim için kolay . Dedikodu mahiyetinde anlıyorum ben o konuşmaları.
Üye Hakim: Fırat Sarı ve İlker Gönen arasındaki konuşmada diplomanızın kullanıldığına dair bir ifade geçmiş. 80 bin TL karşılığında diplomanızı kullandırttınız mı? Bu doğru mu?
Dursun Eryılmaz: Bana öyle bir teklif gelmedi. Onlara da sorun. Değil 80, 180 de verseler kullandırtmazdım.
Üye Hakim: Karakoç bebeğin ölümüyle ilgili İlker Gönen ile Çağla Durmuş arasında bir görüşme oluyor. Çağla saat 14:00’te İlker’i arıyor ve “bebek eks oldu” diyor. Ama siz 16.00’da eks oldu dediniz.
Dursun Eryılmaz: Bebek 16.00’da eks oldu.
Üye Hakim: “Epikriz notları benim dolabımda” dediniz. Çağla, İlker’e “Ölüm saatini kaç yazalım?” diyor. Epikrizleri yazması gereken sizsiniz. Çağla neden size sormuyor?
Dursun Eryılmaz: Onlara sorun. Epikirizi yazan benim, onaylayan da benim.
Üye Hakim: O zaman İlker neden Çağla’ya “Dursun abiyle ağzınız bir olsun” diyor? Ne diyorsun?
Dursun Eryılmaz: Polis gelmiş, tedirgin olmuş. ‘Ağız birliği ‘yapalım’ dedi. Ama polis geldi, otopsi yapıldı.
Savcı: Şirketten haberin olduğunu söyledin. Kiralama usulü bir yerde neden çalıştın?
Sanık Dursun Eryılmaz: İstanbul’da kiralama usulü olmayan bir yer yok.
Başkan: Sorunun sorulmasına karar verildi.
Sanık Dursun Eryılmaz: Anlaşmayı yapan ile hastane arasında geçen bir durum. Her hastanede tüm bölümler kiraya verilmiştir. Sadece yenidoğanda değil.
Sanık avukatı: İddianame kabul edildi, basın yoluyla tebliğ aldık. Tüm raporlar televizyonlarda yayınlandı. İsmini de vereceğim, “Teke Tek” isimli programda yayınlandı. Tüm spikerler adeta ceza hakimi oldu. Bu insanlar her yerde bebek katili olarak geçti. Sayın Hakim, artık sizin hükmünüzün bir anlamı kalmadı. Bu kişilerin zedelenen itibarları nasıl geri getirilecek, bilmiyorum. Müvekkilimizin lekelenmeme hakkı ihlal edilmiştir. Soruşturmanın ve dosyanın gizliliği ihlal edilmiştir. Her iki savcı hakkında da suç duyusunda bulunacağız.
Soruşturma Savcısı Yavuz Engin hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum. Bu telefon tapeleri nasıl sızdırıldı? Telefon tapeleri tüm Türkiye’nin dedikodu yaptığı bir hale dönüştü. Bebeklerini kaybeden aileler gelip bu duruşmayı izlesinler, bu insanları dinlesinler. Hekimlerin hangi şartlar altında çalıştığını görsünler…
15:30- Eryılmaz: Karaduman bebek, 27 Aralık 2023’te kan şekeri düşüklüğü nedeniyle sevk edildi, tedavisine başlandı. Akraba evliliği tespit edildiği için testler istenmedi, yaşamaya devam etti, sonra ex oldu. 45 dakika boyunca canlandırma işlemi yapıldı, ancak bana haber verilmedi. Gittiğimde İlker Bey hastanedeydi ve olayı anlattı. Uzman raporunda ölüm sonrası alındığı söylenen tahliller öncesinde alınmıştı. Burada uzman raporunun yetersiz olduğu ortaya çıkıyor, ölüm sonrası alındığı söylenen tahliller ölüm öncesinde alındığı yazılıdır.
