Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçıların Suriye’nin başkenti Şam’a ulaşması ve Beşar Esad’ı devirmesi, Ortadoğu’daki dengeleri değiştiren bir hamle. Esad iktidarının devrilmesinin ardından gözler İsrail’de. İsrail, birkaç gündür Suriye genelinde en az 250 hava saldırısı düzenledi. Gelen son bilgilere göre de İsrail askerleri, Şam’ın 25 kilometre güneyine yaklaştı. İsrail, bu iddiayı yalanladı.
Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesi ve Beşar Esad’ın Rusya’ya kaçması sonrası ülkede geçiş süreci yaşanıyor. Bu süreçte İsrail de Suriye’ye yönelik hava saldırılarını sürdürüyor. İsrail Hava Kuvvetleri, dün (9 Aralık) Suriye topraklarında 250’den fazla askeri hedefi vurdu.
Reuters’ın aktardığına göre bölgedeki güvenlik kaynakları, İsrail ordusunun Suriye’nin güneyine yaptığı bir saldırının başkent Şam’ın yaklaşık 25 kilometre güneybatısına ulaştığını açıkladı. İsrail tanklarının yakınında durduğu Katana’nın Şam’a 20 km mesafede olduğu belirtildi.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), İsrail, birliklerinin Şam yakınlarındaki Katana’ya ulaştığı haberlerinin doğru olmadığını savundu.
İsrail Hava Kuvvetleri, Suriye ordusuna ait onlarca tank, uçak ve askeri helikoptere yönelik saldırı düzenlendi.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre İsrail, “Suriye’deki en önemli askeri tesisleri yok etti”. SOHR’a göre İsrail, Şam, Dera, Lazkiye ve Hama’daki askerî tesisleri vurdu. Bölgeden gelen haberlere göre Berze’deki “bilimsel araştırma merkezi” de hedef alındı.
İsrail, silahların aşırılık yanlısı örgütlerin eline geçmemesi için harekete geçtiğini öne sürüyor.
İsrail neden Suriye’yi vuruyor?
HTŞ’nin Suriye’de iktidarı ele geçirmesinden bu yana İsrail, ülkedeki bazı hedeflere saldırılar düzenliyor. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, askerî tesisleri hedef alarak kimyasal silahların “aşırılıkçıların eline geçmemesini” engelliyor.
Netanyahu ne demişti?
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Esad hükümetinin devrilmesinin ardından bir video mesaj yayınlamıştı. İşgal altındaki Golan Tepeleri’ndeki bir gözlem noktasından seslenen Netanyahu, İsrail’in “arzusunun” Suriye ile “barışçıl ilişkiler” kurmak olduğunu, ancak bu gerçekleşmezse İsrail devletini ve sınırını korumak için “ne gerekiyorsa” yapacaklarını söylemişti.
Netanyahu’nun açıklamalarının ardından İsrail, Golan Tepeleri’nin İsrail işgali altındaki bölgelerde yaşayan Suriyelilere evlerinden çıkmamalarını söyleyen uyarı mesajları gönderdi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Golan Tepeleri 1967’den bu yana İsrail işgali altında. Golan Tepeleri’nin en yüksek noktasından Suriye’nin güneyini ve başkent Şam’ı çok rahat gözlemlenebiliyor.
İsrail’in Kürtlerle ilgili pozisyonu ne?
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, göreve geldiğinde yaptığı ilk açıklamasında “Kürtler büyük bir millettir, siyasi bağımsızlığa sahip olmayan milletlerden biridir. Onlar bizim doğal müttefikimizdir” demişti.
Sa’ar, 9 Aralık’ta yaptığı konuşmada da şunları söyledi:
“”Dün Menbiç’te gördüğümüz gibi Kürtlere yönelik saldırılar durdurulmalı! Bunu ABD yönetimindeki dostlarımızla ve diğer ülkelerle görüşüyoruz. Uluslararası toplumun IŞİD’e karşı cesurca savaşan ve aynı zamanda Suriye’de istikrar sağlayan güç olanlara karşı ahlaki bir yükümlülüğü var.”
Kimi uzmanlara göre Sa’ar, mevcut İsrail hükümetinde Kürtler lehine en yüksek sesle konuşan isim.
İsrail’de yüksek perdede yapılan bu açıklamalar, Kürtlere verilen desteğin anlamını ilerleyen süreçte daha iyi gözlemleyebileceğiz.