15:24 –
Dursun Eryılmaz: Helvacı bebek geldi. Antibiyotik tedavisine başlandı, gerekli müdahaleleri yaptım. 29 Aralık 2023 ex olmuştur. Karakoç bebek, Yalova’da doğuyor, bağırsaklarında çürüme olduğu söyleniyor, yenidoğana yatışı yapılıyor. Çocuk cerrahisi, ameliyata karar veriyor, servise yatıyor. Beslenmeye başlıyor ama kilo kaybediyor çünkü bağırsakları bozuk, erimiş, bu doğuştan bir durum, bebek ex oluyor. Bu bebeğin başında da ben vardım, gerekli müdahalelerde bulundum. Polis geldi, aile şikâyetçi değil. Ancak aile, polisin gelmesinden tedirgin oldu. Basında lince uğradığım bebek ama otopsi sonucu ölüm nedeninin farklı olduğu ortaya çıktı.
14:35 – Verilen ara sona erdi, duruşma başladı. Sanık Dursun Eryılmaz hakim karşısında.
Doktor Dursun Eryılmaz’ın avukatı, sağlık çalışanlarına soruşturma açılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’ndan soruşturma izni alınması gerektiğini söyledi. Mahkeme heyeti salona döndü talebi kabul etmedi. Savunma alınıyor.
13:34 – Duruşmaya 40 dakika ara verildi.
13:32 – Başkan: Taperlerde Fırat Sarı ile yaşanan ayrılık konuşması var, sebebi ne?
Gıyasettin Mert Özdemir: Ayrılığın nedeni mevcut hastane yoğunluğundan ve hasta yönlendirmesi yapmam konusunda darlandığımdan kaynaklıdır. Bir de o dönem işi komple bırakmak istediğimden dolayı. Ama Fırat Sarı ile ayrılık olduktan sonra hakkımda bir sürü şikayet olmuş, olay çığırından çıkmıştır.
Başkan: Bebeklerin fazla yatırıldığı belirtiliyor, Konuşman var.
Gıyasettin Mert Özdemir: Görüşmeyi hatırlamıyorum.
Başkan: Serdar Yüksel ile para hareketleri nedir?
Gıyasettin Mert Özdemir: Ödeme yapmışımdır.
Başkan: “Reyap’ta hasta sayısı az” tapesini okudu ve sordu.
Gıyasettin Mert Özdemir: Hasta yönlendirmesi yaptığım için soruyordum bu soruları.
Başkan: (Tapeyi okuyor) “herkes nerede çalıştığımızı biliyor” diyorsun.
Gıyasettin Mert Özdemir: Hasta yönlendirmesi için adımım duyulmasını istemiyorum, kendim için kastediyorum, kendimle alakalı söylem yapıyorum.
Üye hakim: Hasta sevklerinde size aracılık eden şahıslar kim?
Hakim: Medikalpark’tan Emrah Dulkaya, Asya Hastanesi’nden Şahin Bayraktar, Serdar Yüksel.
Üye hakim: İşi ne?
Gıyasettin Mert Özdemir: Okan Üniversitesi’nde çalışıyor.
Üye hakim: Renas Kılıç aracı mı?
Gıyasettin Mert Özdemir: Hayır, kendisini tanımıyorum.
Başkan, “Reyap’ta hasta sayısı az” tapesini okudu ve sordu.
Gıyasettin Mert Özdemir: Hasta yönlendirmesi yaptığım için soruyordum bu soruları.
Başkan: İlker’le ilgili görüşmen var, (tapeyi okuyor)
Gıyasettin Mert Özdemir: Hasta sevki üzerine yapılan görüşmedir.
Başkan: Para transferi var? Ne diyorsun?
Gıyasettin Mert Özdemir: Arabayla ilgili aldığım borçtur. Hasta transferiyle ilgili değil.
Gıyasettin Mert Özdemir: Beni örgüt yöneticisi olarak gösterdikleri için 10 bebeğin ölümüyle beni sorumlu tutuyorlar. Bunun tekrar Savcı Yavuz Engin tarafından art niyetli yapıldığını belirtmek isterim. Kaya Bebek bir bebek sevki değil, bir gebe sevkidir. Sadece Kaya Bebek ile ilgili adım geçmektedir.
Savcı: İlaç satılığı ile ilgili bilgin nedir?
Gıyasettin Mert Özdemir: Bilgim yoktur.
Gıyasettin Mert Özdemir: Hakkımda doktor adına hasta kabul edildiği için soruşturma başlatıldı. Doktorların ifadesi alınmadı, sözleşme fesih şekilde yapıldı. Nöbetteyken gözaltına alındım.
Üye Hakim: Serdar Yüksel il dışı olarak ne kadar sıklıkla hasta sevki yapıyordu?
Gıyasettin Mert Özdemir: Şu an sayı olarak tam hatırlamıyorum. Ancak, ayda 4-5 hasta yönlendirmesi yapıyordu. Üçüncü basamak, ağır hasta yönlendirmesi yapıyordu.
13:25- Başkan: Eşin ile Fırat Sarı arasında para transferi var. Ne diyorsun?
Gıyasettin Mert Özdemir: Maddi kazanç elde ettiğimi söyledim. Hasta yönlendirmesi yaptığım için Bağcılar Şafak Hastanesi, Birinci ve Medisense Şirketi’nden ödeme aldım. Esenler Güney Hastanesi’nden almadım.
Başkan: Birinci Hastanesi’nde, Medisense Şirketi’nde kiminle iletişim kurdun?
Gıyasettin Mert Özdemir: Ali Aksu ve Dr. Fırat Sarı ile.
Başkan: Ne kadar ödeme aldın?
Gıyasettin Mert Özdemir: Hasta başına şöyle bir ücret gibi bir şey yok. Genel olarak aylık 5 hasta yönlendirdiğimde hastaneler değerlendirir ve ödeme yapar.
Başkan: Bağcılar Şafak’ ta kiminle görüştün?
Gıyasettin Mert Özdemir: Mustafa Kazan ile görüştüm.
Başkan: Tapelere geçtiğimizde, senle İlker hemen arasında görüş var, ne diyorsun?
Gıyasettin Mert Özdemir: Hastaların nereye gideceğini söylüyorum.
Başkan: Hangi hastanelere sevk yapılıyordu ?
Gıyasettin Mert Özdemir: Bağcılar Şafak , TRG Hospital… Reyap, Avcılar’a hasta yönlendirmesi yaptığımı hatırlamıyorum.
Başkan: Hastayı nasıl buluyorsun? Çevren olduğu için mi? 112 bilgileri ile mi?
Gıyasettin Mert Özdemir: Çevrem olduğu için buluyordum. Sanki 112 verilerini yaymışım gibi bir suçlama yapılmış ama bu, 112’ye bildirilemeyen durumlardan ötürü yaşanıyordu. Nasıl başvuru yazılmadan veriyi yayabilirim?
Başkan: Tapelerde 112’ye bildirilmesine engel olunduğu konuşması var.
Gıyasettin Mert Özdemir: Çeteleme usulüyle ilgili bir bildirimdir, zaman yönetimi açısından bildirim olmayacaktır,
Başkan: Nasıl oluyor bu iş?
Gıyasettin Mert Özdemir: “Bildirmeyeceğim” derken kendimin bildirmeme durumu yok.
Başkan: Senle İlker Gönen arasında konuşma var, “10 günde yatış aşağısı yok” konuşması.
Gıyasettin Mert Özdemir: Taburcuya müdahale söz konusu değil.
Başkan: Neden seni taburcu olma durumu ilgilendiriyor?
Gıyasettin Mert Özdemir: Gereksiz konuşmadır.
Başkan: Konuşmanda sadece Fırat Sarı değil, başka yerlere de yönlendirme yaptığını söyledin. Oradaki taburcu sayılarını kontrol ediyor muydun?
Gıyasettin Mert Özdemir: Evet.
Başkan: İlker Gönen’in Suriyeli bir bebekle ilgili konuşması var. “Türk’ü bekliyorum” dediğin doğru mu?
Gıyasettin Mert Özdemir: Hatırlamıyorum ama, Suriyeli-Türk mevzusu ile ilgili şunu söyleyebilirim, 112 nakil birimi, Suriyeli hasta kabul etmezse Türk hasta nakil edemiyor. Bu konudan bahsediyorum.
Başkan: Serdar Yükselen’le para hareketleri nedir?
Gıyasettin Mert Özdemir: Ödeme yapmışımdır.
Başkan: Mustafa Kazan’dan ne kadar aldın?
Gıyasettin Mert Özdemir: Onunla görüşme yaptığımı kabul ettim. Bir kere 6 bin 300 bin, bir keresinde 40-50 bin TL aldım. Hasta sevki için. 10 bin değildi. Şafak’tan sadece 2 ödeme aldım, başka almadım.
Başkan: Çağla Durmuş ile konuşmanda “Aynı anda iki bebeği alamadın” tapesi var, ne diyorsun?
Gıyasettin Mert Özdemir: Hatırlamıyorum.
Başkan: Çağla Durmuş ile konuşmanız var. “Herkes nerede çalıştığımızı biliyor, çok ortalığız” diyorsun. Ne demek bu?
Gıyasettin Mert Özdemir: Çünkü benim resmi görevim 112 ambulans şoförlüğü. Ama hasta sevki yaptığım için bunun bilinmesini istemiyordum.
Başkan: Çam Sakura Hastanesi’nde doğumlar azalmış diyorsun, nerden biliyorsun?
Gıyasettin Mert Özdemir: Tanıdığım doktor var.
Başkan: Kim?
Gıyasettin Mert Özdemir: Belki tanıdığım kadın doğum doktoru vardır, oradan biliyorumdur.
12:39 – Gıyasettin Mert Özdemir: Bebek ölümüyle ilgili iddianamede ben yazılmışım. Bir doktor kabul etmiş ve bu sevk Özel Güney Hastanesi ambulansı ile yapılmıştır. Konu buradan sonra benden çıkmasına rağmen, bunun Savcı Engin tarafından bilerek ve isteyerek yapıldığını düşünüyorum.
12:20 – Gıyasettin Mert Özdemir: 112 ambulans şoförüyüm ve bir örgüt yöneticisi olarak buradayım ama ben tüm branşlarda hasta yönlendirmesi yaptığımı kabul ediyorum. O kadar tape kaydı varken sadece yenidoğan tape kayıtlarının baz alınmasını art niyetli buluyorum. Ben yetişkin sevki de yapıyorum ve bu konunun Fırat Sarı ile ilgisi yok.
Başkan: İlker Gören’le görüşmen var, “sigortanı yapayım, eşime sigorta yapacaktın değil mi?” diye soruyorsun.
Gıyasettin Mert Özdemir: Medyanın çok sık ağzına aldığı, eşimi de sigortalı gösterdiğimi iddia ediyorlar. Eşimin hiçbir özel hastanede SGK kaydı bulunmamaktadır. Eşimin çalıştığı güzellik merkezinin sahibi Fırat Sarı’nın eşidir, orada sigortalıdır. Bu kendisine sorulabilir. Eşimin sigortasının yapılmasını bu hastane ilgili teklifi kabul etmediğim ortadadır.
Gıyasettin Mert Özdemir: Beni örgüt yöneticisi olarak gösterdikleri için 10 bebeğin ölümüyle beni sorumlu tutuyorlar. Bunun tekrar Savcı Yavuz Engin tarafından art niyetli yapıldığını belirtmek isterim. Kaya bebek bir bebek sevki değil, bir gebe sevkidir. Sadece Kaya bebek ile ilgili adım geçmektedir, diğer bebeklerle ilgim yoktur.
11:37- Başkan: Özel hastaneleri nasıl buluyorsun?
Gıyasettin Mert Özdemir: Çevrem olduğu için buluyordum. Sanki 112 verilerini yaymışım gibi bir suçlama yapılmış. 112’ye bildirilemeyen durumlardan dolayı yaşanıyordu.
Başkan: Öyle bir anlatıyorsun ki sanki millet mağdur olmuş, 112’ye başvuramamış, sen de sadede yardımcı olmuşsun?
11:33 – Gıyasettin Mert Özdemir: Kaya bebek bir bebek sevki değil, gebe sevkidir. Esencan Hastanesi’ne 28 haftalık olarak gidiyor ve riskli olduğu için yoğun bakım ihtiyacı olabilir diye hastane tarafından 112’ye bildiriliyor. Bu bebeğe 112 nakil bildirimi yapılmış, saatlerce hiçbir kamu hastanesinde yer bulunamamıştır. Yer bulunamadığından dolayı hastane 112’den umudunu keserek kendi imkanlarıyla yer bulmaya çalışmış. Hastanın durumu ciddiyetini koruduğu için hastaneden bana ulaşmışlardır. Ben de Özel Güney Hastanesi ile iletişime geçtim. Bir doktor kabul etmiş ve bu nakil, Özel Güney Hastanesi ambulansı ile yapılmıştır. Konu buradan sonra benden çıkmasına rağmen, bunun Savcı Yavuz Engin tarafından bilerek ve isteyerek yapıldığını düşünüyorum.
11:14 – Gıyasettin Mert Özdemir: Hasta bana ulaştığında tüm kamu hastanelerini aramış; ama yer bulamamış oluyor. İddianame bin 400 sayfadır. Ancak İstanbul dışında çalışan 112 nakil biriminde çalışan personelin ifadelerinin alınmadığını görüyorum. Bu durum, benim açımdan art niyet barındırıyor. Tüm 112 çalışanlarının da zan algında bırakıldığını düşünüyorum. 112 ambulans şoförü olarak örgüt yöneticisi olarak buradayım. Ben sadece Fırat Sarı’ya hasta yönlendirmesi yapmadım. Dosya sadece yenidoğan için kısırlaştırılmış. Ancak yetişkin, kardiyoloji yönlendirmesi de yaptım. Her hasta ile ilgili yönlendirme yaptım. Herhangi bir örgüt yöneticisi değilim. Suçlama komik duruma düşmüştü
10:56 – Gıyasettin Mert Özdemir: Tüm kamu hastaneleri arandıktan sonra, yer bulunamazsa özel hastaneler aranır. Burada çeteleme listesi devreye girer. Listedeki hastane hangisiyse sıra ondadır, ancak bu süreç, o hastanenin kabul etmesi durumunda gerçekleşir. İstanbul Avrupa yakasında sadece dört küvezli ambulans bulunduğunu belirtmek istiyorum.
Yoğun bakım ünitesi olmayan hastaneler, çevresindeki hastane doktorlarıyla ya da benim gibi kişilerle iletişime geçmektedir. Hasta kabulü, iki doktorun iletişimiyle başlamaktadır.
10:38 – Gıyasettin Mert Özdemir: Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Ancak hasta yönlendirmesi yaptığımdan dolayı maddi bir kazanç elde ettiğimi kabul ediyorum. Diğer bir sevk algoritması yoğun bakım ünitesi olmayan hastanelerle ilgilidir. Bu hastaneler, tıp merkezi ruhsatlarından farklıdır. Yoğun bakım ihtiyacı olduğunda, 112 nakil birimine bilgi verilmesi gerekir. Ancak sadece hasta bilgilerinin 112 nakil birimine iletilmesi yaklaşık 30 -45 dakika dakika sürmektedir.
112 Acil Çağrı Merkezi ve nakil yerlerinin iki farklı birim olduğunu vurgulamak istiyorum. İddianamede, hastayı 112’ye bildirmeyen tıp merkezlerinden bahsediliyor.
Tıp merkezlerindeki sevk algoritmasından söz etmek istiyorum. Tıp merkezleri isteseler de 112’ye doğrudan bildirim yapamazlar. Bu, telefonla acil çağrı olarak bildiriliyor. İstanbul Avrupa yakasında sevkleri idare eden 4 küvezli ekip olduğunu ve bu ekiplerin bir hastayı alıp diğer bir hastaneye götürmelerinin 2-3 saat sürdüğünü belirtmek istiyorum.
10:15 – Örgütün başta gelen isimlerinden olduğu iddia edilen 112 ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir hakim karşısında.
09:59 Duruşma başladı, yoklama alınıyor.
09:50 – Sanık avukatlarından biri, Derya Yanık’ın salonda olmasına tepki gösterdi, Avukat, “İçeri girmek istiyorum, nerden bilelim heyetin siyasi baskı yapmayacağını” dedi. Sanık avukatları da birazdan içeri alınacak.
09:40 – Davayı izlemek için Eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık adliyeye geldi.
09:25 – Yenidoğan Çetesi davasında beşinci güne girdik. Medyascope muhabiri Gülseven Özkan bugün de davayı Bakırköy Adliyesi’nde izliyor.
Dün neler oldu?
Dün davanın en önemli isimlerinde hemşire sanık Tuğçe Toptemel savunma yaptı. Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin Yenidoğan Çetesi’ne operasyon yaptı. Savcı Engin’i ölümle tehdit eden Mustafa Kemal Zengin’in, dosyadan tutuklu bulunan başhemşire Tuğçe Toptemel’i tahliye ettirmek istediği gündeme geldi.
Yenidoğan Çetesi davasında sanık olan hemşire Toptemel, savunmasına yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı dileyerek başladı. Toptemel, Birinci Hastanesi’nde gece vardiyası şefi olarak çalıştığını anlattı.
Hesabına Hakan Doğukan Taşçı tarafından dört kez transfer yapıldığını belirten Toptemel, “Hakan Doğukan Taşçı’nın kendisini doktor olarak tanıttığı doğru. Aileler “Neden doktor yok?” diye sorduğunda mahcup oluyorduk. Gece vardiyasında çocuk doktoru yoktu” dedi.
Birinci Hastanesi’nde çalışırken Opara bebeğin ölümüne sebep olmaktan sorumlu tutulan Toptemel, o günü şu sözlerle anlattı:
“Olayın yaşandığı gün benim mesai saatim akşam 8’e kadardı. Bebek 7:45’den sonra kötüleşmeye başladı. Monitör öttü, kalbinin yavaşladığını gördüm. Kalbini hissedemedim. Bu esnada Gizem hemşire yanımdaydı, narkotik ilaçlar verilmişti, bu ilaçlar bebeği sersemleten ilaçlardır.
Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım, bebeğin kalbini hissedemediğimi, müdahale edilecek mi diye sordum. Benden bebeğin videosunu istedi. Ben de videosunu, monitörün görüntüsünü de attım. Kalbini hissedemiyorum, dedim. Daha sonra Hakan Doğukan Taşçı beni aradı, ‘Altı aylık bebek olduğu için kalbini hissedemezsin’ dedi. Ben de tam tersi olmaz mı dedim. O da ‘hayır daha yavaş atar. Büyük bebeğin kalbini hissetmiyorsun’ dedi. Israrla ne yapılacak?diye sordum. Bana ‘kan şekeri bakın’ dedi. Kan grubu aldım, kan gazı almaya çalıştım, alamadım, müdehale ettim, bebeğe üç kez kalp masajı yaptım, nabzını kontrol ettim, hemşireler geldi. Altı aylık bir bebeğin yeni doğum servisinde olmaması gerektiğini sorguladım. Ancak Doğukan Taşçı ve Fırat Sarı’nın istediğini söylediler, bir şey diyemedim.”
Hastaneden çıkmadan önce Hakan Doğukan Taşçı’yı tekrar aradığını anlatan Toptemel, bebeğe müdahale ettiğini savundu. Toptemel, “Bebeğin öldüğünün sonradan fark edildiği iddiasını kabul etmiyorum. Çünkü monitör öter ötmez bebeğin yanına gittim. Ben bebeği yaşar şeklinde teslim ettim” dedi.
Mahkeme başkanı hemşire Toptemel’e sorular yöneltti. Başkan, “Bebek teslim alındığında orada değil miydin?” diye sordu. Toptemel, “Değildim” dedi. Başkan kimin olduğunu sorduğunda Toptemel, Hakan Doğukan Taşçı’nın olduğunu belirtti.
Başkanının bebeği ilk gördüğünde ne dedikleri yönündeki soruya Toptemel, “Solunum sıkıntısından yattığını söylediler. Bebeği teslim aldığımızda bebek entübeydi, baygındı, elleri kısıtlı şekilde hareket ediyordu” yanıtını verdi. Başkan, “6 aylık bir bebeği yenidoğan servisine alıyor musunuz ?” diye sordu. Toptemel ise, bunu sorguladığını söyledi.
“Vicdanım rahat. Ben bebeği yaşar şekilde teslim ettim” diyen Toptemel, Hakan Doğukan Taşçı’dan bin ile bin 500 lira arasında para aldığını söyledi.
Başkan’ın “Bebek kötüleştiğinde doktora mı sormak lazım, hemşireye mi?” yönündeki sorusuna yanıt veren Toptemel, “10 yıldır hemşireyim. Yenidoğan yoğun bakımında gece nöbetlerinde çocuk doktoru olmuyordu” diye konuştu.
Acil bir durum olduğunda Fırat Sarı yoğun olduğu için Hakan Doğukan Taşçı’nın geldiğini dile getiren Toptemel, Hakan Doğukan Taşçı’nın talimatıyla hareket ettiklerini dile getirdi.
Toptemel, Fırat Sarı’nın bebek öldükten sonra hastaneye geldiğini anlattı. Sarı ile konuştuklarını belirten Toptemel, “Bu olaydan sonra hastaneden çıkışımı yaptı” dedi. Sarı’nın hastaneye her zaman gelmeğini dile getirdi.
Hemşire Toptemel’e Savcı da sorular sordu. Savcı, bebeğin ailesine Hakan Doğukan Taşçı’yı doktor olarak tanıttığı yönündeki iddianamede geçen ifadelerin nedenini sordu. Toptemel, “Biz talimatlara uyuyorduk. Uymasak işimizden olabilirdik” dedi.
Savcı, “Suç olan bir şeyi yapmamak genel bir ilkedir. “Çocuğu öldür” dese öldürecek misin?“ diye sordu. Toptemel’in yanıtı “Ben her talimata uymadığımı söyledim. Bir şey yapma demesine rağmen müdahale ettim. Aile doktor sorduğunda mahcup oluyorduk, o an bir çözüm üretiyordu Doğukan, ben de telefonu aileye veriyordum, konuşuyorlardı” diye konuştu.
Savcı’nın sorularına yanıt veren Toptemel, hastanede malzeme olmadığını dile getirdi. Savcı’nın bu durumundan hastanenin yönetiminin haberi olup olmadığı yönündeki sorununa Toptemel, “Bilmiyorum” diye yanıtladı. Yönetimin bilgisi olması halinde gece doktoru görevlendirme durumunun olacağını dile getirdi.
Savcı ise, 10 yıllık tecrübesine rağmen bu durumu neden hastane yönetimine aktarmadığını sordu. Toptemel, malzeme eksikliğinin hep olduğunu savundu. “Bunu sorumlu hemşireye defalarca söyledik. Yönetime hiçbir zaman çıkmadım, yönetimle irtibatım olmadı” diye yanıtladı.
Avukatların sorularına yanıt veren Toptemel, “Doktoru aramak için sizi ne engelledi?” sorusuna, “Biz doktorla iletişim içinde olmazdık, sorumlu hemşire ile iletişim içinde olurduk” dedi. Bebeği Fırat Sarı’nın teslim aldığını dile getiren Toptemel, “Fırat Sarı’nın teslim aldığını biliyorum, kaşesinde Şehmuz Çelik’in kaşesi vardı” diye konuştu. Bu durumda Çelik’in haberinin olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını dile getirdi. Avukatın, “Vicdanen rahatım diyorsun, bebek öldükten sonra suç duyurusunda bulundun mu?” yönündeki soruya Toptemel, “ Şikayette bulunmadım. Bizde çocuk doktoru yoktu, hiçbir zaman olmadı. Bu Opara bebeğe bağlı bir durum değil, ölümler oluyordu. Opera bebek 6 aylıktı, beklemediğimiz bir ölümdü. Doktor olmadığı için beni susturdular, susmak zorunda kaldım” dedi.
Sanık avukatı ise müvekkilin her şeyi açık şekilde anlattığını savundu. Avukat, sanık için, “İş yerinde kendisine bir şey yapması söyleniyor. Kendisi iş ilişkisinde” dedi. Dinlemelerdeki kullanılan başka sözleri anlattı. “Bebeğin ölümü alıştırılıp deliller toplanabilirdi. Bebeğin ölümünü kolluk biliyordu. Bu eksikliklerle dosya buraya geldi” dedi. Bebek ölümü üzerine açılan soruşturmada sanık için herhangi bir işlem yapılmadığını savundu. Tahliyeye ilişkin bir beyan vermek istemediklerini anlatarak, savunmayı mütalaayı sonrası yapacaklarını söyledi.